Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Marion Vallières Beaumont
Mimar
 Mimar
Marion Vallières Beaumont


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 30/08/10

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 9:39 am

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. 80603932
Marion Vallières Beaumont & Delphia Pandora De'Lacarté

Hatta daha iyi oluyorlar. Suretleri değişmese dahi, bir kuşak değişmiş olmaları yetmişti bu defasında.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://devekusu.tumblr.com/
Marion Vallières Beaumont
Mimar
 Mimar
Marion Vallières Beaumont


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 30/08/10

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimeSalı Ocak 25, 2011 10:03 am


    Yalnız uyanmaktan nefret ediyordu hala, yastığın üzerine bir not bırakmıştı çıkmadan önce ama kendisini uyandırmasını tercih ederdi. Yanında ayrılmamak için sonrasında, her şeyi bu aya sıkıştırıyordu. Hiçbirini istemezdi oysa, sorulsaydı kendisine reddederdi o çatık kaşlarıyla. Belki alayla geçiştirirdi karşısındakini, hiçbir zaman hazır değildi. Güne başlasa iyi ederdi artık, öğle olmuştu zaten. Ziyaret için uygundu, kızı Delphia da yanındaysa eğer. İlk defa telefonu kullanmamakla en iyisini yapmıştı. Evde değildi, sevgilisiyle buluştuğunu ağzından kaçırmıştı Delphia’yı yalnız görüp onu aradığında. Hesap soracak değildi ama memnun olmadığını belirtti o kinayeli kelime seçimleriyle. Nasıl anlam vermesi beklenirdi bilmiyordu aslında, bu kadar sorumsuzlaşması aklına gelmezdi. Kaç yıl geçerse geçsin yaş sınırını değiştirmemişti anlaşılan, yorum yapmayacaktı. Teklifine olumlu bir yanıt aldığında birlikte dışarı çıktılar, evin Central Park’a yakın olması Marion için küçük bir avantajdı. Bedeninin hala yorgun olduğunu söyleyebilirdi, bu uzun dinlenme süresi başlarken oldukça acı veriyordu kendisine. Bu abartılı dikkatli davranışlar daha çok gerilmesine neden oluyordu, her dakika başında çalan telefonundan kurtulmak istiyordu. Annesinin ikizlerden sonra bunu pek de umursamadığını düşünüyordu, ancak bu defa –ki şaşırtmıştı kızını– telaşlanmıştı.

    Caddenin başından kahvelerini aldıklarında henüz pek de konuşmamışlardı, Delphia’nın gözünde nasıl birisi olduğunu bilmiyordu Marion. Aralarındaki yaş farkı oldukça açıktı zaten, sohbetlerine olağan üsluplarıyla devam etmelerini beklemezdi. Gerilmişti aslında, zaten en çok kafa yorduğu durum buydu son günlerde: Yirmi yıl sonrasında nasıl davranması gerektiği. Birkaç ay sonrasında ne yapacağını bilmiyordu henüz, ister istemez eli karnına gitti. Aldırış etmiyormuş gibi görünse de aklından çıkmıyordu, hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Ne ifadesi etkilendi düşüncelerinden ne de bir an olsun duraksadı. “Hala aynı istikrarla mı devam ediyor?” Yüzüne baktığında annesi ile olan benzerliği bir kez daha gözüne çarptı, Delphia’nın babasından aldığı gözleri hariç tıpatıp aynıydılar. Gülümsedi “Sevgililerinin yirmilerini aştığını sanmıyorum.” diye devam etti, bu surete karşı önyargıları olsa dahi annesi gibi hiç mi hiç değildi. Vanessa asla olgunlaşmayı denememişti, kızına gelinceyse şimdiki davranışlarından dahi nasıl birisi olabileceğini kestirebilirdi.

    Vanessa ile aileleri sayesinde tanışmıştı. İki ailenin de ebeveynlerinin aynı yaşlarda olması, çocukların da bir araya gelmesini sağlamıştı. Okula ve ardından da liseye birlikte devam edeceklerdi, kendisinden birkaç yaş büyük olmasına rağmen yanından ayrılmıyordu. Kardeşlerinden sonra, belki de Marion’un ailenin en yakınında tuttuğu kişi Vanessa’ydı. Birbirlerine benzememelerine rağmen, aileleri sayesinde sıkça görüşüyorlardı ve en azından aynı arkadaş ortamındaydılar. Vanessa, Marion’a akıl veriyor ve herhangi bir şey olduğunda ikizler kadar destek veriyordu. Ne kadar birlikte olurlarsa olsun, aynı tercihleri yapmadılar. Marion liseye başladığında, üniversite hayalleri kurarken o şehirden uzaklaşmış ve erkek arkadaşıyla Fransa’daki akrabalarının yanına gitmeyi tercih etmişti. Sevgilisi hakkında bir şey bilmese de destek olmuştu Marion, ailesine karşı onu savunmuş ve çocuğun mantıklı davranacağını düşündüğünü söylemişti. Ama beklediği gibi olmadı, birkaç ay içinde Vanessa şehre evli ve hamile olarak dönmüştü. Birkaç ay sonra, Delphia’yla tanıştılar, artık annesiyle ne kadar yakın olamasa da.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://devekusu.tumblr.com/
Delphia P. De'Lacarté
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Delphia P. De'Lacarté


Mesaj Sayısı : 109
Kayıt tarihi : 23/01/11

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimeÇarş. Ocak 26, 2011 2:48 am

Sabah güneşi ışıklarıyla odanın içini aydınlatırken uyanmıştı. Göğsünün üzerindeki kitabı görünce gülümsedi. Yine kitabı okurken uyuyakalmıştı anlaşılan. Tam yataktan kalkıyordu ki kapının açıldığını duydu. Annesi dün gece dönmemişti anlaşılan. Odasından çıktı ve sessizce merdivenin korkuluklarından aşağı baktı. Annesi ve kendisinden yaşça küçük sevgilisi kimseyi uyandırmamaya çalışmak için epey çaba gösteriyor gibiydiler. Ama kahkahalarına da engel olamıyorlardı. “Beni eve kadar getirdiğin için sağol Matt. Hadi gel içeri, hadi !” Çocuğun boynuna elini dolamış bir biçimde sessizce söylüyordu bunu. “Tamam bebek, sen nasıl istersen.” Ve öpüşerek merdivenlere yöneldiler.. Bunun üzerine Delphia hızlı bir biçimde odasına koştu ve kapıyı yavaşça kapadı. Hoş hızla kapasaydı dahi, bunu fark edecek durumda değillerdi ya! O gördüğü sahneden midesi bulanmıştı. Annesinin 11 yıldır hiç değişmemesi ne kadar üzücüydü. Yani tamam sevgilisi olabilirdi ama en azından kendi yaşlarında birinin olması gerekmez miydi? Koluna sevgilim diye taktığı kişiler genellikle oğlu yaşında oluyordu ve bu da annesinin şöhretine gölge düşürüyordu. Lola&Coco’ya da güzel malzemeler çıkıyordu. Sinirle ayağını yere vurdu. Vanessa’nın bugünkü programı da belli olmuştu anlaşılan. Bir iki saat daha o çocukla birlikte olacak ardından gizlice-evdekiler bunun farkında olsa da- Delphia uyanmadan evden dışarı çıkaracaktı. Sonrasındaysa yine kızı uyanmadan üzerini değiştirip işe gidiyor gibi yapacaktı.Aslında işe gidecekti ama şöyle bir kontrollerini yapacaktı ne de olsa annesinin bugünlerde bir defile işi vardı ama tüm yükü asistanının üzerine atmış ve de o yeni sevgilisiyle gününü gün ediyordu sürekli. Kızcağız daha dün aramıştı, Vanessa evdedir diye ama olmadığını öğrenince Delphia’ya dert yanmıştı. Sinirle kitabını eline aldı ve okumasına dün akşam kaldığı yerden devam etti. Kitap gerçekten de en iyi dosttu, en azından annesi bile bu kadar sorumsuz davranırken ona iç dünyasını açabilen, farklı diyarlara götürebilen bir arkadaştı. Biraz olsun uzaklaşmak iyi gelecekti ona.

Aradan yaklaşık bir iki saat geçmiş ve annesinin planı işlemeye başlamıştı. Kapının kapanışı ve biraz sonra bahçeden gelen motor sesinden ve topuklu ayakkabıların hızlanmasından anladığı kadarıyla çocuk evden çıkmış ve annesi aceleyle hazırlanmaya başlamıştı. Kesinlikle annesi gibi olmayacaktı, ne annesi gibi ne de babası gibi. Eğer ileride evlenip de boşanırsa tek ilgilendiği-gerçek anlamda, öyle pahalı hediyeler alıp her istediğini yaparak değil- çocuğu olacaktı. İşte annesi de çıkmıştı evden. Pencerenin kenarından annesine baktı, telaşla pembe arabasına atlamış ve hızla oradan uzaklaşmıştı. Hızla perdesini çekti ve laptopunun başına geçti. Biraz oyalansa iyi olacaktı. Saat on ikiye doğru kapı çalınmıştı. Kimin geldiğini merak ederek aşağı indi. Dadısı-annesinden daha çok gördüğü kadın- kapıyı açtı. Gelen Vanessa’nın çocukluk arkadaşı Marion’du. Dadısı kadını içeri buyur ettikten sonra Delphia yanına gitmişti. Anlaşılan annesinin nerede olduğunu merak ediyordu. Aslında bu kadın annesini artık bir kenara çekip konuşsa iyi oalcaktı. Yani tamam Vanessa ile aralarında yaş farkı vardı ama buradaki en iyi arkadaşı oydu. Ağzından kaçırmış gibi yaparak, annesinin sevgilisiyle buluşacağını söylemişti bile çoktan. Karşısındaki kadın da bu durumdan hoşnut değildi ki zaten bunu imalı kelimeleriyle belli etmişti. Dışarı çıkıp biraz yürümek Delphia’yı kendisine getirecekti biraz da olsa. Bu teklife ‘hayır’ diyemezdi.

Central Park’a doğru giderlerken pek de konuşmamışlardı. Öyle havadan sudan konuşmak dışında ve bu durum Delphia’nın canını sıkmaya başlamıştı. Delphia Marion’un annesini çok iyi tanıdığını biliyordu. O kadına hayrandı bir bakıma. Sonuçta kendi ayakları üzerinde duruyordu. Bir mimardı, ne istediğini biliyordu. Belki de Delphia’yı etkileyen en büyük özelliği buydu.Kahvesinden bir yudum alırken bunu düşünüyordu.Belki de Marion onun annesi olsaydı… Bir an için bunu düşündü. Her şey çok daha farklı olacaktı büyük olasılıkla. “Hala aynı istikrarla mı devam ediyor?” Bu soruyla irkilmişti, düşüncelerinden çıkarmıştı bu soru onu. Bir şey demedi. Marion’un neden bahsettiğini çok iyi biliyordu ama sustu. Marion’a bakıyordu şimdi. Marion gülümseyerek devam etmişti konuşmasına “Sevgililerinin yirmilerini aştığını sanmıyorum.” Biraz daha kadına baktı sonra başını yere çevirdi. Ne diyebilirdi ki bu sözler karşısında. Her şey ortadaydı zaten. Delphia her nedense Marion’un yanında pek de gizleyemiyordu düşüncelerini. Bu hoşuna gitse de şu anda düşüncelerini gizleyebilmeyi isterdi. Sonra kadına tekrar bakıp, sanki o konuşma aralarında hiç geçmemiş gibi, küçüklüğünden beri aklını kurcalayan ve anne ve babasına hep sormuş olsa da geçiştirmeli yanıtlar aldığı soruyu yöneltti Marion’a “Annemle babam nasıl tanıştılar?” Şimdi karşısındaki kadından cevap bekliyordu işte.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marion Vallières Beaumont
Mimar
 Mimar
Marion Vallières Beaumont


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 30/08/10

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimeÇarş. Ocak 26, 2011 7:30 am


    Nefes alıp verdikçe ciğerlerinin yandığını hissedebiliyordu, attığı her adımda bedeni biraz daha rahatladı. Oturmayı tercih etmediler ama yürüyüşlerinin hızlı olmayışı yormuyordu kendisini. Elindeki kahveden bir yudum aldığında kendisini daha da iyi hissetti. Sorudan kaçmak istese de kendini düşünmekten alamadı, cevap vermek durumundaydı zaten. Geçiştirmek için kafa yoracak değildi hem, süslü kelimeleri göz ardı etti.

    Nasıl tanıştıkları hakkında bildikleri sadece Vanessa’nın anlatımlarından ibaretti, ne kadar abartmış ya da değiştirmişti bilmiyordu ama bildiklerini anlatacaktı. Endişeli ifadesinin yerini bir tebessüm aldı, bakışlarını Delphia’ya çevirdiğinde nasıl karşılayacağını tahmin etmeye çalışıyordu. Nereden başlamalıydı bilmiyordu. “Aslında annenle tanıştığımızda, zaten babanı tanıyordu. Sana anlatmamış olmasına şaşmamalı, ancak birbirlerine katlanamıyorlardı en başında.” Tartışmaların ve bu ayrılığın yaşanacağı en başından belliydi Marion’un gözünde, bunu fark etmiş olmalarına rağmen devam ettirmişlerdi. “Emin ol baban şimdikinden farksızdı; annene gelince -çocukluk aşklarından yeni kurtulmuştu ne de olsa- henüz alışamamıştı erkeklere.” Utangaç tavırlarından sıyrılamamıştı, annesine en ihtiyaç duyduğu zamanda ise ondan uzaklaşmaya başlamıştı. “Nasıl davranacağını kendisi keşfetmeye çalıştı, tartışmalarının neden son bulduğuna kimse anlam veremedi zaten.” Birbirlerine yeterince aykırı oldukları düşünmüştü, ondan uzak durmasını ne kadar söylese dahi umursanmadı bir kere olsun. “Babanın hakaretleri karşısında annen yumruklar savurmaktan vazgeçmişti, sınıfındaki kızlarla olan çekişmelerinden sonra babanın onu hafifleştirdiğini düşünüyordu. Birkaç hafta sonrasındaysa, ona aşık olduğundan emindi artık.” Ne kadar doğru olduğunu bilmese dahi destek vermeye başlamıştı Marion da. Ses tonunu biraz daha düzeltmeye karar verdi. Ne düşündüğünü kestiremiyordu ifadesinden, herhangi bir yorum yapmamıştı şimdiye dek. Eleştirilerini her defasında kendisine sakladığını biliyordu Marion, o cılız bedeninin ardından diğerlerinden daha iyi savunuyordu kendisini. “Hırsına boyun eğmesini sağlıyordu sanırım. Sorunlarla başa çıkmaktansa, kendisini onun kollarının arasında bulmuştu.” Vanessa gibi kadınların kırgınlıklarını geçiştirmesine anlam uzun bir dönem, tükendiği dönemdeyse –arada yıllar olsa dahi– aynısını yapmıştı. “Tek hataları her şeyi en başında yapabileceklerini düşünmek olmuştu, ikisi de hala bir çocuktu oysa.” Birkaç yıl beklemiş olsalardı her şeyin daha iyi olabileceğini düşünüyordu. Asla karşı çıkamazdı birlikteliklerine, çocukluğundaki gibi.

    Anlam veremediği şeyler olmuştu hayatı boyunca, anlaması için düşler kurması yetmiyordu. İşle ve geleceğiyle ilgili planlar kurarken, yalnızdı her defasında. Yanında bir adam, ya da bir aile, yoktu hiçbir zaman. Yirmilerinin başlarına dek böyle devam etmişti, onlarca şey duymuştu hatta bu çekingenliği yüzünden. Nereye giderse gitsin, kendisine hitap edebilen birisiyle karşılaşmamıştı. Ruh ikizi, ya da her neyse, karşısına çıkmayacaktı anlaşılan. Umursamıyordu zaten, Guillaume ile tanışana dek. Aradan kaç yıl geçerse geçsin, yanında rahat davranabildiği tek kişiydi; sırlarını, hayallerini biliyordu. Karşısına her geçtiğinde, aynı şeyleri hissetmişti. İlk günden farkı yoktu gözünde, onu tanıdıkça daha da yücelmişti zaten. Son aylara gelince de; her şeyi yoluna koymuştu artık, sırtındaki yük ağırlaşsa dahi paylaşabiliyordu bunu.

    Kendini başkalarının yerine koymayı denemedi, ya da insanların üstüne gitmedi hiçbir zaman. Diline geleni söyledi sadece, olmaması gerektiği gibi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://devekusu.tumblr.com/
Delphia P. De'Lacarté
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Delphia P. De'Lacarté


Mesaj Sayısı : 109
Kayıt tarihi : 23/01/11

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimePerş. Ocak 27, 2011 11:19 am

Daha en başından bitmiş bir ilişki diye düşündü Delphia .Peki o zaman ne diye birlikte olmuşlar ve bi çocuk yapmak istemişlerdi ki? En azından birbirlerini her gördüklerinde didişip durmazlardı. İkisi de hala çocuktu.. Annesi şimdi sadece 32 yaşındaydı ve hala yeni yetme bir genç kız gibi davranıyordu. Kızıyla ilişkisi istediği kadar para vermek ve her istediğini almaktan öteye gidememişti. Ha tabi arada sırada kızına Nicholas 'yakışıklı çocuk!' 'Çok yakışıyorsunuz.' 'Sizin aranızda bir şeyler var değil mi?' Diyerek ona yakın olmaya çalışıyormuş görüntüsü veriyordu ama boşunaydı. Ne Delphia’nın geçen yıl büyük bir aşk acısı çektiğinden haberi vardı ne de Delphia’nın erkeklere olan güvensizliğinden. Delphia’nın bu hislerini Marion bile biliyordu belki ama annesinin ruhu bile duymamıştı. Ama Delphia bütün bu olumsuz durumlar karşısında ayakta durmayı becermişti. Onu hiç tanımayan birisi Ya da sadece geleceğin gözdeleri arasında görenler onu son derece şımarık, kendini beğenmiş, erkeklerinse tek gecelik ilişkiler için düşüneceği biri olarak görüyordu.

Sahi ondan ayrılalı bir yıl bile olmamıştı Delphia ve hala unutamamıştı. Asıl acı veren de buydu ya! Neden ayrıldıkları konusuna gelecek olursak Amerika’dan Çin’e taşınmışlardı ve öğrenimine orada devam edecekti. Oysa ki Amerika’da, New York’da kalsa onun için çok daha iyi olurdu ama yapmamıştı. Tam bir anne kuzusuydu ve annesi ne derse onu yapıyordu. Yine boyun eğmişti annesine. Ve tabi onun ailesi için uygun bir kız değildi Delphia. Yukarı Doğu Yakası’nın kızları sadece eğlencelik kızlar olarak ün salmışlardı. Onun annesiyse hanım hanımcık bir kız arıyordu. Delphia bunları düşününce sinirlendiğini hissetti. Yüreğinde acıdan çok sinir vardı, öfke vardı.

Biraz daha yürüdükten sonra Delphia bir bankı işaret etti oturmak için. Yorulmaya başlamış gibiydi. Banka oturduklarında artık bu sohbetin biraz keyifli bir hal almasını istediğine karar vermişti işte bu yüzden Marion’a bakarak “ Mimar olmak keyifli olsa gerek. Ben de iç mimar olmak istiyorum, belki de bir oyuncu olurum. Bu konuda kararsızım. Mimarlık zor mu peki? Biraz mesleğinden bahsetsene!" Dedi gülümseyerek..

Evet düşünüyordu gerçekten de iç mimar olmayı ama yeteneğinin biraz daha geliştirilmesi gerekiyordu. Şimdiyse Marion’a meraklı gözlerle bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marion Vallières Beaumont
Mimar
 Mimar
Marion Vallières Beaumont


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 30/08/10

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimePerş. Ocak 27, 2011 1:55 pm


    Henüz liseye dahi geçmemişti Marion Vanessa sevgilisini koluna takıp Manhattan’a döndüğünde. Tüm yazlarını birlikte Fransa’da geçirmeyi tercih etmiş, üstüne üstlük bir de dikkatsizce davranmışlardı. İstekleri üzerine, ki istemeselerdi aileleri duruma el koyardı, birkaç gün içinde kıyılmıştı nikah. İkisi de fark etmese dahi, mahvediyorlardı hayatlarını; beklemelerini yeğlerdi, çabucak ayrılmalarındansa. Ne düşündüğünü bilmiyordu Delphia’nın, düşüncelerinin ona yansımasını istemezdi de. Belli bir yaş aralığını tamamen bu olayı düşünerek geçirmişti, olayların uzağında olmasına rağmen yeterince etkilenmişti. Hatalarının sonucuna gelince, neler yaşadığını tahmin dahi edemiyordu işte. Kızın çekingenliğine bunun neden olabileceğini düşünmüştü çoğu zaman, hala aklından atmaya çalışıyordu bunu.

    Kimsenin evinden çıkmadığını görebiliyordu, şimdiye dek sadece yürüyüş yapan birkaç çifte rastlamışlardı. Tabii bir de sabah sporlarıyla meşgul, kulaklıklarını çıkarmayan –ki koşularından sonra işe yetişmeye çalışacaklarından neredeyse emin olduğu– kişiler vardı; onları görmezden geliyordu, ne de olsa spora da vakit bulamayacaktı önündeki aylarda. Ellerini ceplerine yerleştirdi, eldiven takmakla uğraşmadığı elleri üşüyordu. Şikayet etmedi, havanın soğuk olduğunu iddia edebilirdi ama bu bitmek bilmeyen heyecanından kaynaklanıyordu. Belli etmemeye çalışsa da diz kapakları titriyor ve çoğu zaman gergin bir halde geziniyordu etrafta, her an tetikte olmasını sağlıyordu bu. Nasıl devam edeceğine gelince de, pek de fikri yoktu. Oturduklarında kahvesi çoktan bitmişti, karton bardağı küçük parçalar haline getirmemek için yere bıraktı. Endişe hiç kaybolmayacak gibiydi, tırnak etlerini sıyırırken planlarının sonunda kesinleşmiş olmasının tek sorun olduğu takılmış aklına. Düşlüyordu hala, artık hayallerdense yaşanacak olanları. Düşünülenden daha ütopikti hayatı okulu boyunca, yatağına uzandığında ertesi gündense yıllar sonrasını hayal ederdi. Aileden ve arkadaşlarından her zaman biraz olsun kopmuş olmasının nedeni buydu zaten, aklı hiçbir zaman yaşadığı günde değildi. Yirmileri tükeniyordu artık, düşleri o farkında olmasa dahi hayata geçiyordu. Nasıl başardığına şaşmıştı zaten ailesi, daha iyi yerlerde olmasını istemelerine rağmen tek başına devam etmişti aradığını bulana dek. Tiz bir çınlamanın ardından ilk başta anlamlandıramadığı sözler duydu. “Everybody knows I'm a mother$*&^ing monster!” Gözlerini kırpıştırdı, başını yukarı kaldırdı. Dikkati dağılmıştı çalan telefondaki müzik yüzünden, önlerinden geçen çocuğun bunu umursadığını sanmıyordu. Silinmiş olan tebessümü yerine geldi, sanki ikisi de yeni uyanmış gibiydiler. Aldığı soru karşısında, afallamaktansa, memnun kalmıştı. Bunu nasıl keşfettiğine gelince, ister istemez daha da genişledi gülümsemesi.

    Babası kadar yetenekli değildi, ya da annesi kadar zeki. Bir bürokrat ya da modayla ilgilenen herhangi bir bireydense, oturduğu yerden üretmeyi seçmeliydi. Nasıl bürünebilirdi bu rütbeye bilmiyordu, sonra şehri izlemenin kafasını dinlendireceği gibi bir öneri geldi kulağına. Empire’a çıktığındaysa, ne yapabileceğini görebilmişti. “Adının ve suretinin anılmasındansa, insanları yaşatmayı tercih edebilirsin. Ben kendime yakın olanı seçtim–” İç çekti. “Vazgeçmediğim tek şey de bu oldu.” Aklını karıştırmak istemiyordu sadece, onu herhangi bir yöne çekmek için fazlasıyla erkendi. Kim bilir kaç kere değiştirmişti fikrini, bir yorum daha ekledi sadece diğerlerinin yanına. “Annen ve önerileri haricinde herhangi bir skandal var mı Delphia? Hala okumaya devam ediyor musun?” Kendisine gelince, hafızasındaki görüntü silinmemişti hala; terasları karlarla kaplı binaları görmezden gelemezdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://devekusu.tumblr.com/
Delphia P. De'Lacarté
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Delphia P. De'Lacarté


Mesaj Sayısı : 109
Kayıt tarihi : 23/01/11

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimePaz Ocak 30, 2011 12:46 am

“Adının ve suretinin anılmasındansa, insanları yaşatmayı tercih edebilirsin. Ben kendime yakın olanı seçtim–” Dediği çok doğruydu. O kendisine yakın olanı seçmişti ve şu anda çok mutluydu, yani en azından Delphia böyle olduğunu düşünüyordu. Peki Delphie’ye yakın olan şey neydi? Daha önce bunu hiç düşünmemişti değil mi? Yani çizim yapmayı seviyordu ama istediği bu değildi belki de. Aslında istediğinin ne olduğunu da hiç düşünmemişti ki şimdiye kadar. Anne ve babasının mesleğinden başka bir meslek seçmek istiyordu- ne iş adamı olacaktı ne de bir modacı.- Her ne kadar kimse bilmese de-Nicholas ve Crystal de dahil- insanlara yardım etmeyi çok seviyordu. Bazen ortadan kaybolduğu zamanlar oluyordu. Bu zamanlarda işte, fakir bir kız çocuğu ve ailesine giyecek ve yiyecek yardımı yapıyordu. Bunu Lola&Coco bilse büyük ihtimal alay konusu olarak yayınlarlardı. Tanrı onları korusun ki bu şey duyulmamıştı. Delphia böyle insanlara yardımcı olabileceği bir meslek seçmek istiyordu aslında. Belki bir pedagog olabilirdi yahut onların dertlerini, sorunlarını diğer insanlara iletecek bir gazeteci ya da onların haklarını savunacak bir avukat… Avukatlık mı? Bu çekingenlikle mi olacaktı avukat? Ama onun için hiçbir fırsat doğmamıştı ki henüz, belki de gerçekten de bir avukat olabilirdi, neden olmasın?. Peki ya adının ve suretinin anılması, şöhretine şöhret katmak..? Yani oyuncu, modacı, model ya da şarkıcı olmak?Oyuncu olmayı da bir yanı gereğinden fazla istiyordu doğrusu ama bilemiyordu.. Ailesi kesinlikle onun bu mesleklerden birisini seçmesini isteyecekti ve adı gibi biliyordu ki Delphia bu isteklerden birine boyueğecekti. Kim bilir babası da karışacaktı bu işe ve onun uluslararası işletme okumasını isteyecek ve şirketlerinin başına geçmesini söyleyecekti. Delphia bunları düşünürken suratını astığını fark etti. Onun istediği şeyler bunlar değildi ki…

. “Annen ve önerileri haricinde herhangi bir skandal var mı Delphia? Hala okumaya devam ediyor musun?” Sorusu Delphia’yı düşüncelerinden sıyırıp dış dünyaya döndürdü. Evet, okuyordu. Zaten bu aralar en eğlenceli şeylerden biri de buydu. “Evet okuyorum. Onları okumak keyifli oluyor doğrusu ama bu aralar pek skandal yok! Sanki bir ölüm sessizliği var etrafta.”

Marion’un suratına baktı yorulmuştu Delphia ve bir bankı işaret ederek “Oturalım mı yoksa geri mi dönelim? Hoş senin işlerin falan vardır ama..” dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marion Vallières Beaumont
Mimar
 Mimar
Marion Vallières Beaumont


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 30/08/10

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimePaz Ocak 30, 2011 1:24 am


    Pasif bir karakter olmuştu hayatı boyunca, dikkat çekmek için uğraşmaktansa düşünmeyi yeğlemişti. Bazı yazlarda bir an olsun dahi başını kaldırmamıştı şimdi bir köşeye attığı günlüklerinden. İstikrarlı değildi zaten hiçbir konuda, olamayacak kadar vurdumduymazdı ne kadar üstünde dursa da. Seçimlerini yaparken kulak asmamıştı kimseye; yorumlara gelince de, karşılık vermekten aciz olduğunu düşünmüşlerdi her defasında. Aldırış etmedi neyse ki, her defasında düşlediğini oldurdu.

    Bu defa değil. Planladıkları gibi gitmişti, ancak şimdi hazır olmadığını haftalar sonrasında fark ediyor ve telaşlanıp her şeyden kaçmaya çalışıyordu. Erken değildi bunun için, düğünü geçiştirebilmesini sağlamıştı en başında. Ailelere gelince de, onları uzak tutmayı sağlamıyordu maalesef, kaçıp gidecek değillerdi kendileri gibi. Önerileriyle karşılarını dikilecekti sanki her iki anne ve baba da; telefonla olsa dahi iletişimin bir gün olsun kesilmemesini sağlarsa Janvier çifti, pes ederdi artık.. Annesine göre daha rahat davranacaklarından emindi neredeyse. Halbuki bilmiyorlardı henüz, yalnızca iki ay geçmişti. Belirgin dahi değildi bu, kardeşlerine söylemeyi de aradan çıkarmalıydı birkaç gün içinde. İkizler hele de, onlardan asla kaçamazdı. Athena’nın nerelerde olduğundan haberi yoktu aslında; Aida’ya gelince, Dan ile birlikte olduğundan emindi neredeyse. En ufak bir endişe dahi duymuyordu ikisi konusunda da, kendisinden daha iyi bakarlardı başlarının çaresine. Onlardan daha kararlıymış gibi görünse de, izinler olmadan hareket edememişti. Kırılmasını istemedi hiçbir zaman birilerinin; şimdi dönüp baktığında da, anlamsız geliyordu her biri.

    Eliyle diğer bileğini kavradı, telefonunun bacaklarını arasına bırakmıştı. Mesaj geldiğinde Delphia’nın fark etmiş olması, memnun etti kendini. Eve gitmeden önce, şirkete uğrayıp çizimlerini almalı ve eksikliklerini tamamlamalıydı. Aylar sonrasının işlerini yüklenmeyi planlıyordu aklında, izin almaktansa. Başıyla onayladı onu, “Kalksak iyi olacak, maalesef öğleden sonra ofise uğramalıyım.” derken yüzünü ekşitmişti. Hoşnut değildi, herkes gibi, olamazdı.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://devekusu.tumblr.com/
Marion Vallières Beaumont
Mimar
 Mimar
Marion Vallières Beaumont


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 30/08/10

Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Empty
MesajKonu: Geri: Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.   Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz. Icon_minitimePaz Ocak 30, 2011 1:25 am

~ RP Sonu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://devekusu.tumblr.com/
 
Bazen hataların sonucuna tahammül edebiliyorsunuz.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Central Park-
Buraya geçin: