Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Şüphe Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Şüphe Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Şüphe Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Şüphe Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Şüphe Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Şüphe

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Şüphe Empty
MesajKonu: Şüphe   Şüphe Icon_minitimeCuma Ocak 28, 2011 12:34 pm


    Bir ay önce.
    ‘Selaam. Eğleniyor musun ?’
    ‘Sanane.’
    ‘Hahaha. Hadi ama burası müthiş bir yer ve sen sıkıcı bir yer olduğunu söylüyorsun.’
    Kızın gözleri adamınkilerin içine bakıyordu adeta. Nereden geldiğini, kim olduğunu, ne yaptığını bilmese de adam kız adamı coşturmaya gelmiş bir havadaydı anladığına göre. Adamsa buraya kendini rahatlatmaya gelmişti aslında. Bar ona bir yuva kadar iyi gelen bir yerdi. Adam elinde duran viski bardağıyla sandalyesiyle kıza doğru dönmüş ve asabi gözlerle bakmaya başlamıştı. Kızsa gülümseyerek adamın içini okuyordu gözlerinden adeta. Kız üzerine giydiği ve boyu çokta uzun olmayan abiyesiyle ortalığı yakıp kavurmak görevine ara vermiş gibiydi. Sarı dalgalı saçlarını savurmuş ve hemen ardından adama gülümsemişti. Adam viski bardağını tek dikişte bitirdikten sonra barın soğuk mermerine koymuştu. Ardından kıza dönüp onunla aralarındaki mesafe yok denecek kadar az olunca kalın dudaklarından fısıltı gibi dökmüştü kelimeleri.
    ‘Ben senin istediğin adamlara benzemem güzelim.’
    ‘Seni istiyorum. Ne olursa olsun.’
    Ardından kızla aralarındaki mesafeyi kapatmıştı ve soğuk dudaklarını kızın sıcak dudaklarıyla birleştirmişti. Bir süre öptükten sonra kız kendini ayırmıştı. Ardından minik çantasından çıkardığı kalemle-sanki herkese telefonunu vermek için kalem taşıyor gibi- adamın avucunun içine telefon numarasını yazdıktan sonra tekrar kapatıp çantasını ayağa kalkıp uzaklaşmıştı. Giderken gönderdiği öpücük tekrar geleceğim anlamındaydı…

    Ocak 2011. Barney’s Bar. Gece yarısına yakın.

    ‘Tamam bekliyorum.’
    Telefonunu kapatıp barmenden tekrar doldurmasını isteyip endişeli bir şekilde beklemeye başlamıştı. Telefon eden bir ay önce öpüştüğü sarışındı. Kızla en son iki gün önce onun için önemli bir konu için buluşmuşlardı. O buluşmadan geriye bir tehdit ve sinir bozucu olaylar kalmıştı… Kadın Roncelvalles’le çıktıklarını öğrenince bunu lehine kullanmak için Malcolm’u tehtid etmişti. Şimdi yine bir şey isteyecekti. Sevgilisini kaybetmemek içinde her şeyi katlanacaktı buna karar vermişti. Barmenin verdiği viski bardağını tek dikişte bitirdiğinde yanındaki kıza gözünü çevirmişti. Sarışındı gelen. –Demek ki buralarda bir yerdeydi uğradığına göre.- Yüzündeki ifadeden ve halsizliğinden anlamıştı biriyle yattığını kızın. Kız sandalyelerin birine oturup adama doğru fısıldamıştı.
    ‘Uyuşturucu alacaksın bir arkadaşımdan. Ve direkt olarak bana ulaşacak. Yapmaz isen olacaklara katlanırsın.’
    Kız bu dediklerinin hemen ardından uzaklaşmıştı ortamdan. Lanet okuyarak elini sertçe soğuk mermere vurmuştu. Bütün güvenlikçiler saçma sapan da bir nedenden de olsa adamı dışarı atınca adam soğuk ve sessiz sokaklardan geçip Bendel’in barına varmıştı. İçeri girince direkt olarak bar masasına atmıştı kendini. Anlaşılan düşünmesi gereken çok şey vardı. Ki bu da çok içki demekti…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carmella Decartius
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Carmella Decartius


Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 12/09/10
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Transilvanya, trilala.

Şüphe Empty
MesajKonu: Geri: Şüphe   Şüphe Icon_minitimeCuma Ocak 28, 2011 2:21 pm



    Sıcak suyun içinden bir saatin sonunda çıkabilmişti. Küvetin içinde uyuyabileceği kimin aklına gelebilirdi ki? Hoş bu ara sürekli uyuduğu için bunu yapabilmesi de mümkündü ama yine de saçmaydı işte. Suda iyice buruşmuş elerliye bornozunun iplerini bağladıktan sonra iyice karışmış olan ıslak, koyu sarı saçlarını açmak için aynanın karşısına doğru yol aldı. Duşa girerken makyajını çıkarma zahmetine katlanmamıştı anlaşılan. Şu anda bir palyaçodan farksızdı. Gerçi yüzünde çok makyaj da yoktu ama kendisini bir an somurtkan bir palyaçoya benzetmişti. İşaret parmaklarıyla dudaklarının iki yanını yukarı kaldırdı ve kendisine sahte bir gülücük gönderdi. Biri kendisini böyle görse muhtemelen ‘deli’ derdi. Öyle değil miydi zaten? Bunları düşünürken bir yandan da eline saç fırçasını almış, Goodbye My Lover’ı mırıldanırken saçlarını açmaya çalışıyordu. Saçlarına gerçekten de işkence ettiğinden hiçbir şüphesi yoktu. Kendi canını yakıyor olmasına rağmen buna çok da aldırış etmiyordu. Saçlarını açtıktan sonra kurutacaktı, sonra o saçlar yine karışacaktı ve aynı işkence yine başlayacaktı. Keşke tek derdim bu olsaydı. Zihninden geçen tek bir kelime olağan keyfini de içinden söküp almıştı. Desiree’la son mesajlaşmalarından sonra aklından bir türlü çıkmamıştı sevgilisi. Şu anda neredeydi, ne yapıyordu hiçbir fikri yoktu. Son zamanlarda gerçekten de gözü dışarılarda olmaya başlamıştı ve bu oldukça rahatsız edici bir durumdu, bir sevgili için. Pekâlâ, bekâreti ile ilgili ciddi takıntıları vardı, Malcolm’ın kendisine ‘o şekilde’ dokunmasına izin vermiyordu ama bunun nedeni sadece ‘Aşk seks değildir’ mantığına inandığı içindi. Bunu da zaten sevgilisine açıklamıştı. Yine de o bir erkekti ve şu ara gözü dışarılardaydı.
    Kafasında bunlarla ilgili nice düşünceler dolaşırken banyodan çıkıp kendi devasa odasına yönelmişti. Beyazlar içindeki odası bu sefer çok parlak görünmüştü gözüne. Fazla gösterişi gibiydi sanki. Aslında buradaki diğer kaltaklara göre çok sadeydi ama yine de gösterişliydi. Elbise dolabından aldığı siyah iç çamaşırları, kot şortu ve askılarında siyah taşlar olan bluzunu alıp üzerine hızla geçirdi. Ayağına da dizlerine kadar gelen siyah, ince topuklu ayakkabılarını geçirdikten sonra hala palyaçoya benzeyen yüzündeki makyajı silip daha sonra yeniden tazeledi. Çok bir şey yapmamıştı. Bir kalem biraz rimel ve son olarak pembe dudak parlatıcısı işini görmüştü. Kendinse aynada son bir kere baktıktan sonra odasının tahta kapısını çarparak odasından çıktı ve merdivenleri adeta uçarcasına inip şoförlerini buldu. Arabalarına hızla bindikten sonra şoförü bekledi ve nefes nefese kaldığını fark ettiğinde bir süre bekledi. Daha sonra nereye gideceğini buz gibi bir sesle söyledi.
    ‘Beldel’s’a gitmek istiyorum.’

    xxxxxxxxx

    Nihayet bara gelebildiğinde şoförün kapısını açmasını beklemeden dışarı çıktı ve hızlı adımlarla barın ışıklı kapısına yöneldi. Kapıdaki iri bodyguardlara gülümsedikten sonra içeriye adımını atmıştı. Ağır alkol kokusunun burnuna aniden dolmasıyla bir anda yüzü ekşimişti. Votka ya da viskiyi sevmiyordu. Kendisine aykırıydı bir kere. Bara doğru yönelirken üzerinde hissettiği bakışları umursamıyordu bile. Dönüp bakarsa hoşlanmadığı şeyler olabilirdi çünkü. Barmenin gülümsemesine bir karşılık vermeden bir bardak kırmızı şarap istedi kız. Belki daha sonra ağır şeyler içmeyi denerdi. İstediği kişiyi bulabilirse tabi…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Şüphe Empty
MesajKonu: Geri: Şüphe   Şüphe Icon_minitimeC.tesi Ocak 29, 2011 10:40 am



    Bir bardak bir bardak ve bir bardak daha viski içtikten sonra mayışmıştı iyice. Kafasındaki düşünceler her bir bardakta bir kez daha uzaklaşıyordu zihninden. Bir yandan Des’in mesajlarına cevap veriyor diğer yandan da tehditçi kızın istediğini nasıl yapabileceği konusunda bir plan yapması gerekiyordu. Daha doğrusu direk olarak alıp kıza vermeyi planlıyordu. Birinin göreceğinin falan da zannetmiyordu zaten. Barmenin şaşkın bakışlarını üzerinde hissedince masadaki kafasını kaldırıp barmene çevirdiğinde soğuk bakışlarını barmene çevirdiğinde barmen viskiyi bırakıp kaçmıştı adeta. Adam içmeden önce viksi bardağını elinde bir kez çevirip bardağın kenarlarındaki çıkıntıların üzerinden geçip ağzına götürüp boğazından aşağı dökülen viskiden sonra kim bilir kaçıncı kez bırakmıştı mermere bardağı. Ardından yanına gelen kıza döndüğünde kız oturup adama dönmüştü. Kadın bir içecek isteyip adama dönmüştü tekrar.

    ‘Teslimat. Çantamda.’
    Adam karşısındaki duvara dönüp kafasını ovmuştu. Bunu yapabileceğinden emin değildi adam. Kadın pozisyonunu bozmamış ve soğuk, keskin bakışlarını adamın üzerinde tutuyordu. Arada viskisinden yudum alıyordu. Adamsa yapmaz ise olabilecekleri düşünemediği için tekrardan döndüğünde kadına kadın bir şey demeden minik pembe çantasından karamel rengindeki poşeti alıp hemen montunun cebine sıkıştırmıştı. Ardından sağ ve sol tarafına uzanan barlara bakmaya başlamıştı ki gözüne takıldığı kişi… Sevgilisi buradaydı! İçinden bir lanet okuyup yüzünü kadına çevirdiğinde adeta fısıltı denebilecek bir tonda konuşmaya başladı.
    ‘Git artık buradan.’
    ‘Aaa. Daha eğlenecektik tatlım.’
    Adam şaşkınlıkla kadını izlerken kadın dudağını bükerek konuşmuştu. Az önceki ciddi ve keskin bakışlı kadından bir tutam bile kalmamıştı. Buradan hemen gitmez ise daha ama daha kötü ve tahmin edemeyeceği büyüklükte şeyler yaşanacağını biliyordu. Ardından kadına bir şey demeden kafasını, üçgen yaptığı kolunun arasına alıp sevgilisinin bulunduğu yere doğru çevirdiğinde sevgilisinin etrafa bakındığını görmüştü. Bir şey yapmalıydı bir an önce. Tekrar kadına dönüp anlayabileceği bir dilde konuşmaya başlamıştı.
    ‘Eğer hemen buradan gitmezsen ikimizde yanarız.’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Şüphe Empty
MesajKonu: Geri: Şüphe   Şüphe Icon_minitimePaz Ocak 30, 2011 2:13 am

Her zaman ki gibi ! Lanet olası Nadia!
Gece kim bilir kaçtı. Beni uyandırmasını söylemiştim. Telefonumun başında uyuya kalmak, hoşuma gitmemişti. Koşarak giysi odama girdim. Aklıma bir şey gelmişti. Malcolm ve onun gibileri tanırdım. En iyi sürtecek yer Bendel's bence. Bunları düşünürken, siyah kısa elbisemi gitdim ve bir bolero giydim üzerime. Ayaklarıma, yine , bu sefer siyah olmak şartıyla, converselerimi geçirdim. Hızlıca bir makyaj yaparak, tam bir gece kızına dönüşmüştüm sonunda. Çantamı kaparak koşar adımlarla döndüm odamın içinde. Lanet olası telefonum neredeydi? Ben kesinlikle aptaldım. Az önce çantamın içine attığım telefon neydi ki!

Kapıyı yavaşça araladım. Annemlere açıklama getirecek durumum yoktu. Yavaş adımlarla merdivenleri indim ve şöförü çağırdım. Zavallım yatağından kalkmıştı ama, elimde değildi. Koşar adımlarla arabaya bindim ve hemen Bendel's yolunu tutmamız gerektiğini söyledim. Arabada giderken biraz da saçlarımla oyalandıktan sonra, son durağa gelmiştik. Her zaman ki gibi kendi kapımı kendim açarak hızlıca kapıdan içeriye girdim. Ronc'un da burada olacağından korkmuyor değildim. Boğuk içki kokusu ve dansçılar arasında etrafa bakmaya koyuldum. Barmenin yanına gittim ve o parlak kıravatını tutum. "Roncelvelles, adında biri buraya geldi mi?" korkan çocuk eliyle olabilecek üç kişiyi işaret etti. İkisi daha yeni giriyordu. Ama üçüncüsü, önündeki şarabını yudumluyordu. Ronc... Onun ilgisini başka bir yere çekmeliydim. Ayrıca... Üstündeki elbise çok güzeldi."Barmen bozuntusu. Şu bayanı oyala. Ödülünü alacaksın." olabildiğince sürtük gibi konuşmuştum. Aptal çocuk çoktan Roncelvellese yalanlar uydurmaya başlamıştı bile. O sırada etrafa bakmaya devam ettim. Malcolm... Malcolm... Neredeydi bu aptal?

Gözlerimi iyice açtıktan sonra, sarışın yakışıklı aptalımızı görebilmiştim. Yanında bir kadınla konuşuyordu. Bu da kimdi? Bu aptal kızla mı aldatıyordu yani? Beğenmemiştim. Eski moda kıyafetleri rezaletti. Sarıdan kahveye çalan düz saçları güzeldi evet ama, Roncelvelles'i aldatacak kadar güzel değildi. Koşar adımlarla yanına gittim. Beni gördüğünde, yüzündeki ifadesi berbattı."Yakaladın." dedim ve güldüm. Kız biranda ortadan kaybolmuştu. Şimdi, benim Molcolm'a belki inanmak, belkide kızabilmek için bana olanları anlatması gerekiyordu. Aksi takdirde, Ronc'a binbir türlü yalan söylebilirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şüphe
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Bendel's-
Buraya geçin: