Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
seventeen. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
seventeen. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
seventeen. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
seventeen. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
seventeen. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 seventeen.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Ariadne P. Areleous
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Ariadne P. Areleous


Mesaj Sayısı : 160
Kayıt tarihi : 29/08/10
Nerden : Yunanistan.

seventeen. Empty
MesajKonu: seventeen.   seventeen. Icon_minitimePtsi Ocak 24, 2011 1:42 pm


    “Bayan Areleous, bu sınavdan da tam not aldınız. Tebrik ederim.”
    Kızıl saçlı kız notunu beklemekten kurtularak tatmin olmuş bir ifadeyle sırasına yaslandı. Ona dönen bakışları hissedebiliyordu, çoğu kişinin nefret ettiği bir dersten tam puan alması insanları sinir ediyordu ancak kızın sosyal yaşamdaki yeri göz önüne alınınca kimse bir şey demiyor, susuyordu. Aria pek de önemsemiyordu bu ün meselesini ancak arkadaş çevresi göz önüne alınınca bu karşı konulmaz bir şeydi. Yine de bazen işe yaradığı oluyordu. Felsefe öğretmenleri olan Bayan Phillips kâğıtları not yüksekliğine göre sıralar ve en önce en yüksek puanları okurdu. Bu durumda sınıftaki en yüksek not Aria’nın ki oluyordu, bir kez daha diğerlerini geçmenin zevkiyle gülümsedi. Çok hırslı değildi ancak dozunda olarak bunu kullanırdı. Başarılı olmak için tabi ki diğerleri geçilmeliydi, bunun başka bir yolu yoktu. Kazanmaktan zevk almak da tamamen zararsız bir şeydi.

    Yüzünü eline yaslayıp dalgınca kalemleriyle oynamaya başladı. Genellikle sınavlardan sonra soruların detaylı anlatımlar olurdu ve Aria’ya göre bu oldukça sıkıcıydı. Ancak başkalarını da düşünüp duygudaşlık kurabilen bir insan olduğu için sesini çıkarmıyordu. Notlar okunmaya devam ederken bir eliyle kızıl buklelerinden birini geniş pencereden gelen güneş ışığına tutarak ucundaki kırıkları inceledi. Olmayan kırıkları demek daha doğru bir ifade olurdu tabii. Saçlarına uygulattığı bakım kırılmalarına izin vermiyordu. Bayan Phillips en son nota gelmişken söylediği isim özellikle ilgisini çekti. “Dimitri Alkaev, 100 üzerinden sadece 17 puan. Aldığınız not hakkında bir şey söylemek istiyor musunuz Bay Alkaev?”

    “Hayır, teşekkürler Bayan Phillips.”
    Neden dikkatini çektiğini bilmiyordu, belki yeni çocuk olduğundandır. Onun hakkında bildiği şeyler de kısıtlıydı zaten. Rusya’dan gelmişti, gördüğü kadarıyla genellikle sakin ve ciddi biriydi. Dikkat çekmemeyi istiyor gibiydi ancak sahip olduğu o suratla böyle bir olasılığı yok gibiydi. Kendi kendini çimdiklemek istedi. Böyle bir düşünce aklına nereden girebilirdi ki? Aria hiçbir zaman böyle düşünceler içerisine girmemişti, genelde kafası çok meşgul ve yoğun olurdu. Erkeklerle pek anlaşamamasından gelen bir dürtü olabilirdi. Karşı cinsiyle kavga falan etmezdi tabi ki ancak onlarla yakın olduğu da söylenemezdi, genellikle kız arkadaşlarıyla geçirirdi zamanını. Göz ucuyla çocuğa baktığında yüzünde hiçbir ifade olmadığını gördü. Sadece sıkılmış gibi bakıyordu, biraz. Ona baktığını anlamadan hemen önüne döndü ve telaşlı bir şekilde sırasının üzerini düzenledi. En büyük takıntısı her şeyin düzenli olması gerektiğiydi. Onun bulunduğu bir ortamı dağınık falan göremezdiniz. Kalemlerini renklerinin tonlarına göre sıralayıp kitaplarını üst üste koyduktan sonra dikkatini tekrardan derse verdi. Bayan Phillips sınıfa konuşmamalarını söyledikten sonra masasına yaslanarak ciddi bir sesle konuşmaya başladı.

