Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Barney's de Aşk Kırmızıdır

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Ruby Rutherford
Şarkıcı
 Şarkıcı
Ruby Rutherford


Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California, LA

Barney's de Aşk Kırmızıdır Empty
MesajKonu: Barney's de Aşk Kırmızıdır   Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimeSalı Ağus. 31, 2010 3:00 pm

Barney's de Aşk Kırmızıdır Kirmiziderisuperseksiel


Genelde insanlar pazar günleri yorgun olurlar ama ben nedense hep salıları sorun yaşıyorum. Belki de programımın yoğunluğundandır bilinmez ama bugün kendimi gerçekten çok yorgun hissediyordum. Bol köpüklü kahvemi, yumuşacık deri koltuğumda yudumlarken Joseph’in bana doğru geldiğini gördüm. Okumakta olduğum dergiyi indirdim ve “Ne var Jo?” diye sordum. “Efendim bugün dışarıya çıkacak mısınız acaba? Arabanızı hazırlatmamı ister misiniz?” Bu soru karşısında bir anda tüm yorgunluğumu yitirmiştim. Biraz düşündüm ve bu fikir bana harika geldi. Alışveriş yapma tutkusuyla dolan, moda tutkunu bir genç kız gibi heyecanla Jo’ya doğru atıldım. “Evet, iki dakika içinde hazır olsun.”


Barney’s 7/24 alışveriş yapmaktan bıkmadığım tek yerdir. İçeri girip saatlerce oradan çıkmayabilirim. Kapısına geldiğimizde şoföre dur bile dememe gerek kalmadan iki saniye içinde içeride olurum. İşte bugünde yine buradaydım. Elimde mocha’m, kolumda içi mağazayı almaya yetecek kadar para dolu çantam –ki mağazayı alacağıma eminim çünkü yeni sezon gelmiş- ve yüzümde büyük bir gülümsemeyle yine buradayım. Gözlüklerimi ağır çekim bir havayla çıkardım ve saçlarımı savurdum. Geldiğimi gören görevli yanıma adeta uçarak “Hoşgeldiniz Bayan Rutherford. İçmek için bir şey arzu eder miydiniz?” diye sordu. “Elimdekini görmüyor musun? Sonra belki bir su alırım.” Dedim ve yeni sezon raflara doğru yürüdüm. Kadının arkamdan küfür ettiğini duyar gibiydim. Kahretsin, şahaneyim. Tanrım, rüyada olmalıyım! Siyah deri çizmelerden tut, kadife siyah eldivenler, siyah deri bereler ve kan kırmızısı çantalar… Sonbahar gelince tamamen siyah ve kırmızıya bürünen bu mağazayı geçekten seviyorum. Tam ben bu mağazayı kuran kişi için binlerce teşekkür etmekteydim ki tam karşımda duran kırmızı elbise aklımı başımdan aldı. Straplez göğüs kısmı bele doğru inen incecik tasarımında önüne düğmeler işlenmiş, etek kısmının yanları büzgülü bu elbise “gel beni al” diye bağırıyordu resmen. Elimdeki mocha’yı tezgaha bırakarak –fırlatarak kelimesi daha uygun olur- elbiseye doğru koştum. Büyülenmiş gözlerle derisine dokundum ve kaliteyi ilk dakikada ruhumun derinliklerine çektim. İşte o zaman kendi kendime "bu süper seksi miniyi almalıyım!" dedim. “Aman Tanrım, bu elbise harika!” Beni büyülü rüyamdan uyandıran bu ses 17-18 yaşlarında bir kızdan geliyordu. Duygularıma tercüme olmuştu belki ama bu elbise için bir ufaklıkla uğraşmaya vaktim yoktu. Elbiseyi derhal kaptığım gibi tezgâha doğru koştum. Kız peşimden gelip saçımı kavradı. “Bırak onu! Bu elbise için annemi bile öldürebilirim!” Daha neler! Gençlik ne hale gelmiş Tanrım!


Büyük bir hışımla arkamı döndüm ve “Peki küçük hanım, ben annen değilim. O yüzden şimdi bu elbiseyi burada bırakıyor ve toz oluyorsun.” Dedim. Kız yüzüme bile bakmadan gözlerini elbiseye dikmiş çekiştriyordu. Sanki yorgun değilmişim gibi başıma birde bu kız çıkmıştı. “Toz olacak biri varsa o da sensin sürtük!” Evet, bu kız kafayı yemiş olmalı. Belki hemen güvenliği çağırtabilirdim ama yapmadım. Gerçi bu saniyeye kadar kimsenin bizimle ilgilenmemesi de ilginçti. Bunu bir ara mağaza yetkilileriyle konuşmalıydım. Çekiştirdiği elbiseyi tezgâha bıraktım ve elimle çenesinden tutup kaldırdım. “Sen kime sürtük diyorsun bakalım?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Barney's de Aşk Kırmızıdır Empty
MesajKonu: Geri: Barney's de Aşk Kırmızıdır   Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimeSalı Ağus. 31, 2010 4:09 pm

"Ben çıkıyorum Moni!" diye bağırdı babam kapıdan. Kendisi her zaman ki iş seyahatlerinden birine gidiyordu. Ritüel olarak gidip ona sarılmam ve vedalaşmam gerekiyordu. Babamı seviyordum, ama şuan da bir an önce toz olmasını diliyordum. Bugün Barney's de yeni sezon vardı ki orası benim en sevdiğim mağazalardan birisiydi. Yeni altın halka küpelerimi kulağıma taktım ve koşarak merdivenleri indim. Babam benim giydiğim Siyah etek ve tişörte karşı beyaz gömlek ve beyaz pantolon giymişti. Tanrım, birisinin bu adama modayı öğretmesi gerekiyordu. Onun için bir çok kez kıyafet kombinlemiştim ama o hala ısrarla kendi seçtiklerini giyiyordu. Tamam, belki bu sezon beyazda modaydı ama beyaz gömlek üstüne bej kıravat kesinlikle kabul edilemezdi. "Seni seviyorum baba ama git kendine moda danışmanı bul." dedim yanağına öpücük kondururken. Bana gülümsedi ve gözlerini devirerek başını salladı. Sonra kapıyı çekip çıktı. O gittiği anda vitrinde duran cüzdanımı aldım ve arka taraftan çıktım. Babam alış veriş yapmama bir şey demezdi ama o iki haftalığına bir yere gidecekken benim alışveriş derdinde olmama da bozulurdu.
Büyük ve eski mağazadan girdiğim anda içimi mutluluk dalgası kapladı. Burayı seviyordum, bir sürü çeşitte şey satıyordu; bir sürü markayı da bir arada barındırıyordu. Tezgahtar kız bana gülümsedi ve "Hoşgeldiniz. Aradığınız özel bir şey var mı?" dedi. Evime çok yakın olması nedeniyle buraya sürekli gelirdim ve çalışanlarda beni tanırdı. Buraya geldiğimde özel ilgi görmek hoşuma gidiyordu. İlgi aslında her zaman hoşuma gidiyordu. Gülümsedim ve hayır anlamında başımı sallayıp binlerce kıyafetin arasına kendimi attım.
Yeni sezon güzeldi ama zaten hepsinin farklı renkleri benim gardrobumda vardı. Belki de tarzımı değiştirmeliydim. Her zaman modaya uymuştum ama genelde hep cici kız takılırdım. Yerimden kımıldamadan gözümle etrafı taradım. Deneme kabinlerinin orada, mankenin üzerinde, tek başında duran kırmızı bir elbiseye duruyordu. Aslında bir jartiyeri daha çok andırıyordu. En kötü ihtimal cadılar bayramı için giyerdim. Gerçi, tarzımı yenilemem için harika bir başlangıçtı. Kırmızı pucci ayakkabılarımla da harika bir birleşim olurdu. Avuçlarımı açıp elbiseye koşuştururken "Aman Tanrım, bu elbise harika!" dedim. Tam elimi elbiseye atmıştım ki yanımda ki kız, ya da kadın her neyse, elbiseyle beraber tezgaha yöneldi. Gözlerimi kocaman açıp ileri doğru atıldım ve kızıl, uzun saçlarını tuttum.
"Bırak onu! Bu elbise için annemi bile öldürebilirim!" dedim. Şey, teknik olarak annem zaten bir ölüydü. Ama inadımdan olsa gerek, mezarından çıksa tekrar öldürebilirdim. Saçlarını tam çekme kıvamındaydım ki birden arkasını döndü. "Peki küçük hanım, ben annen değilim. O yüzden şimdi bu elbiseyi burada bırakıyor ve toz oluyorsun." dedi. Sesi çok tanıdıktı ama elbiseyi çekiştirirken yırtılmaması için suratına bakamıyordum. "Toz olacak biri varsa o da sensin sürtük!" dedim hışımla. Bir an önce mağaza sahibi gelip duruma el koysaydı keşke. Sonunda elbiseyi kazanan sadık müşterileri, yani ben olurdum. Elbiseyi bir anda çekince geriye doğru tökezledim. Kızgın bir şekilde çenemi tutup beni yüzüne bakmaya zorlattı ve "Sen kime sürtük diyorsun bakalım?" dedi. Aman Tanrım! Yeşil gözler, beyaz ten ve muhteşem kızıl saçlar. En sevdiğim şarkıcılardan birisi olan Ruby Rutherford karşımda duruyordu ve ben onunla, kesinlikle onun tarzı olan elbise için mi kavga ediyordum? İlk bir kaç saniye konuşamamıştım. Ruby'nin arkasından gelen topuk sesleriyle kendime geldim. Nihayet mağaza yetkilileri buraya gelmişti ama artık kavga etmek istemiyordum. "Aman Tanrım! Ruby Rutherford! Ben... Seninle bir elbise için kavga ettiğime inanamıyorum!" dedim şaşkınlığımın arasında gülerken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Rutherford
Şarkıcı
 Şarkıcı
Ruby Rutherford


Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California, LA

Barney's de Aşk Kırmızıdır Empty
MesajKonu: Geri: Barney's de Aşk Kırmızıdır   Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimeÇarş. Eyl. 01, 2010 1:14 am

Elbiseyi sanki bir daha ömrü boyunca göremeyecekmiş gibi sarıp sarmalayan kız meğersem benim bir hayranımmış. Ben tam ona dersini verecekken arkadan gelen görevlileri, kızın bana bakarak adımı sayıklamasıyla durdurdum. "Aman Tanrım! Ruby Rutherford! Ben... Seninle bir elbise için kavga ettiğime inanamıyorum!" Akıllı bir kız olduğunu yavaş yavaş belli ediyordu. Açık kahve saçları, kocaman gözleri ve kırmızı dudaklarıyla pekte aman aman bir kız sayılmazdı. O küçük dilini yutmuş şekilde bana bakarken saçlarımı geriye savurdum ve dudaklarımı büzdüm. “Tamam, artık elbiseyi alabilirim değil mi?” Kızın elinden kayıp giden elbiseyi alırken kız hala parlayan gözlerle bana bakıyordu. “Elbise için teşekkür ederim. Bir tanecik imzayı hak ettin sanırım.”

Tezgâhta duran mocha’mı elime alırken elbiseyi kasiyere uzattım. Aldığım diğer ürünlerin yarına koymak üzere dolaba kaldırdığı elbiseye ben hala hayranlıkla bakıyordum. O sırada henüz adını bile bilmediğim kız yanımda dikilmiş beni süzüyordu. “Adın en tatlım senin?” diye sordum en kibar halimle. Boğazını temizledi ve kendine bir çekidüzen vardi. Saçlarını bana benzer bir hareketle geri savurarak “Monica, Monica Morwell. Belki tanıyorsunuzdur. Ünlü iş adamı…” Evet, her neyse gibi bir hareketle elimi ona doğru salladım. Ünlü babasının ününü dinlemeye hiç de niyetim yoktu. “Tamam Monica, haydi şuraya oturalım ve senle biraz moda konuşalım ne dersin?” Bu sorum karşısında iyice afallayan kız iki saniye içinde gösterdiği altın sarısı deri pofuduklara gömülüverdi. Ben de yanına oturdum ve Barney’s in yeni sezonu hakkında birkaç dakika sohbet ettik. Gerçekten iyi bir moda zevkine sahip olduğu siyah deri eteğinden belliydi. Ama çantası ve tişörtünden anladığım kadarıyla da biraz hanım hanımcık takılıyordu. “Senin o kırmızı elbiseyle ne işin vardı?” deyiverdim birden. Kız bana garip ve sorgulayan gözlerle baktı. “Yani demek istediğim, tarzın o kırmızı elbise için bir fazla cici kız havasında değil mi?” Şimdi anladım modunda kafasını yavaş hareketlerle sallarken bir yandan da heyecan içinde cevap vermeye çalışıyordu. “Aslında ben de tarzımı değiştirmeye karar vermiştim. Biraz sıradanlaştığımı düşünüyorum. Daha değişik bir stil denemek istemiştim ve o kırmızı elbise bu başlangıç için mükemmeldi.” Gülümsedim. Gerçekten çok şeker bir yüzü vardı ve stilini değiştirirse nasıl olacağını tahmin bile edemiyordum. “Ama tabi o elbiseyi sizin çekiştirdiğinizi bilmediğim için… Aslında size daha çok gider elbette. Zaten deri bana kaliteli bir kadife kadar yakışmıyor. ” Bunu öyle kendinden emin bir tavırla söylemişti ki hayran kalmıştım. “Ben de kadifenin sana daha çok yakışacağını düşünüyorum. Ee, imzamı nereye atmamı istersin?” Gülümsedi ve çantasından minik bir defter çıkardı. Defterde boş bir sayfa aradı –ki o defterde boş bir sayfa bulduğu için onu tebrik etmek lazım- ve sonunda imzalamam için küçükte olsa bir yer bulabildi. Çantamdan çıkardığım özel kalemimle atabileceğim en güzel imzayı attım onun için. Bana teşekkür ettikten sonra tekrar özür dileyip alışverişe devam etmek üzere gözden kayboldu.

Aldığım dehşet kırmızı elbisenin altına harika kırmızı deri çizmeler, iki gün önce aldığım siyah ötesi elbisemin yanına da siyah deri bir çanta aldım ve kasiyere teslim ettim. Bunları ararken bulduğum birkaç dakika önce burada, benimle kırmızı deri bir elbise için kavga eden kıza son derece yakışacak şeker bir elbiseyi de yanıma aldım ve kızı aramaya koyuldum. Sonunda yeni sezon çantaların yanına rastladığım kızın yanına yaklaşarak elbiseyi gösterdim. Siyah tek kollu deri bir elbiseydi. Omzundan üç tane pırlanta işleme, belinde ise çıkarılabilir beyaz bir kemer vardı. Son derece şık olan bu siyah deri elbise, ona yeni bir stil için harika bir başlangıç olacaktı. Tamam, kabul ediyorum her ne kadar kırmızı deri kadar harika bir başlangıç olmasa da idare ederdi işte. Kıza elbiseyi uzattığımda elindeki torba da dikkatimi çekti. Anlaşılan benden önce burayı satın almaya çoktan başlamıştı bile. Kıza gülümseyerek elbiseyi uzattım ve mağazanın geri kalanını satın alma işime kaldığım yerden devam ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Barney's de Aşk Kırmızıdır Empty
MesajKonu: Geri: Barney's de Aşk Kırmızıdır   Barney's de Aşk Kırmızıdır Icon_minitimeÇarş. Eyl. 01, 2010 6:32 am

"Adın ne tatlım senin?" dedi Ruby. Hayranlık dolu gözlerle onu süzmeye devam ediyordum. Ne güzel, çok cesurdu. İstediği türde her elbiseyi korkmadan giyiyordu. Benimle konuştuğunu anladığımda boğazımı temizledim ve omuzlarımı dikleştirip saçımı arkaya attım. "Monica, Monica Morwell. Belki tanıyorsunuzdur. Ünlü iş adamı…" diye lafımı devam ettiriyordum ki eliyle beni geçiştirdi. "Tamam Monica, haydi şuraya oturalım ve senle biraz moda konuşalım ne dersin?" dedi sonrada. Ben ünlüler her zaman burnu havada olduğunu ve fanlarını hep geçiştirdiklerini sanırdım. Demek ki Ruby farklıydı. Biraz afalladıktan sonra pofuduk koltuklara kendimi bıraktım. Bir süre oturup Barney's hakkında konuştuk. Bana giydiği kıyafet çeşitlerini anlattı, bir kaç öneri verdi. Mağazanın müdürü az önce ki kavgamız ardından gayet insancıl bir şekilde konuştuğumuzu görünce mutlu olmuştu. Gözleri, aynı kafasının ortasında ki kel kısım gibi parlıyordu. Adamı biraz daha inceleyecektim ki Ruby pat diye lafa girdi.
"Senin o kırmızı elbiseyle ne işin vardı?" Tuhaf gözlerle ona baktım. Ne yani alamaz mıydım? "Yani demek istediğim, tarzın o kırmızı elbise için bir fazla cici kız havasında değil mi?" diye düzeltti. Başımı sallayıp ona hak verdim. "Aslında ben de tarzımı değiştirmeye karar vermiştim. Biraz sıradanlaştığımı düşünüyorum. Daha değişik bir stil denemek istemiştim ve o kırmızı elbise bu başlangıç için mükemmeldi." dedim ve kısa bir an durup nefes aldım. Bana gülümsedi. Ruby Rutherford, bana gülümsemişti! Biraz daha heyecanlanarak devam ettim. "Ama tabi o elbiseyi sizin çekiştirdiğinizi bilmediğim için… Aslında size daha çok gider elbette. Zaten deri bana kaliteli bir kadife kadar yakışmıyor." dedim kendimden emin bir şekilde. Daha önce bir çok deri elbise denemiştim ama vücudumda pek kıvrım olmadığı için hiç hoş durmamıştı. Tabii bazı deri etek, deri çizme ya da deri tayt giyiyordum ama hiç bir şey kadife ve satenin yerini tutamazdı. Onaylar bir şekilde hafifçe başını salladı. "Ben de kadifenin sana daha çok yakışacağını düşünüyorum. Ee, imzamı nereye atmamı istersin?" dedi. Gülümsedim ve hemen çantamın içinden küçük defterimi çıkarttım. Bu defteri neredeyse üç yıldır kullanıyordum. Fazla kullanmadığım için hiç bitmemişti ama her tarafı saçma karalamalarla doluydu. Hızlıca sayfaları karıştırıp boş bir yaprak bulunca ona doğru uzattım. Oda kendi kalemini çıkartıp imzaladı ve alışverişini tamamlamak için ayağa kalktı. Tam gidiyordu ki arkasından seslendim. "Imm, imza için çok teşekkür ederim. Bir tane de fotoğraf çekinebilir miyiz? Ayrıca, elbise de zorluk çıkarttığım için üzgünüm." dedim mahçup bir şekilde. Bir şey demeden başını salladı. Yanına gidip telefonumu çıkarttım ve fotoğrafımızı çektim. 21. yüzyılın imzalık fotoğrafları elimde duruyordu!
Kendi kendime gülümseyerek alışverişime devam ettim. Önce kendime bir çift beyaz platform topuklu ayakkabı aldım. Klasik tarzımdan da aldığım bir kaç elbiseyide yanımda ki torbaya attım. Bu alış veriş torbaları gerçekten kullanışlıydı. Elimde bir sürü askı taşımaktan çok daha iyiydi. Mağaza da bir kaç tur daha attıktan sonra yorulduğumu farkettim. Eve gidip yeni kıyafetlerimi denemek ve sonra da televizyon karşısında uyuklamak istiyordum. Son bir kez çantalara da göz attım. Geniş ve gri kumaş çanta, okul için harikaydı. Omzumu silkip çantayıda poşetime attım. Arkamı döndüğüm anda Ruby karşımda belirdi. Elinde siyah der bir elbise duruyordu. Elbiseyi bana uzatıp gülümsedikten sonra tek kelime bile etmeden arkasını dönüp gitti. Kırmızı elbise gibi iddialı değildi ama en azından benim tarzıma daha yakındı. Aynı zamanda farklı bir stildi. Mutlulukla kasaya doğru ilerledim. Kasiyer kız elimdekileri okuturken kasanın yanında ki yeni sezon kravatlara baktım. Farklı desenler de bir sürü lacivert kravar vardı. Bir kaç tane babama almak için elimi uzatmıştım ki arkada, eskiden kalma indirimde bej bir kravat gördüm. Biraz tereddüt ettikten sonra onu aldım ve kasiyere uzattım.
Nihayet alışverişi mi tamamlayıp kendimi dışarı atmıştım. Ruby'de hemen önümde elinde ki poşetleri şöförüne vermiş, arabasına biniyordu. Ona kısa bir şekilde el salladıktan sonra evin yolunu tuttum.

Ruby Rutherford & Monica Morwell

SON
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Barney's de Aşk Kırmızıdır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Barney's-
Buraya geçin: