| | Ne yani? Herkese boyun mu eğeceğim? Asla. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Artemis Nina McClaire Harrison Jewell | III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 116 Kayıt tarihi : 12/12/10 Gerçek Yaşı : 29 Nerden : NewYorkCity.
| Konu: Ne yani? Herkese boyun mu eğeceğim? Asla. Ptsi Haz. 27, 2011 7:33 am | |
| - Scarlet Sasha Salvatore & Artemis Nina McClaireEvde sıkıntıdan patlıyordum. Yapacak hiçbir şey yoktu. Yemekte yemek istemiyordum. Sonra kilo alıyordum. Alışveriş mi yapsaydım acaba? Neden olasın? Kot şort ve beyaz, korsan bluz denilen bluzdan giydim. Saçlarımı dalgalı haliyle öylesine bıraktım ve annemin çantasından kredi kartını aşırdım. Çantasının yanına bir not yazdım. ' Kart için teşekkürler. Xoxo, Arte.' Gülerek evden çıktım ve gözlüğümü gözüme takıp, sigaramı yaktım. Biraz alışverişten sonra yoruldum ve kaldırıma oturdum. İnsanlar bana garip garip bakıyordu ama hepsi umrum dışıydı. Telefonuma baktım ve bir mesaj vardı. ' Hemen Quella'ya geliyorsun. Xx, S.' İç çektikten sonra ayaklarımı sürüye sürüye Cafe Quella'ya geldim. Scarlet bir masada oturmuş, parmaklarını masaya vuruyordu. Arada da telefonundan saatine bakıp duruyordu. " Evet. Geldim hanımefendi," dedim gülerek ve sandalyeye oturdum. " Hemen konuşmamız gerek Artemis," dedi o da ciddi bir şekilde. " Tamam. Hadi bakalım, ne oldu?" diye sordum. | |
| | | Scarlet Sasha Salvatore Harrison Jewell | III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 64 Kayıt tarihi : 13/03/11
| Konu: Geri: Ne yani? Herkese boyun mu eğeceğim? Asla. Ptsi Haz. 27, 2011 9:03 am | |
| Perdemin arasından hafif hafif sızan güneş beni bu sıkıcı güne uyandırmaya yetmişti. Dün gece kanıma o kadar alkol almamalıydım. Gözlerimi zar zor açtığımda ise gördüğüm manzara dün gecenin ne kadar hareketli geçtiğinin kanıtı olabilirdi. Etrafa saçılmış kıyafetler,ayakkabılar,içki şişeleri.. Kalkıp yüzümü yıkamam gerektiğini bir gözümün hala kapalı olduğunu farkettiğimde anladım. Bir gözüm hala uykusuzluktan açılmamışken bir yerlerimi çarpmadan ve düşmeden lavaboya gitmek ''yılın en iyi kadın oyuncusu'' ödülünü almak kadar gurur vericiydi. Yüzümü yıkadıktan sonra evet artık çevremdeki nesneleri seçebiliyordum. Masamın üzerindeki kağıt parçası ilgimi çekmişti. kağıdı aldığımda ise ''Dün gece gerçekten güzeldi , Kimse senin kadar vahşi olamaz her halde yatakta. Senden çok hoşlandım. Beni ara ismim Sam'' Bu nottan sonra odamdaki dağınıklığın nedenini anlamıştım. ''Sam ha? Elbette kimse benim kadar olamaz Ben Scarlet Sasha Salvatore'um çünkü''. Artık kahvaltı etmeliydim. Babamın yeni tuttuğu rus hizmetçi keşke babamı tatmin etmekten başka evin işlerinde de bu kadar yetenekli olsa.
-Svetlana! -Buyurun efendim -Kahvaltıyı hazırladınız mı? -Evet efendim -Güzel. Şimdi git benim kuru temizlemede ki elbiselerimi al gel. -Hemen gidiyorum efendim
Aşağıya indiğimde ise enfes bir sofra beni bekliyordu. Svetlana'ya haksızlık yapıyordum. İki işi de iyi götürebildiğine tanık oldum. Kahvaltıda portakal suyu benim için bir gelenek halime gelmişti. Bu kadar acıktığımı düşünmemiştim. Kahvaltımı bitirmiştim. Vücudum hala yorgundu onu ılık suya teslim etmeliydim. Banyoya girdiğimde huzura erdiği mi düşündüm. Küvete uzandığımda yine o geliyordu aklıma. Bana nasıl yapmıştı bunu. Ona istediği her şeyi vermiştim. Bana aşıktı. Üzerinden kaç yıl geçmesine rağmen onun acısı yüzünden hala acı çektiriyordum. Onu bana unutturacak bir erkek çıkmamıştı karşıma. Suya başımı daldırmak yerine bunları düşünmek beni daha çabuk öldürebilirdi. Ama güçlüydüm. Her olumsuzluk, her yalnızlık , her son, her başlangıç beni daha çok güçlendiriyordu. Kim olduğumu unutmamam lazımdı. Sıcak su bütün vücudumu gevşetmişti. Küvetten hiç çıkmak istemesem de çıkmam gerektiği aklıma geldi. Saçlarımı kuruttuktan sonra telefonumu elime aldım. ''9 yeni mesaj'' diğer insanlara göre 15 dakika da dokuz mesaj biraz garipti. Ama ben Scarlet Sasha Salvatore'dum. Kimden olduğuna gelince yardımcılarımdan dı. Onlarda olmasa yenilikleri nasıl takip edeceğim bilmiyorum. Gerçekten işime yarıyorlar. Artemis le Quella da buluşacaktım. Hazırlanma vakti gelmişti. Bana kalsa pijamalarımı çıkaracak enerjim kalmamıştı. Dolabımı açtığımda ise giyecek bir şey bulamamam o kadar kıyafet arasından sık rastlanan bir durumdu. Gösterişi seviyordum. İnsanların beni izlemesi,benim hakkımda konuşmaları hoşuma gitmiyor değildi. Üzerime leopar desenli straplez bluz altıma ise vücudumun kıvrımlarını ortaya çıkartacak darlıkta siyah bir pantolon. Leopar desenli platform topuklu ayakkabılar ise kıyafeti kusursuz kılmıştı. Sıra gelmişti saç ve makyaja. Saçlarımı açık bıraktım düzleştirdim. Dans ederken ahenkle dalgalanması erkeklerin hoşlarına gittiğini biliyordum. Gözlerime sürdüğüm siyah far ve kırmızı ruj tamamlamıştı makyajımı. Artık çıkmalıydım. Merdivenlerden yavaş ve emin adımlarla inerken dengemi kaybetmemek için gerçekten büyük bir çaba sarf ediyordum. Evet sonunda o sıkıcı evden çıkmıştım. Dua ediyordum döndüğümde Svetlanayla babamı üst üste yakalamamak için.
Quella'ya giderken Manhattan'ın hareketli gece hayatı yavaş yavaş ışıklanma ya başlamıştı. İnsanlar ve sırları. Hiç bir şey bu kadar cazip gelemezdi bana. Beni tek ilgilendiren insanların ne giydikleri aslında. Gerçekten de mekanları aydınlatan bence tavanlara asılan lambalardan çok insanların ışıklarıydı. İçerisi kalabalıktı. Ruj izleriyle lekelenmiş günah kokan kadehler bir gelip bir gidiyordu. Köşedeki masaya oturdum. Artemis en sadık yardımcım beni bekletiyordu. Bu durum biraz sinir bozucuydu. Belki gelene kadar bana malzeme çıkardı. Sonunda bizim küçük yardımcı gelmişti. ''Evet geldim hanımefendi'' dedi. Artemis'i sonra geç kaldığı için sorguya çekecektim. Ama önemli bir mevzu vardı. ''Hemen konuşmamız lazım Artemis '' dedim. ''Tamam, hadi bakalım'' diyerek cevap verdi. Mevzu Lily'di. ''Şimdi beni iyi dinle Artemis , Lily Carter bu kızı bana araştırmanı istiyorum. Ailesini,geçmişini,yaşadığı yeri,arkadaşlarını her şeyini. Açığını bulmanı istiyorum o kızın. Anlaşılan yok olmak istiyor ki eski sevgilim Bart'ın yanında.'' Konuyu Artemis'e anlatmıştım. Bu muhabbet kuru kuru gitmiyordu. Karşı masaya servis eden garip saç kesimiyle ilgimi çeken garsonu yanıma çağırdım.
- Bana votka-martini sert 3 zeytinli olsun. -Hemen efendim Garsonun Artemis'e ne içeceğini sormaması garibime gitmişti. İçkim gelinceye kadar Lily hakkında neler yapabiliriz düşünmeye başladık.. | |
| | | Artemis Nina McClaire Harrison Jewell | III. Sınıf
Mesaj Sayısı : 116 Kayıt tarihi : 12/12/10 Gerçek Yaşı : 29 Nerden : NewYorkCity.
| Konu: Geri: Ne yani? Herkese boyun mu eğeceğim? Asla. Salı Haz. 28, 2011 8:26 am | |
| ''Şimdi beni iyi dinle Artemis , Lily Carter bu kızı bana araştırmanı istiyorum. Ailesini,geçmişini,yaşadığı yeri,arkadaşlarını her şeyini. Açığını bulmanı istiyorum o kızın. Anlaşılan yok olmak istiyor ki eski sevgilim Bart'ın yanında," dedi bir çırpıda. Lily Carter. Pekala, kolay iş. "Peki Sahsa," dedim ve gülümsedim. "Kolay iş. Peki benim bundan kazancım ne olacak?" "Ne kazancı?" diye sordu biçimli kaşlarını kaldırarak. Güldüm. "Hadi ama. Ben senin en iyi yardımcın değil miyim? Belki de ödüle ihtiyacım vardır?" dedim. "O zaman keşke geç gelmeseydin," dedi sertçe. "Zaten şaka yapıyordum," dedim.
Evet, şaka yapıyordum. Ama her şakada da bir gerçeklik payı vardı. Ben onun en iyi yardımcısıyım. Artık boş yere onun işlerini yapmaktan sıkılmıştım. Ama neyse, bunu ona söyleyemem. Çünkü bu onun kızmasına ve beni kovmasına neden olurdu. Bu da popülaritemin düşmesine neden olurdu. O yüzden kapa çeneni Artemis.
"İyi," dedi ve gülümseyerek votkasından bir yudum aldı. Garson bana neden sormamıştı ne istediğimi? Çevreme bakındım. Gördüğüm bir garsonu yanımıza çağırdım. "Buyrun?" "Ben bir viski alacaktım. Az önce yanımıza gelen garson benden sipariş almadığı için umarım gerekeni yaparsınız," dedim sertçe. Ardından gülümsedim. "Peki efendim," dedi ve gitti. "Etkilendim," dedi Sahsa. "Bravo. Her neyse. Lily sürtüğü hakkında nereden bilgi toplayabilirsin?" diye sordu. "Orasını bana bırak Sahsa," dedim gülümseyerek. "Peki," dedi ve tekrar votkasına gömüldü.
Az sonra benim viskim gelmişti. Gülümseyerek garsonun elinden viskimi aldım. "Ah pardon, sigara içilebiliyor burada değil mi?" diye sordum. "Ne yazık ki," dedi garson ve gitti. "Uf, her neyse," dedim ve viskimi içtim. "Başka bir şey?" diye sordum Sasha'ya. Votkasını masaya bıraktı ve konuşmaya başladı. | |
| | | | Ne yani? Herkese boyun mu eğeceğim? Asla. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |