Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Otel Eğlencesi. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Otel Eğlencesi. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Otel Eğlencesi. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Otel Eğlencesi. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Otel Eğlencesi. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Otel Eğlencesi.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Camilla Weitz
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Camilla Weitz


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : Brooklyn.

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 12:16 pm

    Otel Eğlencesi. Isabel-isabel-lucas-2309123-100-100 x Otel Eğlencesi. NINA-nina-dobrev-24002634-100-100
    Claudia Heresia & Camilla Weitz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Camilla Weitz
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Camilla Weitz


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : Brooklyn.

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 12:21 pm

Claudia'nın resmen yatağımda zıpladığı gerçeğini görmezden gelmeye çalışsamda bu pek kolay değil, kız bacaklarını altında toplamış yarı zıplar yarı otururken gözlerimi deviriyorum. Bazı zamanlar epey çocuksu olabiliyor arkadaşım, yine de onun bu haliyle bile sevimli olduğunu kabul etmeliyim. Soluk soluğa anlattıklarını dinlerken bacaklarımı öne uzatıp saçımdan bir tutamla oynuyorum bir süre. O kadar hızlı anlatıyor ki ona yavaşlamasını söylemek için dudaklarımı aralasam da o bana zaman tanımıyor. "Ve geldi, geldi geldi geldi. Lorelei artık burada sonsuz kadar." Ellerini havaya kaldırıp son bir referans yapıp yatağa sertçe bıraktı Claudia bedenini. Bende alkışlarcasına ellerimi çırpıp ona eşlik ediyormuş gibi yaptım. Lorelei hakkında hiçbir şey bilmesem de sonuçta Claudia'nın arkadaşı olduğuna göre ona kısa zamanda alışabilirdim değil mi? Ama eğer Claudia'ya kişisel olarak ikizi kadar benziyorsa, cidden uğraşacaktım. İki tane Claudia eşittir cinayet demektir çünkü. Kız soluk soluğa kalmış yatağa tekrar uzanırken bende bacaklarımı öne uzatıp kumandayı alıyorum. Kanalları yavaşça geziyorum, izleyecek bir şeyler olmadığı için şansızım. En sonunda MTV'de durup çalan müziğe eşlik etmek için dudaklarımı aralıyorum.

Claudia ise telsizi eline almış bir adama bağırmakla meşgul, ne dediğine aldırmıyorum. Belki de tanımadığı bir adamı bile aramış olur, hani şu ergenlik dönemindeyken Fransızca öğretmeninizi aradığınız gibi. Ve Claudia istediği zaman tam o tiplerden de olabiliyordu. Gözlerimi kıza dikip sorununu anlamaya çalışsam da o omuz silkmekle yetiniyor. Büyük ihtimalle odaya yiyecek bir şeyler istiyor. Cidden bir şeyler yemeğe ihtiyacım vardı, sabah kahvaltısıyla duruyordum ve saat neredeyse ona geliyordu. Claudia geldiği için akşam yemeğini de kaçırmıştım. Neyse ki onu görmek keyfimi yerine getirmişti. Onun pozitif tavırları benimde pozitif olmama yardımcı oluyor. Ki benim buna gerçekten ihtiyacım var. En sonunda o telefonu kapatıp banyoya yöneldiğinde bende masada duran moda dergisini alıp dizlerime koydum. Uzun süredir alışverişe çıkmamıştım ve dolabımın yenilenmeye ihtiyacı vardı. En kısa zamanda Claudia'yı alıp alışverişe sürüklemeliydim, arkadaşımın zevkleri genelde güzel olurdu. Bana yardımcı olacağına da emindi. Claudia ayaklarını sürüyerek banyodan çıktığında ona bakmak için başımı kaldırdım. Keşke bakmasaydım, anlaşılan masanın üzerindeki yüz maskemi yüzüne bocalamış. Yüzü hafif pembemsi bir renk, saçlarınıysa en tepede topuz yapmış. Ona bakarken gülmemek için alt dudağımı ısırıyorum. O ise aldırmadan birkaç kahkaha atıp yatağın kenarına oturuyor.

"Çok şapşalsın."

Kızın bana attığı delici bakışlara aldırmadım, öyleydi çünkü. Ve bu hali beni eğlendiriyordu, bu gece buraya gelmesini teklif etmiştim iyi ki. Yoksa sıkıntıdan patlayabilirdim, ailemden uzaklaşmak için birkaç gecemi otelde geçirmem güzel bir seçimdi evet. Ama tek başına otelin de çekilmediği de doğruydu. Kapı iki kez vurulunca ayağa kalkmak için hareketlensem de Claudia benden önce davranıyor, yüzündeki maskeyi unutmuş anlaşılan.


En son Camilla Weitz tarafından Çarş. Ağus. 03, 2011 4:20 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 12:40 pm

    İçim içe sığmıyordu, birilerine hafta sonu yaşadıklarımı anlatmam gerekiyordu. Aklıma ilk gelen Juliet olsa da telefonu kapalı olduğundan ona ulaşamamıştı ve ikinci şık olarak tabi ki Camilla geliyordu. Juliet'in aksine arkadaşım telefonu aynı saniye de açmıştı. Onu evime davet etsem de o beni şaşırtarak otelde kaldığını söyleyip oraya gelmem konusunda ısrarcı olmuştu. Ve şimdi oradaydım işte, Camilla'nın yatağının üzerinde heyecanla bağırıyordum, aslında bir çocuk gibi yatağın üzerinde zıplamak istesem de bu dürtümü bastırdım. Zaten bütün yastıkları yere atıp bağırıp durarak epey olay çıkarmıştım. Camilla'nın beni dinlediğinden bile emin değildim aslında, tek yaptığı boş gözlerle bana bakmadı. Aman, sonuçta ben anlatıyordum ya, önemli olan buydu. Kız dinlemese bile birisine yaşadıklarımı anlatmam gerekiyordu. "Benim için geldi Camilla, inanabiliyor musun? Benim için." Gözlerim dalgınca pencereden dışarıya dikiliyor, öyleydi cidden. Lorelei sırf benim için Venedik'ten buraya gelmişti, bir kere daha beni asla bırakmayacağını kanıtlamıştı. Peki ben? Ben ne yapmıştım biliyor musunuz, ona doğru düzgün veda bile etmeden New York'a taşınmıştım. Ben hain, bencil birisiydim. Ve sırf bu yüzden kendimden tiksiniyordum. Ama bu sondu işte, bir daha asla arkadaşlarımı bırakma gibi bir aptallık yapmayacaktım. Lorelei benim hep en yakın arkadaşım olmuştu, hep öyle kalacaktı, tabii diğerleri de. Eğer onlar beni bırakmazsa, hep onların kafalarını şişirmeye devam edecektim. İster istesinler, ister istemesinler.

    "Ve geldi, geldi geldi geldi. Lorelei artık burada sonsuz kadar." Ellerimi havaya kaldırıp bacaklarımın üzerinde doğruldum küçük bir referansın ardından kendimi tekrar gürültüyle yatağa bıraktım. Yerdeki yastıklardan birisini kapıp başımın altına sıkıştırırken oldukça huzurluydum, en sonunda burayı tam anlamıyla sevmeye başlamıştım. Her şey mükemmeldi, arkadaş ortamı, özgürlük. Tüm hayatımı burada geçirmeliydim, buraya taşınmakta geç bile kalmıştım aslında. Her neyse, en sonunda buradaydım değil mi? Gözlerimi kapatıp birkaç saniye dinlerdim, bütün gün bilgisayar ya da televizyon başında olmaktan gözlerim kızarmıştı. Ama yapacak başka bir şeyim yoktu, annemin tatil için beni farklı ülkelere gönderme isteğini kesinkes reddetmiştim. Burada kalacak, en küçük ayrıntısına kadar alışacaktım buraya. Karnımdan gelen acı gurultuları fark ettiğimde huysuzca suratımı asmayı bırakıp telefona doğru yöneldim. Otel odasındaki telefonları her zaman sevmişimdir, her şey elinizin altındadır çünkü. Oda servisinin numarasını tuşladım, çalan sıkıcı arka fon müziğine aldırmamaya çalışarak gözlerimi televizyona diktim. MTV açıktı, nefret ettiğim bir şarkının çaldığına aldırmamaya çalıştım. Telefonun ucundan resmen bağıran adama odaklandım. İsteklerimi ardı ardına sıraladım. Büyük çoğu çöpe gidecekti büyük ihtimalle, telefonu tekrar kapatınca derin bir nefes aldım.

    Boş gözlerle etrafa baktım bir süre, ardından burada oturmanın bir anlamı olmadığını fark edip adımlarımı banyoya doğru çevirdim. Banyoyu bile epey lüks dizayn etmişlerdi, dev gibi aynada kendime baktım. Yüzüm resmen parlıyordu, ne zamandır bu kadar mutluydum? Yine de bu halimden memnundum, en azından gözümün altındaki halkalar yok olmuştu. Fondotene ihtiyacım kalmayacaktı artık. Elimi yavaşça tenimde gezdirdim, aynı anda masanın üzerindeki yüz maskesi de dikkatimi çekti. Böğürtlenli, ım. Her zaman favorim olmuştu bu maske. Kutunun kapağını açıp kokusunu içine çekerken sırıttım, yüzümün biraz bakıma hayır diyeceğini düşünmüyordum. Maskeyi yüzüme yayıp saçımı en tepeden topladım. İstesem Camilla'yı korkutabilirdim bile, ama bundan vazgeçtim. Aynadaki yarı korkunç suratıma baktım bir süre, yüzüm epey kasıldığından kaşımı kaldırmakta bile zorlanıyordum. Tekrar odaya doğru çevirdim adımlarımı, yatağın ucuna oturup Camilla'nın anlamsız bakışlarına karşılık olarak birkaç kahkaha attım. Gözlerimi kapatıp uyumak üzereydim ki tıklatılan kapının sesiyle araladım gözlerim. Patates kızartması! Daha Camilla hareket edemeden acele adımlarla kapıya yöneldim. Kapıyı açınca adamın şaşkın bakışlarıyla karşılaşınca yüzümdeki maskeyi hatırlıyorum. Alt dudağımı hafifçe kemirdim, adam bağırmadığı için şanslıydım ama hala yüzünde aynı garipseyen ifade vardı. Lanet olsun. Yiyecekleri içeriye alıp hepsini yatağın üzerine koyarken bir tabak patates kendime çektim. Bacaklarımı öne uzattım. Birkaç patatesi ağzıma tıktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Camilla Weitz
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Camilla Weitz


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : Brooklyn.

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 2:13 pm

Adam bağırmadığı için şanslı sayıyorum Claudia'yı, o da hatasını anlamış olacak ki dudağını kemirip duruyor. Gülmemek için bende çabalıyorum, dikkatimi başka yerlere vermek için çabalıyorum. Gerçi izlenecek pek bir şeyi yok. Claudia asık suratla yatağa çömeldiğinde önüme koyduğu bir dolu çeşide bakıyorum, asıl sorun hangisini seçeceğimdi. Birkaç saniyelik bir tereddütün ardından önüme ilk gelen tabağı kucağıma çekiyorum. Büyük ihtimalle ertesi sabah yüzümde çıkacak sivilce umurumda bile değil o an. O kadar uzun zamandır fast fooda uzak duruyorum ki, bu küçük parça patates bile iştahımın kabarmasına neden oluyor. Ağzıma tıktığım patates sayısı arttıkça gevşediğimi bile söyleyebilirim. Gözlerim bir yandan dergi de bir yandan televizyonda geziniyor, aynı anda Claudia'nın söylediklerini de dinlemeye çalışıyorum. En sonunda üç işi birden bir arada yapamayınca dergiyi odanın en köşesine fırlatıyorum. Bingo. Tam istediğim gibi deri koltuğun üzerine düşen dergiye bakıp sırıtıyor, ardından Claudia'ya dönüyorum. O ise kolasından aldığı büyük bir yudumla ağzındakileri yutmaya çabalıyor. En sonunda o yutkunmayı başardığında konuşuyor.

"Nickelodeon'u aç."

Eğer bunu söyleyen başkası olsaydı büyük ihtimalle şaka yaptığını sanardım. Ama durum Claudia olunca işler değişiyor tabi, onun ara sıra takındığı çocuksu tavırları bugün de üzerinde sanırım. Yine de biraz direnmeyi tercih edip müziğin sesini iyice arttırıyorum. Onun homurdanmalarını duymamak amaçlı şarkıya eşlik ederken gülmemek için çabalıyorum. Kızın sesi de benimle aynı anda yükseliyor, büyük ihtimalle birkaç saniye sonra üzerime atlayıp kumandayı kapacak. Yine de anın zevkini çıkararak bir süre daha şarkıya eşlik ediyorum. Aslında şarkıyı ilk kez dinlediğimden sözlerini bile uyduruyordum. Yine de eğlenceli olduğu doğruydu, özellikle Claudia'nın yüzündeki ifadeyi gördükten sonra. En sonunda teslim olmuş bir şekilde kollarımı aşağıya indirip avazım çıktığı kadar şarkı söylemeyi kesiyorum. Malum, yan odadakiler iğrenç sesimi duyup odayı basabilirler de. Bacaklarımı biraz daha öne uzattım. Claudia'nın istediği kanalı açtım, kumandayı ona doğru fırlatırken hala söylenmeye devam ediyordu.

"Ne? Çizgi film mi izleyeceksin?"

Gözlerim istemsizce devriliyor, onun sinirini epey bozdum sanırım. Bu gece beni öldürmezse iyidir. Tehdit edercesine bir çatalı ona doğru sallıyorum. Çok daha iyi.


En son Camilla Weitz tarafından Çarş. Ağus. 03, 2011 4:19 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 12:53 am

    En sonunda patates yemekten sıkıldığımda tabağı önümden ittim, zaten daha iki gün önce Brianna’yı hamburgerciye götürüp bir dolu patates yemiştim. Cidden, son bir haftada kilo alırsam şaşırmamam gerek, fast food alışkanlığıma dur demezsem yakında epey kilolu bir Claudia olarak ortaya çıkabilirim. Ki bu beni depresyona bile sürükleyebilir. Patatesi iyice kendimden uzaklaştırdım. Camilla ise benim aksime patatesleri ağzına tıkmaya devam ediyordu. Eh, onu kötü yola sürükleyenin ben olduğum düşünülünce yorum yapmaya pek hakkım yok gibi. MTV cidden sıkmaya başlamıştı bu arada, saçma sapan şarkılar dinlemekten bıkmıştım. Kolamdan büyük bir yudum aldıktan sonra Camilla’ya döndüm. “Nickelodeon'u aç.” Camilla beni takmamış, onun yerine müziğin sesini iyice açarak yüksek sesle şarkı söylemeye başlamıştı. Bu kesinlikle dayanılır değildi çünkü şarkıyı bildiği filan yoktu. Tek yaptığı bildiği birkaç kelimeyi anırırcasına söylemekti. Ona küfür etme dürtümü bastırarak kumandayı almak için hamle etsem de o benden önce davranıp kumandayı benden uzaklaştırmıştı. Eğer kulaklarımı tıkayıp çığlık atsaydım büyük ihtimalle yan odadakiler bir şeylerin ters gittiğini düşünüp güvenliği çağırırlardı. Sonuç olarak Camilla gider, bende huzurluca Nickoledon’u izlerdim. Ama bunun çok adrenalin dolu bir olay olacağını düşündüğümden vazgeçtim.

    Bunun yerine arkadaşımın çenesini kapamasını bekledim. O da çok dayanamadığından yaklaşık bir dakika sonra çenesini kapatıp kumandayı bana fırlattığında rahatlamış bir nefes aldım. "Ne? Çizgi film mi izleyeceksin?" Evet, genelde çizgi film izlemeyi severdim. Hatta favori karakterlerimin posterleri bile hala yatağımın altındaki kutuda vardı. Kolamı kendime doğru çekip kanallara göz atarken tanıdık bir sima görünce ağzım açık kaldı. İşte bu. Tiffany’de Kahvaltı tekrar gösteriliyordu, keyfime diyecek yoktu doğrusu. Bacaklarımı öne uzatıp sesi açarken repliği tekrar ettim. ”Ama kalbini asla vahşi bir şeye vermemelisin... Sen daha fazlasını verdikçe, onlar daha da güçlenir. Bir ormana kaçıp gitmeye yetecek kadar güçleninceye dek sürer bu, ya da bir ağaca konuncaya kadar, sonra daha uzun bir ağaç, daha sonra ise gökyüzü...” Sözlerimi yarıda kestim çünkü Camilla bana garipseyen gözlerle bakıyordu, ne? Audrey Hepburn’e takmakta haklıydım çünkü o olağanüstü bir kadındı. Bir idol. Filmin neredeyse tüm repliklerini ezberlemekte de haklıydım. Omuz silkerek umursamadığımı gösterdim. Gözlerimi tekrar Holly ve Paul’e çevirdim. Audrey Hepburn’ün gelmiş geçmiş en iyi oyuncu olduğunu bir kez daha yenilerken filme odaklandım. Camilla’nın yanımda ofladığını duysam da umurumda değildi. Bu filmi tekrar ve tekrar izleyebilirdim. Tıpkı Titanic gibi.

    Yine de filmi sonunda doğru yakaladığım için şansız sayıyordum kendimi, filmin bitişine gelirken elimi ağzıma götürmüş tırnaklarımı kemirmeye başlamıştım. Bu da son zamanlarda edindiğim kötü bir alışkanlıktı. Yapmamam gerektiğini kendime hatırlatarak elini yastığın altına koydum. Manikür için gittiğim kuaför sırf bu yüzden beni çocuk gibi azarlamıştı, yine azar yiyecek havamda değildim .
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Camilla Weitz
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Camilla Weitz


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : Brooklyn.

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:30 am

"Ama kalbini asla vahşi bir şeye vermemelisin... Sen daha fazlasını verdikçe, onlar daha da güçlenir. Bir ormana kaçıp gitmeye yetecek kadar güçleninceye dek sürer bu, ya da bir ağaca konuncaya kadar, sonra daha uzun bir ağaç, daha sonra ise gökyüzü...”

Dudaklarımı hafifçe büzdüm, tarih dersini ezberlemekten çok Audrey Hepburn repliklerini ezberlemişti arkadaşım. Bu tam da ondan beklenilecek bir hareketti. Daha önce Tiffany'de Kahvaltı filmini hiç izlememiştim, adını bilmediğim bir adam saçma sapan bir şeyler mırıldanırken gözlerimi ekrana diktim, kadının mükemmel mimiklere ve aynı şekilde mükemmel bir aksana sahip olduğunu inkar edemem. Boşuna Oscar Ödülü almamış sonuçta değil mi? Bacaklarımı altımda toplayıp filmi izlemeye devam ettim, son on beş dakikasında yetşitiğimiz için şansızdık. Daha önceden televizyonu açmayı akıl etseydim çok daha eğlenceli geçebilirdi her şey. Film bittiğinde Claudia gürültüyle kendisini yatağa bıraktı. "Paul kitapta bir eşcinsel." Onun kıkırdadığını duyabiliyordum, benimse yüzüm buruşmuştu. Eşcinsellere karşı bir antipatim var cidden, en son babamın çok kibar olarak adlandırdığım arkadaş eşcinsel çıkmıştıda. O günden sonra insanları biraz daha dikkatli incelemeye, jilet gibi ütülenmiş takım elbise giyip bacak bacak üstüne atan erkeklerdense uzak durmaya başlamıştım.

Kumandayı yatağın üzerinden alıp birkaç kanala daha göz attım, Claudia'nın çizgi film kanalında durmamı söylemesine aldırmadım. Gözüme en iyi gözüken şey ise Craig Fergusan'ın showu olmuştu, yine de bunu da geçtim. Televizyon izlemekten bıkmıştım, zaten bütün günümü odaya tıkılı bir şekilde geçirmiştim. Artık soğumuş olan patateslerden birkaçını daha ağzıma tıktıktan sonra yatağın üzerindeki çikolatalardan bir tane kaptım. Bugün epey kaloriili şeyler yediğimi unutun, eğlenmeye benimde hakkım var. Çikolatanın bir kısmını ağzıma tıkarken ayağa kalkıp üzerimdeki şortu düzelttim. Uzun tişörtüm şortun yokmuş gibi görünmesine neden olmuştu, pek hoş bir görüntü sergilemediğinde karar kılınca küçük bavulumdan kısa bir elbise çıkardım. Siyah her zaman en sevdiğim renklerdendi, özellikle bugün ki ruh halimi yansıttığından iyi bir seçimdi kuşkusuz. Elbiseyi üzerime geçirdim, masadaki kolamdan bir yudum daha aldıktan sonra Claudia'ya döndüm, o ise bir dergiyle uğraşıyordu. Suratıma baktığı bile yoktu.

"Hadi gidip kahve içelim."


Kızın bakışları bana döndüğünde yüzünde tereddüt vardı, ama yüzümdeki ifadeyi görünce tereddütü yok oldu. Kendisi için en iyisinin dediğimi yapmak olduğunu anlamıştı anlaşılan. Yüzüme küçük bir gülümseme kondurarak kapıya yöneldim, kapıyı araladığım sırada o da ayakkabılarını geçirip yanıma doğru geldiğinde gülmemek için alt dudağımı ısırdım. Elimi yavaşça kendi yüzümde gezdirip hatasını anlatmaya çalışsam da o bana boş gözlerle bakıyordu. En sonunda derin bir iç çekip konuştum.

"Maskeni temizle."


En son Camilla Weitz tarafından Çarş. Ağus. 03, 2011 4:19 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:52 am


    Filmin bitimine yetiştiğim için kendimi dünyanın en şansız insanı olarak sayıyordum. Hep böyle olurdu zaten. Alt dudağım istemsizce asılırken son replikleri de dinliyorum, bitmesi her zamanki gibi bir yokluk hissi bırakıyor. Tıpkı Titanic gibi, her izleyişimde ilk kez izlemiş gibi davranıyorum, yine de çocukluğum tutup ağlamadığım için de şanslıyım. "Paul kitapta bir eşcinsel." Elimi saçlarımda gezdirdim, daha sabah duş almama rağmen karmakarışıktı. Bunda yaptığım topuzun saçımı karıştırmasının da etkisi vardı tabi. İyice huysuzlanıyorum ama Camilla'ya bir şey belli etmemeye çalışıyorum, zaten yeterince kötü bir gün geçirdiği belli. Yoksa durup dururken otele taşınacak değil. Gerçi sadece birkaç günlüğüne geldiği de belli, minicik bir bavul getirmiş. Ve benim tanıdığım Camilla en az üç valizi olmadan hiçbir yerden ayrılmaz. O kanalları gezerken bende arkama yaslanıp seçimi ona bırakıyorum, sevdiğim başka bir filmi yakalama arzusuyla kısılmıştı gözlerim. Uzun süredir tek izlediğim şey internetteki diziler, özellikle HIMYM. Gerçi son bir haftadır her gün dışarıda olduğumdan onu da izleyemedim ya. En kısa zamanda açığımı kapatmam gerektiini aklımın bir kenarına kazıyorum. Oldukça yoğun bir hafta geçirmiştim, Lorelei'nin gelişi, onun için HJ'e görüşmeye gidişimiz, ha bir de bende kalıyordu tabii. O yüzden keyfime diyecek yoktu, insan en yakın arkadaşlarından biriyle aynı evde kalınca yaşama stili bile değişiyor. Örneğin artık kendi odamdan başka odalarda olduğunu fark ettim. Ya da kahvaltının mutfakta da yapılabileceğini.

    Telefonumun yatağın üzerinde titrediğini duyunca gözlerimit elevizyondan ayırdım. Bir yeni mesaj. Elim telefonumun ekranında gezindi, tuş kilidimi de girdikten sonra mesajı açtım. Fındık ezmesi nerde? Hepsinin bittiğini söyleme lütfen. Aslına bakarsanız evde fındık ezmesi olduğundan bile haberim yoktu, çünkü tek yediğim şey pizza ve makarnaydı. Tabi annem zorla eve bakması için bir görevli tutana kadar. Claire elinden geldiğince bana yardım edip yemek yapıyor, yine de genelde ısrarlarıma dayanamayıp fast fooda da önem veriyor. Hem bunu anneme söylemeyeceği hakkında söz bile verdi. Lorelei'ye bilmediğim hakkında kısa bir mesaj attım, bu arada onu evde tek başına bırakmanın da tam bir hainlik olduğunu fark ettim. Kız sırf benim için Venedik'ten Manhattan'a taşınıyor bense onu evde yalnız bırakıp dışarıda geziyorum. Gerçi Camilla ile zaman geçirmeye cidden ihtiyacım var, ve bir de Juliet var tabii. İkisini de en yakın zamanda Lorelei ile tanıştırmam gerek, onu seveceklerine emindim.

    Camilla'nın ince sesini duyana kadar düşüncelerle boğuşmaya devam ettim, yine de epey teori üretmiştim. Nerede tanıştıracağım, hangi gün... Kızın teklifinin ardından tereddüt ettim, bugün zaten yeterince zararlı madde almıştım. Ama Camilla'nın yüzündeki kesinlik ifadesi omuz silkmeme neden oldu. Ona hayır demek gibi bir seçeneğim yoktu, gitmek zorundaydım. Derin bir iç çekerek kolamdan bir yudum daha aldım. Onu daha bitiremediğim için üzgündüm. Ayağa kalktığım sırada Camilla'nın kıyafetini değiştirip siyah bir elbise giyindiğini fark edince tek kaşım havaya kalktı. Ben nasıl fark etmemiştim ki? Cidden, yanımda birini öldürseler onu bile fark etmezdim. Arkadaşımın peşinden kapıya doğru yönelsem de yüzündeki garip ifade duraksamama neden olmuştu. Yine ne var? O garipçe elini yüzünde gezdirirken başımı anlamadığımı belirtircesine sallıyordum.Benden bıkmış olacak ki problemi söyledi. Ah ne güzel, bir de rezil bir halde gidiyordum az kalsın. Adımlarımı lavaboya doğru çevirirken yüzüm iyice asılmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Camilla Weitz
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Camilla Weitz


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 24/07/11
Nerden : Brooklyn.

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 4:17 am

Claudia huysuz bir şekilde lavaboya doğru giderken arkasından gülümsedim, onun bu doğal hallerini seviyordum. Diğerlerinin aksine yapmaıck tavırlardan çok uzaktı, tam anlamıyla kendisi gibiydi. Ve bende onun yanında tam anlamıyla kendim gibi olabiliyordum, herhangi bir kısıtlama yoktu. Yanında kasıntı bir şekilde takılmadığım sayılı arkadaşlarımdan birisiydi. O kırarcasına banyonun kapısını kapatınca bende burada beklemenin bir anlamı olmadığında karar kıldım. "Ben aşağıdayım Claudia." Önce beni duymadığını sanıp banyoya doğru yaklaşsam da içeriden homurtularını duyabiliyordum. Adımlarımı tekrar kapıya yöneltip dışarıya çıktım. Koridorda sadece arkası dönük, telefonla konuşurken bir dolu küfür savuran bir adam vardı. Arkası bana dönük olduğu için şanslıydım, bu sayede ona attığım garip bakışları da görmüyordu. Yine de yanında geçerken gözlerimi direk karşıya diktim, koridoru aceleyle geçtiğimde sonunda merdivenlere ulaşmıştım. Four Seasons'u seviyordum, adı gibi her sezona uygun bir biçimde döşeniyordu. Örneğin şu an oldukça sıcak renklerle döşenmiş, yazın çekici ve eğlenceli yanını bir arada tutuyordu.

Adımlarım otelin daha sakin olan bölümüne yöneliyor önce, lüks deri koltuklardan birisine yayılıyorum. Burada kolaylıkla sızıp kalabilirdim ama bana otuz iki diş sırıtan bir garson önümde bitince bu isteğimde yok oluyor. Yüzündeki gülümsemenin yapmacık olduğuna dair iddiaya girebilirim çünkü yüzü tamamen kasılmış. Her an yüzünden bir yer kopup yere düşecekmiş gibi, onu daha fazla kasmamak için sipairşimi çabucak veriyorum. Belki de Claudia'nın da siparişini vermeliydim ama bunu ona bırakmanın daha doğru olacağında karar kılıyorum. Arkadaşımın sağı solu belli olmadığından süt isteme ihtimali bile vardı. Üzerimdeki kısa elbiseye dikkat ederek bacak bacak üstüne atıyorum. Oturduğum koltukta oturuşumu değiştirip daha dik bir pozisyona kavuşuyorum. Arkamdan gelen seslerden Claudia'nın sonunda maskesini temizlediğini anlayınca gülümsüyorum. Saçında veya boynunda maska kalmadığını umuyordum, sarışın bir kız ile karşılaşmayı bekleyerek başımı kaldırsam da tamamen yanılıyorum. Aksine koyu renk saçlı, yeşil gözlü bir çocuk bana bakıyor. Ve bir de karşımdaki deri koltuğa tabii.

Emrivakilerden hoşlanmam aslında, ama farklı bir muhabbetin hoş geleceğini düşünerek oturabileceğini işaret ediyorum. Çocuğun yüzündeki gülümseme büyürken karşımdaki koltuğa oturuyor. Onu daha önce gördüğüm eminim aslında, yine de adını çıkaramıyorum. Büyük ihtimalle basketbol maçlarından birindeydi, atletik bir vücuda sahip çocuk çünkü. o konuşmak için dudaklarını araladığı sırada aynı hareketi bende yapıyorum, ikimizde kıkırdamamızı bastırmak için herhangi bir hamlede bulunmuyoruz. Claudia'nın bu çocuğa bayılacağına emindim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Otel Eğlencesi. Empty
MesajKonu: Geri: Otel Eğlencesi.   Otel Eğlencesi. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 4:38 am

    Bana kalsa yüzümde maskeyle de gelebilirdim kahve içmeye, tabii rengi biraz daha tatlı bir şeyler olsaydı. Giderek yüzümden dökülmeye başlamış pembemsi maskeyi suyla yıkıyorum, o kadar beceriksizim ki bir kısmının tişörtüme damlayıp üzerimi rezil etmesine engel olamıyorum. Bir de saçımın yarısı sırılsıklam olmuştu tabi. Buna pek şikayetim yok aslında, en azından eskisine göre çok daha iyi görünüyordu. Tişörtü üzerimden çıkarıp lavabonun üzerine koyuyorum. Lekeleri çıkarmak için üzerine biraz su fırlatıp çekiştiriyiorum tişörtü, bir işe yaradığı da yok. Leke hala orada, kocaman ve göze batıyor. Yanımda yedek kıyafet filan da yok, belki de kendimi odaya kilitlemeliyim, bir de televizyonu açtım mı tamamdır. Aynadaki yansımama baktığımda tiksinti dolu görüntüm yüzümü buruşturuyor, sutyenim ve şortum ile oldukça garip görünüyorum ama o iğrenç tişörtü de giyinmem. Tişörtü orada bırakarak tekrar içeriye döndüm, Camilla'nın dolaba yerleştirmeye zahmet bile etmediği bavulundan bir tişört kapıp üzerime geçirdim. Aynı beden giyindiğimiz için şanslıyım. Penceredeki yansımama baktım, çok daha iyi göründüğüme memnundum. Bir de şu ıslak saçlara sahip olmasaydım. Onları kurutma gibi bir girişimde bulunmadan kapıya doğru yöneldim, gitmeden önce yatağın üzerindeki çikolatalardan birini aldım. Bunu gözüm kapalı olarak yapmıştım. Hangi çikolatayı seçtiğimi görmek için tek gözümü araladığımda yüzümde zafer kazanmış bir ifade oluştu. Toblerone her zaman favorimdi zaten.

    Koridorları aylak aylak geçerken sürekli küfür eden bir adamla karşılaşınca gülmemi bastıramıyorum. Adam bana da küfür edecekmiş gibi durduğundan adımlarını hızlandırdım. Yine dikkatsizliğim üzerimde olacak ki az kalsın bir garsonla çarpışıp meyve suyunu üzerime dökecektim. Eh, işte o zaman tam anlamıyla batardım. Adamdan defalarca özür diledikten sonra merdivenleri çıkmaya başladım, zamanımın azdı zaten. Lorelei'yi evde yalnız bırakmıştım ve büyük ihtimalle sıkıntıdan patlamıştı. Gerçi bilgisayarıma girdiyse dizi koleksiyonumdan birini izleyebilirdi. Big Bang Theory'e bayılacağına emindim. Omuzuma astığım çantadan telefonumu aradım, içi o kadar karışıktı ki bu epey uzun sürmüştü. Parlatıcılar, broşürler, çikolatalar... En sonunda telefonuma ulaştığımda rahatlamış bir şekilde iç çektim. Yeni bir mesaj var mı diye baksam da yoktu, büyük ihtimalle Lorelei fındık ezmesini bulmuştu. Sahi, bende bir ara mutfağımı keşfetmeliydim. Mısır gevreğini hala bulamıyordum da.

    En sonunda deri koltuklardan birine gömülmüş kahvesini keyifle yudumlayan Camilla'yı gördüğümde gülümsedim. Her ne kadar midem tamı tamına dolu olsa da bir tane kahve içebilirdim. Tam Camilla'ya taraf yöneliyordum ki kızın kıkırdamasıyla durdum, neye güldüğünü görmek için parmak ucumda hafifçe yükselince kıvırcık bir kafayla karşılaştım. Arkası dönük olduğu için beni fark etmemişti anlaşılan. Camilla ise gözlerini bana dikmişti, ya da üzerimdeki tişörte. Onun yüzündeki gülümseme iyice büyürken birkaç adım geriledim, hazır Camilla'da kendisine uygun biri bulmuşkan onu rahat bırakabilirdim, bu sayede bende eve giderdim hem. Ayrıca çocuğun çok tatlı olduğuna da eminim, Camilla'nın kıvırcıklara zaafı var da. Ona çaktırmadan el sallayıp üzerimdeki tişörtü işaret ediyorum. O daha cevap veremeden acele adımlarla kendimi dışarıya atmak için hazırlanıyorum. Tabi bu sert bir bedene çarpamla engelleniyor. Geriye doğru sendeleyip düşmemek için duvara tutunuyorum. Garsonda bana çarpıp adamın üzerine devrilince ortam epey karışıyor. Az önce telefona küfür eden adamın büyümüş gözleri bana odaklanıyor bense alt dudağımı hafifçe ısırıp o olanları anlamadan çaktırmadan tüyüyorum.

    RPG SONU.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Otel Eğlencesi.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Four Seasons Hotel-
Buraya geçin: