Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 1:56 pm

Utangaç değildi. Hiçbir zaman olmamıştı ama onun yanında kendine engel olamıyordu ama bu kadarı fazlaydı. Eğer böyle giderse ulaşabilecekleri tek nokta, birbirlerini görünce selam vermek olurdu ve bu, onun için yeterli değildi. Yanından ayrıldığından beri uzun süre geçmişti. Bu süre içinde arkadaşlarıyla takılmış, birkaç içki yuvarlamış ve biraz dans etmişti. Yanına gittiği herkes ona büyük hediye paketleri vermişti. Hepsi ünlü markaların pahalı kıyafetlerinden olmalıydı ama onun bunlara ihtiyacı yoktu. İstediğinden ve gerektiğinden fazla kıyafeti vardı ve ne zaman istese yenilerini alabilirdi. Alamayacağı tek şey ise; sevgiydi. Bunu bulabileceği kişi ise; Skyler. Düşüncelerinden barmenin onu dürtüklemesiyle sıyrıldı. İnsanların arasında dolaşmaktan sıkıldığı için bir köşeye oturup içmeye başlamıştı. "Bir tane daha ister misiniz?" Adam bunu değişik bir ses tonuyla sormuştu. Hayır dercesine başını salladıktan sonra oturduğu yerden kalktı. Ne kadardır burada oturduğunu kestiremiyordu ancak kalktığında başı dönecek kadardır oradaydı, tabii bu baş dönmesinde içtiklerinin etkisi yok değildi.

Bir süre elini bara koyarak destek aldı. Yukarılara doğru çıkmış elbisesini çekiştirerek düzeltti ve hedefine kenetlenerek yürümeye başladı. Kalabalığın arasından geçerken insanlara gülümsüyordu. Sevmediği birkaç kişi gördü fakat onlara da gülümsedi. Bunun istemsiz olduğunu anlaması ise fazla uzun sürmedi. İstese de gülümsemesini durduramıyordu. "Odaklan Bonnie." Duygularını ve bedenini kontrol etmesi gerekiyordu. İlk merdiven basamağına ayağını basmıştı ki gülerek gelen kalabalık bir grubun altında kalarak ölme tehlikesi geçirdi. Evet, belki biraz abartmıştı ama minik çaplı bir beyin sarsıntısı geçirdiği kesindi. Aralarında fazla sarhoş olmayan genç bir çocuk elini uzatarak kalkmasına yardım etti. "İyiyim." Çocuğun elini bıraktı, bir an evvel üst kata çıkmalıydı. Trabzanlara tutunarak kendini ilerlemeye zorladı. Adımını atacağını merdivenleri çift görüyordu. Sesler, iki katı şiddetliydi ve ortamın boğucu havası midesini bulandırıyordu.

Üst katın başına geldiğinde kendine dinlenmek için bir iki dakika verdi. Mide bulantısı hafiflemiş gibiydi fakat baş dönmesi gittikçe kötüleşiyordu. Bir dakikanın sonunda durmanın hiçbir işe yaramadığını fark edip, minik adımlar atmaya başladı. İçinden çocuklara küfretmeyi de ihmal etmiyordu tabii, bozuk olan dengesini daha berbat hale getirmişlerdi. DJ kabinine vardığında beklemeden kendini içeri attı. Skyler onu fark etmemişti. İlerledi, çocuğu omzundan tutup kendine doğru çevirdi. "Bak beni yanında tutmana gerek kalmadı, ben sana kendim geldim." Gözlerini kırpıştırırken odanın gidip geldiğini fark etti. Algıları yavaşlamıştı, kendini ayakta tutacak gücü kalmamıştı. Dünya onunla beraber dönüp, yerini karanlığa bırakırken birinin onu tuttuğunu hissetti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Skyler Keniston
DJ
 DJ
Skyler Keniston


Mesaj Sayısı : 268
Kayıt tarihi : 06/09/10
Gerçek Yaşı : 30
Nerden : I'm an Englishman in New York.

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Geri: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 5:10 pm

Bir miktar alkol tüketmekten başka hiçbir şey yapmadığı molasından turntable’ın başına geri döndüğünde dengesini kaybetmeye başladığını fark etti, başını her çevirdiğinde dünya birkaç salise için aynı kalıyormuş gibiydi. Hep öyle olurdu zaten, zamanında durabilirdi ama genelde hep o son kadehleri hiç içmemiş olmayı dilerdi. Bu kadar ayık olduğu için bile tanrıya teşekkür etmeliydi, çünkü gelmeden birkaç sarhoş kişiye rastlamıştı ve onların yerinde olmak istemezdi. Gözlerini ovuşturarak kulaklıkları boynundan geçirdi ve başını salladı. İçeriye yaptığı kısa ziyaretten öğrendiği önemsenebilir pek az şeyden biri de insanların artık dans etmeyi kestiği, bu yüzden de müziğin biraz daha durulması gerektiğiydi. Arşive yeniden göz gezdirdi, pek fazla slow parça yokmuş gibi görünüyordu. Ne yapacağına karar vermesi biraz zamanını aldı; sesi kısıp aynı şarkıların kendi kendine çalmasını tercih edebilirdi, kendi kayıtlarından biraz daha koyabilirdi, hatta hiç ellemese bile olurdu. İnsanlar dans etmeyi zaten kesmişti. İç geçirdi ve gömleğinin kolunu çekerek saate baktı, epey ilerlemiş görünüyordu. Etrafına bakındı, ceketini aradı. Görünürlerde öyle bir şey yoktu, anlaşılan içeride unutmuştu. Giymekten vazgeçti. Şarkıların düzeninde küçük bir değişiklik yaparken arkasındaki kapı açıldı. Aldırmadı, gelen kişi isteğini söyleyip çıkabilirdi. Fakat arkasındaki ısrarcıydı, onu omuzlarından tuttu ve sertçe sarsarak arkaya çevirdi. Skyler bir an için küfredecekse de kendini tuttu. Gelenin gerçek Bonnie olduğunu gelir gelmez söylediği şeyden tahmin edebilmişti.

"Bak beni yanında tutmana gerek kalmadı, ben sana kendim geldim."

Gözleri bir an şaşkınlıkla açıldı, ne diyeceği konusunda hiçbir fikri yoktu. Neden daha önce anlamadığını düşündü, o insanların hareketlerini iyi incelerdi ve pek çok kez hiç kimseye söylenmeyen şeylerin varlığının farkına varmıştı. Tabii ya, dedi kendi kendine. Neden onun yanında normalde olduğundan daha masum ve utangaç davranıyordu ki? Neden bir melek olacağını düşünmüştü? Cevap anlamak için fazlaca basitti, çünkü Skyler’dan hoşlanıyordu. Beklenmedik değildi, New York’ta ondan hoşlanan ve istediği gibi çıkmayınca onu terk eden ilk kişinin kim olacağını merak ediyordu zaten. Hala onu omuzlarından tutan Bonnie gözlerini kırpıştırdı ve ellerini gevşeterek kendini olduğu yere bıraktı. “Hey, hey, hey, hey!” diyerek birden ayağa fırladı Skyler ve Bonnieyi tuttu. Sarhoş olduğunu fark etti, saçları ve makyajı dağılmıştı, elbisesi de öyle. “Hey Dean, Bonnie...” diyerek başladı cümlesine ama konuştuğu kapı tarafında hiç kimse olmadığını fark ederek sustu. Böyle şeylerle uğraşan hep kendisi oluyordu zaten. Bonnie’yi tek kolunda tutarak beceriksizce tabureleri yan yana dizmeye çalıştı, sonra da kızı taburelerin üzerine yatırdı. Kan şekerinin düştüğünü ve ayaklarını yüksekte tutması gerektiğini düşündü; yanına uğradığında aç olduğunu söylemişti, hala bir şeyler yememiş olabilirdi. Altına koyacak bir şey bulamadığından taburelerden birine oturup Bonnie’nin ayaklarını kucağına aldı. Görüntünün aklını çelmemesi için kızın eteğini düzeltti ve kolonya gibi bir şeyler bulma ihtimalini zihninde tarttı, yüzde sıfır. Yaslandığı duvardan ayrılarak kızı yavaşça sarstı, ayılacağını sanmıyordu ama şansını denedi. Bonnie başını diğer yöne çevirerek sayıklamaya başladı. “Skyler... Sky... Skyler’ı istiyorum...” Kıpırtısız kaldı Skyler, neden ve nasıl bilmiyordu ama bu içinde bir şeyleri uyandırmış gibiydi. Zaten pek fazla olmayan öfkesinin dindiğini hissetti. Aslında Bonnie’nin bu konuda pek de hatalı olmadığını düşündü. Böyle olmayı o seçmiş sayılmazdı, belki biraz iradesizdi o kadar. Onun yerinde kendi olsa belki o da aynı şeyleri tercih ederdi. Dedikodu, alışveriş, erkekler, içki, partiler... Uzak durduğunda dışlanırdı, kurallar basitti. Ve başına fazla dert gelmemesini istiyorsa ayak uydurmalıydı. Bunları düşünürken Bonnie gözlerini açtı. Tabureden destek alarak doğrulmaya çalıştı ve Skyler ona yardım etti. Kız diğer eliyle de başını tutuyordu ve gözleri kapalıydı, bu yüzden ifadesini çözemiyordu. Ayaklarını Skyler’ın üzerinden indirerek yere bıraktı. Dengesini sağlayamayacak gibi göründüğünden Skyler kolunu arkasından omzuna attı ve Bonnie’yi kendine çekerek tekrar duvara yaslandı. Kızın hayır diyeceğini sanmıyordu, hem zaten buraya onun için gelmişti. Keşke ödül olarak başka bir şeyler daha olsaydı diye düşündü, çünkü gerçek Bonnie'yi çoktan bulmuştu: şu an ona yaslanmakta olan sevgiye aç, zayıf, savunmasız kız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Geri: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeSalı Şub. 01, 2011 6:21 pm

Gözleri yavaşça açılıp, etrafındakiler yavaş yavaş oluşmaya başlıyordu. Klasik baygın sorularından sormaya ihtiyacı yoktu çünkü nerede olduğunu ve ne için burada olduğunu gayet iyi hatırlıyordu. Yatırıldığı birleştirilmiş taburelere tutunarak kalkmaya çalışıyordu, Skyler ona yardım etti. Doğrulmaya çalıştığı an başına ağrılar girmişti, sanki biri onu yumruklamış gibi. "Yüce Tanrım." Baş ağrısının sebebi içmesi olamazdı çünkü vücudu artık alkole bağışıklık sağlamıştı, muhtemelen onu yere yıkan grup yüzündendi. Ayaklarının Skyler'ın kucağında olduğunu fark etti. Olabildiğince çabuk bir şekilde ayaklarını aşağı indirdi. Her hareketinde başındaki ağrı şiddetleniyordu. Ayağa kalkmaya cesaret edemiyordu ama kalkmak zorundaydı. Buraya bazı şeyleri konuşmaya gelmişti ve aklındakileri söylemeden hiçbir yere gitmeye niyeti yoktu. Skyler da onun ayakta duramayacağını anlamış olmalı ki kolunu omzuna attı ve kızı kendisine doğru çekti. Sırtı soğuk duvara çarptığında hissettiği ürperme onu biraz olsun kendine getirmişti. Başını yavaşça Skyler'ın omzuna koydu. Hiçbir şey söylemedi, söyleyecek şey de bulamadı zaten. Yaptıkları -çoğu saçmalık olsa da- ne demek istediğini belirtiyordu. Evet, bu akşam ona neredeyse işkence etmişti. Önce beraber kilitli kalmışlardı -ve bu süre içinde yaptığı aptallıklar için Bonnie kendini paralıyordu- az evvel ise çocuğun kucağına bayılıp kalmıştı. Şimdi ise onun için mutlu son zamanıydı, yani öyle olmasını diliyordu. Başka bir aksilik çıkamazdı ve en kötü ihtimalle Skyler'ın kucağına kusabilirdi. Kötü düşünceleri es geçti ve kollarını Skyler'ın bedenine doladı. Neredeyse bir bütün olacaklardı, Skyler rahatsız oluyor olabilirdi ama açıkçası bu, şu an Bonnie'nin sorunu değildi.

Bir bütün halinde geçen o mükemmel dakikalardan sonra, baş ağrısı hafiflemişti ve artık bir şeyler söylemesinin vakti gelmişti. İstemeden de olsa bedenine doladığı kollarını çekti ve başını omzundan kaldırdı. Bir iki saniye bekledi, hiçbir sarsıntı yoktu ki bu iyiye işaretti. Gözlerini Skyler'a dikti. Aslında ne diyeceğini bilmiyordu ama kendini konuşmak zorunda hissediyordu. Sonuç olarak doğaçlama yapmaya karar verdi. "Acınacak durumda olduğumun farkındayım, beni bu hale aşk getirdi." Aferin Bonnie, böyle devam, çocuğun kendini kötü hissetmesini sağla." Bu saçma cümleden sonra doğaçlama yapmaması gerektiğini far ketti, artık çok geçti konuşmaya başlamıştı bile. "Aslında beni bu hale bir grup serseri getirdi, aralarında ezildim... Neyse, buraya gelmemin bir sebebi vardı ve ne olduğunu tahmin ettiğini umuyorum." Konuşmak konusunda bu kadar acınası olduğunu ilk kez fark ediyordu. Genellikle tüm kötü durumlardan konuşarak kurtulurdu. Şimdi ise karşısındaki çocuğa onu sevdiğini bile söyleyemiyordu. Bir an için onun gözünde nerede olduğunu düşündü. Muhtemelen pek üst sıralarda değildi, hatta listeye girdiği konusunda bile şüpheliydi.

Evet, tıkanıp kalmıştı. Derin bir iç çekerek buz gibi duvara tekrar yaslandı. Karşıdaki boş duvarı izlemeye başladı. Boşluk... Boşluklar hayatının büyük bir parçasıydı. İçindeki büyük delikleri insanlara eziyet etmek, arkalarından iş çevirmek ve çoğu zamanda yüzlerine karşı söylediği ezici sözlerle kapatmaya çalışıyordu. Karşısındakilere karşı kibirli ve huysuzdu. Şimdi bir türlü açılmayan çenesi genelde hiç susmazdı. Onun yanında ise elleriyle yavaş yavaş ördüğü o duvarı tek seferde yıkıyordu. İçindeki o acizlik duygusu dışarı çıkmak için savaşıyordu. En yakın arkadaşlarının yanında iken bile böyle hissetmiyordu, yalnızca onu gördüğünde hissediyordu içinden birkaç parçanın eksildiğini... Sanırım aşk böyle bir şey diye düşündü, bir parça acizlik ve bir parça gurursuzluğun mutlu zamanlarla harmanlanıp önüne serilmesi. Ah,içindeki felsefecinin de gün yüzüne çıktığını unutmamak gerek. Kendi iç sesiyle yaptığı hesaplaşmasından çıkan sonuca bakılırsa biraz romantikleştiği bile söylenebilirdi.

Ani bir kararla doğrulup Skyler'a döndü. "Bak ne diyeceğim, bence birbirimizi oldukça yanlış tanıyoruz, yani en azından sen beni. Yeni bir başlangıç yapmak istiyorum, gerçek beni sana tanıtmak adına." dedi ardına kocaman bir sırıtma ekleyerek. Evet, bunu yapabilirdi. Gerçek Bonnie'yi Skyler'a sevdirebilir ve normalde koca bir sürtük olmadığını gösterebilirdi. Herkes gibi duyguları olduğunu, yapmaktan zevk aldığı şeylerin, okumaktan keyiflendiği kitapların ve izlemeyi sevdiği filmlerin olduğunu, yalnızca kendinin bildiği özelliklerini ona anlatabilirdi. Belki de onunla beraber yepyeni bir Bonnie olabilirdi. Bir anda eski filmlerde olan aşk sahnelerini kendi durumuna uyarladı. Onun için şu an her şey mükemmeldi. Unuttuğu şey ise, Skyler'ın onu tanımak istememesi durumuydu...

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Skyler Keniston
DJ
 DJ
Skyler Keniston


Mesaj Sayısı : 268
Kayıt tarihi : 06/09/10
Gerçek Yaşı : 30
Nerden : I'm an Englishman in New York.

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Geri: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeÇarş. Şub. 02, 2011 6:14 am

Kendine çektiği kızın başı yavaşça omzuna düştü. Sanki geçmişten bir an gibiydi, kendi geçmişinden hiç unutmak istemediği ama aynı zamanda unutmak için delicesine bir arzu içinde olduğu. Bazı şeyleri silemezdi, bazı şeyleri değiştiremezdi. Geçmişte değiştirebileceği gibi aptalca bir düşünceye sahip olduğu doğruydu, fakat denediğinde aslında ne kadar imkansız olduğunu görmesi çok da zor olmamıştı. O her zaman böyle kalacaktı, her zaman birileri ondan hoşlandığını sanacaktı. Ve asla onu buraya getiren kişi gibi olmayacaktı hiçbiri, eninde sonunda onun sandıkları kadar mükemmel olmadığını anlayıp zaten varla yok arası olan ilişkilerine bir son vereceklerdi. Aslında kendisinden hoşlandığı ve kendisi için bu tür saçmalıklar yaptığına göre, sıradaki kişi Bonnie olabilirdi, pek tabii ki. Kız kollarını beline doladı, bununla birlikte gelen karnındaki ürperti ve sıcaklığı görmezden gelmeye çalıştı. Ona farklı bir gözle bakmıyordu, hatta belki liseye giden küçük kız kardeşi gibiydi. Bonnie’nin onu sarmasıyla o da omzundaki elini sıkılaştırdı. Küçük kız kardeşi ya da ona aşık olan kız, her iki şekilde de içinde ona karşı gelişmiş bir koruma içgüdüsü vardı. Kim bilebilirdi ki, belki onun da pek çok sorunu olabilirdi. Dile getirmese de, aslında en problemli insanların da bu türleri olduğunu düşünmüştü hep. Örneğin çalışanlarına baskı uygulayan bir patron, belki de evde karısı tarafından yönetildiğinden böyle olabilirdi. Örneğin konserde gitar parçalayanlar, oh hayır, bu pek de o kategoriye uygun sayılmazdı.

Uzun süre yalnızca kabinin dışındaki hoparlörlerden gelen müziğin sesini dinledikten sonra, Bonnie biraz daha kendine gelmiş gibi görünüyordu. Kollarını Skyler’ın bedeninden ayırdı, başını omzundan kaldırdı. Bir şeyler söylemek istiyor ama kelimeleri seçemiyor gibiydi, öylece birkaç saniye Skyler’a baktı ve sonunda ani bir kararla dudaklarını araladı. Kelimeleri özenle seçilmiş gibi durmuyorlardı, ancak duruma bakılırsa seçebildiği en iyi kelimelerin bunlar olmuş olabileceğini düşündü Skyler. "Acınacak durumda olduğumun farkındayım, beni bu hale aşk getirdi." Zaten bunun farkındaydı her ikisi de, fakat doğrudan yüzüne söylenmesiyle hafifçe kızardığını hissetti Skyler. Geçmişte olsa bundan suçluluk duyabilirdi. Ama artık değil. Bir zaman sonra kızların hep kendi kendilerine olayı abarttığını ve kendilerine acı çektirmekten hoşlandığını görebiliyordunuz. "Aslında beni bu hale bir grup serseri getirdi, aralarında ezildim...” Bonnie’nin sözlerinin ardından gülmemek için dudağını ısırdı. Hala kafasının yerine gelmediğini düşünüyordu, yoksa bu tür cümleler sıradan bir günde kurulabilecek şeyler değildi. “Neyse, buraya gelmemin bir sebebi vardı ve ne olduğunu tahmin ettiğini umuyorum." Olduğu yerde sayıyordu, konuşmasının gereği bile yoktu aslında. Kucağına bakıp parmak uçlarını birleştirdi; kızın, verebileceği bir cevaba sahip olmadığı cümlelerine karşılık. Bonnie’yi bulmayı umut eden birileri varsa bile şanslarına küsmeleri gerekecekti, çünkü doğum günü kızı ödülün sahibi olacak kişiyi kendi seçmişti. Konuşmasına devam etmeyerek iç çekti ve duvara yaslandı Bonnie. Gözlerini karşısındaki duvara dikti. Tüm bu süreç içinde Skyler onu izliyordu, bir an için bile gözlerini ondan ayırmayarak. Farklı olabilirdi, ama Bonnie’yle değil. Bunu istediğini sanmıyordu. Bonnie’nin kısa sürede ondan bıkacağından emindi. Bunu bile bile onunla olabileceğini düşünmek, saf ve katıksız aptallıktan başka bir şey olmazdı. Belki iyi bir ilişkileri olabilirdi, ama bu şekilde değil.

Birdenbire kız sırtını dikleştirip ona döndü, nihayet söyleyeceği şeyleri bulmuş gibiydi. "Bak ne diyeceğim, bence birbirimizi oldukça yanlış tanıyoruz, yani en azından sen beni.” Bilerek ya da bilmeyerek, kızın ne kadar doğru şeyler söylediğine şaşırdı. Birbirlerini yanlış tanıyorlardı, yani en azından o Skyler’ı. Ama ne fark ederdi ki, tanıdığında güzel şeyler olacakmış gibi. “Yeni bir başlangıç yapmak istiyorum, gerçek beni sana tanıtmak adına." “Yeni bir başlangıç.” diyerek tekrar etti farkında olmadan, Bonnie fazlaca doğru yönde ilerliyordu ve daha fazla konuşmaya devam ederse kendisini etkisi altına alacağından korkmuştu. Başını duvardan ayırmayarak güldü. “Yeni bir başlangıç?” Kendinden biliyordu, herkes yeni bir başlangıcı hak ederdi fakat çoğu başaramazdı. Özünüze dönebilirdiniz, eskisine dönebilirdiniz. Kızın pırıltılı gözlerine baktı ve aceleyle kafasını salladığını gördü. Demek yeni bir başlangıç istiyordu. O halde bunu alacaktı, fakat bir gün ondan vazgeçerse bu şımarıklığı ve şıpsevdiliği için cezalandırılabilirdi. Kendisinden beklenmeyecek bu yeni fikirle gülümsemesi daha da genişledi. Değişiyordu, bunu en derinlerinde hissedebiliyordu. “Pekala. Nasıl başlamak istersin? Bir hafta deneme süresi mi, uyuşup uyuşmayacağımızı anlamak için küçük bir öpücük mü? Küçük olmayabilir de, kararı tamamen sana bırakıyorum.” Dalga geçer gibiydi, ama aslında gayet ciddiydi. Sıkılmıştı. İnsanların kendi çapında bu şekilde eğlenmesini anlayamıyordu, yeni bir başlangıç? Belki de kendisi beceremediği için bu şekilde öfkeliydi, ki aslında inkar ediyorsa da evet, kesinlikle öyleydi. Ani değişimini Bonnie’nin fark etmediğini umdu, daha önce pek çok kızı etkileyen gülümsemesiyle tekrar ona döndü. Artık farklı olmayı deneyebilirdi, istediğini yapabilirdi. Kız sarhoştu, belki de orada olanları ertesi güne uyandığında hatırlamayacaktı. Her şey serbestti, hiç yaşanmamış gibi. Bonnie’nin yüz ifadesi sanki yanlış duyduğunu sanmışçasına değişti. Bundan hoşlanabilirdi, nefret de edebilirdi. Kaybedeceği bir şey olmadığını düşündü Skyler. Ve artık vaktin geldiğini.


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Geri: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeÇarş. Şub. 02, 2011 8:05 am

“Yeni bir başlangıç.”

Evet, kimse onun yeni bir başlangıç yapabileceğine inanmıyor olabilirdi, bu gayet normaldi. Hatta diplerinde bir yerde o da aynı kalabileceğini düşünüyordu ama en azından çabalayacaktı. “Yeni bir başlangıç?” Bonnie'nin gözlerine baktı, kız aceleyle başını salladı. İçinde büyük bir heyecan vardı, kelimelerle anlatılamayacak bir şey. “Pekala. Nasıl başlamak istersin? Bir hafta deneme süresi mi, uyuşup uyuşmayacağımızı anlamak için küçük bir öpücük mü? Küçük olmayabilir de, kararı tamamen sana bırakıyorum.” Söylediklerine şaşırmıştı ya da hayal görüyor olabilirdi. Belki de birazdan rahat yatağında uyanacak ve tüm bunların rüya olduğunu görecekti, kim bilir. Bir saat önce bunu söylese kesinlikle saatler boyu sürecek bir öpücük, hatta daha fazlasını isteyebileceğini düşündü. Şimdi ise istediği sadece ciddi olmaktı. Karşısındakinın de onu ciddiye almasını istiyordu elbette. Gerçekten değişebilirdi ve hayatında bir kez olsun mutlu olabilirdi. "Eğer bunu bir saat önce söyleseydin muhtelemelen öpücükten fazlasını isterdim." dedi gülerek, çocuğun yüzünde de gülümseme oluştuğunu görebiliyordu. Aklından geçenleri açıkça söyleyecekti artık, karşısındakinden saklaması gereken hiçbir şey yoktu. Neler yaşadığını, neden bu hale geldiğini her şeyi dürüstçe anlatacaktı. Kendi kendine güldü. Dürüstlük kavramı bu güne kadar onu anlatabilecek kelimeler arasında kesinlikle yoktu. Bundan sonra ise kesinlikle en üst sıralarda olacaktı. Kafasında neler söyleyeceğini tartıyordu, yanlış bir şey söyleyip olayın gidişatını bozmak istemiyordu.

Oldukları yer, söyleyecekleri için uygun değildi. Küçük bir kabin... Aslında geleceğibi bu kabinde değiştirmişti, minicik bir kabin. Burada daha fazla kalamayacağına karar vermesi uzun sürmedi. Oda, olacakları daha fazla kaldıramayacak gibiydi. Baş kaldırmıştı, müzik sesi ve nefeslerin karışımı... Nefes almakta zorlanıyordu, havayı içine her çektiğinde ciğerleri acıyordu. "İnsanları uzun süre oyalayabilecek bir liste hazırla. Çünkü partiyi terk ediyoruz." Oturduğu yerden kalktı, dirseklerine kadar olan eldivenleri ona baskı uyguluyormuş gibi geldi, bunalmıştı. Eldivenleri ve maskesini çıkardı ve bir köşeye attı. Skyler ise oturmaya devam ediyordu. "Haydi ama..." diyerek cılız kollarıyla onu oturduğu yerden kaldırmaya çalıştı. Muhtemelen kendisi kalkmasa onu oradan kaldırmak için birkaç güne ihtiyaç duyardı. Açlık, içki ve geçirdiği kısa -veya uzun, ne kadar olduğunu hatırlamıyordu- süreli baygınlık onu olduğundan daha güçsüz hale getirmişti. Skyler aletlerle uğraşırken o da telefondan en yakın arkadaşlarına mesaj attı. Ortadan kaybolacaktı ve bu küçük çaplı bir karışıklığa yol açabilirdi.

Telefonunu nereye koyacağını bulamamıştı. İlk aklına gelen yer ise Skyler'ın pantolonunun cebi oldu. Yanına doğru ilerleyip telefonu cebine sıkıştırdı. Yaptığı şeylere baktı, önünde bir sürü tuş vardı ve hiçbirinden bir şey anlamıyordu. Birkaç kere takıldığı DJ'lerin yanında öğrenmeye çalışmış fakat başaramamıştı. "İleride yaptıklarını bana da öğretmen için istekte bulunabilirim." dedi gülümseyerek. Gözünün önüne ikisinin turntable'la yaptığı çalışmalar geldi. Beraber gülüyorlardı ve aynı tuşa basmaya çalışırken elleri birbirine değdi. Skyler'ın yüzünde o seksi bakışlardan biri oluştu, gerçi çoğu zaman seksi bakıyordu. Başları birbirine yaklaştı ve dudakları kavuştu. Elleri Skyler'ın saçlarında geziyordu ve Skyler da ellerini kalçalarına doğru indiriyordu. Turntable'ın üstüne doğru uzandı, canı biraz yanıyordu ama aldırmıyordu. Saçlarında dolaşan ellerine aşağıya doğru indirerek üzerinde olan gömleğin düğmelerini açmaya başladı. Üstündeki bluz yavaş yavaş yukarı doğru sıyrılıyordu ve... "Ciddi ol, Bonnie." İçindeki ses hayallerini bölmüştü. Oysa ona o kadar gerçekçi gelmişti ki, gülümsediğini fark etti ve toparlandı. Geleceğe olan fikirlerini sonraya saklamalıydı. Tam bir hayalperest olmuştu, düşündükleri ise şimdiye odaklanması için ona pek yardım etmiyordu.

"Hazırsan eğer gidelim." Arka kapıdan çıkacaklardı çünkü ön kapıdan maskesiz çıkmak bir hayli sorun yaratabilirdi. Neyse ki Bonnie NY'deki tüm barların arka çıkışlarını biliyordu. Midesinde bir ağrı hissetti, yemek yemeliydi. Koca bir hamburgeri mideye indirdikten sonra istediklerini konuşabilirdi. Şimdi ise gözünün önünde dev hamburgerler ve patatesler oluşmaya başlamıştı, yanında büyük bir kola... Değişkenliği onu biraz şaşırtmıştı. Öncelikleri saniyeler içinde değişebiliyordu. Bedeninin istediklerine karşı gelmemesi gerekiyordu bu onu bir süre daha ayakta tutabilirdi. Saçlarının sırtına yapıştığını fark etti. Headbang yaparpış gibi başını öne arkaya salladı ve eliyle saçlarını düzeltti. Etrafına son bir kez baktı, maskesi ve eldivenleri bir köşede duruyordu ve orada kalmaya devam edecekti. Minik odanın kapısına doğru ilerledi, Skyler ona doğru gelirken sıcacık bir gülümsemeyle baktı ona. Yanında durduğunda elini eline doğru götürüp sıkıca tuttu. Bir çocuk gibi seviniyordu bunu yaparken, yavaş gitmek istiyordu ama elini tutmaktan zarar gelmeyeceğini düşündü. Aralarında boşluk kalmayacak kadar yaklaştı ona ve ileri doğru bakmaya devam ederken eline daha sıkı sarıldı.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Skyler Keniston
DJ
 DJ
Skyler Keniston


Mesaj Sayısı : 268
Kayıt tarihi : 06/09/10
Gerçek Yaşı : 30
Nerden : I'm an Englishman in New York.

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Geri: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeCuma Şub. 04, 2011 2:57 pm

"Eğer bunu bir saat önce söyleseydin muhtemelen öpücükten fazlasını isterdim." Ondan istenecek şeyin ne olacağını ciddi anlamda merak ediyordu, o anki ruh hali her şeyi yapmasına izin verecek nitelikteydi. Fakat kızın sözleriyle birlikte zihninde kendisine ait olamayacak tüm fikirler savrularak geride yerinden ettikleri bakış açılarını bıraktı. Ani öfkesi ve şeytansı yanının, bu denli çabuk durulması şaşılacak şey değildi kişiliğini göz önünde bulundurursak tabii. Fazla dayanamazdı böyle, olduğu kişiyi değiştiremezdi. Asla sinsice oyunlarla elde etmeyecekti kimseyi, açıkça, doğrudan doğruya söyleyecekti düşündüklerini. Öyle çetrefilli biri değildi o, afili kelimelerle uğraşacak değildi, ihtiyacı da yoktu zaten. Kimsenin bedenine kalbinden önce sahip olmak gibi bir amaç taşımayacaktı örneğin, bu bile onu tüm o eğlenceli kişilerden ayıran bir şey olabilirdi. Karmaşık ve süslü kelimelere ihtiyaç duymamasını açıklayabilirdi bu bile. Şimdi neden böyle düşündüğünü de biliyordu, sadece biraz içmişti işte, ki o da fazla sayılmazdı. Onu şimdi ve geçmişte de kimi zaman böylesine saçmalatmış şey zihnini içten içe yavaşça yağmalayan alkoldü biraz. Aslında alkolün etkisi de öyle büyük farklılıklar yaratmaya yetecek kadar değildi. Belki ufak çapta bir adrenalin, belki de geçmişten beri içinde taşıdığı korkular ve kırgınlıkları kompleks halinde geri döndürmek... Çünkü tüm bu zaman boyunca gayet sakince geri tepilmişti onlar, gayet sakince kendine hakim olabilmişti. Aşındırdıkları duvarlar zihnini yıpratır görünse de dayanıklıydı o, şimdiye dek olanlara katlanabilecek kadar. Bu sakinliği korumuştu onu şimdiye dek. Bundan sonra da öyle olacaktı. Kıza bakarak gülümsedi sıkılmışcasına, biraz da utangaçça. Sadece bu gece için aldığı karara bağlı kalarak biraz uyum sağlayacaktı, eğlenirdi belki biraz olsun. Kendi olacaktı yine, değişmek onun neyineydi ki?

"İnsanları uzun süre oyalayabilecek bir liste hazırla. Çünkü partiyi terk ediyoruz." Sırada ne olacağını merak ediyordu zaten, kızın eldivenlerini ve maskesini atmasını şaşkınlıkla izledi. Ciddi olamazdı, yoksa ciddi miydi? Sarhoş olduğu için bunu söylüyordu, aslında partiyi terk etmenin hiç kimseye bir getirisi olmayacaktı. Bitiminde de yapmayı planladığı şeyi yapabilirlerdi, her ne saçmalık için partiyi terk ediyorlarsa artık. Ardından da kızın onu çekiştirmesiyle gülmesini engelleyemedi. "Haydi ama..." Sevimli görünüyordu, onu kaldırmak konusundaki çabası takdire şayandı fakat sonuçsuzdu. Skyler ondan güçlüydü, ayık halinden bile. “Tamam, tamam.” diye mırıldanarak kalktı rahatsız küçük tabureden listesini son bir kez kontrol etmek için. Zaman geçtikçe zaten bir liste hazırlamıştı, şimdi birkaç değişiklikle pekala da kendi haline bırakılabilir görünüyordu. Evet, partiyi terk etmek –hem de dj ve parti sahibiyle- pek mantıklı bir fikir gibi gelmemişti. Ama neden bunu dert etsindi ki? Sonuçta onu buna zorlayan kişi partinin sahibiydi. Yanında her şeyin asıl söz sahibi kişi olduğu sürece, bir şekilde paçayı sıyırabilirdi. Bunları düşündüğü sırada cebine giren telefonla Bonnie’ye döndü, muhtemelen az önce attığı eldiven yüzünden artık telefonunu koyacak farklı bir yere sahip değildi. "İleride yaptıklarını bana da öğretmen için istekte bulunabilirim." Bonnie’ye o an için bunun ne kadar zor olduğunu anlatmak pek de uygun gibi görünmüyordu, yıllar isterdi, gerçekten yıllar. Londra’da ona bu işi öğreten adamı düşündü, onun yıllarını almıştı en azından. Kızın düşüncelere daldığını gördü bunun üzerine, ne düşündüğünü bilmiyordu fakat tahmini ileride yapacakları şeyler hakkında olduğu yönündeydi. Belki de onunla dışarı çıkmasının iyi bir fikir olduğunu düşündü, bu halde içeride dolanması pek de sağlıklı olmazdı zaten. Bu haliyle şu saçma dedikodu sitelerinden birine –kaç tane olduğunu bilmiyordu, ilgilenmiyordu da zaten- malzeme olabilecek nitelikteydi. Onu koruyabilecek birileri iyi olurdu.

"Hazırsan eğer gidelim." Bakışlarını dağınık tabureler ve ekipmanında gezdirdi. Bir eksik yoktu, belki de çok sonra fark edeceği şeyler dışında. Ceketini barın içinde bir yerlerde kaybetmişti, kabinden çıktığında araması gerekiyordu fakat o aranırken Bonnie’nin neler yapacağını kim bilebilirdi ki? Oraya gelir gelmez bulduğu not çarptı gözüne, buruşturup cebine tıkıştırmakta gecikmedi. O bunu yaparken Bonnie de saçlarını sallamakla meşguldü, anlayamadığı bir sebepten. Ardından kendisi gibi onun da odaya göz gezdirdiğini gördü, gözleri eldivenleri ve maskesinde takılmıştı ama aldırıyor gibi görünmüyordu. Kapıya yürüdü ve Skyler da onu takip etti. Bonnie’nin sıcak gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdi ve elini tuttuğunda güven verircesine sıktı.

Çıktıklarında müzik hala aynı tempoyla devam ediyordu, ileride eğlenen insanları görebiliyordu fakat eskisi kadar kalabalık değildi. Bakışlarını oradan alarak Bonnie’nin ilerlediği yöne çevirdi. Arka çıkışa ilerlediğinin farkındaydı tabii ki, çalıştığı mekanın her türlü ayrıntısını bilmesi abes olmazdı. Önden giderek kapıyı açmayı düşündü, ama aklına ceketi geldiğinde duraksadı. “Şey, ben... Ceketimi alsam iyi olacak.” Tam o sırada personel tuvaletinden çıkan gence bakarak Bonnie’yi işaret etti. “Üzgünüm ama sana birilerinin göz kulak olması gerek.” diyerek kızın yanağına ufak bir öpücük kondurdu.

Ceketini alıp döndüğünde Bonnie’nin korktuğu gibi ortadan kaybolmak ya da sızmak gibi bir şeyler yapmadığını görünce rahatladı. Gence sessizce teşekkür ederek ceketini kızın omuzlarına bıraktı. Nereye gideceklerini merak ediyordu, uzun koridoru geçip kapıyı Bonnie’nin geçmesi için açtığında suratına yediği rüzgar da onu sormaktan alıkoyamamıştı. “Pekala, yolculuk nereye bayan?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Empty
MesajKonu: Geri: Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.   Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim. Icon_minitimeC.tesi Şub. 19, 2011 6:22 pm

“Şey, ben... Ceketimi alsam iyi olacak.”

İçini bir an onu orada bırakıp gideceğine dair bir his kapladı. Endişelendi fakat “Üzgünüm ama sana birilerinin göz kulak olması gerek.” dedikten ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra tüm hisleri minik periler gibi uçup gitti. Ona bakması için çağırdığı gence küçük bir gülümseme yolladı. Ayağını yere vurarak geçen sessiz birkaç dakikanın ardından Skyler elinde ceketiyle belirdi. Ona bakması için bir çeşit görevlendirdiği çocuğa sessizce teşekkür etti ve ceketi Bonnie'nin omuzlarına bıraktı. Tenine değen kumaş, onu ısıtmaya başlarken üşüdüğünü fark etti. Dar ve bir hayli uzun koridoru geçtikten sonra geçmesi için kapıyı açan Skyler'ın yanından ilerleyip hala bir hayli canlı ve dişlerinin takırdamasına engel olamadığı derecede soğuk sokağa çıktı. Skyler “Pekala, yolculuk nereye bayan?” diyene kadar dişlerinin takırtısından başka bir şey duymamıştı. "Şimdilik sıcak bir yer olması yeterli ve mutlaka yemek yiyebilmeliyiz." Yaklaşıp Skyler'ın elini tekrar tuttu fakat bırakmamak için kendini fazlasıyla zorluyordu. Hava çok soğuktu ve onun elleri buz gibi olmuştu. "Tanrım, sen çok üşümüşsün." dedi, omzundaki ceketi çıkarmaya yeltenirken. Elbette ki ceketi kabul etmemişti, ah şu centilmenlik olayı. Üşümesini engellemek için ona biraz daha sokuldu ve sıcak bedeninin onu ısıtmasına izin verdi. Minik ama seri adımlarla ilerlerken bir çiftin çıktığı kapıdan dışarı yayılan sıcak hava dalgasına karşı koyamadı ve Skyler'ı da çekiştirip kendini içeri attı. Neredeyse çözülmüş gibiydi, eğer kar olsaydı muhtemelen buz tutabilirdi. İçeriye şöyle bir göz attı, geyşalardan birini gördü, fark etmeden bir Japon lokantasına -ya da bir çeşit eğlence merkezine- gelmişti, Japon yemeklerini severdi.

Çift kişilik bir masaya oturup ne yiyeceklerine karar verdikten sonra Bonnie daha fazla sessiz kalmaması gerektiğini düşünerek konuşmaya başladı. "Merhaba, ben Bonnie." Gülümseyip elini sıkmak için Skyler'a uzattı, onunda yüzünde gülümse oluşmuştu. "En doğru başlangıç bu olur sanırım, 18 yaşındayım ve uzun süredir aşık olduğum ve partiden kaçırdığım yakışıklı DJ'yle yemek yiyorum. Müzik dinlemekten çok söylemeyi severim ve bu konuda eğitim aldım." Sözleri önüne gelen Ramen ile bölünmüştü, kendini tutamayıp yemekten büyük bir lokma aldı, ardından konuşmaya devam etti.

xxx

Eğlenceli, kimi zaman uyku getiren ve Bonnie'nin tüm kirli çamaşırlarını döktüğü uzun bir sohbetten sonra her kelimenin ardından esnemeye başlayınca kalkmaya karar verdiler. Güneş yüzünü göstermişti ve gecenin ayazı yok olmuştu. Kendilerini bir taksiye attıklarında başını Skyler'ın omzundan kaldıramıyordu, göz kapaklarının kapanmaması için bütün enerjisini harcıyor gibiydi. Araba neredeyse boş olan yollarda süratle giderken camdan dışarı bakıp bir şeylere konsantre olmaya çalıştı. Nesneler gözünün önünde kayıyordu ve birden karanlık oldu. Karanlık, büyük kocaman bir karanlık... Ardından onu yutmaya çalışan çeşitli mutasyonlar belirdi ve tam kocaman bir dinozorun keskin dişleri arasında kaybolacakken onu sarsan kollar yardımıyla uyandı. "Bonnie..." Gözlerini araladığında karşısında Skyler'ın yüzünü görünce gülümsedi, tamamen kendine gelmesi için birkaç dakikaya ihtiyacı vardı. Elini bir saniye dermişçesine kaldırdı. Yana doğru kayıp, taksinin kapısını açtı ve yavaş hareketlerle dışarı çıktı. Yüzüne vuran temiz havada kendine gelmişti. Arkasını dönüp evine doğru baktı, büyük ev içinde yaşayan tek kişi... Bazı düşünceleri vardı fakat olması için uzun bir zaman gerektiğini biliyordu. Birkaç adım ötede duran Skyler'a doğru yaklaştı ve tek kelime etmeden dudaklarını Skyler'ın mükemmel yumuşaklıktaki dudaklarına bastırdı. Parmaklarını hafifçe yüzünde gezdirdi, kesinlikle mükemmeldi. Zorla da olsa kendini uzaklaştırdı, sırıttı ve arkasını dönüp evine doğru yürümeye başladı. Biraz ilerledikten sonra dönüp sonra görüşürüz demeyi ve el sallamayı ihmal etmedi. Kapısından içeri girerken, aklında yatağından başka bir şey yoktu.

Spoiler:

RP SONU.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Madem doğum günüm, hediyemi kendim seçebilirim.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sadece uc gunum var#

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Kiss and Fly Club-
Buraya geçin: