Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Just One Drink Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Just One Drink Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Just One Drink Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Just One Drink Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Just One Drink Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Just One Drink

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Raven Hamilton
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Raven Hamilton


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 25/06/11
Nerden : Kuzey Ren-Vestfalya

Just One Drink Empty
MesajKonu: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimePerş. Ağus. 04, 2011 7:56 am

    Hafta sonunu değerlendirmek için aklına gelen ilk yolu seçen Raven, mekâna adım attığında biraz pişman olmuş gibiydi. Saat biri beş geçiyordu, yani mekânın en işlek olduğu zamana denk gelmişti. Etrafındakilere aldırış etmeden bara doğru emin adımlarla ilerledi. Bir içki, diye düşündü. “Sadece bir içki içeceğim ve eve gidip sıcacık yatağımda uykuya dalacağım.” Bunu defalarca yüksek sesle kendi kendine tekrar etmesine rağmen hala fikir ona yeteri kadar cazip gelmiyordu. Kafa dağıtmak için gelmişti buraya; tüm o aile dertlerinden, okul ödevlerinden, yapmacık arkadaşlardan, hangisi olduğuna bir türlü karar veremediği çift kişiliğinden arınmak için gelmişti. Kapının dışında her zaman onu bekleyen birilerinin olacağını biliyordu. Babası bu konuda gereğinden fazla sıkıydı. Raven evden tek başına çıkmış olsa bile muhakkak gittiği yeri bir şekilde öğrenip kendi aklınca onu paradan yapılmış kanatlarının altına alırdı. Bu yüzden bu gece ne kadar dağıtırsa dağıtsın bir sorun olmayacağını düşünüyordu. Bir içki tezinden vazgeçip şansını sonuna kadar zorlamaya karar verdi.

    İnce uzun direklerde kayan güzel vücutların coşturduğu mekana bakarken birçok tanıdık görüyordu Raven. Kimisi okuldan tanıdığı ve onun gibi kafaları dağıtmaya gelen ama kendine sahip olamayan bir grup erkek sürüsü, kimisi geçimini vücuduyla sağlayan birkaç basit NY kızı, kimisiyse babası sayesinde tanıdığı, büyük paralar dönen piyasada iyi bir yere sahip iş adamlarıydı… Derin bir iç geçirdi ve günün birinde buraya asla adım atmayacak kadar akıllanacağını düşündü. Böyle bir şeyin söz konusu olduğunu bile sanmıyordu ama yine de hayal etmesi bile güzeldi. Akıllı bir Raven, her eve lazımdı. İçkisini yudumlarken yanında işi ileri götüren çifti gördü ve yüzünü buruşturdu. Neden New York insanları her şey gözler önüne sermeyi bu kadar çok seviyordu? “Kendinize bir oda tutsanıza!” Çift, durup Raven'a cevap vermeye tenezzül bile etmedi. Raven, arkasını çifte doğru dönerken öbür tarafta da pek de farklı olmayan bir manzara onu bekliyordu.

    Kafası fazlasıyla güzel olmuş bir kız ve Raven’a hiç yabancı gelmeyen bir yüz ki muhtemelen kafası güzel kızın barda yeni tanıştığı bir erkekti, kucak kucağa gayet samimiydiler. Kızıl saçlı çekici kızı daha önce hiç görmediğine adı kadar emindi fakat kızdan dolayı yüzünü tam olarak göremese de çocuğu bir yerlerden çıkarıyor gibiydi. Artık kararını vermişti, sadece bir içki içip gidecekti. Raven birkaç saniye için buranın bir strip bar olduğunu göz önünde bulundurarak farklı bir manzara beklemesinin garip olduğunu düşündüyse de çifte sataşmaktan kendini alamadı. “O tabureler en fazla üç kişi kaldırabiliyor ama şansınızı fazla zorlamayın derim.”


En son Raven Hamilton tarafından Cuma Ağus. 05, 2011 7:18 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Matthew Morgan
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 25/06/11

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimeCuma Ağus. 05, 2011 5:18 am


    Canı her zamanki gibi biraz içki çekmişti genç İngiliz'in. Amerika'da her köşe başında bir bar, disko, striptiz kulübü yani içki temin edilebilecek yerler vardı. Evinden çıkmıştı, babasının eve yeni attığı kız onun ağzının sularını akıtmıştı. Fakat tabi ki babasının suratına birkaç küfür edip evi terk etmişti yine, bir geceliğine. Babasının bu kadar vurdumduymaz olmasının sebebini anlayamıyordu, evli bir adam için bunlar çok fazlaydı. Zavallı annesine acıyordu fakat evlerine gelen kızlara bakmaktan da kendini alamıyordu. Ev ortamındansa başka ortamları tercih ediyordu doğal olarak Alex. Arabasında müziği son sese kadar açmıştı, çevreden gelen tepkilere de kulağını tıkamıştı. Sadece müziğini dinleyerek eğleniyordu. Gördüğü yerlerden birine girmeyi planlıyordu. Kafasını sallayarak müziğe eşlik ederken birden yanıp sönen pembe ışıklarıyla dikkat çeken bir yer gördü. Arabasını oraya yanaştırdı. Tekilasını içmek için sabırsızlanırken tabelayı okumayı akıl edebildi. Pole Cat Strip Club. Bugün istediğinden daha fazla eğleneceğini düşünüyordu. Arabasından indi, kapıyı kilitledi ve anahtarını el çabukluğuyla cebine attı.

    Mekandan içeri girdiğinde gözleri istemsizce büyümüştü. Kısa bir süreliğine içkiden soğumuştu. Etraftaki insanlar gerçekten ileri gitmişti. Yarı çıplak, hatta çıplak çiftler birbirinin üzerine oturmuştu her bir haltı yapıyorlardı. Biri diğerinin dudağını emerken, diğeri başka yerlerini tutuyordu. Kahkahalar striptiz kulübüne hakimdi. Direklerde gezinen kızlar, birden Alex'in kendine gelmesini sağlamıştı. Alex'in istediği buydu, sadece ona çalışan kızlar; en azından bir geceliğine. Başkalarının yiyişmesi hoşuna gitmiyordu. Kendi yiyişmesi de pek hoşuna gitmiyordu fakat bundan kendini alamıyordu. Gözlerini striptiz yapan kızlara dikti, yine de havasını bozmak istemiyordu. Dik bir şekilde yürümeye başladı, o sırada barın önüne gelmişti. Tekila istemişti, onu baştan çıkartan içki. Birçok kişiye hafif gelse de Alex, tekila delisiydi. Barmenin suratına parayı fırlattı ve yürümeye başladı. Tek dikişte bitirdiği tekilanın ardından yanına uzun ince bacaklı, kırmızı rujlu kalın dudaklı bir bayan yaklaşıyordu. Alex kendini durdurmak istiyordu fakat yapamıyordu. Kırmızı dudaklara konsantre olmuştu, ona doğru gelen. Kızıl saçlarıyla büyük bir uyum yaratan emilesi dudaklar... Alex daha fazla dayanamayacaktı, bir tekilayla kendinden geçmişti. Daha adını bile bilmediği kızı belinden kavradı, tabureye oturttu. Ve ardından isteklerini yapmaya başladı. Kızı öpüyordu, doya sıya. Gecenin devamı içinse sabırsızlanıyordu. Bir tekilayla kendini kaybetmiş adamı o gün kimse durduramazdı. Kızın rujunu emmekten dolayı büyük bir zevk alıyordu. O sırada yanlarına bir kız yaklaşmıştı. Alex, kızın uzun sarı saçlarını görebiliyordu sadece, yüzünü göremiyordu. Açıkçası o anda pek de ilgilendiği söylenemezdi, üzerinde oturan kıza yoğunlaşmıştı. Fakat tanıdığı bir sesin konuşmaya başlamasıyla duraksadı. "O tabureler en fazla üç kişi kaldırabiliyor ama şansınızı fazla zorlamayın derim." Alex üzerindeki kızın yüzünü yavaşça okşayarak kenara çekti ve karşısında duranı görünce gözlerini büyüttü. Tanrım bu Raven'dı! Aynı okula gidiyorlardı, oldukça güzel bir kızdı. Ve barın vazgeçilmeziydi. Alex, içki içmediği zamanlarda bile o kıza karşı gelemiyordu. Hafif gönlü kayık denebilirdi fakat gönülden de başka bir şeydi bu. Raven'ı istiyordu. Üzerindeki kızın yanağına son bir öpücük kondurarak buradan ayrılmasını istedi ve ardından kızın sinirli bakışları eşliğinde ayrılışını izlemeye koyuldu. Kız başka bir erkek bulunca, Alex ayaklandı ve Raven'ın yanına gitti. Barmene tekilayı işaret ettikten sonra dudağını sağ elinin tersiyle sildi. Pis bir şekilde Raven'a gülümsemeye başladı, istemsizce. Sarhoş olmadığı zaman bile önüne geçemediği bu ilgiyi şimdi hiç saklayamazdı.

    "Selam Raven. Seni burada gördüğüme çok sevindim."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Hamilton
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Raven Hamilton


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 25/06/11
Nerden : Kuzey Ren-Vestfalya

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimeCuma Ağus. 05, 2011 7:38 am

    Çocuk elleriyle kızın yüzünü kavrayıp hafifçe yana kaydırdığı zaman artık yüzünü daha net görebiliyordu. Birkaç saniye içinde büyüyen gözlere dikkatlice baktı ve istemsizce geriye doğru hamle yaptı. Bakışlardaki parıltı onu son derece rahatsız ediyordu. Okulun azgın çapkını Alex’den başkası değildi bu. Çocuk kızın yanağına minik bir öpücük kondurarak kulağına bir şey fısıldadı ve kızın yavaşça ondan uzaklaşmasını zevkle seyretti. Kızsa Raven’ın bir kelime dahi anlamadığı bir dilde homurdanarak, muhtemelen çocuğa küfür ederek, uzaklaşıyordu. Yüzünü ekşiterek bir an için bu çifte hiç bulaşmamış olmayı diledi Raven. Onları o küçük dünyalarında öpüşerek boğulmaya terk etmeliydi ama artık çok geçti. Alex yavaşça Raven’a yanaştı ve son derece itici bir biçimde dudağındaki ruj kalıntılarını sağ elinin tersiyle sildi. Raven derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Okuldaki tüm kızlara son derece çekici gelmesine rağmen Raven’ın çocuktan haz etmediği açıkça ortadaydı. Belki birkaç kez rüyalarını ziyaret etmiş olabilirdi ama Raven asla bir içkiyle kafayı bulan Alex’e teslim olmayacaktı. Alex babasıyla beraber elden geçirilmedik kız bırakmayan iğrenç herifin tekiydi onun gözünde. Aslında içmediği zamanlar nadiren de olsa gayet uysal ve arkadaşça davranabiliyordu ama nedense Raven’a karşı hep bir hamle peşindeydi. Raven’sa okula yeni geldiği zamanlar kendine hedef belirlediği bu çocuktan artık kaçmaya çalışıyordu. Aslında önce Alex’e pas veriyor, ardından Alex’in onu elde etme çabasını kahkahalarla izliyordu. Kısacası bu ikili arasında hiçbir zaman ne olduğu netleşmeyecek garip bir ilişki vardı.

    "Selam Raven. Seni burada gördüğüme çok sevindim." Raven içkisini yavaşça yudumlarken üzerinde gezinen yeşil bakışlardan rahatsız olmuşa benziyordu. Tek istediği çalan şarkı eşliğinde içkisinden aldığı yudumlardan keyif almak ve her hangi bir atraksiyon yaşamadan eve gitmekti. Bardağı yavaşça tezgâha bıraktı ve sahte bir gülümsemeyle Alex’e doğru döndü. Yeşil derin gözleriyle temasa geçmeden önce kısaca bir süzdü Alex’i. Bembeyaz gömleğinin düğmeleri yarıya kadar açıktı. Pantolonu hala üzerinde olduğu için şükretti Raven. Yüzünü rujdan arındırma çabası yetersiz kalmışa benziyordu. Dudağının alt kısmında hala birazcık kırmızı ruj lekesi vardı. Ortamı biraz hareketlendirmenin bir zararı olmayacağını düşünen Raven, elini yavaşça çocuğun dudağına götürdü. Nefes alış verişleri hızlanan Alex bakışlarını hâlâ kızın gözlerinden ayırmamıştı. Raven’sa olabildiğince göz teması kurmaktan kaçınıyordu. Parmaklarını yavaşça Alex’in dudaklarının üstünde kaydırdı ve lekenin olduğu yeri eliyle hafifçe ovuşturdu. Artık ruj lekesinden geriye sadece hafif bir kızarıklık kalmıştı. Yüzünde memnun olduğunu belirten bir gülümsemeyle elini yavaşça çekti. Ama ters giden bir şeyler vardı. İstemsizce Raven'ın kalp atışları hızlanmış, başı dönmeye başlamıştı. 'Ağrı kesicinin üstüne asla içki içmemeliyim' diye aklından geçirdi ve hiç düşünmeden elindeki bardağı bir dikişte bitirdi.

    “Bense seni burada gördüğüme hiç şaşırmadım, Alex.”


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Matthew Morgan
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 25/06/11

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimePtsi Ağus. 15, 2011 8:36 am


    Alex, sonunda gerçekten istediği kızın yanına gitmişti. Raven'ın onu normal şartlarda itmesi, istememesi, reddetmesi gerekiyordu. Fakat ikisi de birbirlerine içgüdüsel olarak karşı koyamıyorlardı, bu gerçeği artık ikisi de kabullenmişti. En azından bu duyguları, adını koyamasalar da davranışlarının karşılıklı bir şey olması her iki taraf için de rahatlatıcıydı. Alex, kimseden Raven kadar etkilenmiyordu. Ama ona tabi ki aşık değildi, zaten aşka inanmayan ve babasından gördüğü her türlü pisliği uygulayan bu velete o kelimenin A'sından bile bahsedemezdiniz. Hoşlanma, ona biraz daha uygun gelen bir terimdi fakat yine de bu durumu tam olarak karşılamıyordu. Raven ile Alex'in arasındaki ilişkiyi anlatan en doğru kelime arzuydu. İkisi de birbirini arzuluyordu fakat bu durumdan her ikisi de oldukça memnundu. Raven'ın yanına gitti ve kızın dudaklarına dokunuşunun ardından rahatladı. Az önce kucağına oturttuğu masum fahişeden kurtulmuştu ve arzuladığı eller, kendi dudaklarında geziniyordu. Az önce doyasına öptüğü kadının rujlarından kalan bir kısmı temizledikten sonra yüzüne bir gülümseme kondurmuştu Raven, bu da Alex'i oldukça tatmin etmişti. Ona sarılmak ve az önce kucağındaki kadına yaptıklarından çok daha fazlasını yapmak istiyordu fakat kendine hakim olmalıydı. Raven karşısında hiçbir şansı olmadığının kendisi de farkındaydı fakat biraz daha geç bu işi yapabilirdi. Barmene yaptığı bir işaretle, her zamanki tekilasından istedikten sonra Raven'ın ince ve etkileyici sesini duyarak kendine geldi. "Bense seni burada gördüğüme hiç şaşırmadım, Alex." Kız haklıydı, Alex gününün büyük kısmını burada öldürürdü. Sabahleyin okula giden havalı bir öğrenciyken, gece bambaşka bir hale bürünüp resmen bir kadın avcısı oluyordu. Bu da bütün karizmasını yerle bir ediyordu fakat asla uzak kalamadığı alkolün yan etkilerine de katlanmak mecburiyetindeydi. Raven'ın sesinde biraz sitem hissetmişti, yine de onun sesini duyabildiği için mutluydu. Raven'ın onun yanında olması bile onu heyecanlandırıyordu, istemeden de olsa. Ne yapsa onun yeşil gözlerini, sarı saçlarını görmezden gelemiyordu. Tam ağzını açıp, birkaç cezbedici kelime söyleyecekken kıza barmenin tekilasını hazır ettiğini gördü. Başını eğerek teşekkürünü bildirdi adama ve tek dikişte içkisini bitirerek tekrar tezgaha koydu. Ardından Raven'a baktı ve onun belini kavradı. Yine de Raven'da bugün farklı bir hava vardı. İstemiyormuş gibi davranıyordu, oysa her zaman yaptıkları şeyden pek bir farkı yoktu. "Hadi ama. İkimiz de bunu istediğini biliyoruz." dedikten sonra suratına çapkın bir gülümseme yerleştirdi ve tam Raven'ın gözlerinin içine bakmaya başladı. Bundan büyük bir haz duyuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Hamilton
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Raven Hamilton


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 25/06/11
Nerden : Kuzey Ren-Vestfalya

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimePtsi Ağus. 15, 2011 4:09 pm

    Aslında beklediği bir hareketti bu Raven’ın. Fakat nedense küçük bir irkilmeyle kendini hafifçe geri çekti. "Hadi ama. İkimiz de bunu istediğini biliyoruz." Yüzünü buruşturarak bunu kesinlikle istemediğini belirten bir ses çıkartı Raven. Elini yavaşça belini sıkıca kavramış Alex’in elinin üzerine koydu. Tırnaklarını batırmamak için kendini zor tutuyordu. Yüzündeki çapkın ifadeye aldırış etmemeye çalışarak gözlerini kaçırdı. Yavaşça Alex’in elini belinden aldı ve tezgâhın üstüne koydu. Bunu istemediği konusunda tam olarak emin değildi ama Alex’ e karşı istekli görünmeye de niyeti yoktu. Bir kez daha hamle yapan Alex’in elini anında durdurdu ve bakışlarını Alex’in derin yeşil gözlerine kilitledi. Birkaç saniyeliğine “Yemyeşiller” diye düşündü. Gerçekten de barın hafif loş ışığı altında buram buram yeşillik saçıyordu gözleri. Raven sıradan bir kadın olsaydı bu gözlere anında teslim olabilirdi. Sonra ne söyleyeceğini bile unuttu ve afalladı. Gözlerini birkaç saniyeliğine kapattı. Neler oluyordu bu akşam ona böyle? Saçmalamayı kesip bir an önce buradan çıkmalıydı. Zaten içkisini bitirmişti ve burada kalmak için bir nedeni yoktu. Ama çoktan Alex’in suratına kocaman aptal bir gülümseme yerleşmişti bile. Onu burada böylece bırakmak, yenilgiyi kabul edip tıpış tıpış eve dönmek demekti. Bunu yapmayacaktı. Konuşmak üzere gözlerini açtığında elinin hala Alex’in elinin üzerinde olduğunu fark etti. Alex’in yüzündeki gülümsemenin git gide büyümesinin nedeni şimdi anlaşılıyordu.

    Alex’in yüzündeki o gülümsemeyi söküp atmak için can çekişiyordu Raven. Neden bu çocuğa böyle kozlar veriyordu bu gece? Aradaki o duvarı aşmasına hiçbir zaman izin vermemişti ve vermeyecekti de. Fakat bu gece çok dengesiz davranıyordu. Bir yandan pas veriyor, bir yandan kaçıyor, bir yandan da pası değerlendirmesi için ona şans tanıyordu. Bu anlamsız hareketlerin nedenini bir süre kendi içinde sorguladı. Belki de ağrı kesici Raven'ın dengesini bozmuştu. Hayır, bu mantıksız bir yanıttı böyle bir soru için. İçkiden olabilir mi diye düşündü ama henüz sadece bir bardak içmişti. Artık bir bardaktan sonra kafası böyle güzel olacaksa içki içmeye son vermeliydi. Elini hızlı bir hareketle çekti ve bir peçeteye sildi. Alex küçük bir kahkaha attı ve iç geçirdi. Bana karşı koyamıyor diye düşünüyor olmalıydı. Raven bu sefer gerçekten sinirlenmişti. Böyle bir düşüncenin Alex’in aklından geçmesi fikri bile onu deli ediyordu. “Bir daha böyle bir şeyi yapmaya kalkışırsan olacaklardan sorumlu değilim.” Sesi son derece kararlı ve sinirli çıkmıştı. Biraz daha yakından Raven’ın gözlerine bakma şansı olsaydı içindeki ateşi gerçekten görebilirdi Alex. Sadece sinir değil tutkuyu da barındırıyordu bu ateş. Bu geceki garip tavırlarını uzun süredir bir erkeğin dokunuşundan uzak kalmasına bağlayabilirdi Raven. Evet, nedeni bu olmalıydı. Bu dokunuş onda bir takım bastırılmış duyguları canlandırmış ve belki de bundan haz almasına sebep olmuştu. Elinin yumruk biçimine geldiğini hissetti Raven. Ne olursa olsun Alex’in yanında gardını indirmemeliydi, asla! Sinirden patlamasına çok az kalmıştı ve kendini zor tutuyordu. Sımsıkı olan dişlerini biraz araladı ve bardağında kalan birkaç damla içkiyi yudumladı. Yüz ifadesi biraz bozulmuş olan Alex’e kaçamak bir bakış attı ve barmene içkisini tazelemesini söyledi. Görünüşe göre bu gece buradan sadece bir içkiyle ayrılamayacaktı…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Matthew Morgan
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 25/06/11

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimeSalı Ağus. 16, 2011 12:20 am


    Raven, Alex'e karşı soğuk davranıyordu. Ki normalde de böyle olması gerekiyordu. Alex'in kucağında az önce başka bir kadın vardı ve onlar yiyişiyorlardı, şimdi de gelmiş Raven'ı kucaklamaya çalışıyordu. Alex de bunun olmasını gerçekten istemiyordu fakat Raven'a karşı bir zaafı vardı işte. Kendisine engel olamıyordu. Yoksa o da, gündüz okulda çizdiği havalı ve umursamaz erkek profilini geceleyin barlarda da yaşatmak isterdi. Fakat insanın kendini bilmesi güzel bir şeydi, Alex de kendini biliyordu -Raven'ı istediğini. Raven onun elini, belinden çektikten sonra bile Alex'in durmaya niyeti yoktu. Raven'ın rujunun tadına bakmak istiyordu. Tekrar elini aldı fakat Raven'ın eli yine onun elini durdurdu. Fakat bu sefer Raven, Alex'in elini bırakmamıştı ve Alex'in gözleriyle buluşmuştu gözleri. Alex bundan oldukça memnundu ve bu anın tadını yaşamaya karar vermişti. Raven'ın yeşil gözlerine bakıyordu, kimsede bulamadığı kadar güzel, onu cezbeden gözlere. Raven'ın da aynısını yaptığını biliyordu, işte bu yüzden bu kadar rahattı, mutluydu ve kafasında hayaller kurabiliyordu bu gecenin geri kalanına dair. Gözleri Raven'ın saçlarına kaymıştı. Anlatılamayacak kadar güzeldi, uzun ve sapsarıydı bir kere. Raven'ın aksi görüntüsüne karşın gözleri ve saçları, bambaşkaydı Alex için. Ayrıca elleri, hala Alex'in ellerindeydi. Raven'ın yumuşacık, sıcacık, zarif ve estetik elleri bile Alex'i cezbetmeye yetiyordu. Derin bir nefes aldı ve yüzüne tekrar çapkın gülümsemesini yerleştirdi, o an gerçekten de istediği olmaya başladığı için mutluydu.

    Alex bir an önce başlamak için sabırsızlanıyordu. Ortama uygun davranmaları gerekiyordu, değil mi? Ve onlar bir striptiz kulübündeydiler. Alex aklından sırayla neler yapacaklarını geçiriyordu ve bunun sonucunda büyük bir tatminkarlık hissiyle suratındaki gülümsemeyi daha da genişletiyordu. Tam o sırada Raven elini çekmişti ve peçeteyle silmeye başlamıştı. Alex ise bu hareket sonrasında güldü, derin bir nefes verdi. Raven'ın ona karşı koyamayacağını biliyordu. Aslında Raven, Alex'e o kadar bağlı değildi, ona o kadar karşı koyamama durumu içerisinde değildi. Fakat yine de Alex bugün formundaydı ve karşısında duran, Alex'i istemediğini belirten Raven'ı alacaktı. "Bir daha böyle bir şeyi yapmaya kalkışırsan olacaklardan ben sorumlu değilim." demişti Raven birden. Oysa Alex ne yapmıştı ki? Sadece istediğini almak için mücadele ediyordu şu anda. Şu ana kadar kaç kızı evine attığını bilmiyordu fakat emindi ki, Raven hepsinden farklıydı. Normal bir kız olsaydı çoktan Alex'in evine varmışlardı bile. Saçlarını elleriyle geriye attı, ardından Raven'ın içkisini isterken kendisine baktığını fark etti. Gülümsememeye çalıştı, bu sefer biraz daha temkinli hareket edecekti. Barmenden bir bardak daha tekila istedi ve Raven'ın yanına yaklaştı. "Küçümsemek gibi olmasın tatlım ama ne yapacaksın? Öpecek misin? İşte bunu sabırsızlıkla bekliyorum." dedikten sonra tek kaşını havaya kaldırdı ve önüne gelen bardaktan tekilasını hafifçe yudumlamaya başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Hamilton
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Raven Hamilton


Mesaj Sayısı : 59
Kayıt tarihi : 25/06/11
Nerden : Kuzey Ren-Vestfalya

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimeSalı Ağus. 16, 2011 6:18 am

    "Küçümsemek gibi olmasın tatlım ama ne yapacaksın? Öpecek misin? İşte bunu sabırsızlıkla bekliyorum." Raven’ın ağzı nefretle açıldı fakat o an için konuşacak gücü kendinde bulamadı. Belki de ne diyeceğini bilmiyordu. Başını birkaç saniyeliğine öbür tarafa çevirdi ve dudaklarını büzerek kaşlarını çattı. Geri döndüğünde Alex’in hala tek kaşının havada olduğunu görünce kendini gülmemek için zor tuttu. En azından bu biraz da olsa sinirlerini dinlendirmişti. Çoktan hazır olan içkisinden bir yudum aldı. Bu sırada Alex’in oradaki varlığını tamamen yok sayarak barmeni süzemeye koyuldu. Madem bir erkeğe olan açlığından Alex’e böyle davranıyordu, o zaman bu susuzluğunu bir başkasıyla giderebilirdi. Ama nedense yırtık tişörtüyle ortalarda salınan sarışın barmen ona hiç de çekici gelmemişti. Sonra nerede olduğunu hatırladı ve daha iyi bir adam bulmak için yarın düzgün bir bara gitmesi gerektiğini kafasının bir köşesine yazdı. Bakışları Alex’e geri döndüğünde hala sorgulayan bakışlarla ona bakmakta olduğunu gördü. Bir dahaki sefere Raven’ın ne yapacağını gerçekten merak ediyor olmalıydı. Şimdilik sadece minik bir gülümsemeyle ona karşılık verdi. İçkisinin bitmesini sabırsızlıkla bekliyordu Raven. İşte o zaman Alex’e sorusunun cevabını rahatlıkla verecek ve evin yolunu tutacaktı.

    Saçlarını minik bir savuruşla geriye attıktan sonra terlediğini hisseti Raven. Bir erkek olmamasına rağmen bu ortam onu geçekten terletmişti. Aslında bunun büyük sorumlusu Alex’ti elbette. Ama yine de git gide kalabalıklaşan ortam solunacak oksijenin hızla azalmasına sebep oluyordu. Saatin kaç olduğuna bakmak üzere elini çantasına attı ve telefonuna uzandı. Telefonun ekranını görünce Raven’ın gözleri fal taşı gibi açıldı. Saat iki buçuğa geliyordu. Aslında bu Raven için çok geç bir saat değildi. Onun gözlerinin büyümesine sebep olan şey ekranda duran yüzlerce cevapsız arama ve mesajdı. Çoğu annesinden, birkaçı da Blythe’dan gelmişti. Ama içlerinden bir tanesi hiç tahmin etmeyeceği bir kişiden gelmişti, Luther. Bu saatte benle ne işi olabilir ki diye düşündü Raven. Uzun süredir görüşmüyorlardı ve onunla yan yana gelmek Raven'ın isteyeceği en son şeydi. Mesajı açmaya bir türlü cesaret edemiyor, elleri titriyordu. Alex’e bir göz attı ve tekilasını yudumlamakla meşgul olduğunu gördü. Mesaja buradan çıkınca bakmaya karar verdi ve telefonun ekranını hızlıca kararttı. Tezgâhın üzerinde duran bardağı sıkıca kavradı ve bir dikişte bitirdi. Anlaşılan evren bu akşam ona zevkle bir içki içirmeyecekti.

    Alex bakışlarını içkisinden kaldırıp tekrar Raven’a çevirmişti. Gereksiz bir telaşla çantasını karıştırıyordu Raven. Tezgâha birkaç dolar bıraktıktan sonra kalkmak için hamle yapan Raven’ı görünce duraksadı. Ne yani, bu kadar erken mi gidecekti? Raven hızlıca arkasını dönüp gereksiz bir veda etmeden oradan ayrılmayı planlıyordu ki Alex’in eli sıkıca kolunu kavradı ve gitmesine engel oldu. Yavaşça arkasına döndü ve “Bana bir daha dokunmamanı söylemiştim.” Dedi usulca Raven. Alex yüzüne şapşal bir gülümseme yerleştirdi ve dudaklarını Raven’a doğru uzattı. Raven’ın onu gerçekten öpeceğini düşünüyorsa bu çocuk delirmiş olmalıydı. Kaale bile alınmamak Raven’ı çok bozmuştu. Dişlerini sıktı ve Alex’in hayalarına diziyle sıkı bir vuruş yaptı. Ani bir refleks ve acıyla öne doğru eğildi Alex. Kapıya doğru yol almadan önce olduğu yerde eğildi ve Alex’in kulağına usulca fısıldadı. “İşte yapmayı planladığım şey buydu.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Matthew Morgan
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Alexander Matthew Morgan


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 25/06/11

Just One Drink Empty
MesajKonu: Geri: Just One Drink   Just One Drink Icon_minitimePerş. Ağus. 18, 2011 12:43 am

    Raven ağzını açmıştı, Alex onun ne söyleyeceğini gerçekten merak ediyordu. Tek istediği bir öpücüktü canım, en azından bu gecelik. Çünkü Raven bugün kendini dizginlemiş olmalıydı, ya da Alex'i istemiyordu. Alex bu ihtmali düşünmek bile istemediğinden es geçiyordu ve hala tek kaşı havada bir şekilde Raven'a bakıyordu. O sırada kızın barmeni süzdüğünü fark etti ama yine de istifini bozmadı. Ne pahasına olursa olsun kızdan gelecek en ufak pası kaçırmak istemiyordu bu yüzden gözlerini hiç onun üzerinden ayırmıyordu. Raven'ı çekici kılan şeyin ne olduğunu bulmuştu belki de. Raven diğer kızların aksine o kadar kolay teslim olmuyordu. Hem de böyle bir fiziği varken. İstese kolayca erkekleri elde edebilen bir sürtük olabilirdi fakat Raven bunu yapmıyordu. Alex yakışıklı bir çocuktu, hatta şehrin böyle bir sıralaması olsa üst sıralarda yer alacağından emindi. Fakat Raven buna rağmen ona dakikalardır direniyordu. Suratını tekrar Alex'e döndüğünde Alex hala aynı surat ifadesini taşıyordu. Ravenin dudaklarının hafif güldüğünü gördü ama Raven hemen kendini toparladı, yine. Alex hala ona sorarcasına bakıyordu, ne yapacaktı ki Raven ona? Öpmesini istediği için böyle söylemişti, umardı ki aldığı bir öpücük olsun. Fakat Raven ona minik bir gülümseme hediye etmişti, bundan daha fazlasını istiyordu Alex oysa ki.

    Tezgahın üzerinde duran tekilasını aldı ve yudumlamaya başladı. Bu sefer hemen bitirmek istemiyordu içkisini, tadına vararak zevkini çıkararak içmek istiyordu. Hem Raven'ın da elini çantasına soktuğunu görmüştü. Bu durumda ona bakarak rahatsızlık vermek istemezdi. Yavaş yavaş ılımlılaşmaya başlamıştı, kızın elindeki telefonu kapıp da mesajlarını okuyacak hali de yoktu gerçi. Yeşil gözlerini tekilasına döndürdü. Daha fazla içerse gecenin geri kalanında büyük olaylar çıkartabilirdi. Hatta Raven'a zorla sahip olmayı bile deneyebilirdi. Yine de tekiladan vazgeçemiyordu, buradan ayrılıp eve gitse bile tekila içecekti. Ama bunu babasının yanında yapmak istemiyordu, o herifin yanında hiçbir şey yapmak istemiyordu. Annesini aldatan bir yavşakla beraber nasıl yaşadığını da anlayamıyordu fakat buna kafa yoramayacak kadar sarhoştu ve bir arzusu vardı. Gözlerini tekrar Raven'a çevirdiğinde zavallı kızın gözleri büyümüş bir şekilde telefona baktığını görmüştü. Neler olduğunu gerçekten çok merak ediyordu fakat yine de gidip telefonu almayacağına dair kendine söz vermişti. Tekilasını yudumlamaya başladı, çünkü Raven'a bir süre daha bakmaya devam ederse yanlış bir şeyler yapacak olmaktan korkuyordu. Saatine baktı, iki buçuğu geçmişti. Bu kadar zaman sadece bir kızı elde etmiş olmaktan hiç hoş değildi. Neredeyse bütün gecesini Raven'a ayırmıştı fakat Raven'dan gelen bir karşı atak söz konusu değildi. Kız sadece bir reddetme iç güdüsüne sahipti. Alex tekilasından başını kaldırdı ve tekrar Raven'a bakmaya başladı. Kızın telefonuyla etkileşimini kesmesi hoşuna gitmişti.

    Tam o sırada Raven ince elleri ve ojeli güzel tırnaklarını göstererek barın üzerine parayı bırakmıştı. Tanrım, daha Alex'in yanağına bile öpücük kondurmamıştı! Hem saat daha beş olmamıştı, önlerinde yaklaşık iki buçuk saatleri vardı. Ayaklanan Raven'ın ince kolunu sert bir biçimde tuttu. Yapmaya korktuğu şeyi yapıyordu ama bu kadar çabuk bitmesini de beklemiyordu. Kızın gidişini engellediğinden dolayı şimdilik halinden memnundu. Ama Raven tekrar konuşmaya başlamıştı. “Bana bir daha dokunmamanı söylemiştim.” Alex gülümsemişti, ayrıca çok da hoşnut görünüyordu. Raven işte o anda onun dudaklarına yapışacaktı ve mükemmel bir gece geçireceklerdi. Düşüncesi bile güzeldi onun için. Ama tam o sırada hiç beklemediği bir şey oldu ve Raven'dan hayalarına doğru bir tekme yedi. İşte bunu beklemiyordu. Öne doğru eğildi ve acıyla inlemeye başladı. Raven'ı bugünlük bırakma kararı almıştı. Acıyla inlerken Raven'ın suratına baktı, tatmin olmuş gibiydi. Kızı zorlayamayacağının kanısına vardı, elleriyle orasını tutarken. Öne doğru eğildi, Raven kapıya doğru arkasına bakmadan ilerlerken o da buradan gitmek için acısının dinmesini bekleyecekti. Birkaç gün kıza bulaşmamayı planlıyordu. Bununla iyi bir şey yaptığı kanısındaydı. Kızın sarı saçları havalanırcasına uçuşurken, kapının kapanmasıyla Alex acısına konsantre olmuştu. Bu kız, gerçekten tehlikeliydi ve bu gece olmasa da başka gece elde edilmesi gerekenler listesindeydi.


    RPG SON.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Just One Drink
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Pole Cat Strip Club-
Buraya geçin: