Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Tanıdık Sima Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Tanıdık Sima Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Tanıdık Sima Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Tanıdık Sima Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Tanıdık Sima Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Tanıdık Sima

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Tanıdık Sima Empty
MesajKonu: Tanıdık Sima   Tanıdık Sima Icon_minitimeC.tesi Tem. 16, 2011 5:45 am

    Yatağının üzerindeki Lakers tişörtünü üzerine geçirirken bir yandan da aceleyle perdesini kapatmaya çalışıyordu. Karşıdaki apartmandaki adamın bakışları kendisine doğru yöneldiği anda perde tamamen inmişti. Rahatlamış bir biçimde iç çekerken çıplak sırtını duvara dayadı, soğuk duvar teniyle temas ettiği anda dudakları arasından rahatlamış bir inleme fırladı. Laptopun da hala Breaking Bad açıktı, Walter White'in sesi arka fondan çığırırken diziyi kapattı. Sabaha kadar uyumayıp dizinin sezonlarını bitirmişti zaten devamını akşama bitirebilirdi. Nasıl olsa yapacak başka bir şeyi yoktu, yatağının üzerindeki pizza kutusuna yöneldi eli. Kalan son parçayı ağzına götürürken bir yandan da e-mail adresine girdi, eh elindeki koca pizzayla şifreyi doğru girmesi beklenemezdi zaten. Yatağında huysuzca söylenmeye devam ederek parolayı tekrar girdi. Yaklaşık 500'e yakın e-maili vardı, bunun nedeni arkadaşlarından gelmeyen mailleri okumamasıydı. Çoğunun markaların indirimiyle ilgili olduğunu biliyordu zaten, aynı mesajlar defalarca telefonuna geliyordu. Tiffany'nin indirim mesajını umursamadan arkadaşlarından gelen maillere göz attı. İlk mail tahmin ettiği gibi Adrian'dandı. Çocukluk arkadaşını deli gibi özlemişti, diğerlerinin aksine onun için değeri çok fazlaydı. Onunla yaptığı şeyleri hatırlaması bile Venedik'i özlemesine neden oluyordu. En kısa zamandı onu ziyaret etmeliydi. Mesajlar sıradan konular hakkındaydı, Venedik her zaman ki gibiydi. Sadece diğer yazlara göre çok daha sıcaktı, arkadaşları sıcaklıktan kurtulmak için Adrian'ın evinde parti düzenlemişti. Alt dudağı hafifçe sarkarken aynadaki yansımasıyla göz göze geldi, onları özlemişti. Buraya yavaş yavaş alışsa da hiçbir şey eskisi gibi değildi. Her zaman yanında olan arkadaşları veya çocukluktan beri her gününü geçirdiği Adrian yoktu, büyük ihtimalle de bir daha hiç olmayacaktı. Kendini her zamankinden daha zayıf hissediyordu, alt dudağını ısırarak, her ağlayacak gibi olduğunda söylediği kelimeleri tekrar etti. Ağlamak zayıfların yapacağı bir şeydir C. Birkaç kere tekrar ettikten sonra az da olsa rahatlamıştı. Anlaşılan psikologun sözleri her zaman uydurma değildi. Aynadaki yansımasına bir süre daha baktıktan gözlerini kırpıştırdı. Yarı ıslak kirpiklerini elinin tersiyle silerek yataktan kalktı.

    Mutfak kapısına yaslanarak birkaç saniye içeriye baktı, deli gibi aç olmasına rağmen mutfaktaki hiçbir şey kendisine cazip gelmiyordu, tek ihtiyacı olan kafeindi. Buzdolabının kapağını açarak içinden sütü çıkardı, sütlü kahve her zaman sinirlerini gidermekte yardımcı olurdu. Ve şu anda sinirlerinin giderilmesine kesinlikle ihtiyacı vardı. Kahvesinin ısınmasını masanın üzerinden kurabiye alarak ağzına tıktı, öğle yemeği için çok daha iyi planları vardı. En sonunda sütlü kahvesi hazır olduğunda her zamanki kupasını dolaptan çıkardı, kahvenin tamamını kupaya boşalttı. Kupasının üzerindeki kocaman C harfine bakarken dudakları yukarıya doğru kıvrıldı, Jully'nin hediyeleri her zaman sıradan ama bir o kadar manalı olurdu. Kahvesi dudaklarına değdiği anda bedeni gevşedi. Sandalyeyi pencereye taraf çekip oturdu, Yukarı Doğu Yakası hafta sonu olmasına rağmen oldukça sakin görünüyordu. Eh, bu da bir hataydı çünkü Manhattan asla sakin olmazdı. Ne yapacağını bilemeden bir süre dışarıya baktı.

    Sıradan bir cumartesi günü olmasını istemiyordu, farklı bir şeyler yapmaya ihtiyacı vardı. Hafta içi yaptığı tek şey balo kursuna gitmekti, gerçi orada canını okuduklarından ardından bir şey yapmak gibi bir imkanı olmuyordu. Bacaklarını sandalyede sallandırırken kahvesinden bir yudum daha aldı, kısa sürede koca bir bardağı bitirmişti. Eskiden bunun yarışını yaptıklarını hayal meyal hatırlıyordu, çocukluğu haşarılıklarla dolu olduğundan bu ilginç değildi gerçi. Önüne gelen sarı saçlarını geriye itti, hala boyatma imkanı bulamamıştı. Gerçi boyatsa bile nasıl olacağı hakkında bir fikri yoktu. Koyu renk saçın kendisine yakışacağı hakkında ki söylemleri göz ardı ediyordu. Belki biraz koyulaştırırdı ama simsiyah saça saip olmak gibi bir isteği yoktu. Bitmiş kahvesini gürültüyle masaya bıraktı. Haftanın üç günü evine gelip etrafı toparlayan bir görevliye sahip olduğu için şanslıydı. İçeriden gelen süpürge sesini duyabiliyordu, ve tertemiz olmuş masa yüzeyi. Kadın iyi iş çıkarıyordu, gerçi kadını annesinin bulduğu düşünülünce kötü iş yapma gibi bir imkân olamazdı. Bayan Heresia'nın Venedik'ten bile işleri nasıl yönetebildiğine şaşırıyordu, bu bir yetenekti anlaşılan. Kendisinin asla sahip olamayacağı bir yetenek. Uykusuzluktan kızarmış gözlerini ovuşturarak bir süre daha mutfakta oturdu. Bacaklarını açık pencereden uzatmak istese de altındaki erkek boxerı buna engel oluyordu. Surat asmakla yetindi, hala bir planı yoktu. Veya plan yapabileceği biri, ama daha önce de tek başına takıldığı günler olduğu düşünülünce, ne kadar zor olabilirdi ki?

    Yaklaşık yarım saat sonra beyaz kaprisi ve ona uygun üstüyle taksideydi. Telefonu sürekli elinde döndürürken gergin bir ifadeyle taksiciyle konuşuyordu.

    "Herhangi bir golf kulübüne."
    "En yakın golf kulübü Queens'te bayan."

    Onaylarcasına başını sallayıp taksinin deri koltuğuna yaslandı. Queens'i havaalanından ayrılırken görmüştü. Manhattan'a göre sıradandı, yine de iyi bir golf sahası olduğu konusunda bahse girebilirdi. Taksinin teyibinden çalan müzik sinirini bozuyordu, adama onu kapamasını söylemek istese de sürekli dikiz aynasından göğüslerine bakan adamın tepkisinden korkuyordu. Koltuğuna iyice gömülerek kendisini yarı görünür yapıp dışarıya bakmaya devam etti. En sonunda lüks bir restorandın önünde durduklarında kaşları çatıldı, adam kendisine bakarak golf sahasını eliyle işaret edince ters tarafa döndü. Bilgisizliğini ört bas etmeye çalışarak aceleyle parayı adamın eline sıkıştırdı. Kaydını yaptırıp sahaya doğru ilerlerken önündeki tabela dikkatini çekti. Golf sahasına ve golfcülere saygı gösteriniz. Gözlerini devirmemek için dudağını ısırırarak malzemelerini danışmadan aldı. Kendine özel olan malzemelerini Venedik'te bıraktığı için kendine küfürler savuruyordu. Başlangıç atışını yapacak bir yer arasa da ondan birkaç metre ötede duran kız dikkatini çekmişti, onu daha önce görmüştü. Sarı hafif dalgalı saçları ve kusursuz yüzü tanıdıktı, ki bu daha yeni taşının bir kız için ilginçti. Belki de Bar Quella'da takıldığı geceydi, her neyse, adımlarını çekingen bir biçimde kıza çevirdikten sonra önünde durdu. Kızın atışını yapmasını bekledi, top direk Par'a düşmüştü. Kaşı hafifçe kalktı, iyi bir oyuncuydu anlaşılan kız. Kız başını kaldırıp ona baktığında gülümsedi. İtalyan aksanıyla konuşmaya başladı.

    "İyi atıştı. Ben Claudia, seni bir yerden tanıdığım hakkında teorilerim var. Manhattan'da mı oturuyorsun?"

    Bu kadar laubali olduğuna inanmıyordu, ama kız buna aldırmamış gibi görünüyordu. Manhattan'da işler nasıl yürüyor bilmiyordu ama Venedik'te böyle yürürdü. Ve o bir İtalyan'sa öyle davranmaya devam etmeliydi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tanıdık Sima
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tanıdık biri bulamamanın verdiği üzüntü.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Queens :: Kissena Park Golf-
Buraya geçin: