Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Hitchhiking Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Hitchhiking Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Hitchhiking Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Hitchhiking Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Hitchhiking Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Hitchhiking

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Alieer V. Eldricht
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Alieer V. Eldricht


Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 27/06/11
Nerden : Gezgin takılıyor kızımız

Hitchhiking Empty
MesajKonu: Hitchhiking   Hitchhiking Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 8:16 am

Hitchhiking Amanda08&Hitchhiking Unled8ue
P. Juliet Prideaux & Alieer V. Eldricht

Alieer, Starbuck’ın kahve kokusunu aşıp temiz havaya çıktığında aklında sadece eve gidip bir an önce günü noktalamak vardı. Kahvenin vücuduna sağladığı enerji bile günün yorgunluğunu silemiyordu. Arkasını döndüğü kısa birkaç saniye içinde kasiyer kızın içten gülümsemesiyle karşılaştı. Alieer bunun sebebinin biraz önceki bahşiş olduğunu bildiğinden kız kadar içten bir şekilde gülümseyemiyordu. Packardının sürücü koltuğuna yerleşti ve aynalarını ayarlayarak arabayı çalıştırdı. Wilson işe dönmediğinden ve yeni şoförleri otuz yaşlarında bir serseri olduğundan dolayı Alieer artık her yere arabasıyla gidip geliyordu. Hatta başına buyruk olduğundan dolayı artık her yere kasıtlı olarak gidiyordu. Kredi kartının son bir aylık faturası kumardan kazandığı parayı bile katlıyordu. Direksiyonu eve giden, artık iyice sıradanlaşmış yola doğru kırdı ve en fazla beş dakika sonra evde olacağını bilmenin mutluluğuyla yol aldı. Evlerinin en iyi özelliği geniş olmasına rağmen şehir içinde oluşuydu. Böylece Alieer her gün başka bir sapalığa girerek kaybolmuyordu. Ki bunun Alie’nin uzmanlık alanı olduğu düşünüldüğünde gerçekleşmesi yüzde yüz idi.
Evin kapısından içeri girip anahtarlarını henüz bırakmıştı ki aklına çevre derneğiyle olan randevusu geldi. Normalde yatıp uyurdu ama ayakları gitmesi için Alie’yi zorluyordu. Odasına çıkarak üstüne jean kazak ikilisini geçirdi. Kimsenin görünüşü umursamadığı yerlerde tercih ettiği olağan kıyafetiydi bu. Bu haftaki buluşmalarında şehir dışındaki bir bölgeye ağaç dikeceklerini hatırlıyordu Alieer. Tam olarak yerini hatırlamasa da kalabalığı izleyerek yer bulma yetisine güveniyordu. Kişi başı üç fidan getirmeleri gerektiği de hatırladığı ikinci unsurdu. Saatine bakıp vakti olmadığını anladığında evlerinin büyük bahçesinin yolunu tuttu. Bahçeden çok orman görünüşü vardı bu yerde. Ailesi her yıl buldukları boşluklara yeniden ağaç dikiyordu. En azından bahçıvana bu işi yapma görevi veriyorlardı. Alieer bahçıvan kulübesinden ödünç aldığı eldivenleri eline geçirdi ve daha bir hafta önce dikilmiş olan fidanların toprağını kazımaya başladı. Tırnakları toprağı her delişinde solucanlarda yuvalarından ayrılmış olmanın şaşkınlığıyla ortaya çıkıyordu. Her şeyden iğrenen bir insan olmadığından solucanları uzaklaştırdı ve fidanları plastik kaplara yerleştirdi. Ardından arabasının koltuklarını duyduğu acıma duygusuyla fidanları arabasına yerleştirdi. Tekrar yola çıktığında ise tek yaptığı beyninin fısıldadığı dönemeçlere girmekti. Bir yandan da radyodan gelen seslere eşlik ediyordu. Chuck Berry duyulduğunda nostalji havası tamamlanmış gibiydi…

Fren sürekli ayaklarının altından kayıp giderken Alieer direksiyon hâkimiyetini çok zor sağlıyordu. Bunun tedirginliğiyle müziğin sesini iyice kıstı. Uzun süredir yol almasına rağmen hiç inceleme gereği duymadığı etrafına baktığında ise ıssızlığın izlerini medeniyetle birleştiren bir yerle karşılaştı. Yoldan arabalar geçmesine rağmen yolun iki yanı sarı otlarla gizlenmişti. Alieer bütün dikkatini sürüşüne verdi ve arada sırada geri dönmeyi düşündü. Ama sorun frenlerde olduğundan durmaya cesaret edemiyordu. En sonunda şerit ikiden teke düştü ve Alieer’ın şansını zorlaştırdı. Alie sürekli saatine bakıp kaç dakikası olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yarım saat, on beş dakika ve on dakika sırasıyla zamandan kesilirken artık önündeki arabalara sabrı kalmamıştı. Bir tanesini sollamak için hamle yaptı fakat karşısında bir kamyonet görünce ayağı frene gitti. Ne yazık ki fren tutmayarak ayağının altından kaydı. Son anda yolun dışına çıkmak için bir hamle yapmasaydı neler olabileceğini tahmin bile edemiyordu. Tekerlekleri sarı otların içinde kaybolurken sarsıldığını hissetti. Otların içine saklanmış olan taşlar fazla ilerlemesini engelleyerek tekerlekleri yıpratmıştı. Alieer olayın şaşkınlığından kurtulduğunda arabadan indi ve hemen Packar’ına bakmaya koyuldu. Izgaraları ve orijinal boyası hâlâ sağlamdı fakat buna sevinemeden lastiklerin pert olduğunu fark etti. Fren problemini halletse bile buradan ayrılamayacaktı…

Hemen ana yola çıktı ve tamirden anlayacak en azından Alieer’ı tamirciye kadar bırakacak bir araba aramaya koyuldu. Bir yandan da yanına telefonunu almadığı için akılsızlığına küfrediyordu. Yoldan geçen bir Toyota’ya otostop çekmeye çalıştı fakat arabanın içindeki çift kibirlerini de yanlarına alarak uzaklaşmakla yetindi. Alieer şansını birkaç arabada daha denedi fakat kimse durmayı göz almıyordu. Alieer olayın karmaşasıyla, insanlara otostopçulardan uzak durmaları fikrini aşılayan korku filmlerine de sinirlenerek şansını son bir arabada denedi. Arabanın içinde sarışın bir kız bütün dikkatini yola odaklamış oturuyordu. Alieer ellerini en görülebilir biçimde salladı ve kızın durmasını izledi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
P. Juliet Prideaux
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
P. Juliet Prideaux


Mesaj Sayısı : 442
Kayıt tarihi : 07/02/11
Gerçek Yaşı : 29

Hitchhiking Empty
MesajKonu: Geri: Hitchhiking   Hitchhiking Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 11:35 am

    Neredeyse tüm gününü evden uzakta geçirmeye karar vermişti. Güneş tam tepede, üzerinde parlıyordu. Düşünceleriyle ve doğayla baş başa… Küçükken, babasıyla sık sık gittiği yere gitmişti. Neden arkadaşlarıyla vakit geçirmek yerine oraya gittiğini kendine sorup durmuş ama bir cevap alamamıştı. Yalnız kalmak istemişti bir süreliğine. Eğlenceden, partilerden ve alkolden uzak… Oysa bunu neden istediğini bile bilmiyordu. Evet, melankolik hallerinden uzaklaşmıştı tabi bu güne kadar. Neden kendini bu kadar garip hissediyordu ki? İçinde kontrol edemediği bir ağlama dürtüsü vardı. Aklını başka yerlere vermeye çalışsa da olmuyordu. Dönüp dolaşıyor ve yine bulunduğu noktaya geri dönüyordu. Sudaki yansımasını gördü yere eğildiğinde. Gözlerinde anlayamadığı bir ifade vardı. Korku. Neden? diye düşündü. Korkması için ne gibi bir sebep olabilirdi ki? Neyden korkuyordu? Sinirle kafasını salladı tüm her şeyi kafasından atmak istiyordu. Gülümsemeye zorladı kendisini, eğer gülümserse her şey iyi olacaktı. Öyle olması gerekiyordu. Yere oturdu ve bacaklarını kendisine doğru çekti. Cebinden çıkardığı iPod’un kulaklığını taktı ve son ses açtı. Kollarını bacaklarının etrafına doladıktan sonra başını diz kapaklarına dayadı ve gözlerini yumdu. Hiçbir şeyi düşünmek istemiyordu. Yalnızca orada öylece oturmak, rahatlamak ve müziği ruhunun derinliklerinde hissetmek istiyordu.

    When you're broken
    In a Million little pieces
    And your tryin'
    But you can't hold on any more
    Every tear falls down for a reason
    Don't you stop believin' in your self
    When you're broken


    Dinlediği şarkının sözleri dudaklarından süzülüyordu. Neden o şarkıyı seçtiğini bilmiyordu. Rasgele bir seçim olması gerekirken ona yöneldiğine emindi. Rahatlatması gerekirken daha da bunalıma sürüklüyordu Juliet’i. Yine de dokunmadı şarkıya, izin verdi çalmasına. Ne kadar zaman geçmişti aradan bilmiyordu. Kulaklığından gelen farklı sesle gözlerini açtı. Hava iyice kararmıştı ve şarjı da bitmişti. O kadar uzun süre nasıl orada, öylece hareketsiz bir şekilde oturabilmişti? Ellerinden destek alarak ayağa kalktı. Bacakları bir hayli uyuşmuştu. Telefonunun saatine bakmak için elini cebine götürdü ama telefonu cebinde değildi. Arabada unutmuş olduğunu umarak ilerledi karanlık yolda. Araca bindiğinde yan koltukta duran telefonunu gördü ve eline aldı. Çok fazla cevapsız arama ve çok fazla mesaj vardı. " Ah tanrım! " diye mırıldandı. Annesi yaklaşık 10 kez filan aramıştı bile. Konuşacak hali pek olmadığından kısa bir mesaj atmakla yetindi. Diğer aramalara ve mesajlara bakma gereği bile duymamıştı.

    Arabasını çalıştırdı ve yola koyuldu. Bacaklarının uyuşukluğu geçmişti çoktan ama kafası yerinde değildi. Önüne bakıyordu bakmasına ama görmüyordu sanki. Birden, önünde beliren siluetle birlikte kendisine geldi ve tüm dikkatini kıza vermişti, yüzünü görmek için. Ellerini büyük bir hışımla salladığını görünce içindeki ani bir dürtüyle arabayı durdurdu. Normalde olsa otostopçulara bakmaz, umursamadan yanlarından geçip giderdi. Kızın kim olduğunu bilmiyordu ama tanıdık gelen bir şeyler vardı. Kim bilir belki uyuşturucu satıcısı, bağımlısı, yankesici ya da benzeri bir şeydi. Saçmalama diye mırıldandı kendisine. Kızın hiç de öyle bir tipi yoktu. Camını yarıya kadar araladı ve “ İyi misin? “ diye sordu. Kızın yüzünde toz kütlelerini gördüğünde çalılıkların oradan gelmiş olabileceğini düşünüp gözlerini o tarafa çevirdi ama karanlıkta hiçbir şey görünmüyordu. Kapıyı açtı ve “ Atla hadi. “ dedi. Yardımseverliği tutmuştu ve nedenini de bilmiyordu. Belki de aklını bir türlü toparlayamadığı içindi ama emin olamadı ve umursamadı. Arabayı tekrar çalıştırdıktan sonra “ Evet, seni nerede bırakmamı istersin? “ dedi gözünü bir saniyeliğine de olsa yoldan ayırıp kızın yüzüne baktı. Gerçekten de fazlasıyla tanıdık geliyordu. Sormak istedi ama onun yerine kızın kendisini tanıtmasını bekledi. Bunun daha doğru olacağını düşünmüştü. Radyonun sesini biraz kıstı, kızın söyleyeceklerini duyabilmek için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alieer V. Eldricht
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Alieer V. Eldricht


Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 27/06/11
Nerden : Gezgin takılıyor kızımız

Hitchhiking Empty
MesajKonu: Geri: Hitchhiking   Hitchhiking Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 2:47 pm

Alieer sonunda birisi durduğu için sevinç çığlıkları bile atabilirdi. Ama o an deli gibi anlaşılmamayı sevinç çığlıklarına tercih etti. Arabadaki kız camını aralamış ve Alie’ye iyi olup olmadığını sormuştu. Alieer bunun cevabını kendisi bile bilmediğinden kısa bir anlığına arabanın yan aynalarına baktı. Pek de iç açıcı olmayan görünüşü cevabı veriyor sayılabilirdi. Tam durumun vahametinde kaybolup gidecekti ki kız arabasının kapısını açıp Alie’yi binmeye davet etti. Alie arabasının olması gereken karanlığa gömülmüş yere son bir kez baktı ve kızın teklifine cevap vererek arabaya bindi. Normalde otostop çekmeyi bile sadece filmlerden öğrenmiş bir insandı. Hatta daha çok, biraz önce küfrettiği korku filmlerinden öğrenmişti… “Arkadaş grubu yolda bir yerlere gider, ellerini kaldıran birisini arabalarına alır, korku dolu dakikalardan sonra psikopat otostopçu tarafından öldürülür…” Bu senaryoyu düşününce kızın Alie’yi arabasına alması bile büyük cesaretti. Ama senaryonun bir de “Birisi yolda kalır, otostop çeker, yarın ölüsünü bulurlar…” kısmı olduğu için Alie de aynı cesareti göstermiş sayılırdı. Gerçi ne kendisinde ne de karşısında oturan kızda bu senaryolara uyabilecek bir tip olmadığından senaryoları ve cesareti de arabası gibi karanlığa gömülüyordu. Kızın yüzünü inceleme fırsatı bulduğunda neredeyse hayal görüyormuş gibi hissetti. Tesadüflerin var olmadığına inanan birisi için bu yüz hayalden başka bir şey olamazdı. Tanıdık olmanın ötesinde tanıştırılmış olmak vardı karşısındaki sima ile aralarında. Etrafta görmenin de fazlası… Bir süre hafızasında ismini yokladı kızın. J ile başlayan bir şeyler olmalıydı adı… Hatırlıyordu çünkü etrafında o insanlardan fazlasıyla vardı. J ile başlayan isimleri kafasında bir süre gözden geçirdikten sonra en iyisinin adını ondan duymak olacağına karar verdi. Ya da belki de hiç adıyla hitap etmeden günü tamamlayabilirdi…

“Etrafta tamirci olduğunu hiç sanmıyorum. Bu yüzden beni telefonun var olduğu herhangi bir yere bıraksan kâfidir.” Diye cevapladı kızın sorusunu ve gülümseyerek ekledi; “Teşekkürler…”Nerede tanıştıklarını çok iyi hatırlıyordu… Bir iki ay önce Alieer şansını partilerden birinde denemişti ve kızla orada Lia adlı bir kız tarafından tanıştırılmışlardı. Ardından kız partiden bilinmez bir sebeple ayrılmış ve Alieer kızla baş başa kalmıştı. Anıları tazelenince kızın adının Juliet olduğunu hatırlıyordu. Amaçsızca oturdukları dakikalarda öğrenmişti bu ismi… Ardından Alieer içki içip sızan insan profiline dayanamayıp partiden ayrılmıştı ve Manhattan sokaklarında uzun yürüyüşler yapmıştı. Daha dün gibi hatırlıyordu konuşmalarını. Kaza bir nevi canlandırma etkisi yaratmıştı hafızasında… Çevre derneğinin daha uzun süre Alieer’ı beklemek zorunda olduğu gerçeği kızın yüzünde histerik bir gülümsemeye neden olmuştu. Şu an bahçeden çoraladığı saksılar Packard Carribean’ının koltuğunda kök vermekle meşgul olmalıydı… Aklında var olan tek numarayı; amcasının numarasını birkaç kere beyninin içinde tekrar etti ve son anda unutmamak için neredeyse yalvardı kendisine. Kızın donuk bakışlarından tam olarak durumdan hoşnut olmadığı belli gibiydi. Alieer onun kendisini hatırlayamamış olma ihtimalini hiç aklına getirmediğinden başta bu hoşnutsuzluğa anlam verememişti. Sonunda, ihtimal aklına geldiğinde ise yolun boş olduğu bir anı beklemeye karar verdi. Böylece ikinci bir kazayı engellemiş olacaktı. Asfalt zemin altlarında kayarken etrafta hiçbir benzin istasyonu gözükmüyordu. Hatta elektrik direkleri bile yoktu… Bu da bir nevi neden kızın kendi telefonunu teklif etmediğine açıklık getiriyordu. Zaten Alie’yle rolleri değişseler Alieer kızı arabasına bile almayacağından bunu sorgulaması gayet amaçsızdı.

Yolun gidişatındaki ağaçları incelerken birden başından beri karşılaşmak istediği kalabalığı gördü. Greenpeace özentisi gibi duran t-shirt’lerini üzerlerine geçirmiş bir kadınlar topluluğuydu bu. Her biri ellerinde küreklerle konuşmacılarını dinliyordu. Alieer konuşmacıya baktığında derneğe girdiğinden beri kötü anını kollayan bir kızı gördü. Bu derneğin en büyük özelliği güçlü bağlantılarla insanlara her türlü imkânı sağlamasıydı. Bu özellikte sadece çok büyük bağışlar yapan insanlar için –hatta tek insan için- geçerliydi. Kızın ayağını kaydırma isteği de bundan dolayı olmalıydı. Hafif tepeciklerden birisinin üstüne çıkmış doğayla alakalı olmayan bir şeyler bağırıyordu. Alieer ne dediğini duyamasa da ağzının sürekli gerilmesinden bağırışlardan bile yüksek bir tonda konuştuğunu anlayabiliyordu. Bu manzaradan hoşnut kalmayarak ve içlerinden hiçbirinin tamirci olmadığını umarak yollarına devam ettiler. Ta ki yol kenarında bir benzin istasyonu görene kadar… Alieer inme vaktinin yaklaştığını düşünerek kıza doğru döndü ve en hoş sesiyle konuştu;
“Bu arada ben Alieer. Partide tanışmıştık…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hitchhiking
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Diğer Yerler & Mekanlar-
Buraya geçin: