meet blythe.

Konu: meet blythe. Çarş. Tem. 13, 2011 4:13 am

23 Mart 1993, Queens doğumlu. Vaftiz adı Savannah. Ilene ve Johannes Sullivan'ın dört çocuğunun en iyi ikisinden biri. Bir ikizi, Anthony Sullivan, iki de kendinden küçük kardeşi var, Andrew Sullivan (15) & Blessed Sullivan (11).
Büyük ihtimalle yeni kız gözüyle bakıyorsunuz ona. Öncelikle şunu netleştirelim o halde, Blythe Sullivan hepinizden önce buradaydı.
sahiden, o kurgu içersinde bir karakter, sadece ben açmaya üşenmiştim.

Kusursuz bir gülümseme, kuşkusuz ilgi çekici bir görüntü, düzenli taranmış kızıl saçlar, göz kapaklarının üzerine sürekli çekili duran ince, kahverengi göz kaleminin yardımıyla belirginleştirilmiş mavi gözler ile çiğnenip ufalanmış bir egonun o gözler üzerindeki sinirli ve bir o kadar buruk yansıması… Bir sanat eseri o, daima pudralanmış gibi duran yanaklarındaki pembelik, ne kadar öyle olmasa da o mahcubiyet kokan tavırları ile bir göz yanılgısı… İçindeki öfkenin belli bir nedeni yok aslında, en azından onu sinirli olduğunu bilecek kadar yakından tanıyanlar olayı bu şekilde değerlendirecek kadar uzaklar... Okuldaki herkesten daha sorunsuz bir ailenin kızı ne de olsa. Ama çevrenizdeki insanlar Tanrı’nın elinin sizden çekilmiş olduğunu ve üstüne üstlük O’nun kutsal nefesinin on bir yaşında bir kız çocuğunda yeniden beden bulduğunu iddia edebilecek kadar mantıksız ve gözü doymayan insanlarsa, öfke duymak gayet kolay olurdu. On altı yaşına kadar onların uygun göreceği her şeyi yapmıştı genç kız. Kilise korolarında destansı sesi ile ilahiler okumuş, din kavramının ne kadar boktan olduğunu düşünse de her Pazar ailesiyle birlikte kiliseye giderek kendi görüşlerini arka plana atmıştı ebeveynlerinkinden. Bekâretini kaybetmemiş olsaydı, büyük ihtimalle ailesinin ona olan inançları sönmeyecekti. Gerçi, her şey onun suçu… Annesine anne ben biriyle yattım diye ağlamaması gerektiğini bilmeliydi. Günah çıkarma bunun için vardı ya zaten. Yapmamanız gereken bir şey yapmışsanız, kendinizi suçlu hissedip yanlış kişilere dert yanmayın diye yaşlı ve hasta papazlar küçük bir odaya kapanıp size akıl verirdi… Her neyse; o günden sonra gözler hiperaktif bir canavar olan, şeytanın küçük hali “Blessed”e kaydı. Adına uygun olduğunu söyleyip duruyordu büyükanneleri. O kutsanmıştı. Tabii bu bir palavra aslında... Blessed ile bir saatten fazla zaman geçirmemişti aileden hiç kimse. Tone ve Bly dışında… Ne de olsa babası sürekli işe gidiyordu, evde durmaktan hoşlanmazdı o. Annesi ise genç bayanlara şan dersi veriyordu. Anlayacağınız meşguldüler, küçük kızlarının yetiştirilmesi sorumluluğunu ondan nefret eden ablasına yıkacak kadar… İkizi Tony ise cool çocuk havalarında takılırken ihmal ediyordu Bly’ı. O bile… Diğer kardeşleri Andrew ise ablasına yardım etmek zorunda hissediyordu kendini. Ama o da katlanamıyordu Blessed’e. Er ya da geç pes ediyordu bu yüzden. Ayrıca tüm bunlar bir kenara dursun en çok babasının kızını savunması gerekiyordu, o zamanlar sahiden masumdu çünkü Blythe, kandırılmıştı ayrıca… Şimdi eskisinden çok farklı olsa da, bir kere hakkını yemişlerdi. Suçlanılması gereken kişi çok yakın bir aile dostları olan Wilson ailesinin azmış oğulları Brant’tı… Neyse ne, babası diyorduk, evet. Babasının Blythe’ın damarına basmaması gerekiyordu aslında. Ne de olsa kız onun sekreterini becerdiğini biliyordu. Başta sadece şüpheleniyordu aslında… Daha sonra saf ve bir o kadar da beyinsiz olan Josephine kendisi her şeyi anlatmıştı Bly’ın oyunculuğuna kanarak. Yani evet, hepimiz cehenneme gideceğiz baba. O günden sonra ailesine olan inancı tamamen son buldu zaten. Kusursuz çerçevelerinden hayata bakmayı da kesti, elinde olan şeyleri daha iyi kullanmaya başladı. Dişiliğini, örneğin…

& Pratik düşünce ve mantık taraftarı, ben merkezci, kıskanç. Klasik bir koç burcunun tüm kötü özelliklerini karakterinde barındırıyor. Aslında atılgan ve güleryüzlü fakat Harrison Jewell'de var olan tüm yeteneklerine rağmen arka planda kalan kindar bir kızın tüm atılımları kötü sonuçlanıyorsa, ben buna da bir olumsuzluk gözüyle bakarım.

& Minimalist, odasındaki gerekli gereksiz her şeyin er yada geç çöpe gitmesini bu şekilde açıklıyor soranlara. Ferahlığı seviyor. Geniş görünmesi için her yana ayna takmakla sağlanan görüntüdeki ferahlık da değil bahsettiğim. Biraz daha gerçekçisi belki... Düzen takıntısı var, annesinden bulaşmış olabilir elbette. Ve yine annesi kadar olmasa da titiz oldukça.

& Kusursuz bir oyuncu, bir drama queen. Hayatını bir filmin içindeymiş gibi düşlemekten zevk alıyor. Aynasının karşısında saatlerce farklı mimikler ve karakterler canlandırabilecek kadar da seviyor bu işi. Okulun tiyatro klübünde zaten, ne yazık ki onun liderliğini de Mona'ya kaptırdı.

& Kendi jenarasyonlarının üç kraliçe adayından biriydi. Gerçi buna şaşırdığı söylenemezdi. Kim ne derse desin, var olan en parlak yıldız olmasa da ışık saçıyordu Blythe okulun üç senesi boyunca. Zaten ne kaybettiyse o en parlak yıldız olamamaktan kaybetti.

& Onu senenin villian'ı olarak düşünebilirsiniz. Elinde kalan tek şey olan itibarını eski kraliçe Bonnie'nin verdiği bir kararla düşüşe geçen statüsünü geri kazanmaya çalışmak için kullanarak geçirecek son senesini. Belki okulu yönetmek için çok geç, ama hala akıllara kazınabilir... Amacı da bu.

# Pekala karakter kurgusunu oturtamadık, ama genel olarak bakınca şöyle bir, okul hayatı içersinde Blythe budur. Kurgularla gelin allaçin, beni bir yere at demeyin çünkü yaratıcı değilim. Hiç olmadı gelin pm'ye beraber konuşalım... Öptüms.

& Ramona Lindström | hani gelmiş geçmiş en büyük rakip.

Şu okul, ailemin dışında bana sunulan tek yaşama şansıydı Bayan Lindström. Fakat sen, her fırsatta elimden bir şeyleri daha aldınız. Çim hokeyi takımına giremedim, tiyatro kulübünün senden çok daha iyi olmama rağmen lideri olamadım. Baş rolü size verdiler, ben yedeğin oldum... Kraliçe seçmelerinde son üçe kalacak iki kızdan birinin ben ve diğerinin sen olacağını tahmin etmeliydim. Hep öyle olmuyor mu sahi? Hep bir şeylerde sen ve ben 'finale' kalıyoruz, ama gölgen altında ezilen ben oluyorum. İşte bu yüzden senden nefret ediyorum. Ne pahasına olursa olsun, intikamımı alacağım. Benden geçti belki fırsatların çoğu. Ama şunu bil, umrumda değil. Tek temennim senin rezill olman, elimde kalan son kozlarımı akama koymayacağım...

& Anthony Sullivan | ikizi, canı kanı bebeyi.

Hayatımın erkeği. Var olan en yüce Sullivan. Tüm bu olanlar sonucunda beni gerçekten seven tek kişi o, ailem. Andy var bir de, ama Tone... O olmasaydı çok daha farklı biri olacağımı düşünüyorum. Bana güçlü olmayı öğreten o, ebeveynlerimizin karşınında ayakta durabileceğimi ispatlayan da. Tanrım Anthony... Seni seviyorum. Gel buraya öpeceğim.

& Andrew Sullivan | Tone dışında sevdiği tek Sullivan

Abinin ve ablanın yolundan yürüyor olmak sana bir çok avantaj sağlayacak Andy... Ah öyle sevimlisin ki, bu sene lisede gerçekten hoş şeyler yaşayacaksın gibi geliyor bana. Gelecekte de, o şeker çilli çocuktan hoş bir erkeğe dönüştüğünde, kızlar peşini bırakmayacak. Annem de seni onlarla paylaşamayacak, haha. İnan bana, biliyorum...

& Blessed Sullivan | fırsat bulsa boğacak.

Bu küçük yaratığın Ramona ile çalıştığını düşünmüyorum değil. Evdeki hayatımı çaldı o küçük boyuyla. Eğer biri daha karşıma geçip onun nasıl bir melek olduğundan bahsedecek olursa, kendimi öldürmeyi planlıyorum. Tanrı'ya şükür Andy ve Tone var... Eğer onlar da olmasaydı seninle baş başa kalırdık Blessed Sullivan. Ve böyle bir durumda o güzel ve sevimli yüzüne acımadan kafanı bedeninden ayırırdım.

& Claudia Heresia | yakın bir arkadaş.

yazacam.

Konu: Geri: meet blythe. Çarş. Tem. 13, 2011 6:14 am

Im, ya o dediğimiz arkadaş kurgusu olsun, yani yeni geldi İtalya'dan Claudia bir şey bilmediğinden doldurulması felan gayet normal.

Ya da hoşlanmasın Claudia'dan, itici bir kız olarak görebilir onu. Evet, böyle. *-*

Konu: Geri: meet blythe. Çarş. Tem. 13, 2011 6:15 am

konuştuğumuz kurgu iyi bence, ama nasıl tanıştılar nasıl doldurdu falan ayrıntılı konuşalım öyle ekleyeyim ben onu?

Konu: Geri: meet blythe. Çarş. Tem. 13, 2011 6:21 am

Peki, ben şey yapıyım.

Konu: Geri: meet blythe. Cuma Tem. 15, 2011 10:05 am

Benden nefret ediyorsun. Wink

))

Konu: Geri: meet blythe. Ptsi Tem. 18, 2011 4:17 pm

tabii ki mona Wink

)))
- karakterin kurgusu nihayet oturdu. ilişki şeysilerini de yazıcam yarın öbür gün.

Konu: Geri: meet blythe. Salı Tem. 19, 2011 12:35 am

Hi sis, i love you.

Konu: Geri: meet blythe. Salı Tem. 19, 2011 1:51 am

Tone bir tanesin.

Konu: Geri: meet blythe. Cuma Tem. 29, 2011 11:19 am

İkizinle çokoş bir ilişkimiz olacak umuyoruz. Seninle de BFF olacağız. Zaten senin sayende ikizinle tanışacağım. Böyle böyle gider. Kurguyu sen istediğin gibi şekillendirirsin.

Konu: Geri: meet blythe. Cuma Tem. 29, 2011 1:52 pm

Tabii ki yakın olun ikizimle Very Happy

Konu: Geri: meet blythe. Salı Ağus. 02, 2011 12:52 pm

pam pam pam pam, pek sevgili pam.

Konu: Geri: meet blythe. Salı Ağus. 02, 2011 1:46 pm

Bence çok iyi arkadaş olabilirler. Kendini bir zavallı gibi hisseden bu kızın seninle tanışınca güveni gelmiş olabilir. Hatta Mona'yla iyiymiş gibi yapıp arkasıından iş çevirmende sana yardım edebilir falan?

Konu: Geri: meet blythe. Çarş. Ağus. 03, 2011 5:37 am

Kankeytoooooooooooooo, ollllleeeeeeeeeeeey. <3

» And so we meet alone, two players in a public show.