Güneş tekrardan kendini göstermişti tüm ihtişamıyla. Odamdan sızan güneş gözlerimi açmamda büyük bir payı vardı. Uykusuzluktan sersemleyen adımlarla yataktan kalkabildim. Bugün kimlerin huzurunu kaçıracaktım ? bunları düşünmek için epey vaktim vardı. Yüzümü yıkadıktan sonra her şeyi daha net görebiliyordum. Camdan dışarı baktığımda ise Manhattan'ın entrika malzemeleri çoktan cıvıldaşmaya başlamıştı. Camı açtığımda ise günah kokan havası buram buram odamı doldurmuştu. Güzel bir kahvaltı şarttı. Svetlana umarım kahvaltıyı hazırlamıştır aksi takdirde bugün bu evdeki son iş günü olur. Merdivenlerden inerken erkek kardeşim odasından çıkan Texas fahişesi kılıklı kız hiç kız arkadaşı gibi durmuyordu. Umarım kardeşim bakirliğini bu kızla kaybetmemiştir. aşağı indiğimde ise kahvaltı hazırdı. Kahvaltıda kardeşim,babam ve fahişesiyle beraber olmak gerçekten garip bir durumdu. Bu zorlu geçen bir kahvaltıydı. Kimse ne konuşacağını bilmiyordu. Acaba işlerin nasıl gittiğini mi sormalıydım?
-Nasılsın bakalım ismin bilmediğim mesleği hakkında fikir edindiğim kız
-Adım Ariel. Öğrenciyim
-Ariel demek. Eskortların kahvaltıya kaldıkları nerede görülmüş ariel?
-Biz beraberiz Sammy'le
-Onu bu gün sabah telefonla patronun la konuşurken gerçekten güzel kanıtladın.
-Scarlet sen yanlış anlamışsın o benim babamdı,beni arkadaşımda kalıyor zannediyordu
-Ben hiç bir şeyi yanlış anlamam Ariel. Şimdi gidebilirsin!
Acınası bakışlarla masamızdan kalkan Ariel arkasına baka baka kapının yolunu tuttu. Aramızda geçen bu muhabbet hepimizin iştahını kapatmaya yetmişti. Kardeşim için üzülmüştüm ama onu kurtardım en azından. Merdivenlerden çıktığımda ise telefonun yanıp sönen ışığı gözüme çarpmıştı. Telefonun yanına gittiğimde ise ''1 yeni mesaj! Gönderen: Georgia''. Bakalım asi kızımızın ne karın ağrısı vardı? ''Starbucks. 12.00’de. Lily hakkında'' Lily mi? gerçekten eğlenceli bir gün olacağa benziyor. Öne duşa girmeliyim. Vücudumun tüm hakimiyetini ılık suya bırakmıştım. Duştan çıktığımda hızlıca giyinmeliydim. Lily konusu gittikçe heyecanlandırıyordu beni. Dolabımı açtığımda üzerime ne varsa geçirdim. Takılar,makyaj,saç evet hepsi hazırdı.Şehir bu saate kadar bensiz sıkılmış olmalı. Entrika beklemez. Hızlı adımlarla merdivenleri indim. Kendi kendine düşünen kardeşimi görünce aslında içim acımıştı. Ama onu o kızdan kurtarmıştım ve bir teşekkür bile etmemişti. Evden çıktığımda ise geç kaldığımı fark etmiştim. Hemen bir taksi çevirip Starbucks'ın yolunu tuttum. Camdan seyrettiğim insanlar bana sokak defilelerini hatırlatıyordu. Tek ihtiyaçları olan şey biraz gösterişti. İnsanlar hakkında eleştiriler yapa yapa geldim sonunda. Ama asi kızımız ortalıkta görünmüyordu. İlk gördüğüm masaya oturdum. Yavaş adımlarla masaya doğru gelen garip görünümlü garson sorusunu yöneltmeden direk cevabımı verdim. ''1 tane White Chocolate Mocha''. İçeceğim gelene kadar etrafta kim var kim yok bakınıyordum. Georgia beni kızdırmaması gerektiğini biliyordu. Sadece Lily hakkında diye sabrediyordum. İçeceğim geldi. İçeceğimi yudumlarken Georgia'ya duyduğum kızgınlık giderek artıyordu. Lily'nin ismini tekrarlayarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ve sabırsızlanarak beklemeye başladım..