Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Mutlulukla Başlayan Yalanlar

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Louis McGrount
Oyuncu&Yönetmen
 Oyuncu&Yönetmen
Louis McGrount


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 10/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimeÇarş. Haz. 29, 2011 7:54 am

Mutlulukla Başlayan Yalanlar 10454 Mutlulukla Başlayan Yalanlar 10460

Louis McGrount & Aranka Dora Sandor
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Louis McGrount
Oyuncu&Yönetmen
 Oyuncu&Yönetmen
Louis McGrount


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 10/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimeÇarş. Haz. 29, 2011 7:56 am

Küçük yalanlar söylersiniz önce sonra yalanlar durdurulamaz bir hal alır ve kocaman içi boş yalanlara dönüşür söylediğiniz her söz. İnsanların size inanmayan o sert bakışlarını görmezlikten gelemezseniz. Nereye gitseniz hep bir dedikodu, kötüleme ve size arkanızı dönen bir zamanlar çok güvendiğiniz o yakın arkadaşlarınızın yüzleri anlatır her şeyi. İnanmak istemezsiniz önce. Sonuçta kendi yarattığınız o yalan dünyanın efendisi sizsinizdir. Söylediğiniz yalanların incir çekirdeğini doldurmayan ufak tefek yalanlar olduğunu düşünürsünüz. Ancak aynaya baktığınızda yüzünüzdeki o üzgün ama gururlu ifade size gerçekleri anlatır 5 dakikada. İşte o anda fark edersiniz aslında insanların hayatını değiştiren büyük yalanlar söylediğinizi. Geri dönüşü olmayan bu yolda kendinizi kaybeder ve o doğruyu söyleyen aynayı kırınca yine eski halinize dönersiniz. Ama hep korkarsınız aynalara bakmaktan, kendinizi görmekten ve doğruları işitmekten. Beyniniz bir çıkış yolu arar ama siz o çıkış yollarını hep yeni engellerle doldurup çıkışa ulaşmaktan aciz olursunuz. Önceleri acı çeken kalbiniz şimdi yeni yalanlarla rahat ve mutludur. Nede olsa onunda işine gelmiştir güzel olana alışmak. Fakat alışmak bir kaybediştir. Siz de yeni yalanlara kendinizi kaptırdıkça etrafınızdaki insanlardan vazgeçersiniz, usulca, fark etmeden. İnsanlar sizin gerçek yüzünüzü görünce yaşadığınız yeri terk edip yeni bir kimlikle başka bir şehre yerleşmek zorunda kalırsınız. Doğdunuz şehirdeki insanlarsa size o kaçınılmaz damgayı çoktan vurmuştur zaten. Artık o şehirde ‘’ Yalancı. ‘’ olarak anılıyorsunuzdur ve o şehir yalancıları asla unutmayacağı gibi sizi de asla unutmayacaktır…

---

Beynim ‘’ Yalancı. ‘’ diye haykırıyordu yine. O sağır edici korkunç sesi duymamak için yastığı boğulurcasına kulaklarıma bastırıyordum. Ancak bunun bir yararı yoktu. Gerçeklerle yüzleşmeye henüz hazır değildim. Bende biliyordum yalancıydım ama bunu sonuna kadar inkâr etmeliydim çünkü kendimle yüzleşecek gücüm yoktu. İşte bu yüzden inkâr etmeliydim tüm gerçeği. Her zaman ki tavrımı takınarak kendimi avuturcasına ‘’ Hayır, ben yalancı değilim. Yalnızca insanlara aslında ne olduklarını söylüyorum ve buda onların hoşlarına gidiyor. Eğer onlar söylediklerime inanıyorlarsa ben değil onlar yalancı… ‘’ diyerek fısıldıyorum yastığın altından. Omzumu okşayan narin eller beni sakinleştirmeye çalışıyor. Bu rahatlatıcı hazın vermiş olduğu irkilmeyle kendime geliyorum nihayet. Yastığı başımdan çektiğimde dağılmış saçlarım ve kızaran yüzümle karşılıyorum yanımda uzanan ve sırtımı okşamakla meşgul olan çıplak sarışın kızı. İsmini şu an hatırlayamadığım bu nefes kesen kızla dün tanışmıştık. Yanıma gelip çok fazla içtiğimi söyleyince gülüştük ardından onunda isteğiyle merdivenleri çıkıp bu odaya geldik. Bu eski ve ruhu çökmüş odanın 2 saat önce şahit olduğu manzarayı çabuk unutacağından hiç kuşkum yoktu. Yanımda duran komodinin üzerindeki saatin 3 olduğunu görünce kızın kırmızı dudaklarına küçük bir öpücük kondurup kot pantolonumu giydim aceleyle. Dora ile olan randevuma gecikmek istemiyordum çünkü gecikirsem iki saat onun hiç bitmeyen o azarlarını dinlemek zorunda kalacaktım. Bu yüzen aceleyle odadan çıktım Four Seasons Hotel’in barına gittim. Dora henüz gelmemişti. Ancak az sonra burada olurdu. Benimle niçin burada buluşmak istediğine hala anlam veremiyordum. Sonuçta buluşup sohbet etmek için pek uygun bir mekân değildi burası. Önüme konan viskiyi sakince yudumlayıp arkama yaslandım. Dora’nın benimle ne konuşacağını düşünerek boşa vakit harcamak istemedim. Olanları akışına bırakmayı sevdiğim için kendime eziyet etmedim boşu boşuna. Dora gelince öğrenecektim nasılsa benimle bu kadar acil ne konuşacağını…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aranka Dora Sandor
Reklamcı
 Reklamcı
Aranka Dora Sandor


Mesaj Sayısı : 19
Kayıt tarihi : 09/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimeÇarş. Haz. 29, 2011 12:52 pm

Mutsuz kalbi acı çeken bedenini avuttu. Bunların hiçbiri onun suçu değildi. Yaşananların hepsi Louis’in kendi kafasında yaratmış olduğu hayali bir cehennemdi. Cehennem sıcak ve alevlidir. Louis’de öyleydi. Sıcak ve alevliydi. Bazen onun yarattığı cennete gidiyor, orada mutlu oluyor bazense yine onun yarattığı sıcak ve alevli olan cehenneme gidiyor, mutsuz oluyordu. Louis’in bir dakikası bir dakikasını tutmuyordu. Bazen aşırı sakin, bazen sinirli, bazen mutlu bazense üzgün oluyordu. Böyle ani ruh değişimleri Dora’yı korkutuyordu çünkü Louis ona ruh haline göre davranıyordu. Bir şeye sinirlendiği zaman öfkesini Dora’ya kusarak rahatlıyordu. Bir şeye sevindiği zamansa mutluluğunu gelip ilk onunla paylaşıyordu. Elbette sevmek böyle bir şeydi. Sevmek sevdiğin adam mutlu olunca da, mutsuz olunca da yanında olmak demektir. Dora bunları yaşadığı için şikâyet etmiyordu. Her insan her zaman mutlu olmazdı ki Louis’te her zaman mutlu olan insanlardan değildi. Dora yalnız kaldığı zamanlarda ‘’ Bununla nasıl baş edebilirim? ‘’ diye düşünüyordu. Onu sevdiği için sevdiği adamı rahatlatmak istiyordu ancak bu konularda yeterli olmadığını biliyordu çünkü sevgilisi teselliyi başkalarının omzunda buluyordu. Louis fark etmediğini sansa da her gece eve içkili bir vaziyette gelip Dora’ya dokunmadan hemen kendini yatağa atmasından anlayabiliyordu neler olduğunu. Louis onu salak sanıyordu ancak Dora bilmediği kadar akıllıydı. Onu takip etmese de, telefonlarını dinlemese de ve hatta telefonuna gelen mesajları okumasa da artık ona eskisi kadar değer vermediğini görebiliyordu. Her şeyin farkındaydı sadece bu farkında olduğu gerçekleri Louis’e nasıl söyleyecekti işte onu bilmiyordu.

Mantık Dora’nın en temel kuralıdır. Hep mantıklı davranıp sonucundan memnun olacağı adımlar atmıştı hayatı boyunca. Kendi yolunu planlı çizmişti. Planlarının yani çizgilerinin dışına çıkmaktan hep korkmuş onların sınırına çıkmamıştır. Ne var ki Louis ona bambaşka bir dünya sunup dışarı çıkan o plansız çizgilerden olmasını sağlamıştı. İlk defa bir şeyi plansız yapmanın verdiği mutlulukla Louis’e minnettar olup ona âşık olmuştu. Yinede mantığını elden bırakmayıp Louis’e hissettirmeden onu kullanmayı başarabilmişti. Louis bir süre Dora’nın robotu gibiydi. O ne derse her şeyi anında yapıyordu. İlk başlarda birbirlerini tamamladıklarını düşünmüştü ancak şu anda anlıyordu ki bunların hepsi sadece bir oyunmuş. Dora’yı tavlayıp ona istediğini yaptırmak için küçük bir oyunmuş hepsi. Öfkeden kırmızıya dönen kadife tenine fondötenini sürüp dışarıya adımını attı. Buluşma vaktiydi. Asla randevularına geç kalmazdı bu yüzden saati geciktirmeden orada olmak istiyordu. Siyah arabasına atlayıp Four Seasons Hotel’e vardı. Burada buluşmak gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için çok uygun bir mekândı. Yüzüne kondurduğu sahte tebessümle barın kapısını açıp yavaşça viskisini yudumlayan Louis’in yanına gitti. Louis’in yanağına soğuk bir öpücük kondurup yerine oturdu. Yerleşince kendisine de bir viski söyleyip sırıtarak ‘’ Seni niçin buraya çağırdığımı merak ediyorsun değil mi? ‘’ diye sordu. Ona bakan gözleri oldukça merak ettiğini söylüyordu. İnsanları meraklandırmayı çok severdi bu yüzden bunu ağırdan alacaktı öyle pat pat her şeyi bir anda söylemeyecekti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Louis McGrount
Oyuncu&Yönetmen
 Oyuncu&Yönetmen
Louis McGrount


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 10/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimeCuma Tem. 01, 2011 1:13 pm

‘’ Selam tatlım. ‘’ dedim yanağıma kondurduğu sahte öpücüğün anlamını çözmeye çalışırken. Dora’nın yüzündeki öfkeyle karışık, kafasında hain planlar yapan o sinsi sırıtışını görebiliyordum. Oda zaten beni sinir etmek istercesine yüzünde kocaman bir hal alan o sönmeyen sırıtışıyla beni niçin buraya çağırdığını merek edip etmediğimi sordu. Elbette merak ediyordum ancak onun sesi, gülüşü, hareketleri her şeyi beni tedirgin ediyor ve burada hoş şeyler konuşulmayacağını söylüyordu, avaz avaz. Ben o garip sesleri dinledikçe iyice tedirgin oluyordum ancak Dora’ya korktuğumu belli etmemeliydim. Hiçbir şey olmamış gibi davranarak elimde tutmuş olduğum viskimden-neredeyse kusmamı sağlayacak-kocaman bir yudum aldım. Dorayı taklit ederek yüzüme kondurmaya çalıştığım sahte tebessümle, ‘’ Ah, tatlım! Merak etmiyorum desem yalan olur. Söyle bakalım şu çok önemli konu nedir? ‘’ diye sordum. Dora’nın aklını okuyamıyordum ancak beni meraklandırmaya çalışan bakışları hiç hoşuma gitmiyordu. Sanırım bende bugün Dora’ya onu aldattığımı ve artık onu sevmediğimi söylemeliydim. O söylemeden ben ilk hamlemi yapıp ona ilk defa doğruları yalnızca doğruları söylemeliydim. Dora henüz ağzını açıp şu çok önemli konu hakkında bir şey söylememişti. Belki de susup onun söyleyeceklerini dinlemeliydim sessizce. Hatta belki oda benden sıkılmıştır ve ayrılmak istiyordur. Boşuna kalp kırmanın manası yoktu susup onun söyleyeceklerini dinlemeliydim ama ya oda daha öncekiler gibi davranıp çoktan sonu gelmiş olan ilişkimizi kurtarma çabalarına girişirse o zaman ne yaparım? Evet, kalpsizin tekiydim ve hatta yalancıydım ama böyle bir durumda ‘’ Hayır, ben senden ayrılmak istiyorum. ‘’ da diyemezdim. Cesaretli insanlar zor kararlar verirmiş. Bende kendi yarattığım o hayali dünyanın cesur kralı değil miydim? Öyleyse cesur davranıp gerçeği söylemeliydim. Dora’nın viskiye uzanan yumuşak beyaz elini kavrayıp avuçlarımın arasına aldım. Belki de onun elini son tutuşumdu. Bu yüzden bu anın biraz tadını çıkararak önceden çok sevmiş olduğum kadının gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım. Artık ona karşı bir şeyler hissetmiyor oluşuma şaşırarak kelimeleri hızlı hızlı söylüyordum. Belki de o anlamasında ayrılmayalım diye işi ağırdan alıyordum.

‘’ Bebeğim, asıl benim sana söylemek istediğim şeyler var. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Normalde bu tür konularda hiç heyecan yaşamazdım ancak işte sana bunu nasıl söyleyeceğimi hiç bilmiyorum. ‘’ Biraz duraksadım. Aklımdan kelimeleri toparlamaya çalışırcasına Dora’ya baktım. Doğru söylüyordum. Normalde bir kızı terk ederken hiç heyecanlanmaz, kalbi kırılır mı yoksa kırılmaz mı diye düşünmez yalnızca kendimi düşünür ve o kızdan hemen ayrılırdım. Ancak şimdi bu tür sorular adeta beynimi kemiriyor ve ben aslında bana çok benzeyen Dora’yı üzmek istemiyordum. Aslında az önce onu sevmediğimi düşünsem de şu anda bu düşünceden pek emin değildim. Seviyor olabilirdim belki ama sonuçta sıkılmıştım bu yüzden hiç uzatmadan kaldığım yerden konuşmaya devam etsem iyi olacaktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aranka Dora Sandor
Reklamcı
 Reklamcı
Aranka Dora Sandor


Mesaj Sayısı : 19
Kayıt tarihi : 09/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimeC.tesi Tem. 02, 2011 1:56 am

Her zamanki meraklandırıcı bakışlarıyla Louis’i süzüyor ve onu sinir etmek için elinden geleni yapıyordu. Dora sevdiği insanlarla uğraşmayı severdi bu yüzden Louis’i sinir etmeye ve hatta korkutmaya çalışıyordu. Louis bir şeye sinirlendiğinde normalde hiç gülmeyen yüzüne oldukça yapay duran bir gülücük kondururdu. Bu gülücükte onun sinirlendiğini, kızgın olduğunu veya bir şeyden korktuğunu anlatırdı Dora’ya. Louis gülümseyerek ne konuşacaklarını çok merak ettiğini söyleyince Dora ufak bir kahkaha attı. Louis’in kendisini bu kadar kasmasına gerek yoktu çünkü biraz daha kasılırsa patlayacak diye korkuyordu Dora. Louis’i süzmeyi bırakıp önemli konu hakkında konuşmaya karar verdi ancak bu sabah aynanın karşısında ona ne diyeceğini o kadar çalıştığı, ezberlediği sözler şimdi aklından tamamen uçup gitmişti. Gözleriyle Louis’ten biraz daha zaman isteyip beyninde bütün o bölük pörçük konuşmaları tamamlamaya, bir bütün oluşturmaya çalıştı. Tanrım, bunda korkacak büyütecek ne vardı ki? Sadece ona kendisini aldattığını bildiğini söyleyecek ve hala onu sevip sevmediğini soracaktı. Eğer sevmiyorsa bu ilişkiyi fazla uzatmanın manası yoktu ancak seviyorsa işte o başkaydı. Onca kadına rağmen belki Louis’i affedebilirdi. Louis için her şeyden önemli gördüğü gururunu hiçe sayabilirdi. Düştüğü yerden tekrar kalkıp yeniden Louis’in soğuk ellerini tutup yola devam eder ve onun elerini ısıtabilirdi. Daha önceleri aşkın sadece delilik olduğunu ve çok saçma bir duygu olduğunu düşünen kadın şimdi aşk için her şeyi yapmaya hazırdı. Sadece sevdiği adamın onu çok sevdiğini söyleyip onu bir daha hiç üzmemesi gerekiyordu hepsi bu. Ama eğer sevdiği adam onu sevmiyorsa ilk defa âşık olan bu kadında yine anlayacaktı ki aşk diye bir şey yoktu, sadece ona itaat eden acı çeken köleler vardı. Eğer adam bu kadının kalbini kırarsa kadın bu sözün çok doğru olduğuna inanıp bir daha âşık olmamak üzere tüm açık kapılarını sonsuza dek kapatacaktı. Ki bu da onun sonu olacaktı. Bu berbat hayatta yine kimsenin kendisini sevmediğini düşünüp üzülecekti yok yere. Hayatı tamda dizginlemişken yine onun sadık kölesi olacaktı. Önüne konan viski için teşekkür etti, garsona. Ellerini viskiye uzatırken Louis’in soğuk elleri tarafından sarmalandı. Louis ellerini o kadar narin tutuyordu ki bu duyguyu özlemişti. Louis heyecandan kıpırdanan parmak uçlarını kendi avuçlarının içine bastırdıkça Dora’daki öfke duygusu sakinleşip sevgiye dönüştü. Louis’in önemli bir şey söyleyecek ancak konuya nerden gireceğini bilemeyen gözleri umutsuzlukla parlıyordu. Bu parıltı Dora’ya umduğunu bulamayacağına işaret ediyordu. Yani bu pırıltı ayrılacaklarına işaret ediyordu. Dora bunu anlamış olsa da sesini çıkarmayıp Louis’i dinledi. O konuştuktan sonra elbet sıra ona da gelecekti.

‘’ Bebeğim, asıl benim sana söylemek istediğim şeyler var. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Normalde bu tür konularda hiç heyecan yaşamazdım ancak işte sana bunu nasıl söyleyeceğimi hiç bilmiyorum. ‘’ dedi Louis. Bunu duyan Dora sadece gözlerini masaya devirmekle yetindi. Evet, normalde bu tür konularda çok rahat olduğunu biliyordu. Sayısını hatırlamıyordu ancak çoğunlukla çıktığı kızların yarısını Dora’nın yanında terk etmişti. Dora o zamanlar kızların ağlayan gözlerine bakıp kıs kıs gülüyordu ancak şimdi aynı şey onun başına geliyordu ve en önemlisi Dora bu kez gülemiyordu. Derin bir nefes alıp, ‘’ Bak ne söyleyeceksen söyle. Korkma bu kadar. ‘’ dedi. Aslında bu sözün gerçeği, ‘’ Hayır hiç bir şey söyleme. Lütfen beni de diğerleri gibi terk etme. ‘’ idi. Louis’in gözlerine bakıp bunu anlamasını bekledi ama bugün burada son kez görüşüyor olduklarını biliyordu. Bu yüzden artık anlamasını beklemiyordu…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Louis McGrount
Oyuncu&Yönetmen
 Oyuncu&Yönetmen
Louis McGrount


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 10/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimePtsi Tem. 04, 2011 10:50 am

‘’ Bak ne söyleyeceksen söyle. Korkma bu kadar. ‘’

Bu ses çaresizliğin sesiydi. Yalvarmanın bir başka türüydü aslında. Acı çekiyorsun ancak karşındakine bunu belli etmeyip güçlü olduğunu gösterircesine korkma demek aslında bir yakarıştır. Dora’nın söylediği sözler her ne kadar korkma dese de aslında korkan kendisiydi, ben değildim. Onun titreyen ellerini ancak her şeye rağmen sakin görünmeye çalışan gerilmiş yüz hatlarını görebiliyordum. Ben ise korkmaktan ziyade yalnız kalmak istemiyordum. Dora’yı terk edersem yine yalnız kalacak ve pişmanlık hissini tüm bedenimde hissedecektim. Kendi yarattığım o yalan dünyada yine tek başıma kalacak ve acı çekecektim. Ancak onunla beraber olursam hayatımı sadece ona adamak zorunda kalacaktım. Açıkçası bu anlamsız hayat tek kadınla çekilmezdi. Bu yüzden zor bir karar vermem gerekiyordu. Ya Dora’yı terk edecektim ya da onunla olacaktım. İşte bir ikilem daha! Harika! Boğazımı temizleyip Dora’nın o akıl almaz mavi gözlerinin içine baktım. Bu kez kaçırmayacaktım gözlerimi çünkü Dora diğer kızlardan çok farklıydı. Bu yüzden en azından kalbini kırmadan bitirmeliydim bu ilişkiyi. Dora’nın titreyen ellerini biraz daha sıkıp o zorlayıcı konuşmaya başladım. ‘’ Aslında korkmuyorum. Sadece nasıl diyeceğimi bilmiyorum. ‘’ Biraz duraksadım Dora’nın yüzü düşmüştü, ona aldırmayıp devam ettim.‘’ Bak, Dora olmuyor. Sen geceleri uykun geldiği halde sabahlara kadar beni beklerken ben sandığın gibi arkadaşlarımla takılmıyordum. Ben seni hep aldattım Dora. Sana hep yalan söyledim. ‘’ Dora’nın ellerini bıraktım ve onun sarsılmış yüzünü hafifçe okşayarak, ‘’ Sen bunları yaşamayı hak etmiyorsun. Kalbin kırılsın istemiyorum. Bu yüzden ayrılalım. ‘’ deyip dudaklarına yapıştım. Bu öpücük bir tür veda öpücüğüydü. Bu ayrılıktan sonra benden nefret eden kadınların yanına Dora’da katılmış olacaktı. Keşke Dora ile arkadaş kalabilseydim ama belkide böylesi daha iyiydi. Her ne kadar ayrılmış olsak da ben Dora’yı asla bırakmayacaktım çünkü o bana benziyordu, bende ona benziyordum. Bana benzeyen bu kadın şu anda benden nefret ediyor olsa da ben onu bırakmayacaktım. Ben onu arkadaşım olarak kollayacak ve savunacaktım. Ona zarar gelmesini istemiyordum ve hiç kimse ben istemediğim sürece ona zarar veremeyecek…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aranka Dora Sandor
Reklamcı
 Reklamcı
Aranka Dora Sandor


Mesaj Sayısı : 19
Kayıt tarihi : 09/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:38 pm

Bir insanı avutmak çok kolaydır. Bir insanı avutmak için türlü yalanlar söyler, onun gözünün içine baka baka onu aldatır ve kandırırsınız. Siz ona iyilik yaptığınızı sanırsınız ancak o avutmaya çalıştığınız kişi daha çok bocalar. Bu hayattan bir tekme daha yediği için kendisini şanssız sayar ve kırık kalbini iyileştirebilecek doğru kişiyi bulmamak için direnir. Hem hayata hem kendisine hem de gerçeklere kafa tutar ve direnir. Artık hiç kimseye ihtiyacı olmadığını düşünür ancak yanılır çünkü yalnızlık korkusu onu ele geçirir. O yalnızlığı artık bir dost olarak görmeye başlar ancak zamanla o sadık dosttan da sıkılır. Kendi dünyasında hapsolur ve nihayet delirir. Louis’in söylediği avutucu sözler de hiç şüphesiz Dora’da aynı etkiyi yaratacaktı. Dora fark etmeden delirecekti. Louis ise bir kadının daha kalbini kıran o kötü çocuk olacaktı. Ama Dora başından beri biliyordu. Bir gün kendisini de hiç acımadan o diğer kadınlar gibi terk edeceğini biliyordu. Bilerek ölüme gitmişti. Her şeyi bildiği halde acı çekiyordu. Kalbi kırık, bedeni paramparça, ruhu ise bölük pörçük olmuştu. Daha önce bir erkek tarafından terk edilmemişti. Meğer terk edilmek ne acıymış... Gözlerinden akmak üzere olan gözyaşını tutamadı. İzin verdi akmasına. Sandı ki o gözyaşı akıp gidince bütün sıkıntısı, derdi, kederi bitecekti. Ama bitmedi tam tersine ağlayınca daha da kötü oldu. İnsanların önünde ağlayarak zayıflığını ve korkaklığını gösterip onu terk eden adamın gözünde zavallı konuma düştü. Louis söylediklerini bitirince bir veda öpücüğü kondurmak istedi Dora’ya ama Dora onu itekleyip kedinden uzaklaştırdı ve ‘’ Ne yapıyorsun sen? Terk ettiğin her kadını öpüyor musun? ‘’ dedi öfkeyle. Önünde duran peçetelikten bir peçete alıp dudağını sildi. Artık kendisini toparlaması gerekiyordu. Yeterince küçük düşmüştü zaten daha fazla alçalmanın gereği yoktu. Dora derin bir nefes aldı ve sesine güçlü bir tonda ayarlayıp konuşmaya başladı.

‘’ Biliyor musun? Biz kadınlar aldatıldığımızı bir şekilde hissederiz ve evet, beni aldattığını biliyordum. Senin söylemeni bekliyordum ama sen son zamanlarda eve gelmediğin için konuşacak zamanımız olmadı. Ben de bu yüzden artık konuşmamız gerektiğini düşünüp seni buraya çağırdım. ‘’ Louis’in hayretle bakan gözlerine aldırmadan viskisinden bir yudum içti ve devam etti. ‘’ Tabii sen benden daha çabuk davrandın. Zaten hep benden hızlıydın. Her neyse evet, ayrılalım bence de. ‘’

Louis’in bir şeyler söylemesini bekliyordu. Belki bir özür, belki de onu sevdiğini söylemesini veya ciddi olmadığını söylemesini…


Rp Out: Çok özür dilerim Çağrı. Çok geç yazdım biliyorum ama bir türlü ilham gelmedi. :/
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Louis McGrount
Oyuncu&Yönetmen
 Oyuncu&Yönetmen
Louis McGrount


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 10/02/11

Mutlulukla Başlayan Yalanlar Empty
MesajKonu: Geri: Mutlulukla Başlayan Yalanlar   Mutlulukla Başlayan Yalanlar Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 5:34 am

Uzun bir zaman önceydi. İtalya’da fazla popüler olmayan bir barda içkimi yudumlayıp kafa dağıtmaya çalışıyordum. Çocukluğumdan beri gelmek istediğim şehirdeydim ancak bu şehir tahmin ettiğim gibi değildi. İtalya’ya ilk geldiğimde her şeyin güzel olacağını hayal etmiştim ancak hiçte öyle olmadı. Zamanla katı kurallarıyla beni sıktı ve bunalttı. Bu sıkıntıdan kurtulmaya çalıştım ancak başarılı olamadım. Her kaçışımda yeni bir kural ve yeni bir tabu beni ve kurduğum hayalleri beş saniyede yıkmaya yetti. Hiçbir şey planladığım gibi gitmiyordu. Bu şehirde milyonlarca insan vardı ve yarısını dolandırarak servet kazanacağımı planlamıştım. Ancak İtalyanlar hiç beklemediğim kadar uyanık çıkıp planlarımı bozdular. Oradaki birkaç turisti ve İtalyan olduğundan şüphe ettiğim birkaç saf İtalya’nı dolandırabildim ancak onlardan elde ettiğim paralarda bu şehirde hayatta kalmam için yeterli değildi. Her gün her geçen gün yara alıyor ve yavaşça hayatın dibine batıyor ve batıyordum. İşin tuhafıysa kurtulmak için çabalamıyordum. Sadece orada hareketsizce duruyor ve bir mucizenin olmasını bekliyordum. Ancak o mucize hiç gerçekleşmedi battıkça battım. O günde hayatımın son perdesini açıp kapatmak için içiyordum. Her içişimde kendime, yalanlarıma ve hayatıma kadeh kaldırdım. Ancak o anda fark ettim ki artık umudumu kesmiş olduğum mucize tam yanımda oturuyor ve beni bakışlarıyla teselli etmeye çalışıyordu. Bir bakışı beni o karanlıktan kurtarmaya yetti. Bir dokunuşu beni o dipsiz sulardan çekip batmaktan kurtarmaya yetti. O mucize o gün gülümseyip benim soğuk elimi tuttu ve ‘’ İyi olacaksın. ‘’ diye fısıldadı yumuşak melodik sesiyle. O mucize o günden sonra hep hayatımda oldu ve beni kurtardı. Kimi zaman batmaktan, kimi zaman yalnızlıktan, kimi zamansa ölümden…

Ben ise yıllar önce tesadüf eseri karşılaştığım bu mucizeyi sonlandırıyordum bugün. Artık o mucize başkalarının tesellisi, umudu ve mutluluğu olacaktı. Ben ise elimin tersiyle ittiğim o mucizeyi günün birinde çok arayacaktım, biliyordum. Yine dibe batacaktım ve kaybetmiş olduğum mucizenin geri gelip beni kurtarmasını bekleyecektim. Ama o asla gelmeyecekti çünkü hayatım dediği adamı artık sevmiyor olacaktı. Hatta ondan nefret ediyor olacaktı. Tüm bunları bilerek onu terk ediyordum. Dudaklarının yumuşaklığı sert dudaklarımı yumuşatıyordu. Son bir kez onun nefesinin nefesime karıştığını bilmek, onun kokusunu içime çekmek ve dudaklarının son defa dudağıma değişi… İşte bu anı durdurmak isterdim. Onunla sonsuza dek böyle hareketsizce kalmak isterdim… Ancak Dora benimle aynı görüşte değildi öyle ki beni hemen itekleyip ‘’ Ne yapıyorsun sen? Terk ettiğin her kadını öpüyor musun? ‘’ dedi. Sesi kızgındı ancak dikkatlice dinleyince kızgınlıktan çok kırılmış, incinmiş o zayıf sesini işitebiliyordunuz. Üzülmüş, kırılmış, incinmiş ve kızgındı. İçi intikamla doluydu. İntikam kızgın alevlere dönüşmüştü ve her an birinin canını yakabilirdi. Ama ben onun bu tavırlarından korkmuyordum çünkü onun bu kızgın bakışları hoşuma gidiyordu. Ancak onun canını yakmış olduğum için pişmandım. O üzülüyor, bende üzülüyordum. O ağlıyor, bende ağlıyordum. O bunları bana belli etmese de neler düşündüğünü biliyordum. Dora ise bana anlatacaklarının olduğunu söyleyip oldukça güçlü bir sesle konuşmaya başladı.

‘’ Biliyor musun? Biz kadınlar aldatıldığımızı bir şekilde hissederiz ve evet, beni aldattığını biliyordum. Senin söylemeni bekliyordum ama sen son zamanlarda eve gelmediğin için konuşacak zamanımız olmadı. Ben de bu yüzden artık konuşmamız gerektiğini düşünüp seni buraya çağırdım. ‘’ dedi Dora. Bir an duraksayıp benim yüzüme baktı benim şaşırmış olduğumu görünce viskisinden biraz daha içip devam etti, ‘’ Tabii sen benden daha çabuk davrandın. Zaten hep benden hızlıydın. Her neyse evet, ayrılalım bence de. ‘’

Doğrusu hiç şaşırmadım. Çünkü Dora dedim ya diğer kadınlardan farklıydı. O yalvarmazdı. O gururuna her şeyden daha çok önem verirdi. Kendisini asla küçük düşürmezdi. İşte bu yüzden her ne kadar kırılmış olsa da bunu bana belli etmedi. Ben ise gözlerinin içine baktım ve ‘’ Hoşça kal Dora. Seni özleyeceğim. ‘’ deyip Four Seasons Hotel’den ayrıldım. O ise öylece orada kaldı. Benim arkamdan sadece baktı…


SON...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mutlulukla Başlayan Yalanlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Four Seasons Hotel-
Buraya geçin: