Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Beklenmeyen Yardım Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Beklenmeyen Yardım Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Beklenmeyen Yardım Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Beklenmeyen Yardım Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Beklenmeyen Yardım Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Beklenmeyen Yardım

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Alexios Costi
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexios Costi


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 05/02/11

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 4:59 pm

Beklenmeyen Yardım Teresa-Palmer-teresa-palmer-20987322-100-100.Beklenmeyen Yardım Luke-Grimes-luke-grimes-19824158-100-100
Arianna Bennet vs. Alexios Costi

    Bardağındaki son yudumu aldıktan sonra bir süre kalakaldı oturduğu yerde. Yerinden kalkmak zor gelmeye başlamıştı ona. Koltuğun kollarına dayanarak kendini yukarı çekmeye başladı. Ayağa kalkar kalkmaz ayakları kendi başlarına hareket etmeye başlamış ve yalpalamasına neden olmuştu. Elini hızla başına götürüp şakalarını ovmaya başladı. Ayakta sabit durabileceğini anladığı zamana kadar orada öylece kaldı ve sonunda hızlı adımlarla yatak odasına geçti. Yatağının başındaki çekmecesinin kilidini açıp oradaki sarı paketi ceketinin iç cebine yerleştirdi. Gömleğinin cebindeki sigara paketini çıkarıp bir tane yaktı ve sigarasından derin bir nefes çekti. Dumanını dışarı doğru üflerken her zaman yaptığı şeyi yapıp başını yukarı kaldırdı. Botlarının yerde çıkardığı gıcırtı sesleri beyninde ötse de hız kesmeden evden ayrıldı. Bu işi ilk yaptığı zamanlar aklına geldi. Paketi cebinde taşırken nasıl da telaşlı ve gergin göründüğünü… Bu işi nasıl bu kadar çabuk öğrenmişti bilmiyordu. Belki de aldığı tüm o uyuşturucu ve alkol onu bu denli sorumsuz yapıyordu ama gene de artık yakalanmayacağını bilmenin verdiği bir genişlik vardı üzerinde. Yanından geçtiği tüm o gökdelenler aslında gaip bir şekilde onun egosunun temsiliydi sanki. Asla hata yapmayacak olan Alex…

    Alex’in tipik davranışları arasında zamanlama konusunda berbat olduğu da var olabilirdi. Asla bir buluşmaya zamanında gitmezdi. Bunu istemezdi aslında. Hoş istese de başarabilir miydi orası derin bir mevzu idi. Ellerini cebine atıp ağır adımlarla ilerledi dev gökdelenlerin göründüğü caddeden. Aslında bu buluşmayı hiç istemediğini yeni fark ediyordu. Daha sonra getirebilirdi paketi. Onun için aciliyeti yoktu. Ama karşı taraf için vardı anlaşılan. Onun bu işten para kazanmasını sağlayan da az sonra yanına gideceği müşterisi gibi insanlardı. Uyuşturucu bağımlılığının henüz başında olan, en ufak bir kriz anında bile belli bir süre dayanamayacak olan, aldıkları hapların yerini tutacak başka ilaçlar olabileceğinin farkında olmayan cahil insanlardı. Ama o bunlardan değildi. Geçmişteki gibi artık kriz geçirdiğinde elindeki tüm parasını ufak bir hapa yatırmıyordu. Daha akıllı davranmasını öğrenmişti. Bu sayede bu işe girişmiş ve kısa zamanda çok para kazanmanın yolunu bulmuştu. Buluşacağı kız delirmenin eşiğindeydi. Hatta beyni çalışmayı kısa süre önce durdurmuştu. Eski, yıkık dökük bir binada buluşmayı teklif etmişti. Artık yapılan her hareketin milletin ağzında sakız olduğu düşünülürse bu davranış oldukça aptalca olurdu. Kızla telefonda konuştuğunda onu, herkesin bulunabileceği ve böylece dikkat çekmeyecekleri bir yerde buluşmaya zor ikna etmişti. Kız gerçek bir aptaldı ve insanların ne dediğini anlamıyordu. Markette buluşmaları ikisi için de gayet iyi olacaktı. Alışveriş arabaları ile rahatlıkla ticareti yapabilirlerdi. Kimse alışveriş yapan insanları incelemezdi zaten.

    Marketin önüne geldiğin de otomatik kapıdan sıyrılırcasına geçti. Market arabalarının olduğu yere yönelip bir tane kaptı kendine. Kolunu arabanın tutulması için yapılan yerine dayayıp kendini sürükleyerek ilerledi marketin içinden. Bu markete hiç gelmemişti ama kıza sanki burayı çok iyi biliyormuş gibi sür ürünleri reyonunda buluşalım demişti. Şimdi orası neredeydi bilmiyordu. Eğer eline koca alışveriş arabasını almasaydı birilerine sorup, sadece süt alacakmış gibi davranabilirdi. Ama şimdi uzunca bir vaktini alışverişe harcayacaktı. Yavaş yavaş peronların arasından geçerken eline hangi abur cuburlar geçtiyse hepsini arabaya doldurdu. Kutu kutu aldığı biralar zaten arabanın zeminini kaplıyorlardı. Onu görenler pek yadırgamazdı bu durumu. Artık günümüzde hangi genç evin sebze ya da sıradan bir yiyecek ihtiyacı için alışverişe gidiyordu ki? Deterjanların olduğu yeri direkt es geçtikten sonra et ürünlerinin olduğu yere gelmişti. Ve karşıdan sür ürünlerinin durduğu buzluğu görebiliyordu. Oraya iyice göz gezdirdi ama kızı bulamadı. Daha gelmemiş olabilir diye düşünmek isterdi ama geç gelen kendisiydi, hapa ihtiyacı olansa kız. Buluşma saatinden de önce orada olması gerekiyordu. Zaman geçsin diye iki kere o reyonu baştan sona gezdi ama kız gelmedi. Sinirlenmeye başlayan genç adam hemen telefonuna sarılıp kızın numarasını tuşladı. Sabırsızlığı öfkeye dönüşüyor, öfkesi ise suratından çok ney bir şekilde okunuyordu. Kız ise telefonunu beşinci çevirişinde açmıştı ancak. Kızın ne söylediğini bile dinlemeden hemen lafa daldı. “Bana bak, buluşma yerine zamanından önce gelmesi gereken kişi sensin, ben değil. Bana ihtiyacın vardı unuttun mu? Şimdi her ne cehennemdeysen hemen gel. Seni daha fazla beklemeyeceğim.” Kızın cevap vermesine fırsat vermeden hemen kapatmıştı cep telefonunu kızın suratına. Ama gizliden gizliye içini bir korku kaplamıştı. Ya kız başka birinden bulduysa aradığını? Gerginliğini belli edercesine bekledi kızı o reyonun önünde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arianna Bennet
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Arianna Bennet


Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 24/07/11
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 6:16 am

    Onuncu bardak tekilayı da başına diktiğinde başı hafifçe döner gibi oldu. Gülüşmeler gittikçe çoğaldı. Neden böyle bir şeye girmişti ki sanki? Neyse ki bu sefer yalnız değildi ve birilerinin kafasında bardak kırmak zorunda kalmayacaktı. Buraya çok sık görüşmediği Sydney ile gelmişti. Tek başına gelmektense onunla gelmeyi tercih etmişti. Belki dedikodu bile yapabileceklerini düşünmüştü. Bazen nasıl bu kadar saf olabildiğini düşünmüyor değildi. Sydney yanında bir kaç arkadaşını daha getirmişti. Arianna, Sydney'in sevgilisi dışındakileri tanımıyordu bile; fakat yine de pek umursamadı. Eğlendiği sürece sorun yoktu. Sydney'in sevgilisi, nedense adını şu an anımsayamıyordu, yanındaki arkadaşlarına bir şeyler anlatıyordu ve arkadaşları da kahkahalarla gülüyordu. Arianna ne konuştuklarına kulak asmadı. Bunun yerine eve dönünce annesine ne diyeceğini düşünmeye başladı. Yine! Bir kaç gece önce sabaha karşı eve geldiği için sözde(!) cezalıydı; fakat Arianna tabii ki bunu umursamamıştı. Tekrardan annesi ile yaşadığı saçma sapan kavgaları düşünmemek için başka bir bardak tekilayı kafasına dikti. Yine başı dönmüştü; fakat henüz sarhoş değildi.

    Müzik gittikçe hızlanırken Arianna ayağı ile tempo tutuyordu. Dans etmek istedi; fakat o sırada Sydney'in aptal sevgilisinin konuşması dikkatini çekti. Bu çocuktan nedense pek hoşlanmıyordu. Kendini beğenmişliğin sınırlarını zorlamasının yanında zamanında Arianna'ya asılması da durumu pek kolaylaştırmıyordu. Tam anlamıyla aptalın tekiydi! Arianna yüksek müzik nedeniyle onları duymakta güçlük çekiyordu. Biraz daha yaklaştı ve onları duymaya çalıştı. "...Costi'nin işi bu gece bitiyor." Bu isim ona çok tanıdık geliyordu. Kimdi bu Costi? Ayrıca neden işi bitiyordu? Bunu öğrenmek için onları yanına biraz daha yaklaştı ve ağızlarından laf almaya çalıştı. "Kimmiş bakalım bu sizin gazabınıza uğrayacak kişi?" Arianna'nın sözlerinin ardından salak salak gülmeye başladılar. Arianna doğru yolda olduğunu düşünmeye başladı. Bu salak heriften bıkmıştı artık ve onun oyununu bozarsa büyük bir zevk alacaktı.

    Saçlarını omzundan arkaya doğru savurdu ve çocuğa çekici(!) bir şekilde bakmaya başladı. Kadınlık silahlarını kullanmak çoğu zaman işe yarardı. Syney ile ne kadar samimi olmasalar da bu sahneye tanık olmasını istemiyordu. Neyse ki ortalarda yoktu. Bir yanıt beklerken Sydney'in sevgilisi -gerçekten adı neydi bu herifin?- kendini beğenmiş bir tavırla "Alexios Costi, şu satıcı çocuk. Onun işini bu gece bitiriyorum," dedi ve gülerek tekrardan arkadaşlarına döndü. O an Arianna'nın zihninde adeta bir ampul yandı. Onu tanıyordu! Kuvvetli hafızasına bir kez daha şükretti. Çocukla konuşmuşlukları pek yoktu; ama Arianna genelde okuldaki herkesi tanırdı. Sir Staffordlu çocuk.

    Arianna, daha fazla laf alamayacağını düşünüğü sırada aptal herif böbürlenerek arkadaşlarına her bir detayı anlatmaya başladı. Arianna sanki orada yokmuş ve onları dinlemiyormuş gibi yaparak bütün her şeyi öğrendi. Şimdi iki seçeneği vardı; ya Alex'in polisler tarafından yakalanıp adalete teslim edilmesini bekleyecekti ki doğru olan buydu, ya da onun oraya, yani teslimat yerine gitmesi engelleyip şu adını unuttuğu çocuğun sinir krizi geçirmesini keyifle izleyecekti. Maalesef ki ikinci seçenek ağır basıyordu. Arianna, çantasını alıp hızla bardan çıktı. Hemen bir taksi çevirip adresi söyledi. Bunu neden yapıyordu ki? Tamam belki şu Sydney'in sevgilisinin planını bozmak harika olacaktı; ama bir yandan da bir suçluya yardım ediyordu. Kesinlikle kafayı yemiş olmalıydı.

    Taksi Great Wall Supermarket'ın önünde durunca parayı ödeyip aşağıya atladı. İyi ki bugün yüksek topuklu bir ayakkabı giymemişti. Yoksa telaşla yürürken kesin bacağını kırardı. Kapılar açılıp içeriye girdiğinde ne yapacağını bilemez bir vaziyetteydi. Böyle salakça dikilmek yerine eline bir alışveriş arabası aldı ve reyonlar arasında hızla ilerlemeye başladı. Kalbi hızla atıyordu. Eğer çocuğa yardım ederken yakalanırsa kendi başı da belaya girerdi. Bu yüzden direkt çocuğa 'Baskın olacak. Hemen kaçmalısın,' falan dememeliydi. Belki de filmlerdeki gibi etrafta polisler vardı. Arianna gittikçe telaşlanmaya başlamıştı. Bir çözüm yolu bulmalıydı. Alex'i oradan uzaklaştırmasını sağlayacak bir çözüm yolu.

    Hızla bir köşeyi dönerken onu gördü ve hızla fren yapıp geriye gitti. Oradaydı işte. Henüz çok geç değildi. Geri dönebilirdi; ama o geri dönmemeyi tercih etti. Önde araba, arkada kendisi hızla Alex'e doğru ilerlemeye başladı. Süt reyonunun önünde duruyordu. Birini beklediği her halinden belliydi. Hızını kesmeden ilerlemeye devam etti ve ona çarptı. Lanet olasıca! Tam bir salaktı! Daha iyi bir fikir gelemez miydi sanki aklına? Hemen konuşmaya başladı. "Ah, çok özür dilerim. Bir an da arabanın hakimiyetini kaybettim ben...," duraksadı ve sanki yavaş yavaş onu tanımaya başlıyormuş gibi görünmeye çabaladı. Oyunculuğu tam anlamıyla berbattı. "Seni tanıyorum. Sen, Alex olmalısın. Çok affedersin. Bunu telafi etmek isterim, gerçekten. Neden gidip bir şeyler içmiyoruz?" Arianna o an kendi elleriyle kendisini boğmak istedi ya da gidip camdan aşağıya atlamak. Sözde belli etmeden onu buradan uzaklaştıracaktı. Bir an da çocuğa bir şeyler içelim falan diyerek gerçekten hiç belli etmemişti. Tam bir fiyaskoydu. Çocuğun garip bakışları altında bir şeyler söylemesini bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexios Costi
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexios Costi


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 05/02/11

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 5:29 pm

    Birilerini beklediğini belli etmemeye çalışsa da aniden panik yapmıştı bir kere. Şimdi orada öylece durmanın ne kadar aptalca olduğunun farkına varıyordu ve bu durumu geç de olsa telafi etmeye çalışıyordu. Hemen arkasına dönüp iki litrelik bir sütü biraların yanına koydu. Tekrar durup çevresine bakınmak istediğin de ona doğru hız kesmeden gelen birini görmüş ve kenara çekilmeye fırsat bulamadan kendini çarpışan arabaların ortasında bulmuştu. Kızın çarpmasının etkisi ile araba devrilmiş ve tüm biralar yere saçılmış, içlerinden bazıları ise kırılıp yere ve Alex’in pantolonu ve ayakkabısına dökülmüştü. Ani bir refleks sonucu ağzından çıkan küfürleri kontrol edememişti. Elleri havada öylece kalakalmıştı. Sinirli bir şekilde karşısındaki kıza bakarken kızın özürleri karşısında önemli değil demesi gerektiğini düşünse de hiçbir şey dememişti. Aksine daha da öfkeli bir şekilde bakmaya başlamıştı. Ve öfkesi diline vurmuştu. “Eğer arabaya hâkim olamıyorsan kullanma. Zaten o büyükler için.” Söylediği sözler ne kadar kabaydı, karşısındaki genç kızı ne kadar yaralamıştı farkında değildi. Elleri ile hemen pantolonunu temizlemeye başlamıştı. İçinden ise oldukça marjinal küfürler buluyor ve onları ustalıkla dışarı savuruyordu. Kızın özür dilemesi gerçekten de hiçbir işe yaramamıştı. Onun öfkesinin katsayısını artırmaktan başka… Ona çarpan ve sakar diye nitelendirebileceği sarışın ise bir sonraki sözleriyle onu şaşırtmıştı. Kaşları yavaşça yukarı kalkmış, dudaklarında yarı alaycı yarı meraklı bir sırıtış belirmişti. Dudaklarında beliren duygular sözlerine de aynen yansımıştı. “Beni tanıyorsun? Nereden çok merak ettim.” Sözlerindeki gizli anlamdan dolayı gülsede karşısındaki kızın bunu anlayacağını sanmıyordu. Bu yüzden sözlerini açıklama gereğinde bulundu. “Birinin adı bilmekle onu tanımış olmazsın…” Kızı öylesine süzdükten sonra sözlerine devam etti. “…ufaklık.” dudaklarındaki alaycı sırıtış daha da belirginleşmişti. Konuşmasına ise başından beri göstermediği dikkati göstererek devam etti. “Ve şu içme konusuna gelecek olursak; üzgünüm ama vaktim yok. Senin berbat ettiğin alışverişimi bitirmek zorundayım.” dedikten hemen sonra eğilip devrilen alışveriş arabasını aldı. Ayağa geri kalkarken ise kıza kaçamak bir bakış daha attı. Aslında kızın suratında görmek istediği hayal kırıklığı idi. Anlam veremediği bir ifade kızın suratında belirmişti ve o bu ifadeyi hemen kendi görmek istediği o ifadeye yormuştu.

    Süt reyonundan yine sütünü alıp arabanın içine koyduktan sonra market görevlisinin gelip yerdeki kırık şişelere bakmasını izledi. Görevli ne olduğunu soran bakışlarını genç adama yöneltirken Alex de dünyanın en doğal olayıymış süsü vermeye çalıştığı hikâyesini anlatıyordu. Görevlinin ardından temizlik hizmetlileri gelip yerdeki biraları temizlemeye başladığı anda o da hemen reyona yeniden yönelmiş ve zaman kazanmaya çalışırcasına yoğurt ve çeşitli süt ürünlerini arabanın içine doldurmaya başlamıştı. Karşıya yönelip makarna reyonundan daha önce adını bile duymadığı, büyük ihtimalle de asla yemeyeceği türden yiyecekleri arabanın içine doldururken ilk kez ona çarpan kızı dikkatlice süzmüştü. Kıyafetleri markete gelmek için oldukça havalıydı. Saçlar yapılı, tam teşkilatlı bir saçla markete gelmişti. İşkillenmesi gerekiyor muydu tam çözememişti. Tipik bir tiki miydi yoksa yolunu kaybetmiş bir bedevi mi çözememişti. Mavi gözlerindeki telaş gözden kaçmıyordu ama o telaş yaptığı sakarlıktan kaynaklanıyor olabilirdi. Mal alıp satmak dışında birini hiç bu kadar uzun uzun süzdüğü hatırlamıyordu. Büyük ihtimalle yapmıştı ama yakın zamanda olmadığı kesindi. Kıza gözlerini dikmiş bakarken kızın aniden ona doğru bakması ile biraz şok olsa da sonra olayı her zamanki vurdumduymazlığına çevirip geri önüne dönmüştü. Ve alışveriş yapacağı şu aptal Chloe’yi beklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arianna Bennet
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Arianna Bennet


Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 24/07/11
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 2:10 pm

    Genç adamın bu kadar öfkelenmesi Arianna'yı şoka uğratmıştı. Aslında haklıydı; ama yine de Arianna burada ona yardım etmeye çalışıyordu, her ne kadar onun haberi olmasa da. Arianna ayakkabılarına sıçrayan bira damlalarını umursamamaya çalıştı; fakat Alex'in de umursamadığını söyleyemeyecekti. Kıza bir kaç hakaret içerikli söz söyleyince Arianna sinirlenmişti. Eğer izlendiklerini düşünmeseydi yüzüne 'Seni sersem burada seni kurtarmaya çalışıyorum. Sense kalkmış domuzluk yapıyorsun,' diye bağırırdı; fakat tabii ki böyle bir şey yapamazdı. Alex, tatmin olmamış gibi Arianna'ya ima dolu sözlerle alaycı bir gülümseme daha yolladı. Arianna bu duruma gözlerini devirmeden edemedi. Şu an da kaderinin Arianna'nın ellerinde olduğunu bilse ne yapardı acaba? Arianna bir an fazla dramatik davrandığını düşündü. Buraya gelmekle büyük bir hata yapmıştı; ama artık geri dönmek için çok geçti. Bir işe başlamıştı ve bunun devamını getirmeliydi. Karşısındaki kişi ne kadar sinirlerini bozsa da.

    Tam sakinleşmeye başladığını düşünürken Alex'in ona ufaklık demesi her şeyi daha da berbat etmişti. Bu çocuk Arianna'yı kızdırmayı iyi beceriyordu doğrusu. Boyu birazcık kısa olabilirdi; fakat bu onu küçük bir çocuk yapmazdı. Ona ufaklık demesini ödetecekti. Aslında buradan gitmeliydi ve onun yakalanmasını uzaktan keyifle seyretmeliydi; fakat bunun yerine onu kurtaracaktı. Sonra da Alex ona ufaklık dediği için pişman olacaktı. Arianna, onun yüzündeki alaycı sırıtışı yok etmek için onu yumruklamak istedi. Güzel suratında bir morluk görünce ne yapardı acaba. Arianna onu güzel/yakışıklı bulduğu için kendisine kızdı. Şu an da içinde bir kaos yaşanıyordu ve daha önce böyle bir şey hissetmemişti. Bu kendini beğenmiş bağımlı herif onun kafasını karıştırıyordu. Derin bir nefes aldı ve onu kurtardığını fark ettiğinde Alex'in yüzündeki ifadeyi düşünmeye çabaladı. Büyük ihtimalle şok olacaktı ya da umursamazdı bile. Ne yapacağı belli olmayan bir tipti.

    Umursamaz bir edayla Arianna'nın bir şeyler içme teklifini reddettikten sonra devrilmiş olan alışveriş arabasını yerden aldı. Arianna ise derin düşüncelere dalmıştı. Şimdi başka bir çözüm yolu bulmak zorundaydı. Alex'i marketten nasıl çıkarabilirdi ki? Anlaşılan şu an alacağı parayı düşünüyordu ve onu buradan çıkarmak neredeyse imkansızdı; fakat Arianna zoru severdi. Onu buradan çıkarmanın bir yolunu bulacaktı. Sonra da hem o Alex'in işini bitireceğini düşündüğü herifin kriz geçirmesini hem de Alex'in yüzünde oluşacak ifadeyi keyifle izleyecekti. Bir görevli gelip neler olduğunu sorunca Alex bir şeyler anlatmaya koyuldu; ama açıkçası Arianna onu dinlemiyordu. Şu an zihni son sürat çalışıyordu. Yine de pek bir şey bulduğu söylenemezdi. Bulduklarını yapması için de rezil olmayı göze alması gerekiyordu. Açıkçası bu kendini beğenmiş çocuk için değer miydi, orasını bilmiyordu.

    Arianna hala olduğu yerde dikilirken temizlik görevlileri gelmiş dökülen biraları temizliyorlardı. Kafasını kaldırıp gözleri ile Alex'i aradı. Onu bulduğunda ise onunda kendisine baktığını gördü. Ardından da oğlan tekrardan önüne döndü. Arianna kaymamaya özen göstererek onu görmezden gelen genç adamın yanına gitti. Bir şey söylemeden durması garip kaçmıştı; ama tam olarak ne söyleyeceğinden de emin değildi. "Birincisi, bana ufaklık demen hiç hoşuma gitmedi," Oğlanın alışveriş arabasını bir kenara ittirip ona biraz yaklaştı. Şu an fazlasıyla telaşlıydı; ama bunu belli etmemeye çabalıyordu. Dışarıdan görenlerin başka bir amaçla yaklaştığını düşünmesi şu an işine gelirdi; ama Arianna sadece sesinin duyulmaması için yaklaşmıştı. "İkincisi, bana bu kadar kaba davranman da hoşuma gitmedi." Son sözlerini söylemek üzere oğlanın kulağına doğru yaklaşıp fısıldadı. "Ve son olarak da eğer benimle bir şeyler içmeye gelmezsen birazdan burada olanlar senin hoşuna gitmeyecek." Bir şeyler olduğunu anlayabilmesi için imalı bir ses tonuyla konuşmuştu; fakat oğlanın bu konuşmayı ne yöne çekeceğini bilmiyordu. Aslında o kadar da önemli değildi. Şu lanet marketten çıkmasını sağladığı sürece sorun yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexios Costi
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexios Costi


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 05/02/11

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimePerş. Ağus. 04, 2011 5:17 pm

    Karşı reyondan aldığı bir paket tuzlu krakeri açıp yemeye başladı. Sinirinden birkaç tanesini birden ağzına atmaya başladı. Başına gelmeyen şey kalmamıştı. Birkaç paket bisküviyi de arabasının içine attıktan sonra arkasını dönüp kız gelmiş mi diye bakmak istedi. Ama karşılaştığı manzara beklediğinden çok daha farklıydı. Çarpıştığı daha doğrusu ona çarpan kız hâlâ oradaydı. Öylece bekliyordu. Biraz şaşkındı ama konumunu korumuştu. Sanırım Alex’in ona bakmasından cesaret almış olacak ki hemen konuşmaya başlamıştı. Söylediği sözler Alex’in umurunda bile değildi. Kendine bir cevap hakkı doğmuş gibi hisseden genç adam kıza cevap vermekten geri durmamıştı. “Kusura bakma on dört yaşında görünen bir kişiye nasıl hitap edilir bilemedim. Ama dur tahmin edeyim sen on dört değil on dört buçuk yaşındasındır değil mi?” Suratında gevrek gülümseme yayılmaya başlamıştı. Oğlanın verdiği bu cevaptan sonra kız hemen onun alışveriş arabasını bir kenara çekmiş iyice genç adama sokulmuştu. Genç adam ise kızın ona aniden yaklaşmasının verdiği şokla bir adım geri çekilmişti. Ne yaptığı sanıyordu bu kız. Marketin ortasında bir kuryelik görevini yerine getirecekken bir kızın ona kibarlık ile ilgili nutuk atmasını dinlemeyecekti. Bir süre bekleyen kız asıl bombasını patlatmak isteyen biri gibi davranmaya başlamıştı. Kafası artık genç adamın başının hemen yanındaydı. Konuşmaya başladığında ise sıcak bir nefes sözlerine eşlik ediyordu. Davranışı ile bütünleşen sözleri bir tehdit havası yaratmıştı ve genç adam bundan hiç hoşlanmamıştı. Ne yapacaktı yani bu kız. Onu kolundan sürükleyerek mi götürecekti. Ya da saçından… Güvenlik görevlisini çağırıp bana taviz etti diyerek zorla mı dışarı çıkarttıracaktı? Ya da hemen şurada üstüne atlayacaktı. Şu son fikir ona pek de imkânsız gelmedi. Sonuçta kulağına fısıldayarak onu tehdit edebilen bir kız dişiliğini sonuna kadar kullanıyordur demektir.

    Bir adım geri çekilip kıza iyice baktı. Bu sırada da reyona iyice yapışmıştı. Kızın ne kadar ciddi olduğunu ya da aklından neler geçiyordu onu görmek istiyordu. Ama içinde ufak şeytancıklar barındıran bir şeytandan farkı yoktu. Oldukça masum görünmeye çalışıyordu. Ya da aklı karıştığı için nasıl görünmesinin daha doğru olacağını düşünüyordu. Tanımlayamamıştı bu kızı. Ne diyeceği konusunda kendisi de büyük bir çatışma yaşıyordu içinde. Bir erkek gibi mi karşılık vermeliydi yoksa işi olan hatta acelesi olan herhangi biri gibi mi? Temkinli davranmaya çalışıyordu. Bu kız herhalde markette her arabasını devirdiği kişiyle böyle konuşmuyordur. “Tam olarak ne demek isteğini çözemedim. Tehdit miydi bu? Yoksa uyarı mı?” Sabrı kalmamıştı aslında. Burada kim olduğunu bilmediği birisinin onunla dalga geçmesini izlemeye gelmeyecekti. Tam kıza işine bakmasını söyleyecekti ki marketin içinden gelen polis telsizi ile başını yukarı kaldırdı. Hemen dışarıya bakıp emin olmak istedi ve orada polis arabasının ışıklarını gördü. İçinden ettiği küfürler dışına da yansımıştı ve hemen yanındaki kıza bir şey mırıldandı. “Hadi madem çok istiyorsun benimle içki içme. Hemen gidelim.” Kızı kolundan sürüklediği gibi reyonun yanından dolaşarak marketin içinde zikzaklar çizmeye başladı. Kasanın oraya varınca da fazla dikkat çekmesin diye elindeki kraker paketini uzattı. Parayı verip fişi aldı ve hemen kızı da peşinden sürükleyerek dışarı çıktı. Fazla uzaklaşmak istemiyordu. Hemen çevresine bakınıp nerede oturup marketi izleyeceklerini düşünüyordu. Tam karşıdaki mini cafenin uygun olduğunu düşünüp oraya doğru ilerledi. Kızı hâlâ peşinden sürüklüyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arianna Bennet
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Arianna Bennet


Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 24/07/11
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimeCuma Ağus. 05, 2011 2:04 pm

    Arianna, oğlanın yaşıyla ilgili söylediği sözleri duymazdan geldi. Bunun yerine ona anlamasını sağlayacak sözler söyledi. Oğlan salak biri gibi durmuyordu; fakat anlaşılan söylediklerini anlamamazlıktan gelmeyi tercih ediyordu. Bir süre kızı garip bir yaratıkmış gibi inceledi. Arianna onun aklından geçenleri neredeyse duyar gibi oldu. Yüz ifadesinden her şey okunuyordu. Sanki şu an da kızın ne yapacağını tartıyor gibi bir hali vardı. Aklından neler geçiyorsa Arianna hepsini yapmaya hazırdı. Sersemin buradan çıkması gerekiyordu; fakat hala durumun ciddiyetini kavrayamamıştı. Arianna onun cevap vermesini beklerken bir süre oğlanı süzdü. Hiç suçlu gibi bir tipi yoktu. Ya Arianna gerçek yüzünü göremeyecek kadar kördü ya da oğlan kendini gizlemesini iyi beceriyordu. Belki de ikisi birden.

    Oğlan bir adım geri çekilince Arianna bir an çekip gideceğini düşündü. Kendisi bilirdi. Sonunda parmaklıkların arasına girdiğinde Arianna'yı dinlemediği için pişman olacak olan kendisiydi. Arianna'da karşısına geçip dalga geçebilirdi belki. Arianna silkindi. Tabii ki de böyle bir şey yapamazdı. Öyle bir şey yapacak olsa burada işi olmazdı. Neyse ki sonunda konuşmaya başlayınca Arianna derin bir nefes aldı. Sözlerinin ardından anlamlı bir şekilde gülümsedi. "Nasıl görmek istersen o," dedi ve telsiz sesini duymasıyla içini bir telaş kapladı. Harika, işleri bitmişti. Oğlanda telsiz sesini fark etmiş olmalıydı. Dışarıdan gelen polis arabasının ışıkları da telsiz sesinin hayal olmadığının bir kanıtıydı. Arianna'ya bir şeyler söyledikten sonra kızın kolundan tutup onu sürüklemeye başladı. Arianna ona yetişebilmek için koşmak zorunda kalıyordu. Aslında Alex'in onu orada bırakıp kaçacağını falan düşünmüştü; ama gerçekten bir profesyonel gibi davranıp Arianna'yı da beraberinde götürüyordu. Böylelikle daha az ilgi çekerdi. Alex'in nihayet aklının başına gelmiş olmasına sevinen Arianna istem dışı olarak gülümsedi. Harika, şimdi de kafayı yiyordu. Zaten buraya gelmiş olması kafayı yediğinin bir göstergesiydi.

    Kasaya geldiklerinde Alex elindeki kraker paketini kasiyere uzattı ve parasını ödedikten sonra tekrardan Arianna'nın kolundan tutup sürükleme işine geri döndü. Arianna'nın bundan sonra ne olacağına dair bir fikri yoktu. Belki de yeteri kadar uzaklaştıktan sonra arkasına bakmadan çekip giderdi. Sonuçta paçayı kurtarmıştı ve bundan sonra Arianna'ya ihtiyacı kalmamıştı. Öyle teşekkür edecek ya da minnet duyacak gibi de durmuyordu. Alex, marketin karşısındaki kafeye doğru yönelince Arianna'nın bu düşünce seli de son bulmuş oldu. Kolunun acımaya başladığını fark eden kız sert bir ses tonuyla "Biraz yavaş olsana. Kolumu acıtıyorsun," dedi. Kafeye vardıklarında bir masaya yöneldiler. Arianna, Alex'in karşısına oturmak yerine yanına oturdu ve marketin önündeki polisleri incelemeye başladı. Daha önce polislerden kaçacağını falan söyleseler hayatta inanmazdı. Arianna derin bir nefes aldı ve arkasına yaslandı. Kafasını çevirip Alex'e bakınca yüzünden pek bir şey okuyamadı. Duygularını saklamasını iyi biliyordu. Arianna bir süre onu izledi. Gerçekten de tam bir baş belasıydı. Bu gece gerçekten de sıkıcı hayatına biraz renk gelmişti. Biraz korkulu bir heyecandı; ama yine de Arianna'nın hoşuna gitmişti.

    Daha sonra bir şeyler söylemesi gerektiğini düşündü. "Ucuz atlattık. Bu arada teşekküre lüzum yok," dedi alaycı bir ifadeyle. Alex'in ne tepki vereceğini merak ediyordu. Muhtemelen Arianna'nın tesadüfen ona çarpan sakar bir kız olduğunu düşünmüştü ve içki içme teklifi bu durumda onun işine gelmişti. Gerçekten bunların tesadüf olduğunu düşünmüş olabilir miydi? Bir kız geliyor, ona çarpıyor. Sonra bir şeyler içmek istiyor ve hemen ardından polisler... Fazla imkansızdı. Arianna tekrardan konuşmaya başladığında bu kez sesinde biraz kızgınlık vardı. "Ayrıca on dört buçuk yaşında falan da değilim. On dört buçuk yaşında biri oraya girip seni kurtarmaya cesaret eder miydi bilmiyorum." Arianna ona bir süre ters ters baktı.

    Bir garson sipariş almak için gelince Arianna bir kahve istedi. Sonra marketin önündeki polislere bakmaya devam etti. Aradıklarını bulamayınca öfkelenmiş olmalılardı. Büyük ihtimalle yanlış ihbar olduğunu falan düşünürlerdi. Arianna ihtimalleri düşünürken bir polis memurunun kafeye doğru geldiğini gördü. Az önce bu durumun hoşuna gittiğini mi düşünmüştü? Şu an da bu düşüncesine lanetler yağdırıyordu. Telaşla Alex'e baktı ve hızla konuşmaya başladı. "Lütfen bana polislerden birinin bize doğru gelmediğini söyle. Tanrım! İşimiz bitti. Kesinlikle bir şeyden şüphelenmiş olmalılar. Neden geldim ki sanki buraya? Üstelik gördüğüm muameleye bak; on dört yaşında görünen birine nasıl hitap edilirmiş. Hah!" Arianna'nın sesi gittikçe duyulmaz hale geldi. Çaresiz ve telaşlı gözlerle Alex'e bakıyordu. Belki de sadece soru sormak için geliyorlardı; ama yine de bu telaşlanmasına engel olmuyordu. Polisin attığı her adımla Arianna'nın kalbi daha da hızlı çarpıyordu. Tekrardan Alex'e baktığında onun ne düşündüğü hakkında hiç bir fikri yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexios Costi
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexios Costi


Mesaj Sayısı : 96
Kayıt tarihi : 05/02/11

Beklenmeyen Yardım Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen Yardım   Beklenmeyen Yardım Icon_minitimeÇarş. Ağus. 17, 2011 5:36 am

    Kızın kolunu ne kadar sıktığının farkında bile değildi belli ki. Kız söyleyene kadar da fark etmeyecekti. Çünkü o sırada polislerin nasıl oraya geldiklerini düşünmekle meşguldü. Keşke sadece birkaç şey almak için gelmiş olsalardı birini aradıkları o kadar belliydi ki. Onu birinin ele verdiği ihtimali üzerinde sağlamca duruyordu açıkçası. Kızın uyarması ile aniden onun kolunu bıraktı. Cam kenarında bir masaya yerleşip önüne bakmaya başladı. Kızın karşısına oturmasını beklerken birden yanında bitivermişti. Şaşkınlıkla ona baktı. Sanırım bu kızın Alex’den ayrılma gibi bir dürtüsü yoktu. Kızın bakışlarını fark etmesine olanak vermeden hemen tekrar marketten tarafa bakmaya başladı. Kendisini tamamen gözlem işine adamışken kızın onunla sohbet etme çabasını gereksiz buluyordu ama söylediklerine cevapsız da kalamıyordu. Kız ondan niçin teşekkür bekliyordu ki? Belki o gelmese işi o kadar da karmaşık olmazdı. “Bence de teşekküre lüzum yok.” dedi laf sokarcasına. Gözlerini devirip tekrar önüne dönerken gelen garsona içki siparişini verdi oraya bakmamak için çaba harcaması gerekti. Normalde defalarca bu iş başına gelmişti ama şimdi yanında tanımadığı bir kız ve gelmeyen müşteri ile işler daha da karmaşık bir hale gelmişti. Parmaklarını hızlıca masaya vururken kaçamak bakışlarla yanındaki sarışına bakıyordu.

    Kız tekrar konuşmaya başladığında söyledikleri yine anlamsız geliyordu genç adama. “On dört buçuk yaşında olmadığına sevindim. Şu kurtarma meselesine gelince içki içmeyi teklif ettiğin, bak üzerini çiziyorum teklif ettiğin için beni bu durumdan kurtardığını sanıyorsan yanılıyorsun.” Sonra kurduğu cümlenin farkına vardı. Kız her ne kadar ona polisten kaçtığını ima etse de onun bunu doğrulaması gerekmezdi. İyice sinirlendi ve daha fazla konuşmamak için başını diğer tarafa çevirdi. Kız ne yaparsa yapsın ondan yana bakmayacaktı. Yarım saat sonra kalkıp gidecek ve kızla bir daha hiçbir yerde karşılaşma olanağına kavuşamayacaktı. Bu düşünce ile zaten kıza öfkesini kusmamıştı. Garsonun getirdiği birasından bir yudum alıp yavaşça yutkundu. Bardağı yerine koyarken birden kızın yüzünü yine aşırı yakınında hissetmişti. Kafasını hayretle ona doğru çevirirken ne yaptığını sanıyorsun sen dercesine bakmaktan da geri kalmamıştı. Kızın korku ile söylediklerine gelince hayretle açılmıştı gözleri. Bu işten anlaşılan kolayca kurtulamayacaktı. Polis memurunun hızla onlara doğru gelmesi ile kız daha da telaşlanmıştı ve kızın her şeyi mahvetmesinden korkan Alex, onun ellerini sıkıca tutup masaya mıhladı. Gelen memurun onlara bakması ile o da aynı şekilde memura baktı. Adamın sorgulayıcı bakışlarını üzerinden atmak için konuya ilk kendisi girişti. “Bir şey mi vardı memur bey?” Sesine yüklediği merak onun belki bu işten kurtulmasını sağlayabilirdi. Memurun da aynı ses tonuyla konuşmaya başlaması ile sağlıklı bir diyaloga girmeye çalışmak için kendi telkin etti. “Birini arıyoruz. Bir satıcıyı. Markette alışveriş olacakmış. Gördünüz mü böyle birini? Ya da şüphelendiğiniz biri var mı?” adamın sözleri Alex’in onun hakkında gerizekalı demesine neden olmuştu. Nasıl da bildiği her şeyi böylesine söylemişti. Oldukça masum bir şekilde “Hayır, yani şüpheli görünen birini görmedim. Nasıl biriydi? Yani elinizde mutlaka bir resmi vardır ya da ismi. Her neyse. Eğer öyle birini görecek olursak size haber veririz. Nasıl olsa karşı taraftasınız.” Özür dilercesine polis memuruna baktı ve elini tuttuğu kıza dönüp sanki bir konuşmanın ortasındalarmış da polisin gelmesiyle yarım kalmış gibi davranmaya başladı. Tam yanı başında dikilen adamın gittiğinden emin olduğun da ellerini kızın elinden çekti. Kızın ellerindeki ter onun da eline geçmişti ve o terden kurtulmak için ellerini gömleğine sürdü. Sabahtan beri kızı iğnelemek için eline bir fırsat doğmuştu ve genç adam bu fırsatı değerlendirmekten geri kalmadı. “Teşekkür ederim şimdi. Yani beni bu felaketten kurtardığın için. Gerçekten çok cesursun! Şak bir yana bir dahaki sefere birini kurtardığında korkmadan yap. Tabii gerçekten kurtardıysan.” Suratına muzip bir gülümseme yerleştirip gözlerini kızın suratına dikmişti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Beklenmeyen Yardım
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Staten Island :: Great Wall Supermarket-
Buraya geçin: