Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Gerçekler daima acıtır.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeÇarş. Şub. 02, 2011 11:30 pm

Nicholas Davis&Desiree Schult
Zaman: Gece saatleri sayılabilir. On buçuk,on bir gibi.


Gözlerimi açtığımda üstümden bir yük kalkmıştı. Saçma rüyamdan kurtulmuştum sonunda. Hemen saate baktım. Öğlen yatmış, on da kalkmıştım. Hemde gece on! Biran güldüm. Nadia bana yine kızmış olmalıydı. Kalktım ve giysi odama girdim. Üstüme bir siyah elbise giydim. Yeterince kısaydı. Onun üstüne uyacak siyah bir montuda üstüma attım. Siyah çoraplarımın üstüne, siyah topukluda geçirdikten sonra, koyu bir makyaj yaptım. Bar beni bekliyordu .

Kapıdan çıktım ve etrafa baktım. Annemler ve Nadia yoktu. Her zaman ki gibi. Ama en olmayacak zamanda gelebilirlerdi. Bu yüzden kahve merdivenlerimizi sessizce indim. Ayakkabılarımın ses çıkarmaması için çok yavaştım. O sırada babam odasından çıktı ve bana baktı.Üvey babam... Yüzüne baktım. Hafif ağarmış saçları ve kırışmış yüzüyle, ümitsizmişim gibi bana bakıyordu. Suratımı çevirdim. Benimle şimdiye kadar ilgilenmemiş bu yakışıklı adam, hayatıma karışamazdı. Olağan gücümle topuklarımı yere vurarak indim klahve merdivenleri, bu sefer sert bakışlara annem de katılmıştı. Ama umurumda değildi. Anahtarı aldım ve çıktım. Bir taksiye bindim. Şöförüm olursa erken dönmek zorunda kalırdım. Hemen Bar Quella'nın yolunu tuttuk. New York her zamanki gibi harikaydı. Işıklar taş binaların arasında sanki doğal bir yeşillikmiş gibi güzel gösteriyordu. Tıpkı yeni doğan bir bebeğin renkli ışıklara bayılması gibi bende bayılırdım. Bu güzel manzara içinde dolaşırken, çoktan gelmiştik bile. Hemen indim. Parasını vermeyi unutunca geri döndüm ve fazlasını verdim. Laf etmesini istemiyorum.

Boğuk sigara ve içki kokusu arasında içeriye girdim. Etrafa göz attım. Tanıdık birine rastlamamak iyiydi. Bu gece yalnız olmak istiyordum. Barmenden kafasına göre bir şeyler koymasını istedim. Eline gelen ilk şey votkaydı. Gülümsedim. Beynimi okumuştu adeta bu çocuk. Etrafa bakınmaya devam ettim. O sırada kapının yanındaki bana gelen genci, girdiğimde fark etmemiş olduğumu anlamıştım. Nick... Ondan nefret ediyordum.

Tüm yakışıklılığı ve asaletiyle yaklaştı bana. Yüzündeki belirgin kemikleri, siyah saçları ve muhteşem kıyafetiyle oturdu karşıma. Pis sırıtışlarına aldırmak istemiyordum. O pisliğin tekiydi. Bana ve Ronc'a demediğini, yapmadığını bırakmamıştı. Çevresindeki sürtükleri ve kendisiyle, tam bir pislik genciydi o. Tam bir New York genci. Güldüm. Yine bana bulaşacağından emindim. Bulaşmadan da duramazdı zaten. Ama ben bana bulaşmasında değil de,her defasında ondan intikam alıp küçük düşürmekten bıkmıştım. Öğrenememişti. Ben kızarsam intikam alırdım ve ondan intikam almak için can atıyordum. Parfümü burnuma geldiğinde sanki bir etkenmiş gibi konuşmaya yeltendim. Boğazımı temizledim ve yüksek müzik yüzünden bağırarak konuşmaya başladım. "Ne istiyorsun? Dur tahmin edeyim... Belanı!" diye çıkıştım. Hemen çantamı alıp ayağa kalktım. Yüzüne son bir kez baktım ve kapıya gitmeye yeltendim. Kolumdaki eli beni durdurmuştu.


En son Desiree Schult tarafından C.tesi Mart 19, 2011 11:56 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicholas Davis
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Nicholas Davis


Mesaj Sayısı : 136
Kayıt tarihi : 26/01/11
Gerçek Yaşı : 29

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeÇarş. Mart 09, 2011 1:26 am

biiip.. Merhaba Nick! Ben Nelly. Geçen haftadan sonra aramadın... Merak ettimde, bu gece görüşebilir miyiz? Mesajımı alır almaz beni ara! ..Başka mesajınız yok.
Nicholas homurtular çıkararak yatağının başucundaki telefona baktı. Tabii ki onu aramayacaktı. Birkaç gün önce Crystal'le çıkmaya başlamışlardı ve kız Brooklyn'in tenhalarından dışarını adımını atmayan bir tip değilse duymuş olmalıydı. Genç adam çalışma masasının başında oturuyordu ve ilk kez bir ödevini yapmaya kalkışmıştı. Şu salak kompozisyon... Kaşlarını çatarak alt köşesinde yazan adı hariç bomboş olan kağıda baktı. Duruma bakılırsa sınıfı geçmesi için bir kez daha rüşvet gerecekti. Kağıdı buruşturup masasının altındaki çöp kutusuna fırlattı ve ayağa kalktı. Saat onu geçiyordu. Bütün gün evde takılmış, genel olarak uyumuştu. Kalkıp üzerine bir kot, tişört ve üzerinede siyah deri ceketini geçirdi. Biraz kendine gelmek için yüzünü yıkadı ve nereye gittiğini öğrenmeye çalışan annesine aldırmadan dışarı çıktı, bir taksi çevirdi.

İçeriye adımını attığı anda alışık olduğu ortamın ağır sigara ve alkol kokan havasını içine çekti. Bu başkalarını rahatsız edebilirdi ama Nicholas'a iyi hissettiriyordu. Danseden kalabalığı yararak bar tezgahına kadar ilerledi. Çoğu kişiyi tanıyordu ama herkes gürültülü müzikte kendini kaybetmiş göründüğünden kimseye selam vermedi. Bu sırada bar tezgahındaki tanıdık simayı farketti. Desiree. Elinde bir içki bardağıyla duruyordu ve Nicholas'ı farkettiği an ifadesi değişmişti. Bu küçük sarışınla uğraşmaktan zevk alıyordu. Kız her defasında ondan intikam alıp başarılı olduğunu düşünerek seviniyordu belli ki. Kızın uğraşları ise Nicholas'ı daha çok eğlendiriyordu. Tezgaha geldiğinde daha ağzını açmadan Desiree konuşmuştu.

"Ne istiyorsun? Dur tahmin edeyim... Belanı!"

Müzikten zar zor duyulduğu için var gücüyle bağırmıştı. Desiree hemen toparlanarak çantasını kapmış ve kapıya yönelmişti. Nicholas hiç düşünmeden kızın kolunu yakaladı. Bütün gün evde yaşadığı sıkıntıyı üzerinden atmak istiyordu.

" Doğru tahmin! " diye bağırdı sırıtarak. Yüzünü iyice kıza doğru yaklaştırdı. " Kaçıyor musun yoksa Schult? Bende o kadar korkak değilsindir, hadi ama! Kalda biraz eğlenelim. " Pis pis sırıtmaya devam ederek kıza göz kırptı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeÇarş. Mart 09, 2011 11:12 am

Aptalın teki olduğunu söylemeye gerek yoktu. Beni sinir etmeyi çok iyi beceriyordu. Bunu kabul etmeliydim. Ama sinirim yeterince bozuktu zaten . Daha bozulabileceğini sanmıyordum. Bir gerçek vardı ki, bir ortak yönümüz vardı. İkimizde fazlasıyla inatçıydık. Kusursuz suratıyla bana sinsice bakıyordu. Gecenin siyahında koyu görünen gözleri ise derinden bakıyordu. Ama bu derinlik, sadece kötülüğü barındırıyor gibiydi. Sanki dünyada başka biri yokmuşta, gelip beni bulmuştu. Beni sinir etmek için yaratılmış lanet olası varlık... Kaçmamalıydım.

Oturdum. Gözlerine baktım. Dimdik. Ne diyeceği umurumda değildi. Aslında bu akşam sinir olmaktan çok eğlenmek istiyordum. O nedenle ne diyeceğini de merak etmeye başlamıştım. Zekamı, iyi şeyler yerine şimdide onu sinir etmeye harcamalıydım. "Dur tahmin edeyim. Başardığını, kazandığını, beni kaçırttığını sanıyorsun. Yanılıyorsun. Senin gibi biriyle takılmak biraz utanç verici ." dedim ve güldüm. Montmu çıkardım ve sandalyeme astım. Telefonumu ona göstererek kapattım ve içkimi tazelemesi için garsona işaret verdim. Düşen suratı, şimdi yeniden şekillenmişti. Onun için hazırdım. Benimle uğraşabilirdi. Ama bende onunla uğraşacaktım. Kesinlikle evet.

Bir kez sandalyemde kıpraştım. O içkisini söylerken, etrafa göz atıyordum. Pek çok tanıdık, düşman yada dost kişiler vardı. Beni Nick ile gördüklerinden şok olduklarına emindim. Biz birlikte görülebilecek en son kişilerdendik. Herkesin dans ederken bize göz attığını görmemek elde değildi. Sonunda Nick bana döndü ve o aptal gülümsemesini suratına yerleştirdi. Tam konuşacaktı ki sözünü kestim, " Ah bu arada. Bugün fazla bir şey yememişsindir umrarım. Mideni zorlamaman iyi olur. Birazdan zaten kramplar girecek o küçük midene." dedim yüksek sesle. Sözünün kesilmesinden hoşlanmamıştı. Güldüm. Sesimi duyabileceği kadar yüksek sesle. Artık konuşmasına izin vermeliydim. Sadece benim konuşmamla bu iş eğlenceli gitmiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicholas Davis
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Nicholas Davis


Mesaj Sayısı : 136
Kayıt tarihi : 26/01/11
Gerçek Yaşı : 29

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeÇarş. Mart 09, 2011 11:39 am

Desiree Nicholas'ı yanıltmayarak durmuş ve ona dönmüştü. Kışkırtan sözler karşısında asla kaçıp gitmezdi, giderse yenilgiyi kabul etmiş olurdu. Nicholas kendini beğenmiş bir sırıtmayla kızın tam yanındaki bar taburesine yerleşti. "Dur tahmin edeyim. Başardığını, kazandığını, beni kaçırttığını sanıyorsun. Yanılıyorsun. Senin gibi biriyle takılmak biraz utanç verici. " Kız ardından güldü. Nicholas yanlızca sırıtmaya devam etti. Onunla takılmalarının garip bir yanı vardı ama açık bir şekilde bu utanç vericilikten çok insanların onlara şaşkın gözlerle bakmasıydı. İki ezeli düşman barda beraber oturmuş içki içiyor ve gülüşüyorlardı. Dışarıdakiler bu gülüşmelerin nefret dolu olduğunu nereden bilebilirdi ki? İkiside rollerini iyi oynuyordu.

Kendisine duble votka ısmarlardı ve barmene Desiree'ın içkisi biter bitmez yenilemesini tembihledi. Eğlenmek için buradaydı, dünya üzerinde en çok nefret ettiği kişilerden birinin yanında sarhoş olup kendisini küçük düşürecek şeyler yapmasından daha iyi bir eğlence olabilir miydi? Desiree telefonunu göstere göstere kapatırken Nick bir kahkaha attı. Kızdan nefret ediyordu ama kabul etmeliydi, zekiydi. Kavga edecekse bile bunu en iyi şekilde yapmayı biliyordu. Yanıp sönen rengarenk ışıkların ve üzerine düşen gölgelerin altında ki yüzüne baktı. Güzeldi, ondan bu kadar nefret etmese hoşlanabilirdi belki. Kim bilir?

Nicholas zihnine dolan düşünceler karşısında tekrar sırıtırken Desiree'a sinirlendirecek birşeyler söylemeye hazırlandı. Ama kız bunu farketmiş ve önce davranmıştı. Aniden lafa girmesiyle kelimeleri Nicholas'ın ağzına tıkamıştı. " Ah bu arada. Bugün fazla bir şey yememişsindir umrarım. Mideni zorlamaman iyi olur. Birazdan zaten kramplar girecek o küçük midene. " Tekrar öyle bir güldü ki, onları izleyen insanların iyi anlaşmaya başladıklarını falan sandıklarından emindi artık. Nicholas yinede yüzünü asmadı. İçkisinden büyük bir yudum aldı ve onu çok kızdıracağını bilerek Desiree'ye doğru eğildi. "Senin benden daha fazla ağrı çekecek olman ne yazık. Böyle güzel bir kızın bana nefretle yaklaşması kadar kötü. Yanlış yoldasın Desiree! " Müzik yüzünden kelimelerini bağırarak söylemişti. Şimdi yüzünde yarı ciddi-yarı alaycı bir ifade vardı. Kıza iyice yanaşmasının yanında, gözlerinde kavga konusunda ısrarcı ve tepeden bakan bir ifade vardı. Bunun onu deli edeceğini biliyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeCuma Mart 11, 2011 10:00 am

Tamam kabul edilebilir bir düşmanlık değildi. İki düşman karşılıklı oturup çok yakınmışcasına sohbet etmezdi. Tanıdık yüzlerin bize arada bir göz atmasını umursamamaya çalışmakta zordu. Bir de karşında seni sinir etmek için uğraşan bir dengesiz olunca insan daha da zor durumda oluyordu. İşin tuhaf tarafı şu anda aklımı o meşgul etmiyordu. Ağzım benden izinsiz ona cevap veriyordu ama, iyi de cevap veriyordu. Ona engel olamadığım gibi, sert de cevaplar veriyor olabilirdi. Ama bir tuhaf yan daha vardı. Bu işten nefret etmek yerine zevk alıyor gibiydim.

Ben düşüncelerim içinde kaybolup, bir yandan da cevap veriyorken, gözlerimi başka noktalara sabitlemiş,Nick'e sadece cevap veriyordum. En azından gözlerine bakmalıydım. Ama bunu bile yapmıyordum. Ben içkimin son yudumlarını mideme indirirken, Nick barmene biter bitmez doldurmasını istemişti. Ama hayır . Oyununa gelmeyecektim. Beni sarhoş edip rezil etmesine de izin vermeyecektim. Bu gecenin ikinci bardağıydı ve şimdiye kadar iki küçük hafif içki içmiştim. Üçüncüsünü çok kolay bir şekilde kaldırabilirdim. Hatta dördüncüsünü bile. Bir düşman olarak görevinde iyi değildi. Beni iyi tanıması zayıf noktalarımı bilmesi gerekirdi. Ama o bunu bilmiyordu. Sadece ben laf attıkça cevap veriyordu. İtiraf etmeliydim ki, az da olsa başarılıydı. Ama bir düşman böyle sinir edilmezdi. Kesinlikle aptalca hareketleri vardı.

Son söylediklerini pek duyamamıştım. Ama mideme girecek kramplardan söz ediyordu. Elbette yanılıyordu. Midesine kramp girecek oydu. Onun ağzından son duyduğum "Yanlış yoldasın Desiree!" dedi. Bunun beni sinir edeceğini biliyordu. Belki de beni yavaş yavaş tanımaya başlamıştı. Oyunu kurallarına göre oynamayı yavaş yavaş öğreniyordu. Ama hala pisliğin tekiydi.

Yakışıklılığıyla önünden geçen her kızı büyülüyordu. Giyim tarzı, çok uzaktan bile duyabileceğiniz harika parfümü ve yana taranmış hafif uzun saçlarıyla karizmatikti. Aslında bir üçüncü sınıftan çok üniversiteli bir genci andırıyordu. Sevgilisini başka kadınlarla aldattığından emindim. Ona haksızlık edemezdim. Bir kadını kolayca yatağına atabilirdi. Aa, afedersin. Ben hariç. Bana yaklaşmış suratına gülümsemeyi bırakmış buz gibi suratımla bakmaya başladım. Bana hangi yolda yürüyeceğimi, nasıl davranacağımı söyleyemezdi. Ama ona bu şekilde çıkışmayacaktım. Suratıma sahte bir gülümseme koydum ve elimi yanağına yerleştirdim. "Merak etme Nick. Aynı yolda ilerliyoruz." dedim. Elimi suratından çekmeden gülümsemeye devam ettim. Görenler bizi görüp şok geçirebilirdi. Ama dinleyenler klasik halimizi umursamazdı bile. Bu sahte gülüşüm, onun suratının düşmesiyle gerçek bir gülümseme almıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicholas Davis
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Nicholas Davis


Mesaj Sayısı : 136
Kayıt tarihi : 26/01/11
Gerçek Yaşı : 29

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeCuma Mart 11, 2011 11:59 am

Garip bir zevkle Desiree'nin cevabını bekliyordu Nicholas. Onun söyleyeceği herhangi bir şey kafasının dağılmasına biraz daha yardımcı olacaktı. Söyledikleri acıtmıyordu zaten, kızı önemsese alınabilirdi. Eli genç adamın yanağına dokunduğunda konuşmalarının başından beri ilk kez şaşırdı. Şimdi onlara bakan insanlar ciddi bir merak içerisinde görünüyordu. " Merak etme Nick. Aynı yolda ilerliyoruz. " Yüzünde, yaptığı ve söylediğinin Nicholas'ın suratının düşmesine sebep olmasından kaynaklanan bir gülümseme vardı. İfadesini hemen toparladı. Yüzüne tepeden bakan bir ifade yerleştirdi. Yanağındaki eli tuttu ve onu kızdırmak için yavaş bir hareketle, kızın kucağına bıraktı. Bardağından bir yudum almadan önce sırıttı. " Bana dokunman bile midemi bulandırıyor. Mideme kramplar girsin mi istiyorsun? Biraz daha yaklaş güzelim. " Bir kahkaha attı ve içkisini yudumladı.

Ah evet, şimdi küçük sarışının yüzü düşmüştü. En azından bir anlığına. Söyleceyeği kelimeler olmasa, ne kadar savunmasız olurdu... Kızı süzdü, kendisinden bir baş kadar kısa ve incecikti. Onu zapdetmek hiç zor olmazdı. İçindeki nefret, bu karşılaşmayla iyiden iyiye alevlenmişti. Ronc ve ondan sonra yaşananlar... Desiree'nin en klasik kız hareketini yapması, yani arkadaşı küstü diye kötü bir olay yaşamadığı kişiye küsmesi onun zekasına olan hayranlığını bitirdiği gibi bu nefreti filizlendirmişti. Daha saçma birşey yapabilir miydi?

Belli ki hala haklı olduğunu düşünüyordu. Konuşurken Nicholas'ın yüzüne bile bakmadığı oluyordu. Bu haksız saygısızlık aniden sinirlenmesine sebep olmuştu. Artık sadece eğlence değil, kazanma-kaybetme meselesiydi. Desiree buradan içinde biraz olsun huzursuzlukla çıkmazsa, içi rahat etmezdi. Az önce söylediği lafa gönderme yaparak vücudunu iyice kızdan uzaklaştırdı ve kollarını tezgaha dayadı. " Biliyor musun? Bazen senin için üzülüyorum. Hem arkadaşların, hemde sen... Şimdilik mutlusunuz, ne güzel, ama bir an gelecek ve bomboş bir hayat geçirdiğinizi, düşmanlardan başka bir kazancınızın olmadığını göreceksiniz. " Dudaklarını büzüp başını acır gibi iki yana salladı. Aniden yüzündeki ifade silindi ve bir kez daha güldü. " Aptal sarışın, ha? " Kıza göz kırptı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeCuma Mart 11, 2011 12:35 pm

Elini yüzümden çektiğinde aslında sinirlenip, sinirlenmemiş numarasını yaptığını anlamak zor değildi. Aklınca beni sinir edecek, sanki ona dokunmak çok da umurumdaymış gibi, sertçe elimi kucağıma bıratı. Yüzümdeki gülümseme bir anlık solsada, sonra tekrar geri geldi. Onu umursamıyordum. Ellerini masanın üstüne koydu ve bana bakmayarak, ona dokunmamın bile midesini bulandırdığını söyledi. Aynı şekildeydi. Ellerimi iyi bir şekilde yıkamalıydım. Ama bunu söylemedim. Nedense beynim onun konuşmasına izin vermem gerektiğini söylüyordu. Biran sessizlik oldu. Aklıma Ronc geldi. Son zamanlarda hiç konuşmuyorduk. Aslında bu düşmanlık onun yüzünden başlamıştı. O küstü diye bende küsmüş gibi olmuştum. Ama aslında benim başka bir nedenim daha vardı. Bu çocuk annem hakkında fahişe dedikodularını bilen tek kişiydi.

Sessizlik devam ederken, bana döndü ve sessizliği bozdu. Bana acıyormuş... Aptal sarışın... Fazla ileri gidiyordu aslında. Ama sarışın olsaydım tabii. Bir kahkaha attım. Bana şaşkınlıkla bakıyordu. Bence söylediği şeye gülmememi bekliyordu. Yüzümün düşmesini, mavi gözlerimin onun gözlerine sabitlenip sert bakışlar atmaktan başka bir şey yapamamasını istiyordu. Ama olmamıştı. Gözlerini kaçırdığını görmemek elde değildi. "Aptal sarışın ha? Aslında sarışın olmadığımı, asıl saç rengimin kahve olup sarıya boyattığımı falan biliyorsundur heralde?" dedim ve yine güldüm. Barmen tam bardağımı dolduracakken, istemediğimi söyledim. Nick bundan hoşlanmamıştı. Olaylar düşündüğü gibi gitmiyordu. Benden nefret ettiğini şimdi daha iyi anlıyordum. Gözleri çok derinden ve öfkeli bakıyordu. Beni öldürecek gibi... Gerçi istese öldürebilirdi. O kadar güçlüydü evet. Benden güçlüydü. Ama her ne kadar iyi anlaşmasakta, onun insanları öldüremeyecek kadar iyi olduğunu biliyordum.

Sandalyemde bir kez daha kıpraştım ve bacağımı, bacağımın üstüne attım. Ona bakmaya devam ettim yüzümdeki gülümsememi soldurmadan. Onun can alıcı damarını bulmak zor olmamalıydı. O zayıftı. Ondan iğrenecek kadar nefret etmesemde, kesinlikle zayıftı. Bunu akıllı ve mantıklı olan herkes anlayabilirdi. Kendini görebiliyor olsaydı, oda anlardı. "Eee, Crystal nasıl?" dedim. Kafası hızlıca bana döndü. Sevgilisinden söz etmememi istiyordu sanki. Ama benim söz edeceğimi biliyordu. Rahatsız olduğunu her şekilde anlayabiliyordum. Bu beni daha da sevindirmişti. Ama o bu sefer numara yapmıyordu. Ne hissediyorsa, her şekilde belli ediyordu. Şimdi öfkesi başroldeydi. "Ah unutmuş olabilirsin. Diğer kadınlar işte... Hani şu aldattığın güzel kız yok mu canım? Hatırla hadi." dedim ve güldüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicholas Davis
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Nicholas Davis


Mesaj Sayısı : 136
Kayıt tarihi : 26/01/11
Gerçek Yaşı : 29

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeSalı Mart 15, 2011 10:49 am

Desiree bir kahkaha attığında Nicholas şaşkınlığının etkisiyle bakışlarını kaçırdı. Saçının asıl renginin kahverengi olduğunu falan geveliyordu şimdi de. Cidden, söylediğinde ki manayı anlamayacak kadar sarışın ruhlu muydu yoksa? Gözlerini tekrar kıza dikti, az önce ki şaşkınlığını üzerinden atmıştı. Desiree barmenin içkisini yenilemeyi teklif ettiğinde itiraz etmeside şaşırtmamıştı Nicholas'ı. Kız aptal değildi, oda değildi. Basit oynayamayacaklardı demek. İçkiden çabuk etkilenmeyen bünyesine güvenerek Nick bir bardak daha sipariş etti. Beş duble belki başını döndürürdü, o kadar. Desiree'yle takılmak canını sıkmaya başlıyordu. Oysaki onu gördüğünce eğlenceli bir gece geçireceğini düşünerek sevinmişti. Biraz daha kalıp kızı biraz daha sinirlendirdikten sonra ortadan kaybolmaya karar verdi. Zaten bunca insanın meraklı bakışları altında oturmak yeterince rahatsız ediciydi.

"Eee, Crystal nasıl?" Dalgın gözleri yanında ki sarışın kıza döndü. Kalbi istemsiz bir şekilde hızlanmıştı ve gözleri büyümüştü. Desiree'de bu hissi farketmiş olmalıydı, yüzünde kendinden daha emin ve mutlu bir ifade vardı. "Ah unutmuş olabilirsin. Diğer kadınlar işte... Hani şu aldattığın güzel kız yok mu canım? Hatırla hadi." L&Cde bir takım haberler çıkmış olmalıydı, yoksa nereden bilecekti bunu? Telefonunu çıkarıp siteye girmeyi düşündü. Ama bu sefer Desiree onun haberle ilgili bir bilgisi olmadığını anlayıp dalga geçebilir, kim bilir belki de Crystal'e ispiyonlamakla tehtid edebilirdi. Nede olsa Nick ve Desiree, birbirlerinin canını acıtacak herşeyi birbirlerine karşı kullanırdı.

Genç adam derin bir nefes aldı ve iyice uzayan saçlarını bir eliyle geriye attı, diğer elinde bitmek üzere olan içkisi duruyordu."Onu bunu bırakta Desiree... " dedi sırıtmaya başlayarak "Bayan Schult nasıl, ha? Annen? Ya arkadaşları?" Bu sefer kahkaha sırası ondaydı. İçkisini bir dikişte bitirdi ve bardağı tezgahta barmene ittirip daha fazla istemediğini söyledi. Desiree şimdi ne diyecekti acaba? Crystal'den bahsetmeye devam edecek ruh hali kalmış mıydı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Gerçekler daima acıtır. Empty
MesajKonu: Geri: Gerçekler daima acıtır.   Gerçekler daima acıtır. Icon_minitimeCuma Mart 18, 2011 8:13 am

Sıkılmaya başlamıştım. Onunla takılıp dalga geçerek eğleneceğimi sanıyordum. Ama son zamanlarda çevremi iyi kalpli insanların sarması, kanıma iyi kalpliliğin işlemesine neden olmuş olabilirdi. Fazla uzamamasının gerektiğini düşünüyordum. Aslında bu benim için mucizeydi. Beynimi okuyabilseydi, tüm olanları unutup benimle dost olmayı bile isteyebilirdi Nick. Evet evet, düşünebileceğiniz kadar mucize bu şey.

Crystal adını duyması, onu pek iyi etkilememişti. Suratının hafifçe düştüğünü farkedebiliyordum. Ortamın boğukluğundan ve sıcaklığından oluşmuş alnının üzerindeki bir kaç damlayı masanın üstündeki peçetesiyle silerken, bunu nereden öğrendiğimi merak ediyor olmalıydı. Bilemeyecek kadar aptal olamazdı. Biz L&C 'nin olduğu bir dünyada yaşıyorduk ne de olsa. Aslında nedense onun hiç L&C'yi takip ettiğini düşünmüyordum. Yinede içimde telefonunu açıp bakacağını düşünsemde bunu dışarıya vurmadım. Bu konu onu pek açmamıştı. Anlaşılan tartışacak kadar bile iyi bir konu değildi ve o ustaca konuyu çevirdi. Konu benim üvey fahişe annemdi. Fahişe...Beynim artık Nick'i dinlemiyordu. Başka yerle uçup gitmişti. Gözümün önüne o aptal kadın gelmişti. Buz mavisi gözleri, kan kırmızısı saçları ve o derin hatlarıyla fahişe kadın. Asla gururuna laf ettirmeyen, ama her gece başka adamla yatan ve malesef benim annem olan kadın. Ona anne demiyorum. Zaten üvey annem, umurumda da değil aslında. Ben de onun umurunda değilim zaten. Tek yaptığımız başımızı aynı çatının altına sokmak. Sorunlarımızla, yada herhangi başka bir şeyle ilgilenmek değil. Sözlerimiz... Onlar karşımızdakini kırmamak için değil de, daha derinden yaralamak için çıkıyor. Yaptıklarımız, birbirimizi korumak için değil, her dakika daha çok tehlikeye atmak için oluyor. Aslında tek istediğimiz mirasın paylaştırılması ve kendi evlerimize defolup gitmemiz.

Nick annemin bir fahişe olduğunu, babamın öldüğünü, aslında korumasız olduğumu biliyordu. Büyük bir hamle yapmıştı. Akıllıca oynuyordu. Artık küçük adım atmayı kesmiş, büyük adımlarla yolunu erken bitirmek istiyordu anlaşılan. Ama buna tahammülüm yoktu. Bana bunu sorması bile ona olan kinimi arttırmıştı. Ondan nefret ettiğimi bir kez daha anlamıştım. "Ailem, hayatım, yada herhangi başka bir şey seni ilgilendirmiz pislik. Seninle uğraşamayacağım." dedim. Bana bakan şaşkın gözleri sırasında montumu üstüme geçirdim. Bu kadar çabuk pes edeceğimi düşünmüyor olmalıydı. Yinede yüzünde zaferinin mutluluğunu görmek kolaydı. Çantamı kaptım ve bardan çıktım. Çıkarken kapıyı çarptığımda, bu geceyi unutmayacağıma yemin ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gerçekler daima acıtır.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Bar & Cafe Quella :: Bar Quella-
Buraya geçin: