Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Tehlikeli Sohbet Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Tehlikeli Sohbet Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Tehlikeli Sohbet Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Tehlikeli Sohbet Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Tehlikeli Sohbet Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Tehlikeli Sohbet

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Scarlet Sasha Salvatore
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Scarlet Sasha Salvatore


Mesaj Sayısı : 64
Kayıt tarihi : 13/03/11

Tehlikeli Sohbet Empty
MesajKonu: Tehlikeli Sohbet   Tehlikeli Sohbet Icon_minitimeC.tesi Mart 19, 2011 3:45 pm

Evan Triangle Castinholt & Scarlet Sasha Salvatore
Tehlikeli Sohbet E26309eeTehlikeli Sohbet 0d68502e

Camdan dışarı baktığımda bardaktan boşalırcasına yağmur yayıyordu. Yağmurun gücü yetebilir miydi yeryüzündeki tüm pislikleri temizlemeye? Yağmuru izlemeyi seviyordum. Camım buğulanmıştı. Kendime göre şekiller çiziyor ismimi değişik şekillerde yazıyordum. Yorgunluğu alacak tek şey şimdilik kahveydi. Sadece sıcak suyla karıştırılmasına ihtiyaç vardı. Bugün evden dışarı hiç çıkmamıştım. Evde sabahlıkla dolaşmak kimine göre seksi kimine göre tatlı gelse de bence çok rahattı. Sabahtan beri içtiğim zehri sayamadım. O kağıt parçasını ateşlemek tüm dertlerimi alıp götürmese de beynimi uyuşturmasını seviyordum. Ve bunun üstüne ateşledim bir zehri daha. Kahve ve sigara keyfime diyecek yoktu doğrusu. Artık hazırlanma vakti gelmişti. Akşama sözüm vardı Evan'a. Akşama diyordum da 1 saat kalmıştı buluşmamıza. Onda farklı bir şeyler vardı. Cool çocuk biliyordu beni nasıl hoşnut bırakacağını. Yavaş ve yorgun adımlarla mutfağa gittim fincanımı bıraktım. Mutfağa bile zor gitmiştim. Banyo'ya girmeliydim. Üzerimdeki kıyafetlerimi çıkardım. Bedenimi sıcak su'ya bıraktım. Rahatlamanın verdiği hazla yüzümde anlamsız bir gülümseme oluşmuştu. Vaktim git gide azalıyordu. Banyodan çıktım. Saçlarımdan akan su damlaları yerleri ıslatıyordu. Bornozumu giydim ve odama yöneldim.

Odaya geldiğimde ise ne giyeceğim derdi başlamıştı. Onca kıyafetin arasından kıyafet bulamamak sorun yapılabilecek en son şeydi. ''Pembe,sarı,mor... ne giyebilirdim? '' gecenin sonunu düşünmekte lazım tabi. Ona en güzel giysimi yani bedenimi emanet edecekken üzerimdekiler in ne önemi vardı? Ellerim onca kumaş parçası arasında bir öne bir arkaya askıları savururken bir anda duraksadı. ''İşte bu!'' Her ne kadar elbisenin varlığıyla yokluğu arasında kesin bir bilgiye ulaşılmamış olsa da bugün bunu üzerime geçirmeliydim. Bu mini kumaş parçası '' Devamını almaya paran mı yetmedi'' esprilerine hep tutulmuştur. Oysaki ben onlara sadece var olanı sergilemek istediğimi söyleyerek susturdum. Üzerime geçirdim elbiseyi. Bu gece için hazırlanmıştı adeta kolay çıkabilen bir o kadar da tahrik edici. Evan'ın beni daha çok istemesini sağlamak hoşuma gidiyordu. Dizime kadar gelen taşlarla süslenmiş olan çizmelerim oldukça ilgiyi üzerine çekiyordu. İnce topuğu bir kadını şehvetli yapmak için en önemli etkendi her zaman. Saçlarımı da yaptıktan sonra çıkma vaktimin geldiğini anladım. Çıkmadan önce biraz gevşetsin diye bir kadeh viskinin bir zararı olmadı her halde. Bu acı içeceği içtikten sonra evden çıkmıştım. Topuk tıkırtılarım tüm sokağı sarmıştı. Bakanın bir daha dönüp bakması hoşuma gitmiyor değil. Beni arzulayan erkek sayısı moralimi yerine getiriyordu. Tek kaşımı kaldırmış etrafa hafif imalı bakışlar ata ata yürürken bir çiftin kavgasına şahit oldum. ''Yok o onu çok seviyormuş kıskanıyormuş, yok üzgünmüş cart curt'' İlişki bağlılık sorumluluk bana ne kadar uzak kavramlar. Belkide birinin bana karışmasına alışık olmadığım için bu aşk kokan muhabbetler diğer kişilerin tabiriyle ki ben bu kokuyu henüz alamadım gerçekten sıkıcıydı. Sevgilim olmamasına şükretmeme neden olabilirdi aslında. Yolda yürürken böyle cıvık çiftler görmek gerçekten çok kolay.

Four Season hotel buralarda bir yerde olması lazımdı. Oteli gördükten sonra sesli bir o kadar da kıvrak adımlarla otelin kapısına geldim. Otele baktığımda gecemizin nerede devam edeceğini tahmin etmiştim. Onu beklemek için Bara gittim. O gelene kadar yapacak bir şeyler bulmalıydım. Her zamanki numaramı yapmalıydım bu barmen de yerdi büyük bir ihtimal en azından şimdiye kadar yemeyen olmamıştı. ''Bir tekila lütfen'' diye seslendim barmene. tekila nın -la sını söylerken barmenin surat ifadesinin değişmesini numaramı yiyeceği anlamına geliyordu.''Buyrun efendim'' dedi kibar bir ses tonuyla. Önce bardağın kenarındaki tuzu ufak ufak yaladım. Bana baktığı belli oluyordu. Sonra tekilayı içmiştim. Ve son darbe Limonu ateşli dudaklarım arasına hapsettiğim de ise elindeki bardağı düşürmesine neden olmuştum. İşte bunu seviyordum. Hala yüzünde şapşal bir gülümsemeyle ikinci shot'u bekliyordu. Ama Evan gelmeden bu kadar içersem gecenin sonunu ya tuvalette kusarken yada otel odasında uyuyarak geçirebilirdim. Bu durum pek iyi olmazdı. Pürüzsüz bacaklarım biri birinin üstünde kusursuz duruyordu. Isınmaya başlamıştım geceye. Anlaşılan uzun ve ateşli bir gece olacaktı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evan Triangle Castinholt
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Evan Triangle Castinholt


Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 28/02/11
Gerçek Yaşı : 30
Nerden : Fergieland*

Tehlikeli Sohbet Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeli Sohbet   Tehlikeli Sohbet Icon_minitimeC.tesi Mart 19, 2011 4:53 pm

Yavaş bir şekilde yatağımdan kalkarken, vücuduma yapışmış olan içki kokusunun ağırlığı altında eziliyordum. Yanımdaki kızın tek elindeki eldivene baktıktan sonra, elimde hissettiğim karıncalanmayla kendime geldim. Deri eldivenin bir teki benim elimde, diğer teki ise kızın elindeydi. Etrafa saçılmış onlarca bira şişesi ve bir iki viski şişesi ortalığı berbat bir kokuya veriyordu. Yavaşça kalktım ve ağrıyan karın kaslarımı tutarak banyoya doğru ilerledim. Diğer elimi, zaten dağınık olan saçlarımın arasından geçirdikten sonra, aynanın önüne geçip kendime biraz baktım. Elimi, lavabonun kenarına dayadım ve musluğu açtım. Çivi gibi su, suratıma temas ettiği anda, başımın tüm ağrısı geçmişti. Belki de, sadece ani şok etkisi yüzünden olmuştu tüm bunlar. İçeriye doğru, 'Kalk bakalım kızım. Gitme vaktin geldi.' diye bağırdıktan sonra, küvetin dolması için musluğu açtım. Musluk dolarken, tekrar otel odasının salonuna girdim, ve kızın kalçasına vurduktan sonra 'Kalk bakalım. Giysilerin ve ayakkabıların şurada. Duş hakkını iptal ediyorum. Dün ne dediysem, hepsini unut ve ben duştan çıkana kadar git. Eğer döndüğümde hâlâ burada olursan, zorla gönderirim. İyi günler' dedim ve tekrar banyoya ilerledim. Yüzümü ovuşturduktan sonra, üstümdeki son eşya olan iç çamaşırımı çıkardım. Tam suya girecekken, telefonumu unuttuğumu fark edip salona döndüm, ve o karışık salonda nasıl bulacağımı bilmeyerek telefonu aramaya başladım. Şansıma, çok kötü bir yerde değildi. Şifonyerin üzerinde, öylece duruyordu. Aldım, kulaklığı da yanıma alıp tekrar duşa ilerledim. Küvetin yarısından fazlası dolmuştu. Suyu kapatıp içine girdim ve kulaklığı taktım. Akşam, Scarlet ile buluşacaktım ve biraz daha zamanım vardı. Banyo keyfi yapmam için yeterliydi bu. Montel'in numarasını bulduktan sonra yes'e bastım ve bekledim. Birkaç saniyelik beklemenin ardından, M'nin hafif boğuk sesini duydum;

'Alo?'
'Hey M! Nasılsın dostum?'
'Dostum geceden kalmayım, başım felaket derecede ağrıyor.'
'Benim de, benim de. Şunu dinle, dün gece bardaydık. İki fıstık, yanımıza geldi. Bizim oğlanları biliyorsun tabii, hepsi kızlara yazmaya başladılar tabii. Birini zor kaptım. Tam o sırada, siyahi birkaç pislik yanımıza gelip, onların kızlarına sarktığımızı söyledi. Zaten kafamız bir milyon, tekmeyi bastık dostum! Sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü bir otelin odasında, Scarlet ile telefonda oynaşırken açtım. Dostum, ikisi de çok fena. Bu gece efsanevi olacak!'

dedim. Aramızda, bu ve benzeri birkaç konuşma daha geçtikten sonra, telefonun saatine baktığımda konuşmamızın uzun sürdüğünü fark ettiğim anda telefonu kapattım ve küvetten çıktım. Islak ayaklarım, yerdeki mermeri sırılsıklam etmişti. Hemen rafta duran havluyu belime sardım ve içeri ilerledim. Buluşmamıza, bir buçuk saatten az bir süre kalmıştı. Salondaki dolabı açtım ve bir kot çıkardım. İlk önce bir iç çamaşırı giydim ve mutfaktaki kettle'ın tuşuna bastım. İçeri gidip kot pantolonumu giydim. Tamam, çok abartılacak bir vücudum yoktu ancak, dümdüz bir karnım ve hafif çıkık bir göğüsüm vardı. Plaj vücudu denilen türde bir vücudum vardı. Scarlet'in benden hoşlanacağını biliyordum. Konuşmam, her zaman kızları etkilemişti. Yerdeki boş şişelere basmamaya özen göstererek, tekrar mutfağa gidip kendime bir kahve yaptım. Kahvemden bir yudum alıp şifonyerin üstüne koydum ve dolaptan bir body çıkartıp üstüme geçirdim. Kemerimi taktım ve çoraplarımı giydikten sonra, kahvemin son yudumunu da alıp, blazer ceketimi üstüme geçirdim ve dışarıya çıkmak için ayakkabılarımı giydim. Odamı temizlemesi için görevliye çoktan haber vermiştim. Aynanın karşısına geçip, saçlarımı hafifçe dağıttıktan sonra, aynada ki yansımama göz kırptım ve dışarıya çıktım.

Asansör aşağıya inerken, asansör aynasını kullanarak saçlarımı ve üstümü biraz daha düzelttim. Gözlerimin altı hafif mordu ancak dikkatli bakmayınca farketmiyordunuz. Asansörün en aşağıya geldiğimizi haber veren sesinden ve sarsıntısından sonra, yavaşça lobiye adımımı attım ve etrafıma baktım. Birçok insan lobideydi. Ceketimi biraz daha oturttuktan sonra, bara doğru ilerledim. Scarlet, üstüne geçirdiği mini elbisesiyle, barda oturmuş bekliyordu. Barmen dahil, herkesin gözü üzerindeydi. Etrafı yakan türde bir güzelliği, pürüzsüz ve insanda dokunma isteği uyandıran bacakları vardı ve onları göstermekten çekinmiyordu. Saçları açıktı ve simsiyahdı. Yavaşça kızın arkasına ilerledim. Elimi, kızın boynuna koydu ve yavaşça boynuna bir öpücük kondurdum. Pürüzsüz bir sesle;

-Çok bekletmedim ya güzelim?

Dedi ve yanına oturdum. Sek bir viski istedim. Tekilayı da severdim ama geceye sert başlamak adetim değildi. Buzlu içkim geldiğinde, içinden bir yudum aldım ve gülümsedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Scarlet Sasha Salvatore
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Scarlet Sasha Salvatore


Mesaj Sayısı : 64
Kayıt tarihi : 13/03/11

Tehlikeli Sohbet Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeli Sohbet   Tehlikeli Sohbet Icon_minitimeC.tesi Mart 19, 2011 5:43 pm

Meraklı gözlerle etrafı süzerken boynuma dokunan bir el ile irkildim. Arkama dönmeme fırsat bırakmadan kondurduğu bir öpücük suratımda anlam veremediğim bir gülümsemeye neden oldu. Her zamanki gibi çok tatlıydı. Bana bakan erkek nüfusuna birisi daha eklenmişti. Bu çocukta beni çeken bir şeyler vardı. Bunlardan biri ise tonuydu. Ve o sesle ''çok bekletmedim ya güzelim? '' sorusunu sordu. ''Ben seni beklerken çok eğlendim'' dedim. Suratında anlamsız bir gülümsemeyle viskisini istedi. Artık barmenle göz göze gelmeye korkar olmuştum. Etrafta onca maske ile toplanmış bir mekan. Kimsenin gerçek yüzü yok. Ben bile bugün Evan'ın yaramaz kızı ya yarın? İnsanlar her gün farklılaşıyor bu da kişilik denen o şeyi alıp götürüyor. Etrafta dans eden tiplerin çoğu tanıdıktı. Kimileri dudaklarımda kimileri boynumda izler bırakmıştı. Manhattan erkek nüfusu beni gayet iyi tanırdı. Dışarıdan bakınca Evan'ın bu düzgün fizikle neler yapabileceğini biliyordum. Bunu düşünmek bu geceye olan isteğimi daha da çok arttırıyordu. Barmene bir tekila daha getirmesini söyledim.

Dakikalar geçiyor ateş artıyordu adeta. Baş parmağımı ilk iki düşmesi açılmış gömleğin içindeki bedeninde gezdiriyordum. Yüzünün ifadesinden belli oluyordu nasıl bir zevk duyduğu. Makyajımı tazelemem gerekirdi. ''Makyaj tazeleyip hemen geliyorum yakışıklı'' Güçlü ve seksi adımlarla lavaboya doğru yol aldım. Rujum çıkmıştı. Limondan olsa gerek. O kan kırmızısı rujumu bir kez daha sürdüm. Gecenin ilerleyen saatlerinde bu ruju Evan'ın dudaklarında gömleğinin yakasında görecektim nasıl olsa. Siyah farla gözlerimi belirginleştirdim. Anlaşılan düzeltecek bir şey kalmamıştı. Kıvrık adımlarla bara doğru yöneldiğimde bütün gözlerin bende olması hoşuma gitmişti. Bir kaç tane eski arkadaşıma göz kırpıp konuştuktan sonra yerime oturdum.Anlaşılan Evan 5 dk yokluğuma dayanamıyordu. Avını bekleyen avcıydı adeta. Gözleri yukarıdan aşağıya doğru beni süzerken aşağıda takılı kaldı. Anlaşılan gözlerinin yukarı çıkmak gibi bir niyeti yoktu.Ruj lekeleriyle süslenmiş boş bardaklar gidiyor yenileri geliyor ortam gitgide ısınıyordu. Gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu. Bana bakarken gecenin planını yapıyor olmalıydı. Tezgahtaki çantamın titremesiyle kendime geldim. Arayan John du. Düzenli bir yatak ilişkimiz vardı.

-Alo?
-Efendim?
-Uzun zamandır görünmüyorsun ortalıklarda Salvatore?
-Ben hep buradayım John.Sen göremiyorsun
-Sen öyle diyorsan!. Buluşmamız lazım
-Neden?
-Seni istiyorum!
-Güzel istemeye devam et şimdi kapatmam gerek. Öptüm!

dedim. Ah bu John! Geceleri beni hayal ederek uyuyor eminim. Bu kadar yaramaz olması hiç iyi değil onu bir ara cezalandırmalıyım. Tek kaşımı kaldırdım. Ve bir kahkaha patlattım. Cezalandırmamın diğer insanlarınki gibi olmadığını Evan'da bende biliyorduk. Gece tüm ateşiyle devam ediyordu. Biraz daha ateşlemek için giydiğim ince topuklu botların topuğunu Sandalyenin altından Evan'ın bacağına sürttürdüm. Yüzündeki alaycı gülümseme aldığı zevkin bir göstergesiydi aslında. Bu oyun pek fazla renk katmamıştı. Ama şimdi yapacağım kesin katacaktı. Köşede kendi halinde müziğin ritmini tutan garsona seslendim. Bana bir tekila getirmesini söyledim. Tekilamın gelmesi oyun davetiye min gelmesi gibiydi Önce bardağın kenarındaki tuzu ufak dil darbeleriyle yaladım.Üstüne Shot! Ve yeniden ateşli dudaklarım arasına hapsettim limonun yarısını.Diğer yarısını ısırması için Evan'a yöneldim. Her geçen dakika ateş daha çok artıyordu. İkimizde birbirimizi daha çok arzuluyorduk. Gecenin ateşi bizi içine çekmişti adeta...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tehlikeli Sohbet
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sohbet
» Sohbet Köşesi*
» Kütüphanede Sohbet Başkadır.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Four Seasons Hotel-
Buraya geçin: