Maria'nın evinden çıkarken o hala yataktaydı. Dudaklarına bir öpücük kondurdum ve evini terk ettim. Evi Times Meydanı yakınlarındaydı. Times Meydanı... Burayı gerçekten severdim. Burası benim için ayrıydı. Küçükken hep buralara kaçardım. Annem de beni burada aradı. Ama artık umurumda değildi eski. Yani aslında umurumda olsa bile ben inkar ediyordum.
Yol kalabalık sayılmazdı. Zaten gece olmuştu ve insanlar genelde bu saatlerde ya barların içinde, yada evlerinde olurlardı. Yinede sanki bu meydanın geleneğiymiş gibi, pek çok insan yanımdan geçerken omuzuma vurmayı ihmal etmedi. Sesimi çıkarmadım. Burada çok yürüdüğümden buna alışkındım. Sağda solda sürten kızlara, kızların peşinde koşan erkeklere, uyuşturucu satan yada uyuşturucu içen insanlara... Ama beynim, daha yeni yataktan çıkmaktan biraz bulanık gibiydi. Kesinlikle içmiş gibiydim. Tek farkı, bunu dışarıdan göstermiyordum sanırım. Sağ elimle önüme gelen kıvırcık saçlarımı ittim. Mavi gözlerim etrafta tanıdık birini arıyor gibiydi. Ama içimden bir histe , tanıdık birini görmeyeceğimi söylüyordu sanki. Ama canım eve gitmek istemiyordu. Ne uykum vardı, ne de evde bir işim. Ben bunları düşünürken, birinin bana çarpmasıyla kendime geldim.
Sarışın, masmavi gözlere ve düzgün bir yüze sahip biriydi bu. Küçük sayılırdı. Yani düşmesiyle birlikte yere düşürdüğü kimliğinden henüz ikinci sınıfa gittiğini tahmin ediyordum. Ama daha çok son sınıf birine benziyordu. HJ'nin popüler kızlarını andırıyordu. Oldukça güzeldi. Harika bir fiziği vardı. Kıpkırmızı dudakları kendini her şekilde belli ediyordu. Sıktığı parfümünü her şekilde hissedebiliyordum. O bana çarpmasına rağmen, o yere düşmüştü. Anladığım kadarıyla fazlasıyla sarhoştu. Elimi uzattım. Ama yaptığı tek şey beni terslemek oldu. O sırada boş bir bank ilişti gözüme. Onun bağırmalarını yada söylediklerini umursamadan kucağıma aldım ve banka oturttum. Başını zor tutuyordu. Çantasına baktım. Biraz su vardı. Suyu, soğuk havaya rağmen suratına döktüm. Suratının buruşmasından üşüdüğünü anlayabiliyordum. Ama şimdi biraz ayık gibiydi. "İyi misin?" dedim ve o muhteşem suratına baktım.