    “Evet, sınıfınızdan genel olarak memnun değilim. Tam puan alan tek kişinin olması büyük eksikliklerinizin olduğu manasına geliyor. Özellikle siz, Bay Alkaev.” Bunu oldukça keskin bir sesle söylemişti, Aria Dimitri’nin yerinde olsaydı ürkerdi. “Eksikliklerinizi kapatmak adına, sınıftan birini sizi çalıştırmak adına görevlendireceğim. Ve tam puan alan tek kişi olduğu için bu şahıs da Ariadne Areleous oluyor. “ Aria şokla öğretmenin yüzüne baktı. Birilerini çalıştırmak ha? Bir bakıma onur verici sayılsa da Aria bir şeyler anlatmak konusunda gerçekten berbattı ki özellikle durumu bu kadar kötü olan birisine yardım edebileceğini hiç sanmıyordu. Başını yeniden Dimitri’ye çevirdikten sonra çocuğun da onu süzdüğünü gördü. Aslında o kadar kötü olamaz, değil mi? Bir sonraki sınavdan yüksek not alırsa bu da benim için bir ödül olur, tabii ki okul hayatıma da artı getirir. Kendini avutmasına rağmen yüzünden huzursuz bir gülümseme vardı. Bayan Phillips yeniden konuştuğunda tüm dikkatini bir kez daha ona verdi. “Anlaşıldı sanıyorum? Sıkı çalışmanızı öneririm Bay Alkaev, bundan sonraki sınavda alacağınız not büyük önem taşıyor. Onu iyi çalıştıracağınıza eminim Bayan Ariadne.” Felsefe öğretmeni birilerine çok nadir adıyla hitap ederdi ve bunu söylerken gülümsüyordu. Aria sıkıntıyla bir kez daha sırasının düzeniyle uğraşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri Alkaev
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Dimitri Alkaev


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 18/01/11
Nerden : Rusya.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimePtsi Ocak 24, 2011 2:40 pm


    Sıkıntıdan bayılmak üzereydi. Her Felsefe dersinde, içinde bir yerlerde kendini aşağı atma isteği oluşuyordu. Genel olarak derslerde başarılı oldu söylenebilirdi fakat Felsefe... Çok gereksiz olduğunu düşünmesinin yanı sıra öğretmene de biraz takmıştı. Bayan Philips ilginç bir kadındı. Kendi kendine boşver dedi, zaten New York'ta kim normaldi ki? Okula bu dönemin başında gelmişti. İlgi çekmemek için elinden geleni yapmış, elbette ki başarısız olmuştu. Kendi döneminden tut, yeni başlayan kızlara kadar herkes onunla konuşmak istiyor. Koridorlarda arkasından seslendikten sonra bayılma taklitleri yapıp okulu inletecek kahkahalar atıyorlardı. Bu yaptıkları Dimitri'nin gözünde onları fazlasıyla küçültüyordu. Şimdiye kadar okulda ilgisini çekecek hiçbir kız bulamamıştı. Sınıfa şöyle bir göz attı. İlk ilgisini çeken, çaprazında oturan kızıl saçlardı. Kızın adını duyduğunu hatırlıyordu. Neydi? Ari? Ariadne? Düşüncelerini Bayan Philips'in sözleri böldü.

    “Bayan Areleous, bu sınavdan da tam not aldınız. Tebrik ederim.”

    Adını düşündüğü kız, yüzünde beliren tatmin duygusuyla arkasında yaslandı. Derslerde dinlediği kadarıyla notları Dimitri'ninkilerin fazlasıyla üstündeydi. Bayan Philips notları okumaya devam ederken o da elinde kalemini çeviriyordu. Derslerdeki en büyük hobisinin bu olduğu söylenebilirdi. Kalemin pürüzsüz yüzeyi parmaklarının arasında dans ederken aldığı haz gittikçe artıyordu. Bir yandan öğretmeni dinliyordu fakat kadın bir türlü kendi adını söylememişti. Oldukça uzun bir süre bekledikten sonra -sınıfta notu okunmayan yalnızca o kalmıştı ve notlar en yüksekten en düşüğe göre okunuyordu- kaçınılmaz son onu buldu. “Dimitri Alkaev, 100 üzerinden sadece 17 puan. Aldığınız not hakkında bir şey söylemek istiyor musunuz Bay Alkaev?” Aslında, düşündüğünden daha yüksek not almıştı. Ünlü filozofları tekerlemeler sayarak boşluklara yerleştirdiğini düşünürsek notu oldukça iyiydi. “Hayır, teşekkürler Bayan Phillips.”

    Öğretmen onaylamayan bir bakış attıktan sonra dersi anlatmaya başlamıştı. Her zaman ki gibi kimin ne düşündüğünden bunları kanıtlamak için neler yaptığından bahsediyordu. Dimka'nın anlamadığı şuydu; Neden kendi düşüncelerimizi savunmak varken başkalarının düşündüklerini öğrenmeye çalışıyoruz? Elbette başkalarının düşündükleri önemliydi ama tüm dersi onlar hakkında konuşarak geçirmek ve ardından sınav olmak; berbattı. Bayan Philips konuşmaya devam ederken arkasından bir kızın ona fısıldadığını duydu. Adının Melanie olduğunu duymuştu. Okuldan sonra onu dışarı davet ediyordu. Kendisini New York yaşamına alıştırmaya çalışıyordu. Fakat bu onun için biraz zordu. Geldiği yerde kızlar erkeklere asla çıkma teklifi etmezdi. Bu onun gözünde, gurursuzluktu. Bir erkek, istediği kızı baştan çıkarmak için elinden geleni yapardı, kızın bunun için onu zorlaması tamamen yanlıştı. Kıza döndürdüğü bakışlarını yeniden masasına döndürdü. Önünde duran birkaç kağıdı çantasına attı. Sınıftan yükselen uğultu Bayan Philips'in sesini bastırmıştı. Öğrencilere susmasını söyledi ve masasına yaslanarak konuşmaya başladı.

    “Evet, sınıfınızdan genel olarak memnun değilim. Tam puan alan tek kişinin olması büyük eksikliklerinizin olduğu manasına geliyor. Özellikle siz, Bay Alkaev.” Son cümle ağzından tükürürcesine çıkmıştı. Bu durumda onun ne yapması gerekiyordu, korkması mı? Sanırım kadının amaçladığı buydu. Etkili olduğu söylenemezdi. “Eksikliklerinizi kapatmak adına, sınıftan birini sizi çalıştırmak adına görevlendireceğim. Ve tam puan alan tek kişi olduğu için bu şahıs da Ariadne Areleous oluyor.” Evet, öğretmen ona darbe üzerine darbe vuruyordu. Çalıştırılmakta ne demekti. Onunda herkes gibi aklı vardı ve istese kendisi çalışabilirdi. Bakışlarını Ariadne denilen kıza kaydırdı. Kızda ona doğru bakıyordu. İkisininde bu karardan mutlu olduğu söylenemezdi, bu kızın yüzünden anlaşılıyordu. “Anlaşıldı sanıyorum? Sıkı çalışmanızı öneririm Bay Alkaev, bundan sonraki sınavda alacağınız not büyük önem taşıyor. Onu iyi çalıştıracağınıza eminim Bayan Ariadne.”

    Dimitri kararın kesin olduğunu görüyordu. Bunu değiştirmek için elinden pek bir şey gelmediğini bilsede söz hakkı aldı. "Yardımlarınız için teşekkürler Bayan Philips. Ancak ben yalnız çalışmaktan hoşlanırım ve Bayan Ariadne'nin de yapacak daha önemli işleri olduğuna eminim." dedi, sesi tok ve güvenle çıkmıştı ancak biraz mağrur bir hava yaratmanın ona etkisi daha büyük olabilirdi. Öğretmen gözünün ucuyla Ariadne'yi süzdü ve tekrar ona dönerek "Çalışma teknikleriniz beni ilgilendirmiyor Bay Alkaev ve Bayan Arelous'un beni kırmayacağına eminim." Dimitri tekrar konuşmaya başlayacaktı ki öğretmenin keskin bakışları onu susturdu. Çalan zil sesine sevinse mi üzülse mi bilemedi. Çantasını aldı ve Ariadne'nin yanına gitti. "Üzgünüm, bende bunun olmamasını isterdim. Bu işi bugün halledelim ve bir daha birbirimizle uğraşmak zorunda kalmayalım, ne dersin?" dedi soran gözlerle. Aria bir süre onu duymamazlıktan gelerek masasının üstüne özenle dizdiği eşyalarını toparladı. Bakışlarını yavaşça Dimitri'nin gözlerine dikti. Keskin bakışları, içinde bir yerlerde ufak bir şeyler kıpraştırmıştı. Kızı biraz inceledi. Her şeyiyle kusursuz olduğunu anlaması ise yalnızca birkaç saniye sürdü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ariadne P. Areleous
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Ariadne P. Areleous


Mesaj Sayısı : 160
Kayıt tarihi : 29/08/10
Nerden : Yunanistan.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 3:42 am


    Dimitri’nin sesini duyduğunda başını kaldırarak dinlemeye başladı. “Yardımlarınız için teşekkürler Bayan Phillips. Ancak ben yalnız çalışmaktan hoşlanırım ve Bayan Ariadne’nin de yapacak daha önemli işleri olduğuna eminim.” Bu kadar keskin konuşmasaydı belki, sadece belki bundan kurtulmak için ufak bir şansları olabilirdi. Ancak Amanda Phillips ona karşı çıkılmasından nefret ederdi ve Dimitri şu sözleriyle kurulma ihtimali olan her şeyi yıkmıştı. Sıkıntıyla somurturken Bayan Phillips’in bakışları beyaz yüzünden geçti. “Çalışma teknikleriniz beni ilgilendirmiyor Bay Alkaev ve Bayan Areleous’un beni kırmayacağına eminim.” Gerçekten kıramazdı, çünkü bu emir gibi bir şeydi. Bayan Phillips genel olarak bir ordu komutanı gibi davranırdı ve dediklerinizi yapmak zorundaydınız. Ve de Aria notlarının düşmesini hiç istemezdi. Dimitri’nin konuşmak için aralanan dudaklarını gördü ve Bayan Phillips’in keskin bakışlar fırlattığını. Zilin keskin sesini duymasıyla beraber yavaşça ayağa kalktı ve sırasının yanına koyduğu çantasını eline almasıyla beraber arka çaprazında oturan Dimitri’nin ona doğru geldiği gördü. Çocuğu umursamadan eşyalarını toplamaya devam etti, ta ki sesini duyana kadar.

    “Üzgünüm, ben de bunun olmamasını isterdim. Bu işi bugün halledelim ve bir daha birbirimizle uğraşmak zorunda kalmayalım, ne dersin?” Konuşması sinirini bozmuştu. Aria genellikle sevilen biriydi ve kimsenin ondan kurtulmak istediği falan da yoktu ama çocuğun söyledikleri bunu gösteriyordu. Hala eşyalarıyla uğraşırken duymayacağı bir biçimde mırıldandı. “Birileriyle ilk kez konuştuğunda daha kibar olmalısın.” Sonunda yüzüne baktığında bakışları soğuk ve keskindi. “Gerçek şu ki birilerine bir şeyler anlatmak konusunda berbatım. Bunu istemememde büyük bir rol oynuyor ancak seni tanımıyorum ve kendin çalışıp 50 üstü bir not alacağına güvenemem. Bu sadece seni ilgilendirmiyor, benim akademik hayatım da söz konusu. Bayan Phillips gerçekten sert bir öğretmendir ve onun huyuna gitmezsen hayatını cehenneme çevirir, benden söylemesi. Bu yüzden bir dahaki sefere daha uysal olmaya çalış.” Yüzüne bir bakış daha atıp konuşmaya devam etti. “Ne zaman ve nerede çalışmak istiyorsan bana önceden haber vermelisin ki ben de programımı buna göre ayarlayayım. Bugünse yapmam gereken şeyler var ve sen de aile yemeğimize katlanmak istemiyorsan başka bir gün bulmalısın.” Soru soran gözlerle Dimitri’nin yüzünü inceledikten sonra sırada kalan eşyalarını toplamaya devam etti. Yüzündeki soğuk ifadeyi kaldırmıştı, sakince duruyordu yine. Kızıl saçlarının üzerinde parlayan gevşekçe bağladığı mavi kurdele yere düşünce onu almak için eğildi. İçindense ne kadar salak olduğunu düşünüyordu, hayatında ilk defa konuştuğu birini resmen evine gelmesi için davet etmişti. Ama yok, tam anlamıyla değil. Davet eder gibiydi, kesinlik yoktu. Kendini saçma bir şekilde avuttuğunun farkında olarak saçını yeniden bağladı ve sınıftan kalabalık koridora doğru yürürken kurdeleyle uyumlu mavi süet babetlerini incelemeye koyuldu. Arkasında oldukça şaşkın bir Dimitri Alkaev bıraktığının da farkındaydı.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri Alkaev
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Dimitri Alkaev


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 18/01/11
Nerden : Rusya.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 6:24 am


    “Birileriyle ilk kez konuştuğunda daha kibar olmalısın.”

    Mırıldanarak söylemişti, duymayacağımı düşünüyordu ama kızın bilmediği bir şey vardı; kulakları keslindi. “Gerçek şu ki birilerine bir şeyler anlatmak konusunda berbatım. Bunu istemememde büyük bir rol oynuyor ancak seni tanımıyorum ve kendin çalışıp 50 üstü bir not alacağına güvenemem. Bu sadece seni ilgilendirmiyor, benim akademik hayatım da söz konusu. Bayan Phillips gerçekten sert bir öğretmendir ve onun huyuna gitmezsen hayatını cehenneme çevirir, benden söylemesi. Bu yüzden bir dahaki sefere daha uysal olmaya çalış.” Ah, kraliçe Ariadne konuştu. “Ne zaman ve nerede çalışmak istiyorsan bana önceden haber vermelisin ki ben de programımı buna göre ayarlayayım. Bugünse yapmam gereken şeyler var ve sen de aile yemeğimize katlanmak istemiyorsan başka bir gün bulmalısın.”

    Ne? Onu aile yemeklerine mi çağırmıştı yoksa Dimitri yanlış mı anlamıştı? Evet, kesinlikle yanlış anlamış olmalıydı. Eşyalarını toplamaya devam etti ve hızla sınıftan çıktı. Dimitri ise şaşkın bir halde sınıfın ortasında duruyordu. Ne yapması gerektiğine karar verememişti. Kendini biraz toparlamaya çalıştı ve sınıftan ok gibi çıktı. Ariadne henüz uzaklaşmamıştı. Kusursuz kızıl saçları hala görüş alanı içindeydi. Biraz daha hızlandı. "Ariadne..." diye seslendi. Kızıl saçlar havalanarak döndü ve muhteşem gözler, gözleriyle buluştu. Kısa bir süre gözlere takılı kaldı. Kız beklemekten sıkılmış bir şekilde "Ne istiyorsun, Alkaev?" dedi. Soyadıyla hitap etmesi ona çok seksi gelmişti. İlk defa bir kız içine düşmüyordu ve bu kendisini ona yakın hissetmesini sağlıyordu.
    "Eee..." dedi bir süre duraksadıktan sonra devam etti. "Ben... Ee, ben... Sen beni yemeğe mi davet ettin?"

    Ne dediğini farkettikten sonra şapşallığına gülmeye başladı. Yüzündeki gülümseme büyüdükçe büyüdü ve sonunda büyük kahkahalara dönüştü. Ariadne ne yaptığını ve neye güldüğünü anlamamıştı. Soran gözler yüzünü incelemeye devam ediyordu. Sanırım, ne diyeceği konusunda hiçbir fikri yoktu ve kafası karışıktı. Konuşmak istercesine ağzını açtı ve hiçbir şey söyleyemeden kapadı. Onun Dimitri'yi şoka uğratması gibi, Dimitri de onu hayli şaşırtmıştı. Olay, gittikçe komik bir hal alıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ariadne P. Areleous
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Ariadne P. Areleous


Mesaj Sayısı : 160
Kayıt tarihi : 29/08/10
Nerden : Yunanistan.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 10:17 am


    Koridorda duyduğu utançla hızlı hızlı yürürken o tatlı sesi yeniden duydu. “Ariadne…” Acele bir şekilde başını çevirdi ve saçları havada uçuştu. Mavi bakışlar birbirini kucaklarken Dimitri’nin cevap vermemesine sinir olarak gergin bir sesle “Ne istiyorsun, Alkaev?” diye sordu. Soyadını neden kullandığını bilmiyordu, aklına geleni söylemişti sadece. Olduğu yerde duraksarken Dimitri’nin ona yetişmesini bekliyor gibiydi. Sonunda yanına geldiğinde ikisi de birbirini garip bir şekilde süzdü ve tereddütlü bir ses duyuldu. “Eee…” Kafası karışmış gibiydi, tereddüdü bundan kaynaklanıyor olabilirdi. Ben o kadar aptalca bir şey söylemeseydim kafasının karışmasına gerek bile olmazdı. “Ben… Ee, ben… Sen beni yemeğe mi davet ettin?” İşte. Aria’nın aklını okumuş gibiydi ve genç kız bunu duyunca başını hafifçe eğmesiyle beraber pudra sürülmesine gerek olmayacak kadar beyaz yanakları hafifçe pembeleşti. New York’ta kimse bu kadar saf gözükemezdi herhalde.

    O utançtan kızarmışken Dimitri’nin yüzüne büyük bir gülümseme yayılıyordu ve sonunda kahkahaya dönüştü. Bulundukları durum o kadar garipti ki, başkası olsaydı kesinlikle dalga geçerdi. Yanakları neredeyse saçlarının rengi kadar kızarmış bir kız ve karşısında neye güldüğünü bile bilmediği bir erkek. Tamamen alakasızdı, evet. Yine de gülümsemesi o kadar şirindi ki o da tebessüm etmeden duramadı.

    Eğdiği başını kaldırıp şaşkınca çocuğun yüzüne baktı. Neye güldüğünü gerçekten bilmiyordu, anlayacağını da sanmıyordu. Bir şeyler söylemek için ağzını açmasıyla birlikte kapaması bir oldu. Zaten ne söyleyeceğini de bilmiyordu, öylesine bir şeydi işte. Şaşkınlıktan ne yapacağını düşünmeye hali kalmamıştı zaten. Karşılıklı bir maç yapar gibiydiler. Az önce Dimitri’yi şaşırttığı gibi şimdi de onun önünde şok olmuş bir Areleous duruyordu. Birkaç dakika durduktan sonra sonunda gülmeyi kesti ve Aria da bunu fırsat bilerek hemen konuşmaya başladı, sesi tereddütlü çıkıyordu. “Şey, aslında davet etmedim… Ettim mi?” Bir kez daha şaşkınca baktıktan sonra devam etti. “Yani… Bilmiyorum. Sen karar ver, sana hangisi uyarsa.” Kabul et, Ari. Erkeklerle iletişim kurmak konusunda berbatsın. Gelecek için en ufak bir umudun yok, varsa da şu an bunu kaybettin. Cidden umutsuz vakasın. Düşündüğü şeylerle beraber yeniden kızardı. Gerçekten aptaldı. “Üzgünüm, iletişim kurmak konusunda pek başarılı değilimdir.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri Alkaev
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Dimitri Alkaev


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 18/01/11
Nerden : Rusya.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 11:07 am

    Kızın bembeyaz teni, neredeyse saçlarıyla aynı renk olmuştu. Bu durum Dimitri'nin daha fazla gülmesine neden olmuştu. Anladığı kadarıyla Aria'da Dimitri gibi iletişim kurmada sorunluydu. Birkaç dakika daha gülmeye devam ettikten sonra kendini durdurmayı başardı ve sustu. Aria bunu fırsat bilmiş olacak ki konuşmaya başladı. “Şey, aslında davet etmedim… Ettim mi?” Sesi biraz tereddütlü çıkmıştı. Aslında o da ne dediğini bilmiyordu. “Yani… Bilmiyorum. Sen karar ver, sana hangisi uyarsa.” diye söze devam etti. Aria'nın aklından neler geçtiğini bilmiyordu fakat kızın yüzü yeniden kızarmıştı. “Üzgünüm, iletişim kurmak konusunda pek başarılı değilimdir.”

    Evet, iletişim kurmakta başarılı değildi ama kesinlikle Dimitri'den cesurdu. Dimitri'ninde iletişim konusunda pek iyi olduğu söylenemezdi ama o bunu karşısındakine söyleyecek kadar cesur değildi. "Önemli değil, benimde pek iyi olduğum söylenemez zaten." İkisininde yüzünde ufak gülümsemeler oluştu. Peki yemek konusu ne olacaktı? Aslında Dimitri gitmek istiyordu. Aria'nın ailesini tanımak ve daha önemlisi onu tanımak istiyordu. Karşısındaki bu utangaç ve kusursuz kızla beraber olmak istiyordu. Birkaç saat evvel onu umursamadığı doğruydu. Her şey onu tanıyana -çok iyi tanıdığı söylenemezdi gerçi- kadardı. En azından ona gerçekten bakınca, iç güzelliğinin dışına vurduğu belli oluyordu. İçinden Bayan Philips'e teşekkür etmeye başladı. Tamam, şu an ortalıkta hiçbir şey yoktu ama olması için ona fırsat vermişti. Aria sabırsızca iç geçirdi. "Yemeğe gelip gelmemem konusunda kararı sana bırakıyorum." dedi gözlerinde koridorda gezdirerek. Başından beri Dimitri'yle olmak için can atan kız topluluğu bir köşeye toplanmış, kıskanç gözlerle onlara doğru bakıp fısıldaşıyorlardı. Dimitri onlara aldırmamayı denedi fakat başaramamıştı. Kız grubu gittikçe büyüyor, koridorda yanlarından geçenler bariz bir şekilde başlarını çevirip onları baştan aşağı süzüyorlardı.

    Bu durum onu gittikçe sinirlendiriyordu. Sakin ve ciddi biriydi, evet ama çok çabuk sinirlenebilirdi ve sinirlendiğinde çekilmez biri olurdu. Kendini sakin tutmaya çalıştı ve yumruklarını sıkmaya başladı. Aria da bir terslik olduğunu anlamış olacak ki, huzursuzca etrafta göz gezdirdi. "Sorun ne?" dedi. Sesi cılız çıkmıştı. Dimitri gerilen yüz hatlarını bir gülümsemeyle yumuşattı ve "Sadece insanların bakışlarından rahatsız oldum." dedi. Aria onu kolundan tuttu ve sınıfa geri yürüdüler. Kapıyı kapattıklarında koridordaki gürültüden ve kalabalıktan uzaklaşmışlardı. Aria çantasını sıranın üzerine bıraktı ve masaya yaslandı. Sanırım, Dimitri'nin bir şeyler söylemesini bekliyordu. Dimitri ise ne söyleyebileceğini bilmiyordu, burada yalnız olmaları onu biraz heyecanlandırmıştı. "Eee, Ari ne diyorsun?" dedi. Çantasını bıraktı, öğretmenin sandalyesini alarak Aria'nın karşısına oturdu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ariadne P. Areleous
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Ariadne P. Areleous


Mesaj Sayısı : 160
Kayıt tarihi : 29/08/10
Nerden : Yunanistan.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 12:25 pm

    "Önemli değil, benim de pek iyi olduğum söylenemez zaten." Bunu söyleyince ikisi de gülümsedi. Evet, Dimitri'nin genel davranışlarından iletişim kuramadığı belli oluyordu. Genellikle yalnız takılıyordu ve gördüğü kadarıyla birileriyle konuşmaları hep kısa sürüyordu. Ayrıca yüzünde hep ciddi bir ifade vardı, çok yakışıklı olduğu için ona hasta olan kızlar dışında pek kimsenin yaklaştığı söylenemezdi. Konu biraz dağıldığı için sevinmişti. Hala az önceki sözlerinden utanıyordu ve bu kadar büyük bir aptallık yaptığına inanamıyordu. Bu hoş ve sakin çocuğu yemeğe götürmeyi gerçekten isterdi ancak büyükannesinin bunu onaylamayacağını biliyordu. Sert ve disiplinli bir kadındı, Aria onu her gördüğünde karşısında reverans yapmak zorunda kalırdı. Gerçi bundan şikayet ettiği de yoktu, zarif ve incelikli bir davranıştı bu şekilde selam vermek. Baleye onu başlatan da büyükannesiydi, sırf bu yüzden bile onu çok seviyordu. O olmasaydı bu tutkusunu asla keşfedemezdi. O da Aria'yı çok severdi ancak eve tanımadığı bir erkek getirmesini uygunsuz bulacağına emindi. Evet, biraz eski kafalı olduğu da doğruydu. Aile mahremi de onun için herşeyden değerliydi tabi. O yüzden bu yemek konusu yatmışa benziyordu. Sessizlikten sıkılmışçasına ve biraz da mutsuzca iç geçirdi. "Yemeğe gelip gelmemen konusunda kararı sana bırakıyorum." Bu çocuğun gerçekten telepati gücü falan olmalıydı. Aria'nın düşündüklerini pek kimse anlamazdı ancak Alkaev'in bu konuda olağanüstü bir yeteneği var gibi gözüküyordu. Belki insanların psikolojilerinden anlıyordur. Bir ortak noktaları daha. Görünüşe bakılırsa gittikçe daha fazla ortak noktaları çıkacaktı.

    O bu kararın kendisinde kaldığına sevinirken karşısındaki genç erkeğin huzursuz ve sinirli bakışlarla koridoru incelediğini gördü. Kendisi de saçlarının savrulmasına engel olamayarak arkasına baktı ve Harrison Jewell'ın genelde erkek peşinde olan kızlarını gördü, üstelik grup gittikçe kalabalıklaşıyordu. Bir erkek olsaydı bu onun da sinirini bozardı, ki Dimitri Alkaev bu şekilde odaklanan bakışlardan kaçmak için her şeyi yapan birisiydi. Onları umursamamaya karar verdi ancak Dimitri ellerini yumruk yapıyordu ve yüzü gerilemeye başlamıştı. Titrek bir sesle cevabını bildiği soruyu yöneltti. "Sorun ne?" Sorunun ne olduğu gayet açıktı. Kızlar sadece Dimitri'yi süzmekle kalmıyor, Aria'ya da oldukça kıskanç ve kötü bakışlar atıyorlardı. Dimitri'nin "Sadece insanların bakışlarından rahatsız oldum." sözüyle beraber onu kolundan tuttu ve geri geri sınıfa götürdü. İçinde küçük bir duygu uyanmıştı, kendini tanımasa adını kıskançlık koyabilirdi. Sadece bana öyle bakılmasını istemiyorum, bu kadar. En büyük zaafı da buydu zaten, ona kötü davranılmasına dayanamazdı. O her zaman herkesi ve her şeyi sevmiş, bunun karşılığını da fazlasıyla görmüştü. İçindeki kötü kızı şu ana kadar pek uyandırmamıştı, o melek gibi olmaktan memnundu.

    Dimitri'nin yüz hatları bir tebessümle gevşeyince sevindi, çünkü gergin ortamlardan da hoşlanmazdı. Kızlara son bir kez baktıktan sonra kapıyı kapattı ve çantasını boş sıralardan birine koyarak Bayan Phillips gibi masaya yaslandı. Dimitri'nin konuşmasını bekledi ama nafile, konuşmamakta oldukça ısrarlı gözüküyordu. Biraz duraksadıktan sonra sonunda sei bir kez daha duyuldu. "Eee, Ari ne diyorsun?" Ona Ari diye hitap etmesi birazcık şaşırtmıştı, genelde insanlar ona Ariadne niye hitap ederdi. Yine de böyle konuşmasına içten içe sevinmişti. Dimitri de çantasını bir sıraya bırakarak sandalyeyi Ari'nin karşısına çekerek cevabını beklemeye başladı. "Öncelikle, az önce yaptığım davet olmayan davet için özür dilerim. Normalde gelmenden rahatsızlık duymam ancak büyükannem biraz katı bir insandır, uygun bulacağını sanmıyorum." Dudaklarını hafifçe büktükten sonra devam etti. "Bu yüzden Bay Alkaev, yemekten sizin için erken ayrılacağım ve kütüphanede buluşacağız. Sana telefon numaramı veriyorum, saat kaçta olduğunu oradan iletebilirsin." Yaslandığı masadan gülümseyerek gerçi çekildi ve sıraya koyduğu çantayı alarak kapıya doğru yürüdü. Dışarıya çıkmadan önce son bir kez arkasına dönerek "Bir de, iyi dersler, Alkaev." dedi. Koridora çıktığında kızlar hala ona kıskanç bir şekilde bakıyorlardı, hayatında belki de bir kez yapacağı şeyi yaparak onlara sinsi ve muzip bir gülümseme fırlatarak bir sonraki dersliğe doğru ilerlemeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri Alkaev
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Dimitri Alkaev


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 18/01/11
Nerden : Rusya.

seventeen. Empty
MesajKonu: Geri: seventeen.   seventeen. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 12:39 pm

RP SONU.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
seventeen.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Harrison Jewell | Sir Stafford :: İkinci Kat :: Derslikler-
Buraya geçin: