Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Sinir Krizi Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Sinir Krizi Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Sinir Krizi Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Sinir Krizi Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Sinir Krizi Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Sinir Krizi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cytheria Pyrena
Model & Oyuncu
 Model & Oyuncu
Cytheria Pyrena


Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 08/09/10
Nerden : Manhattan

Sinir Krizi Empty
MesajKonu: Sinir Krizi   Sinir Krizi Icon_minitimeSalı Eyl. 14, 2010 10:24 am

Sinir Krizi Cococooo Sinir Krizi Sfafa

Monica Morwell&Lucianna Félicia Ainsley

Sinirle dişlerini sıkarken telefonu koltuğa fırlattı. Aslında daha sert bir yer seçmeliydi, duvar gibi. Ayaklarını yere vurarak küçük bir çocuk gibi tepinme isteğine karşı koymaya çalıştı. Derin bir nefes alarak sakinleşmek için içinden ona kadar saydı. En sonunda kendisini koltuğa bıraktı, koltuk vücudunun şeklini alırken koltuğun köşesinde duran telefonu kaparak mesjaı bir kez daha okuyup doğru okuduğundan emin oldu. Evet, doğru okumuştu.

'Félicia, gerçekten çok çok üzgünüm ama buna alışman gerek. Sen NY'da yaşadığın sürece bu hep böyle devam edecek.'


Sanki babasının annesiyle evliyken başka bir kadınla birlikte olması ve hatta bunu bilenin bir tek Félicia'nın olması yetmiyormuş gibi bir de bu çıkmıştı şimdi. Sinir krizleri geçirmekte haklıydı. 3 aydır yarını bekliyordu, neredeyse 2 yıldır ailesiyle görüşmemişlerdi ve sonunda bu buluşma yarın gerçekleşecekti. Fakat aniden ortaya çıkan bir toplantı bu durumun tam anlamıyla içine etmişti. Telefonu bir kez daha aldığı yere fırlatıp konuyu idrak etmeye çabaladı. Bir toplantı insanın kızından nasıl daha önemli olabilirdi ki? Ah, lütfen ama Rachel Ainsley'den -F'in annesi- bahsediyorsanız bu duruma alışmalısınız. Sürekli buluşmamak için bahaneler uyduran daha doğrusu NY'a gelip düzenini bozamayacak kadar meşguldür çünkü R. Ve eğer böyle bir anneniz varsa sizde günün herhangi bir zamanında sinir krizlerine girip elinize geçen her şeyi kırıp dökmekte haklısınızdır. İşaret parmağını çikolata kahvesi bir saç tutamına doladı. Sıkmaktan uyuşmuş dişlerini serbest bıraktı. Aslında böyle olacağını tahmin etmeliydi çünkü 2 yıldır hep böyle oluyordu ve bugün yaşananda çok şaşırtıcı bir olay değildi. Üst dudağını ısırarak kendisini rahatlatmaya çalıştı, saçma bir yöntem olabilirdi ama 5 yaşından beri alışkanlık yaptıysa bu hareket onu kameraların önünde de yaparak rezil olabilirdiniz. Büyük babasının reşit olduğunda olduğu altın saate baktı. Bunu o günden beri çıkarmamıştı, eskimiş olması umurunda bile değildi. Saate baktı: 16.48.

Hazırlıkları tamamlamak için sabahın dokuzunda kalkmıştı. Bu hazırlıkların boşuna gitmesi tam bir faciaydı, aldırmamaya çalışarak bedenini altında ezilmiş koltuktan kaldırarak masaya doğru gitti ve bir kurabiye kaptı. Kurabiyeyi dişleriyle ezerken çoktan asansöre binmiş arabasına doğru ilerlemeye başlamıştı bile. Nereye gideceği konusunda pek bir fikri olmasa da arabaya yerleşirken aklından kurgular yapmaya başlamıştı. Starbucks olabilirdi, sıcak bir içecek bütün dertlerden uzaklaşmasına yardımcı olabilirdi, fakat o bunun yerine alışverişi tercih etti. Arabasını Barney's tarafına sürerken kısık sesle çalan müziğe verdi dikkatini. Genelde sinirlenince deli gibi alışveriş yapan kızlardan olmasa da bugün kendisi gibi olmak istemiyordu aslında. Başka birisi gibi davranmak gerçekten iyi bir fikir olabilirdi böyle zamanlarda. Arabadan inip kendisini bulduğu ilk mağazaya sürüklerken elinde döndürüp durduğu telefonu çantasına tıktı. Eline ilk geçen elbiseyi incelemeye başlarken, elbiseye doğru giderken eline aldığı - ki nasıl olduğuna bakmamıştı bile- şapkayı kafasına geçirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Sinir Krizi Empty
MesajKonu: Geri: Sinir Krizi   Sinir Krizi Icon_minitimeÇarş. Eyl. 15, 2010 1:06 am

Elimde onlarca poşet olmasına rağmen hala mağaza mağaza geziyorum. Bıkmıyorum sürekli aynı şeylere bakmaktan. Halbu ki dün yine aynı konumdaydım. Ellerimde poşetler, Manhattan'da ki bütün seçkin mağazaları geziyordum. Hatta bir kere kendimi kaybedip, ucuzluk dükkanına bile girmiştim. Bir şey almamıştım elbette, sadece bakıyordum. Çakma şeyler giymek prensiplerime aykırıydı zaten.
Ağzımla eski bir şarkı mırıldanırken Barney's'in vitrininin önünde duruyorum. Arkamda ki güneş bulutların arasından çıkıp vitrin camına çarpıyor. Kendi yansımamı görüyorum. Parlatıcım çıkmış, göz kalemim akmış ve kirpiklerim rimelden dolayı birbirine yapışmış. Derin bir iç çekiyorum. Şimdi bunları düzeltmek istemiyorum, alışverişe devam etmek istiyorum. Zaten en kalabalık sokakta kim görebilir ki beni? Onlarca poşetin ağırlığından ağrıyan kolumu kaldırıp saçlarımı savuruyorum ve topuklarım üstünde dönüyorum. Barney's'e girmeyeceğim diye karar almıştım ama içeriden bir kız dikkatimi çekiyor. O eşsiz mavi gözleri nerde görsem tanırım. Ablam diyebileceğim, Félicia. Önüme düşen saç tutamımı üflüyorum ve gülümseyerek mağazadan içeri giriyorum. Kafasında komik yeşil bir şapkayla turkuvaz bir elbiseyi incelemeye başlıyor. Elimde ki poşetleri kasanın oraya bırakıyorum. Arkasından yaklaşıp ellerimi bir an da omuzlarına koyup kulağına doğru fısıldıyorum. "Böö"
Boş bulunmuş olmalı ki hafifçe sıçrıyor. Beni gördüğü zaman gülümsüyor. Ama gülümsemesinde bir şeyler olduğunu seziyorum. Her zamankinden farklı bir gülümseme bu. Bir şeyler canını sıkmış olmalı. Benimde yüzümde ki gülümseme soluyor. Hafif bir iç çekip az önce onun baktığı elbiseye yöneliyorum. Bir süre dudaklarımı kemirip boş boş elbiseye bakıyorum.
"Üzülecek çok fazla sorun var değil mi?" diyorum gözlerimi elbiseden ayırmadan. Çekinmeden bana derdini anlatmasını umuyorum. Onu üzgün görmek beni de üzüyor. Her zaman bir ablam olsun istemiştim, babalarımız bizi tanıştırdığı andan itibaren kardeş gibi sayılırdık. Takıldığım bir şey olduğunda hemen yanıma koşardı, bir çok ilkimi onun sayesinde yaşamıştım zaten. Bir süre sessizlik oluna dudaklarımı kemirmeye başlıyorum tekrar. Belki de direk lafa dalmasaydım, halini hatrını sormalıydım diye düşünüyorum. Derin bir iç çekiyorum ve kaşlarımı kaldırıp ona bakıyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sinir Krizi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Barney's-
Buraya geçin: