Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Kin tutmak. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Kin tutmak. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Kin tutmak. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Kin tutmak. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Kin tutmak. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Kin tutmak.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeCuma Ocak 28, 2011 2:13 am

Ginger Saint&Desiree Schult



Daha yeni uyandığımda, gözlerimin şişmemesi için dua ederken buldum kendimi. Dün gece fazlasıyla geç yatmış , fazlasıyla dans etmiştim. Eski arkadaşlarımla evimde düzenlediğim eğlenceli gece yorucu bitmişti işte. Gözlerimin önüne gelen siyah saçlarımı çektim ve ellerimle yatağıma bastırarak kendimi kaldırdım. Bileğimi acıtmış olmalıydım. Biraz morarmış gibi duruyordu. Önemsemeden kalktım ve pembe terliklerimi zar zor ayaklarıma geçirdim. Giysi odama girdiğimde karşılaştığım manzara beni şok etmişti. Nadia toplamış olmalıydı. Her kıyafet düzenli ve ütülüydü. Nadia kesinlikle iyi bir hizmetçiydi. Gülümsedim ve dolabın kapağını açtım. Üzerime beyaz omuzu açık ve beli bir kemerle süslenmiş elbiseyi girdim. Üzerine kot montumu geçirdim ve beyaz converselerimi ayağıma geçirdim. Saçlarımı beyaz çerçeveli koca aynanın önünde tararken bir elimlede parfümümü arıyordum. Siyah saçlarım sonunda dümdüz olduktan sonra parfümü ve makyaj işini hallettim, sade olmuştum. Benim için yeterliydi. Yatağıma elimi sürmeden odadan koşar adımlarla çıktım. Nadia söylenerek toplayacaktı şimdi. Ama umurumda değildi. Onun işi oydu sonuçta.

Kahve merdivenleri yavaş ve sakince indikten sonra koca masanın etrafında annem ve babam oturmuş kahvaltıya başlamışlardı bile. Sohbet ediyorlar, gülüyorlar ve arada bir dudaklarına öpücük konduruyorlardı. Bu samimiyeti severdim. Böyle günler genelde güzel geçerdi. Ama sadece genelde. Her zaman değil. Kahvaltımı yaparken gözlerim dalmış olmalı ki , annem bana seslendi ve iyi olup olmadığımı sordu. Kızıl saçları güneşte parlıyordu. Tıpkı benimki gibi mavi gözleri parıldıyordu. Bir anne gibi değildi. Tıpkı bir modeli andırıyordu aslında. Bunu ona ne zaman söylesem, kendisiyle dalga geçmememi söyler ve gülerdi. Onunla genelde iyi anlaşırdık. Tabii evde olduğunda. Onun gözlerine bakmaya devam ederken , evet anlamında başımı salladım. Gülümsemeyi de eksik etmedim. Gülümsememden hoşlandığını söylüyordu. Babamla ise hiç konuşmadık. Her zamanki gibi ciddi ve sıkıcıydı. Bana kızacak yer arardı. Şimdi onu düşündüğünden emindim.

Sonunda evden çıkıp arabaya atladığımda, beni Barney's civarlarında bırakmasını ve sonra eve geri dönmesini söyledim sevgili şöförüme. Her ne kadar bekleyebileceğini dile getirsede, eve gitmesini söyledim. Sesimi yükseltmiş olmalıyım ki, sesi kesildi. Ben küçük camdan dışarıya bakarken, Barney's civarlarında olduğumuzu anlamıştım. Beni bir kaldırımda indirdi ve hızlıca gitti. Hiç beklemeden içeriye girdim ve bir yere oturdum. Güzel gözlü bir baya sipariş verdikten sonra , önüme gelecek içeçeğimi beklemeye ve telefonumdan internette dolaşmaya başladım. Ama bir sürpriz vardı. İçeri giren kız Ginger Saint'ti. Yani üvey kardeşim. Bir yere oturdu. Yanına gittim ve izin istemeden sandalyeye oturdum. "Merhaba Ginger. Benden nefret ettiğini biliyorum ama lütfen beni dinle." dedim. Meraklı gözlerle onun gözlerine baktım. Biraz kızmış gibiydi ama umurumda değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ginger Saint
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf



Mesaj Sayısı : 27
Kayıt tarihi : 25/01/11

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeCuma Ocak 28, 2011 6:33 am

İnsanlar her yerde…
Dış dünyada hayat akmaya devam ederken, gözlerimi kapatıp birkaç saniyeliğine kendimi soyutladım. Bunun sonucu olarak sesler daha da keskinleşti; sanki bir halt olacakmışçasına gaza basan andavallar, kornalar, kaldırımda yürüyen, konuşan, kıkırdayan insanlar… Sağımdaki kız, bir başka kıza sevgilisinden dert yanıyordu, solumda ise fosil haline gelmiş iki yaşlı kadın, muhtemelen üçüncü kişinin dedikodusunu yapıyordu.
Sigaramdan son bir fırt çektim ve izmariti yere attım. Fosil kadınların ayıplayan bakışlarının ağırlığını üzerimde hissederek kalktım banktan. Omuzlarıma düşürdüğüm kulaklıkları kulaklarıma taktım, müzik kaldığı yerden devam ederken caddede amaçsızca yürümeye başladım.
Aslında insanları sevmem. Bana oldukça ikiyüzlü, hilekâr ve çıkarcı gelirler. Bu şekilde mi doğdular, yoksa sonradan mı bu hale geldiler bilmiyorum. Fakat inanılmaz derecede sıkıldığım anlarda dışarı çıkıp yürümek, bir iki insan görmek ve onlar gibi olmadığıma şükretmek inanılmaz derecede iyi gelebiliyor. İkiyüzlü müyüm? Diğerlerinden daha fazla değil.
Rastgele bir kafeye girdim. Biraz kahve keyfimi yerine getirebilirdi belki? Kuytuda bir masa seçip oturdum. “Bir filtre kahve,” dedim, siparişimi almak üzere gelen garsona. Kadın topuklarının üzerinde dönüp uzaklaştı. Parmağımla masada trompet çalarak beklemeye başladım ben de… Nihayetinde bir şeyler oldu, ama umduğum şekilde değil.
"Merhaba Ginger. Benden nefret ettiğini biliyorum ama lütfen beni dinle."
Desiree; babamın asıl ailesinin en sinir bozucu ferdi. Şımarık, kendini beğenmiş, sıradan bir zengin çocuğu. Aramızda şanslı olanın o olduğunu söylememe gerek var mı? Normal bir ailesi var, parası var, eh güzel de sayılır… Annem uyanır, içer, uyur, babamı nadiren görürüm, geçinmemiz için gereken parayı da sadaka olarak verir bize. Herif bunamaz veya ölmezse, bir gün o paranın hepsini geri vermeyi düşünüyorum, böylece asıl ihtiyaçlarım konusunda yanılmış olduğunu yüzüne vurabilirim.
Desiree’ın inatla yüzümden öteye çevrilmeyen bakışları, düşüncelerden sıyrılmama neden oldu.
“Ne var?” dedim, gözlerimi devirerek. “Çalışılacak derslerin, tavlanacak erkeklerin, gidilecek partilerin yok mu artık? Sıra bana mı geldi şimdi?”
Sert çıktığımın farkındaydım, fakat bundan şikâyetçi olduğum söylenemezdi. Desiree’i görmek, onun ve dünyanın gözünde sadece bir piç olduğumu hatırlamanın en kolay yoluydu ve bu durum beni hiç memnun etmiyordu. Hiç.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeCuma Ocak 28, 2011 8:24 am

Beni bu klasik sürtükler katagorisine koymasından nefret ediyordum. Doğdu düzgün partiye gitmezdim. Parti dediğin, seçeneklerime uymalıydı benim. Kolay kolay biriyle çıkmazdım, asla birini tavlamaya çalışmadım, zor olan hep bendim. Ama beni tanımayan sevgili üvey kardeşim, beni sürtüklerden ayırt edemiyor. Her ne kadar onun acısını anlasamda o beni sadece diğer New York gençleri ile aynı kefeye koyuyor, yargısız infaz yapıyordu.

İnatla gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Belki benim barbi bebek gibi olduğumu, belkide taş kalplinin teki olduğumu düşünüyordu. Ama öyle değildim. Eğer insanlara yüz verirsen, güvenemeyeceğin kişiler olduğunu kısa sürede anlıyordun. Bunu daha önce çok kez yaşadım ve saf durumuna düştüm zaten. Bir daha yaşamak istemediğimden böyle sert biriyim ben. Bence Ginger haline şükretmeliydi. Şimdiye kadar nadir kişilere "Lütfen" dedim ben. Gülümsemeye çalışıyordum ama beceremiyordum. Bir yanım o aptalı bırakmamı, bir yanımda onun kardeşim olduğunu savunuyor, taş kalpliliği bırakmamı söylüyordu. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum. Bir anlık düşünceyle yerimden kalkmış, yanına gitmiştim. Onu ilk gördüğümde aklımdan birkaç düşünce, güzel söz geçiyordu ama şimdi hepsi uçup gitmişti. Düşündüm. İkimizinde harika hayatları yoktu ve iddasına bile girebilirdim o daha mutsuzdu. Ama benim de mutsuz olduğumu görmesi imkansızdı. Kendini haklı çıkarmak öyle bastırmıştı ki diğer düşüncelerini, başka bir şeyi doğru kabul etmiyor, benden nefret etmeye devam ediyordu. Ona acıyordum aslında. Hayat bir sıfır yenik başlamıştı. Bense bir sıfır önde. Ama yinede benden daha iyi ayakta kalmayı beceriyordu. Ben ise aptalın tekiydim. "Bak Ginger. Benden nefret etme sebebini bilmiyorum. Seninle hiç zaman geçirmedik, beş dakika aynı ortamda bile oturmadık. Sanırım bu da ilk konuşmamız." dedim. Gözleri gözlerimdeydi sonunda. Konuşmamın sonunu bekliyordu belkide. Yada bir hatamı yakalayıp başından savmak için bir neden arıyordu. Umurumda değildi. Ben içimden gelenleri söyleyecektim. Bir kez olsun taş kalpliliği bırakıp duygusal olacaktım belkide. Yada doğal mı demeliyim? "Küçüklüğümden beri bakıcıma anne derdim. Anne eve saat üç civarı gelir, sabah erkenden gelirdi. Eve erken gelse, çalışma odasına çekilir ve ben uyuyana kadar çıkmazdı. Bana açık açık, işini engellediğimi söylerdi. Bazen onu sinirlendirdiğimde doğmamamı dilerdi. Bu bir çocuk için çok ağır." dedim ve umutsuzca yüzüne baktım. Onun çektiği acıların daha fazla olduğunu biliyordum ama, bana yapılan tüm hataların da beni nasıl etkilediğini bilmesi gerekiyordu. "Bazen istediği işler olmadığında beni döverdi annem. Aptalın teki olduğumu söylerdi. Dans derslerimde hemen başarılı olmamı isterdi. İlk derste bacaklarımı esnetemediğim için de beni dövmüştü. Ya babam? Bence ondan fazlasıyla nefret ediyorsun. Bilmediğin şeyler var Ginger. Herkes sevgisini açıkca belli edemez." bana cevap vermesini bekleyecektim. Belkide konuşmamı ona göre devam ettirirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ginger Saint
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf



Mesaj Sayısı : 27
Kayıt tarihi : 25/01/11

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeCuma Ocak 28, 2011 8:37 pm

Onu terslemiş olmam pek de umurunda değilmiş gibi görünüyordu, gözlerini gözlerimden hala ayırmamıştı çünkü. Onu itham ettiğim şeylerle alakası olmadığını anlatmaya çalışıyor da olabilirdi pekâlâ. Fakat neden umursayacağımı düşündüğünü çözememiştim – aynı babayı paylaşan, başka zerre ortak noktası olmayan iki gölgeydik biz.
“Bak Ginger. Benden nefret etme sebebini bilmiyorum. Seninle hiç zaman geçirmedik, beş dakika aynı ortamda bile oturmadık. Sanırım bu da ilk konuşmamız.”
İşte bu ilk sebep, diye geçirdim içimden. Aynı okulda okumamıza rağmen, hiçbir zaman beni umursuyormuş gibi görünmedin. Şu an tesadüfen aynı kafeye oturmasak, bu konuşmayı yapmayacaktık bile.
“Küçüklüğümden beri bakıcıma anne derdim. Anne eve saat üç civarı gelir, sabah erkenden gelirdi. Eve erken gelse, çalışma odasına çekilir ve ben uyuyana kadar çıkmazdı. Bana açık açık, işini engellediğimi söylerdi. Bazen onu sinirlendirdiğimde doğmamamı dilerdi. Bu bir çocuk için çok ağır.” Bıkkınlık ve umutsuzluk arası bir ifade hâsıl oldu yüzüne. O an, ona hafif bir sempati duydum. “Bazen istediği işler olmadığında beni döverdi annem,” diye devam etti. “Aptalın teki olduğumu söylerdi. Dans derslerimde hemen başarılı olmamı isterdi. İlk derste bacaklarımı esnetemediğim için de beni dövmüştü. Ya babam? Bence ondan fazlasıyla nefret ediyorsun. Bilmediğin şeyler var Ginger. Herkes sevgisini açıkça belli edemez.”
Garson içeceklerimizi getirdi. Hafifçe başımı sallayarak teşekkür ettikten sonra Desiree’ın yüzüme sabitlenmiş bakışlarını görmezden gelerek güzel kokulu, sıcak içecekten büyük bir yudum aldım.
“Bunları anlatmanın gerçek sebebi nedir?” diye sordum sonunda, masaya bıraktığım iPod’u parmaklarımın arasında çevirirken. “Farklı hayatlar sürmüş gibi görünmemize rağmen, aslında ikimizin aynı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun? Eğer durum buysa kendini fazla yormamanı öneririm, çünkü bu konuşma birbirimizin omzunda ağlamamızla bitmeyecek.”
Dirseklerimi masaya yaslayıp öne eğildim. Bu aşamada, söyleyeceklerimi anlayabilmesi önemliydi.
“Birbirimize benzemiyoruz, Desiree,” dedim, gözlerimi onun gözlerindeki maviliğe dikerken. “Sen hayatının o kadar da muhteşem olmadığını anlatmaya çalışıyorsun – uzak, mükemmeliyetçi bir anne ve ilgisiz bir baba. Ya ben? Şerefsiz herifin, para bırakmak dışında evimize bir kez olsun uğradığını görmedim. Annemse ondan beter – ayık olarak geçirdiği günlerin sayısı bir elin parmağını geçmez. İnsanın canını özgür olamamak değil, özgürlüğün tadını çıkaramamak acıtır en çok. Durumlarımız kıyaslanacak gibi değil.”
Arkama yaslandım ve kotumun cebindeki sigara paketini aranmaya başladım – yasakların canı cehenneme. “Benimle konuşmanın altında bir başka sebebin yatmadığını varsayalım,”“Sanmıyorum, fakat varsayalım. Neden şimdi? Neden burada? Her gün o Tanrı’nın belası okula gidiyoruz, fakat ders arasında iki kelime etmek yerine tesadüfen karşılaştığımız bu kafede konuşmaya karar verdin – popülarite meselesi mi olay, yoksa dedikodulara mahal vermek istemediğinden mi?” dedim, sigaramı yakarken.
Ciğerlerime dolan dumanı dışarı verirken sırıttım. Benimle ‘takılmak’ istemeyenlerin sayısı o kadar fazlaydı ki, bunun popülariteden çok zekâ meselesi olduğunu düşünmeye başlamıştım. Biraz olsun akla sahip olan biri neden benimle konuşur ki zaten?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 4:13 am

Beni anlamaya çalışmıyordu. Ufacık bir çabası bile yoktu. Sadece o lanet olası sigarasını içiyor ve her sözcüğünde hayattan ne kadar nefret ettiğini bana kanıtlıyordu. Onu böyle hayata sürükleyen ben değildim. Genelde sevilmeyen soğuk bir insandım ama, acımasız ve yersiz yere hayatları mafeden bir sahtekar da değildim. Biraz beni kardeşi olarak görseydi ne yapmaya çalıştığımı elbette anlardı. Ama anlaması için benim anlatmam gerekecekti şimdi. Yerime iyice yerleştim ve gözlerine bakmaya devam ettim. İğneliyici olmadan, sakin ve anlayışlı olmayı deniyordum ilk defa. Ama sabrımı zorluyordu."Bak Ginger. İlk okula nasıl kabul edildin sanıyorsun? Sen okula gitmemek için zırlarken, babam kimseye belli etmeden seni okula kayıt ettirdi. Ya gecenin bir vaktinde barda yakalandığında? Henüz on iki yaşındaydın ama, bara girmeyi başarmıştın. Babam yine yardım etti. Sen bilmiyorsun ama, onun senin hakkında tuttuğu defterleri var." dedim ve sustum. Aslında devam etmelimiydim bilmiyordum. Bunlar gizli olması gereken şeylerdi. Benim bile bilmemem gerekiyordu. Cesaretçi isyankar beynim öğrenmemi sağlamıştı. Derin bir nefes aldım. Sigarasının boğucu dumanı bana kötü hissettirmişti ama, şimdi bunu umursayacak durumda değildim. "Benim nereden öğrendiğim önemli değil. Benimle tek bir kelime konuşmazdı. Sen bilmezsin ama, eve her zaman içerek gelirdi. İçki parası için çok masraf yapardı. Ayık gelebildiği her gece, benim ve evdeki herkesin girmesinin yasak olduğu odasına girer ve defterine yazı yazardı." bundan sonrası nasıl gelecekti bilmiyordum. Mavi gözlerimi onun gözlerinden ayırmaz, yada ayıramazken düşünceler beynimi bulandırmıştı bile. Sözler boğazımda düğümleniyor, çıkmıyordu. O ise sabırlı ve sakin bir edayla beni dinlemeye devam ediyordu. "Birgün o odaya girdim ve defterini okudum. Bir günlük gibiydi. Her gün yazılmıştı. Hemde her gün. Ben onu sarhoş sanarken, aslında olmadığını da öğrenmiş oldum. Evet fazlasıyla içiyormuş ama, sarhoş olmamış hiç. Tüm sayfaları senin bebeklik resimlerin, vesikalık resimlerin, ve sana hitap edilen yazılarla doluydu. Sana acı çektirdiğini düşünüyordu , ki haklıydıda. Sana para gönderirken, aslında annene içki parası verdiğinin farkındaydı. Bu nedenle hep özel okula gitmeni istedi. Ayrıca olarak sana para verebilecekti. Her öğlen, saat bir buçuk gibi, sizin o iki katlı küçük evinizin yanındaki çalılıkların arasından oyun oynamanı, üzülmeni yada sevinmeni seyredermiş. Benim gelerek, senin hayatını mafettiğimi yazmış. Onu suçlamamalısın." dedim. Babamın ve annemin benden ne kadar nefret ettiklerini biliyordu artık. Annesi onunla hiç ilgilenmemişti belki. Ama seviyordu ya? Bu yeterli olmaz mıydı? Eğer benim yerimde olsaydı, aslında acizin ve aptalın teki olduğumu, sadece korkak olduğumdan insanlara karşı sert ve tepkili olduğumu anlardı. "Ayrıca seninle okulda konuşmama sebebim de, benden utanıyor olduğunu düşünmemedi. Şimdi seni rahatsız ettiğim için özür dilerim." dedim. İlk defa özür diliyor olmalıydım. Kolay kolay özür dilemez, lütfen demez, yada saygılı olmazdım. Genelde ciddiyetsizdim zaten. O farklıydı. Ben onun çektiklerini görüyor ve bir yardım eli uzatmaya çalışıyordum. Ama o ısrarla elimi itiyor bazı yaralar bile bırakıyordu bende. Tüm gerçekleri tekrar hatırlamak acı vermişti. Ama son söyleyeceklerini dinlemeden masadan kalkmaya yeltendim bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ginger Saint
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf



Mesaj Sayısı : 27
Kayıt tarihi : 25/01/11

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 5:12 am

Desiree’ın sabrının taşmaya başladığını görebiliyordum – eğlendirmiyor da değildi aslında durum, fakat kız ağzını açıp konuşmaya başladığında duyduğum his, yerini acılığa bıraktı.
“Bak Ginger. İlk okula nasıl kabul edildin sanıyorsun? Sen okula gitmemek için zırlarken, babam kimseye belli etmeden seni okula kayıt ettirdi. Ya gecenin bir vaktinde barda yakalandığında? Henüz on iki yaşındaydın ama bara girmeyi başarmıştın. Babam yine yardım etti. Sen bilmiyorsun ama onun senin hakkında tuttuğu defterleri var.”
Cevap veremeyecek kadar şaşırmıştım söylediklerine; yüzüme ardarda tokatlar atılıyordu sanki. "Benim nereden öğrendiğim önemli değil. Benimle tek bir kelime konuşmazdı. Sen bilmezsin ama eve her zaman içerek gelirdi. İçki parası için çok masraf yapardı. Ayık gelebildiği her gece, benim ve evdeki herkesin girmesinin yasak olduğu odasına girer ve defterine yazı yazardı. Bir gün o odaya girdim ve defterini okudum. Bir günlük gibiydi. Her gün yazılmıştı. Hem de her gün. Ben onu sarhoş sanırken, aslında olmadığını da öğrenmiş oldum. Evet, fazlasıyla içiyormuş ama sarhoş olmamış hiç. Tüm sayfaları senin bebeklik resimlerin, vesikalık resimlerin ve sana hitap edilen yazılarla doluydu. Sana acı çektirdiğini düşünüyordu ki haklıydı da. Sana para gönderirken, aslında annene içki parası verdiğinin farkındaydı. Bu nedenle hep özel okula gitmeni istedi. Ayrıca olarak sana para verebilecekti. Her öğlen, saat bir buçuk gibi, sizin o iki katlı küçük evinizin yanındaki çalılıkların arasından oyun oynamanı, üzülmeni ya da sevinmeni seyredermiş. Benim gelerek, senin hayatını mahvettiğimi yazmış. Onu suçlamamalısın.”
Kelimeleri tükürürcesine sarf ederken, gözlerim, parmaklarımın arasında yanıp kül olmakta olan sigaradaydı. Desiree’ın bana sunduğu kısacık sessizliği, babasız geçirdiğim onca yılı düşünmek için kullandım. Onca şeyi b*ktan bir deftere dökeceğine, ya da beni lanet bir hırsız gibi çalılıklardan gözetleyeceğine yanıma gelip konuşsa ölür müydü sanki babam?
“Ayrıca seninle okulda konuşmama sebebim de, benden utanıyor olduğunu düşünmemdi. Şimdi seni rahatsız ettiğim için özür dilerim.”
Masadan kalktı, yanımdan geçip kapıya doğru yöneldi…
“Bekle.”
Kelime ağzımdan çıkar çıkmaz içimden kendime küfrettim. Bekle ne? Gitmesine izin veremez miydim sanki? Göz ucuyla onun olduğu tarafa baktım ve durduğunu gördüm.
“Gitme, tamam mı? Sadece… Otur işte.”
O sandalyeye geri dönerken, sigaramı söndürdüm ben de. Ona hakkını vermem gerekiyordu, fakat daha önce hiç böyle bir duruma düşmemiştim ki?!
Hızlıca söyle, Ginge. Tıpkı bacağına yapıştırdığın ağda bandını çeker gibi.
“Sert çıktığım için özür dilerim,” dedim, gözlerimi tavanda ve duvarlarda gezdirirken. “Sanırım seni kafamda abartmışım biraz, bir de beklenmedik bir anda beklenmedik şeyler söylemen yüzünden biraz afalladım…”
İşte. Usulünce olmasa da, idare eder bir özür olmuştu. Samimiyetime inanması için başımı ona çevirdim ve kendimi zorlayarak hafifçe gülümsedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 5:29 am

Bana bekle diye seslendiğinde donup kalmıştım. Önce ona baktım. Aslında sadece benimle dalga geçmesini ve bunları boşuna söylediğimi söylemesini bekliyordum. Ama o bana doğru düzgün bakamayarak, sadece oturmamı istemişti. Kafamın içindeki soru işaretleriyle oturduğum sert sandalyeyi yavaşça öne doğru ittim. Bana dönüp konuşmaya başlaması, hayatımın en güzel anılarından biri olmuştu adeta. Bu isyankar genç, bu başına buyruk kız, kendi dilinde benden özür dilemeye çalışıyordu. Mavi gözlerim mutluluktan parlıyor olmalıydı. İlk defa içtenlikle çıkardım beyaz dişlerimi ortaya. Aramızın belki mükemmel olacağı yoktu. Ama en azından benden nefret etmesin istiyordum. Hangisini başardım bilmiyordum ama, başarmıştım. "Ginger... Benden hoşlanmaya bilirsin, bu gayet doğal bir şey. Ama bunları söylemezsem benden daima nefret edecektin . Ben bunu istemiyorum." dedim. Ve ikinci kez içtenlikle çıkardım beyaz dişlerimi ortaya. Oda gülümser gibi oldu. Ama sadece gibi. Hala ciddiydi. Ama her ne olursa olsun, benim gitmememi istemişti. İlk defa ve bu kişi benim üvey kardeşim Ginger idi. İçimdeki mutluluğu dışarıya vuramadan edemiyordum. Ama biliyordum ki, hala benden nefret ediyor olabilirdi. Saygıdan bu sözleri sarf etmiş olabilirdi. Bunu bilemezdim. "Babamın hep neden deftere yazıpda senin yanına gelmediğini anlayamadım. Ama bir bildiği vardır belkide. Kurcalamak istersen, bizim evimizdeki casusun olmaya razıyım. " dedim. Ona baktım. Şimdi sakince ona bakıyordum sadece. Beynimden ağzıma verilen komutu engellemeye çalışıyordum. Ama olmadı. Ona düşündüklerimi söyleyecektim. Hemde ne olursa olsun. "Ginger. Lütfen benden nefret etme. Eğer elimde olsaydı doğmazdım. Ama elimde olmadığını sende biliyorsun. Benim bu acizliğimden kurtulmama tek şifa sensin." ben ondan hiç bir şey istemiyordum. Hiç bir şey. Sadece kardeşim olmasını istiyordum. Bazen yalnız olduğumda yada mutsuz, eğlenebileceğim, dosttan öte bir kardeş. Ve Ginger tek kardeşim denilebilirdi. Annemin çocuğunu saymazsak. Ama annem asla bana ondan söz etmezdi. Şimdi ise sadece Ginger'ın gözlerine bakıyor, bir cevap bekliyordum. Olumlu bir cevap.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ginger Saint
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf



Mesaj Sayısı : 27
Kayıt tarihi : 25/01/11

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 5:45 am

Desiree, bembeyaz dişlerini sergileyerek gülümsedi. Özrümü kabul etmiş olmalıydı.
“Ginger... Benden hoşlanmayabilirsin, bu gayet doğal bir şey. Ama bunları söylemezsem benden daima nefret edecektin. Ben bunu istemiyorum.”
Bu seferki gülümsemem içtendi. Onu tanıdığım kadarıyla, nefret edilmeyecek bir insan olmadığını kanıtlamıştı. Yaklaşımı kötü niyetli değildi.
“Babamın hep neden deftere yazıp da senin yanına gelmediğini anlayamadım. Ama bir bildiği vardır belki de. Kurcalamak istersen, bizim evimizdeki casusun olmaya razıyım.”
Bir süre durakladı, daha sonra gözlerini yüzüme dikti tekrar.
“Ginger. Lütfen benden nefret etme. Eğer elimde olsaydı doğmazdım. Ama elimde olmadığını sen de biliyorsun. Benim bu acizliğimden kurtulmama tek şifa sensin.”
Başımı yana eğdim, gözlerimi kıstım ve iyice bir baktım ona. Gözüme bir uzaylı gibi görünmüyordu artık, sadece biraz fazla yalnız bırakılmış bir kızdı; tıpkı benim gibi. Ve yine benim gibi, bıkmıştı bundan.
“Şey…” Kahvemden bir yudum aldım. “Dünyanın en samimi, en cici bici insanı sayılmam ama, sanırım belki bir ara tekrar görüşebiliriz…”
Sosyal ilişkilerdeki eksikliğimi sırıtışımın arkasına gizledim, her zamanki gibi. Söylediğini yanlış anlama olasılığına karşılık, reddedilme korkusuyla açık açık söyleyemezdim hiçbir şeyi, hep ima edip dururdum. Yine de, içimde bir şeyler, Desiree’ın beni anlayacağını söylüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 5:55 am

Bir kardeşim olmuştu. Bu duygu gerçekten tuhaftı. Ben, diğerleri gibi düşünmüyordum. Onunla daha samimi olacağımız zamanları şimdiden getirdim gözümün önüne. Bunu mutlaka yapmalıydım. Onunda gülümsediğini görmek gerçekten tuhaf ve güzeldi. Bana karşı iyi huylar beslediğini görmek güzeldi. Bugün her şey güzeldi! O kadar mutluydum ki, Ginger artık ne derse desin daha mutlu olmama diyordum. Ta ki bir daha görüşebiliriz diyene kadar! Bu kız gerçekten harikaydı ve benim kardeşimdi. Ondan gerçekten çok hoşlanmıştım. Sıcakkanlı halleri ne kadar da güzeldi böyle. Onu mutlu ve başına buyruk bir kız gibi görünmeyen şekildeki hallerini ilk defa görüyor olduğumdan şaşkındım. Kafamı salladım ve gülümsedim. "Elbette." dedim. Oda gülümsedi. Mutlu olduğunu görmek güzeldi. Saatime baktım. Ronc'un yanına gidecektim. Daha yeni barışmışken Ginger'ın yanından ayrılmak istemiyordum ama, elimde değildi. Ronc son anda iptal edilen şeylerden nefret ederdi. Her ne kadar kendisi de bunu yapsada. "Gitmek zorundayım Ginger. Roncelvelles beni bekliyor. Bilirsin, yakın arkadaşım. " sakin ve az önceki gibi normal duruyordu. Ronc hakkında ne düşündüğünü bilmiyordum ama, kızmamış yada umursamamış gibiydi. İçim biraz olsun rahattı. "Yarın lütfen beni ara. Buluşalım." Gülümsedi. Ayağa kalktım ve onun beklemeyeceği bir şekilde, ona sarıldım ve öptüm. Buna pek alışık değildi sanırım. Garip bir surat ifadesiyle gülümsemeye çalışıyordu şimdi. Gülümsedim ve hiç dokunmadığım içeceğimde Ginger'ın içeceğinin parasını verdim. Montumu üstüme geçirip oradan çıktım. Kapıdan çıkarken ona son bir kez dönüp el salladım. Bu harika bir duyguydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Kin tutmak. Empty
MesajKonu: Geri: Kin tutmak.   Kin tutmak. Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 8:56 am

Rp bitmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kin tutmak.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Barney's-
Buraya geçin: