Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Şeytan mı, melek mi?

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeCuma Eyl. 03, 2010 5:39 pm

Şeytan mı, melek mi? Work_out_by_LittleFlair
Küçük bir çocuk gibi kaldırım kenarında ki çıkıntıda yürümeye çalışıyorum. Dengemi korumak için kollarımı iki yana açmışım. Doğa ana düşmem için rüzgarı üstüme doğru savuruyor. Vazgeçmiyorum, bir süre daha aynı tempoda ilerliyorum ama hemen yanımda ki Kissena Gölü’ne düşeceğimi anlayıp pes ediyorum ve bankların olduğu yola iniyorum. Civarda hiç kimse yok. Yalnız hissetmiyorum, aksine huzuru bulmuş gibiyim. Sanki birileri şuan bana destek çıkıp beni yatıştırıyor. Gözlerimi kapatıp etrafımda dönüyorum. Az önce içtiğim sigaranın tadı hala nefesimde. Bana, anneme ihanet eden babamı kızdırmak için içiyorum sigarayı. Artık alışverişe fazla çıkmıyorum. Yeni kaçışım, bir paket Viceroy.
Elimi cebime atıyorum ve paketi çıkartıyorum. İçinde sadece bir tane sigara kalmış. Biraz sonrası için saklıyorum. Huzuruma geri dönüyorum ve bir banka oturuyorum.
Babamın yeni manitası işi ciddi tutmak istiyormuş. İşin sonunun evlilik olmasından korkuyorum. Benden sadece birkaç yaş büyük bir üvey anneye hazır değilim. Aslında hiçbir üvey anneye hazır değilim. Anneme, sadece söz gelimi anne diyor olsam bile içimde, babamın tek eşi, sevgilisi. Babam tekrar aşık olmamalı. Bu her şeyi bozar.
Gözlerim doluyor. Önce ağlamamak için diretiyorum ama dayanamıyorum. Bir damla yaş, gözlerimden kot pantolonuma damlıyor. Ardından ikincisi geliyor. İşte şimdi kendimi yalnız hissediyorum. Dayanabilecek bir omuz arıyorum. Beni dinleyecek birileri. Elimi cebime götürüyorum. Sigaranın jelatini hışırdıyor. Etraftaki sessizliği bozduğu için minnettarım. Kuşlar bile ötmüyor bugün. Rüzgardan dolayı bir yandan saçlarım uçuşuyor, bir yandan göl dalgalanıyor. Etraftaki bir ağaçtan yaprak parçası düşüyor. Acemi bir balık onu yemeye çalışıyor. Sudan çıkıp havada taklalar atıyor neredeyse. Artık buna alışmış olan diğer balıklar oralı bile olmuyor. Sonunda balıkta bırakıp kendi halinde yüzmeye devam ediyor. Güneş bulutların arasından çıkıp henüz kurumamış olan göz yaşlarımı parlatıyor. İçimde bir şey patlıyor ve kendimi tutamıyorum.
“Yardım edecek kimse var mı?” diye bağırıyorum. Cevap olarak hiçbir yanıt alamıyorum. Sadece tepemde kuşlar bir yerden bir yere göç ediyor. Hepsi beraber. Birbirlerine sahip çıkıyorlar. “Yok mu?” sesim artık fısıltı halinde. Başımı eğip saçlarımı ellerimin arasına alıyorum. Bir damla daha düşüyor sessizce. Ağladığım için burnum tıkanıyor. Sinirle göz yaşlarımı siliyorum. Sonra uzaktan ayak sesleri geliyor. Sanki bir köpek nefes nefese kalmış. Duruşumu düzeltip o yöne bakıyorum. Bonnie Hadwyn. Ah, tek eksik olan şey. Göz yaşlarımı görmesin diye başımı diğer yöne çeviriyorum ve tekrar siliyorum yüzümü. İlk defa, beni görmeden sadece geçip gitmesini diliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeCuma Eyl. 03, 2010 6:30 pm

Şeytan mı, melek mi? B879c0f7

Gemma'dan gelen telefon ve rica üzerine yürüyüş yapmak için hazırlanmaya başladım. Köpeklere olan sevgimi -her ne kadar kedim olsa da- bildiği için benden şirin köpeği Charlie'yi gezdirmemi istemişti. Aslında başlarda Manhattan'da dolaştırma kararı almıştım ama sonra gölün kıyısında bir yürüyüş yapmanın daha iyi olabileceğine karar verdim. Hem büyük ihtimalle yalnız olur başımı dinler hem de dilediğimce salkım saçak giyinebilirdim. Aslında süslü ve bakımlı olmayı seven bir kızdım ama bazı zamanlar bu iş bana ağır geliyordu, işte tam da o zamanlardan biriydi bugün. Üstüme nerden aldığını hatırlamadığım popomu kapatıcak düzeyde mor ve siyah bir tişört altına da dizlerimin biraz aşağısına kadar gelen siyah bir tayt giymeye karar verdim. Ayaklarıma bileğe kadar gelen siyah bir çorap ve beyaz, gri ve koyu pembe renklerinden oluşmuş Adidas spor ayakkabımı geçirdim. Saçımıda yana alıp lastik bir tokayla tutturduktan sonra yürüyüşe tamamen hazırdım. Diesel marka bavul gibi çantanın içine araba anahtarlarımı, telefonu ve cüzdanımı da attıktan sonra aşağı indim. Önceden arayıp köpeğin geleceğini bildirmiştim ve kahve istediğimi. Charlie burdaydı ve kahvemde hazırdı. Teşekkür ederek Charlie'yi alıp bavul gibi çantanın içine attım, kafasını kenardan çıkarmış etrafa şaşkın şaşkın bakışlar atarken kalp şeklindeki burnuna bir öpücük kondurdum. Arabaya binip kahvemden bir yudum aldım ve anahtarı kontağa takıp çevirdim. Çıkan motor sesinden ürkmüş olacak ki Charlie hırlamaya başladı. Başını okşayıp, sakin ol oğlum dedim, tehlike yok.

Charlie sakinleştikten sonra, direksiyonu çevirip Manhattın'ın tıkış pıkış trafiğine kendimi attım. Neyse ki Queens yolunda çok trafik yoktu. Kısa süreli beklemeler, çalınan bir kaç korna ve önümdeki arabalar yüzünden kırmızı ışıkta sinir dolu beklemelerden sonra sonunda göle varabilmiştim. Arabadan inip Charlie'ye de tasmasını taktıktan sonra güzel bir yürüyüş için kendimi doğanın kollarına bıraktım. Etraf olabildiğince sessiz ve huzur vericiydi. Tek ses Charlie'nin nefes alış verişi ve yürüken bastığım sonbaharın geldiğini haber veren sararmış yaprak çıtırtılarıydı. Son derece huzur dolu bi şekilde gölün kenarında ilerlerken, hafif rüzgarda uçuşan kahverengi saçlar gördüm. Sanırım bugün burası huzur bulmak için gelen bir ziyaretçiyi ağırlıyordu. Belki yanına gidip selam verebilirim diye düşünürken kızın rahatsız tavırları gözümden kaçmadı. Kafasını yan tarafa çevirmiş, sanki görünmemek için çabalıyor gibiydi. Biraz sağa kayıp yeniden baktığımda kızın Monica olduğunu anladım. Neden diye düşündüm, neden her yerde Monica ile karşılaşmak zorundayım? Huzur dolu günler geçirmeme neden izin vermiyorsun Tanrım! Monica normalde benden saklanmazdı aksine dibime kadar gelir koca ağzını açıp günümü zehir etmek için elinden geleni yapardı. Mutlaka yanlış giden bir şeyler vardı. Bu durumda ona sataşmak daha mantıklı geldi, hem biraz eğlenirdim.

Adımlarımı hızlandırıp oturduğu bankın dibinde tam başının üstünde durdum. "Ne kadar berbat bir insan olduğunu anlayıp, Tanrının seni cezalandırmasını istemek için mi burdasın Monica?" dedim çınlayan bir kahkaha ile o ise benimle uğraşacak gibi durmasa da verecek bir cevabı olduğuna emindim, her zaman olurdu çünkü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeCuma Eyl. 03, 2010 6:56 pm

Tanrı’yla fazla haşır neşir olmasam da dualarıma devam edip, Bonnie’nin beni görmemesini, en azından görse bile yoluna devam etmesini defalarca içimden tekrarlıyordum. Onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu ama şimdi değil. Ama belli ki bugün de havasından hiç ödün vermeyecek. "Ne kadar berbat bir insan olduğunu anlayıp, Tanrının seni cezalandırmasını istemek için mi buradasın Monica?"
Belki de haklı. Gerçekten kötü biri olduğum için birileri beni cezalandırıyordur. Karmanın gücüne inanırım. Nerede hata yaptığımı düşünmeye başlıyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor. Belki de her zaman kötü olduğum içindir. Bonnie’ye verecek cevap düşünüyorum ama bulamıyorum. Kendimi otuz yaş yaşlı hissediyorum. Yorulmuşum, çökmüşüm. Her yanım ağrıyor sanki. Konuşacak halim bile yok. Ona sadece ‘git başımdan, seninle uğraşamayacağım’ demek istiyorum ama ağzımı açtığım anda boğazıma bir yumru oturuyor. Konuşursam sesimin titreyeceğinin farkındayım. Bir şey dememeyi tercih edip, sadece alaycı bir şekilde tebessüm ediyorum. Tebessüm denebilirse tabii.
Bir yerlerde beni anlayabilecek insanlar olabileceğini düşünüyorum. Vardır belki de. Zaten tek babası ilişki yaşayan ben değildim. Ama benim için ilkti bu. Ben bile gerçek aşkımı bulamamışken babam ne halt etmeye birisiyle öpüşüp koklaşıyordu ki?
Nefesimi kontrol altına alıyorum. İçeri çekerken olabildiğince hızlı, geri dışarı verirken yavaşça. Birkaç saniye sonra ağlama isteğim yok oluyor. Fırsattan istifade “İşine bak Bonnie. Hiç keyfim yok.” Diyorum. Ardından tekrar geliyor o sızı. Göz yaşlarından kurtulmak için gözlerimi kırpıştırıyorum ama bir tanesi yine çıkıyor dışarı. Bir yere damlamasına izin vermeden hızlıca siliyorum.
"Monica? Ağlıyor musun? Ne oldu?" diyor. Onu ilk defa böyle görüyorum. Birbirimizi neredeyse anasınıfından beri tanıyoruz ve o zamandan beri düşmanız. Ama ilk defa onun yanında ağlıyorum ve oda bana ciddi anlamda moralimi soruyor. Belki yine yapmacık halini takınmıştır. Benimle uğraşmasından korkuyorum. Evet, korkuyorum. "Benimle uğraşma tamam mı?" diye çıkışıyorum. Halbuki kötü bir niyeti yok gibi görünüyordu. Boşuna çıkışmıştım. Derin bir nefes alıyorum ve gözlerimi yanında ki küçük köpeğe dikiyorum. Hayvanları severim. Çoğu insandan daha iyiler. "Ne o, şimdi de kıyafetine uyar diye köpek mi gezdirmeye başladın?" diye konuyu değiştirmeye çalışıyorum. Çabalarım kendi açımdan işe yarıyor, bir anlığına neden ağladığımı bile unutuyorum. Tabi önemli olan bana değil, Bonnie'ye unutturmak.


En son Monica Morwell tarafından C.tesi Eyl. 04, 2010 1:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 9:03 am

Sessizce bekledikten sonra “İşine bak Bonnie. Hiç keyfim yok.” dedi. Bir damla yaş aktı gözlerinden. Monica'yı ilk defa böyle gördüm ve bu beni endişelendirdi. "Monica? Ağlıyor musun? Ne oldu?" Saklamaya çalışsa da benden bir şey kaçmıycağını bilmeliydi. Gerçi şu an onun için endişeliydim. Evet düşmandık, evet ben kötü biriydim ama ağlayan insanlara her zaman zaafım olmuştu. Sonuçta uzun süreden beri tanışıyoruz, tamam arkadaş değiliz belki ama insanı üzüyor bu, yani en azından beni. "Benimle uğraşma tamam mı?" Her zaman hakkımda kötü düşünmek zorunda sanki. Salaklık bende ne diye yardım etmeye çalışıyorum ki. Hayatımda ilk kez - belki ikinci - birine yardım etme çabalarındayım o da bunu görmezden geliyor. Haklı, yani biraz. Hiç iyilik yapmayan birinden de yardım etmesi beklenemez. Herkesin bir zaafı var, değil mi ama? Kendini toparlamış gibi karşımda oturuyor ama ben salak değilim Monica, her zaman senden daha zekiydim. "Ne o, şimdi de kıyafetine uyar diye köpek mi gezdirmeye başladın?" Komik, ilgiyi kendi üstünden almak için bana sataşıyor şimdi de. "Dışardan senin kadar salak mı görünüyorum?" Tamam, belki bu şu durumdaki biri için fazla ağır bir cevap oldu ama konuyu çevirme çabaları benim için inandırıcı değil. Elimle kay işareti yapıp yanına oturdum. "Ne oldu, söyle bakalım." dedim. Charlie'yi de kucağıma aldım. Sanki o da bir şey olduğunu anlamış gibi Monica'ya merakla bakıyordu.

Bir süre tek kelime etmeden yanyana oturduk. Bu sessizlik beni sıkıyor ve meraklandırıyordu. Bu kadar kötü ne olabilir ki? Aile meseleleri desek, o da ailesine çok düşkün değil. Kimlerle takıldığını falan da bilmiyorum aslında. Acaba, yok canım Monica bakire. Olmaz öyle şey ama ya olduysa? Tecavüz falan mı oldu acaba? Burası Manhattan öyle şey olmaz. Yani benim başıma hiç gelmedi. Burası elit bir yer olmamalı. Başka ne olabilir ki ama, sormam gerek. Eğer sormazsam çatlıycam çünkü. Derin bir nefes aldıktan sonra "Şey mi yaptın?" dedim bir çırpıda. Anlamayan gözlerle baktı bana. Saf bu kız diyeceğim de saf da değil ki. Alt tarafı seks yaptın mı diye sorucam niye bu kadar çekindim anlamadım. Aman sor işte Bonnie diyerek "Seks yani, yaptın mı?" dedim. Suratıma ifadesizce baktı. Neler oluyordu bu kıza?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 1:24 pm

“Dışarıdan senin kadar salak mı görünüyorum?” diyor. Kıkırdamamı zor bastırıyorum. Normalde şu durumda, birisi bana hakaret ediyorsa, özellikle bu kişi Bonnie'yse gülmezdim. Ama nedense kulağa komik geliyor. Yüzüme bakmadan elini öne arkaya savurarak kaymamı işaret ediyor. Bank kaygan olduğundan ayağa kalkmadan Bonnie’ye yer açabiliyorum. Yüzümü ciddiyetle inceleyip "Ne oldu, söyle bakalım." Diyor. Kucağına aldığı küçük köpek de merakla suratıma bakıyor. Hayvanların bizim duygularımızı anladığını okumuştum. Gözlerine bakıyorum köpeğin. Sanki bana hadi anlat demeye çalışıyor. Gözlerinde ki ifadeden bunu anlıyorum. Ya da sadece ışığın bir oyunu.
Sessizce oturuyoruz. Ona anlatmak istiyorum. Üvey anne korkumu. Manhattan’dan ne kadar sıkıldığımı. Artık eskisi gibi modanın, dedikodunun ilgimi çekmediğini. Ama beni anlamayacak. O şanslıydı, başına bunların gelmeyeceğini iyi biliyordum. Güzeldi, iyi laf sokuyordu ayrıca iyi bir çevresi vardı. Ne düşündüğümü anlayarak dehşetle gözlerimi açtım. İçten içe Bonnie’yi övüyordum. Neyse ki Bonnie sessizliği ve düşüncelerimi dağıtıyor. "Şey mi yaptın?" diyor. Kaşlarımı çatıp ona bakıyorum. Neyi kastettiği hakkında hiçbir fikrim yok. Biraz zorlanıyor. Diyeceği şey dilinin ucunda ama söyleyemiyor. Büyük ihtimal aptal olduğumu düşünüyor ve sonunda yumurtluyor. “Seks yani, yaptın mı?”
Dediğini kavradığımda bu sefer kendimi tutamayıp gülüyorum. Daha önce hiç yapmadım. Evlenmeden önce sekse karşı değildim tabi ama yine de gerçek aşkı bekliyordum. “Hayır, öyle bir şey değil. Hem neden ki, seks yapınca insan mutsuz mu oluyor?” diyorum. Bonnie Hadwyn ile bu konuyu konuştuğuma inanamıyorum. Yani, babamla konuştuğum zaman bile bu kadar tuhaf hissetmemiştim.
“Ailesel bir şey.” Diyorum. Bonnie’nin bakışları bir anda o kadar gerçek geliyor ki, ona olan biteni anlatmak istiyorum. Bunu yapıyorum da. “Babam, yirmi bir yaşında birisiyle çıkıyor. Üvey anne istemiyorum, Summer’in halini görüyorsun. Ayrıca artık kendimi Manhattan kızı gibi hissetmiyorum. Her şey çok yabancı geliyor. Alışverişten bile hoşlanmıyorum. Sigaraya başladım, yakında eroin çekersem şaşırmayın. Bilmiyorum Bonny, kendimi tanıyamıyorum.” Diyorum bir çırpıda.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 2:48 pm

Çınlayan kahkahası etrafı doldurdu. Her ne kadar onu sevmesemde gülümsemesini görmek güzel. “Hayır, öyle bir şey değil. Hem neden ki, seks yapınca insan mutsuz mu oluyor?” Hayır tabii ki salak diyeceğim de gerek yok. “Ailesel bir şey.” dedi. Aile konusunda pek örnek bir kişiliğe sahip olmasam da Monica'nın babasını sevdiğini biliyorum. Merak ediyorum o yüzden. Sanırım bakışlarım güven vermiş olacak ki dökülüyor. “Babam, yirmi bir yaşında birisiyle çıkıyor. Üvey anne istemiyorum, Summer’in halini görüyorsun. Ayrıca artık kendimi Manhattan kızı gibi hissetmiyorum. Her şey çok yabancı geliyor. Alışverişten bile hoşlanmıyorum. Sigaraya başladım, yakında eroin çekersem şaşırmayın. Bilmiyorum Bonny, kendimi tanıyamıyorum.” Ah. Summer'ın ilk başlardaki halini hatırlıyorum da kimse öyle olsun istemem, Monica bile. Annem ve babam birbirlerine aşık gibi duruyor, her ne kadar umrumda olmasa da. Bu konularda söyleyebilecek fazla bir sözüm yok aslında. Annemle babamın içinde olduğu evi ateşe vermiş bir insanım ben. Ne aileden anlarım ne de onların verdikleri sevgiden. Aile bağları falan yalan bence, gereksiz bir de. Neymiş, yok doğurmuş yok taşımış. Aman taşımasaymışsın, ne büyük iş! Tabii tutupta bunları Monica'ya söyleyemem. Ne diyebilirim ki zaten? Kadınla babanı aynı odaya koy, ateşe ver. Oldu canım. Manhattan'dan sıkılmasını anlayabilirim ayrıca, çaktırmasam da bunca dedikodudan bende sıkılıyorum bazen. Sürekli şık görünmeye çalışmak insanı yoruyor. Sigara ise apayrı bir dert. Alkoliğin babası olan, her türlü uyuşturucu çeşidini deneyen biri olarak ne desem bilmiyorum. Gerçi sigara içmek en nefret ettiğim durum. Farkındayım çok çelişkili ama bilmiyorum. O salak dumanı içine çekince insan ne anlıyor ki? En azından uyuşturucuda kafan güzel oluyor, bir çeşit unutturucu etkisi var. Ayrıca şu anlattıklarına bakarsan Monica bende seni tanıyamıyorum diyorum içimden. Hayır bunları anlattığına göre bir cevap beklediği de ortada. Charlie'nin kafasını kaşıdıktan sonra derin bir nefes alıp söze başladım.

"Bak Monica, aile konusunda örnek alıcağın ve ya sözlerini dinleyebileceğin son kişi benim. Sana yalnızca şunu söyleyebilirim ki, aile benim için anlamsız bir kavram. Senin için öyle olmadığını bildiğim için Summer'la konuşmanı öneririm. Sigara konusunda da..." nefes aldım ve devam ettim. "Sigara konusunda da bırakmanı önerebilirim sadece. Faydası yok çünkü, unutturmuyor. Eroin daha iyi anlıycağın." Salaksın Bonnie salaksın. Kıza söylenicek şey mi bu? Resmen git eroin çekmeye başla dedin aferin akılsız. Ne desem düzeltemem kırdığım potu. Monica da suratıma üzüntülü üzüntülü bakıyor zaten. Güya amacın kıza yardımcı olmak. Destek olacağına köstek oluyorsun resmen. Bir de karşısına geçmiş salak mıyım ben diyorsun, evet salaksın! "Yani sana git eroine başla demiyorum, sakın yanlış anlama. Kendini üzme yani..." Senin vereceğin akıl da bu kadar, alkışlıyorum evet.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 4:19 pm

"Bak Monica, aile konusunda örnek alacağın ve ya sözlerini dinleyebileceğin son kişi benim. Sana yalnızca şunu söyleyebilirim ki, aile benim için anlamsız bir kavram. Senin için öyle olmadığını bildiğim için Summer'la konuşmanı öneririm. Sigara konusunda da... Sigara konusunda da bırakmanı önerebilirim sadece. Faydası yok çünkü, unutturmuyor. Eroin daha iyi anlayacağın." Diyor. Kaşlarımı kaldırıp suratına bakıyorum. Eroine mi başlamalıyım yani? Aslında şu durumda mantıklı geliyor. Ama onun için satıcı bulmak lazım, babadan para araklamak lazım. Gerçi para sorun değil ama… Tanrım, neler düşünüyorum ben?
Summer’la konuşmak. Mantıklı bir çözüm ama onunla son konuşmamız pek iyi değildi. Bonnie’nin şu haline bakınca, Summer’in de bana destek çıkabileceğini düşünüyorum. Ya da Bonnie gibi aileyi geri plana atmalıyım. Babamın sevgilisine içim de öyle bir hırs büyütüyorum ki, birden Bonnie’nin dediği gibi anlamlarını yitiriyorlar. Gözlerim dalmışken Bonnie beni kendime getiriyor. "Yani sana git eroine başla demiyorum, sakın yanlış anlama. Kendini üzme yani..." diyor. Cebimden sigaramı çıkarıyorum. Ama hemen yakmıyorum. Elimde çeviriyorum. İrademi ölçmek istiyorum. Henüz yeniyim sigarada, içim gitmiyor içmek için. Bağımlısı değilim. Belki dönmek için şansım var ama istemiyorum. Sıkıca tutuyorum sigarayı, bir şeye tutunmaya ihtiyacım var.
“Biraz saçmalasan da, teşekkür ederim. Yanımda olduğun için.” Diyorum elimi omzuna koyarak. Bir şeylerden bıksak da, aslında onun parçasıyız. Bonnie’yi düşünüyorum. Ondan nefret ediyorum ama o bir yerlere gitse içimde boşluk hissedeceğimi biliyorum. Şuan da yanımda olduğu için mutluyum. Bunu dile getirmeyi düşünüyorum ama onun yerine ciddi bir ifade takınıyorum. “Bunu birilerine anlatırsan, seni öldürürüm.” Diyorum. Gözlerini devirip omzundaki elimi çöp parçası gibi tutup, benim tarafıma doğru serbest bırakıyor. İçten içe gülümsüyorum. İçimde yeni bir enerji oluşuyor.
“Cidden, şu köpek olayı moda için mi?” diyorum alay ederek. Köpek sevimli, ama Bonnie’ye dalaşmak beni şimdiden daha iyi hissettirmeye başladı bile. Benim köpeğim Pal, kocaman bir kırma. Onu sokağa çıkarsam muhtemelen ben onu değil, o beni dolaştırır. O yüzden onu Central Park’a götürüp bir süre serbest bırakıyorum. Kendi halinde koşuşturup duruyor. Bütün gün evde oturduktan sonra, yeşillik ona en güzel hediye. Yerde oturan insanların üzerine hopluyor. Annesi koruma köpeği olmasına rağmen kendisi cana yakın bir kaniş gibi. İnsanlar ondan korkuyor, halbuki hiç birini ısırma gibi bir niyeti yok. Belki de eve gidince onu dışarı çıkarmalıyım. Ama Central Park’a değil. Beni dolaştırmasına izin vermeliyim. Kendini çamura atarsa kızmamalıyım. Nasıl olsa yıkanabilir. Bu onu mutlu eder, aynı zaman da beni de.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bonnie Hadwyn
NY Halkı
 NY Halkı
Bonnie Hadwyn


Mesaj Sayısı : 775
Kayıt tarihi : 29/08/10
Gerçek Yaşı : 28
Nerden : NY

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 4:29 am

Cebinden sigara paketini çıkardı, bir süre elinde çevirip baktıntan sonra “Biraz saçmalasan da, teşekkür ederim. Yanımda olduğun için.” dedi elini omzuma koyarak. Evet, haklı. Saçmaladım ama yine de başkasının sana karşı minnet duyması güzel bir his, yeni bir his. İnsanlar genelde bana, minnetten çok nefret ve öfke duyarlar. Bunun en önemli sebebi ise, başkalarını kendimden sonraya koymam. Hayatta öncelikli olarak hep kendimi ve yapmam gerekenleri düşündüğüm için insanları kırdığımın farkındayım. Şimdi diyorum ki iyi yapmışım, Monica'nın durumuna hiç bir zaman düşmeyeceğimi bilmek güzel. “Bunu birilerine anlatırsan, seni öldürürüm.” dedi ciddi bir ifadeyle. Al işte başkasını düşünmenin sonucu nankörlük. Elini kirli bir çamaşırmış gibi uçtan tutup boşluğa doğru bıraktım.Görülen o ki yine önceliği kendime almalıyım, iyi olmaya çalışınca insanlar nankörlük yapıyor.

Böylesi daha iyi, ben olmak en iyi. “Cidden, şu köpek olayı moda için mi?” diyor alayla. Amacı beni sinirlendirmek, biliyorum. Göstermemek istiyorum ama içim de kalınca bu beni deli ediyor. Hayvan beslemem bile insanlara garip geliyor, hayır o kadar kötü göründüğümü de sanmıyorum yani dıştan, belki içten de öyle değilim. Emin değilim, kendim hakkında emin olduğum tek bir şey var ki zekiyim. Zekamı kullanıp kendimi korumayı da biliyorum en iyisini de yapıyorum açıkçası. Monica'nın bana laf atmasının sebebi iyi hissediyor olması gerek. Birilerine yardım edebilmiş olmak iyi. Şimdiye kadar yaptığım yardımlar ancak deprem, sel ve tsunami benzeri doğal afetler olmuş ülkelere para yardımı yapmaktı ve kendiöe yeni bir ben ekledim bugün. Bazen böyle olmakta gerekiyor sanırım. Şimdi en iyisi ise Monica'yla biraz atışmak, hem bu onun keyfini yerine getirir bende bedavadan eğlenmiş olurum. "Seni şurda öldürüp gömsem kimse duymaz biliyorsun değil mi?" dedim ki bu söylediğim bana bile komik geldi. Kahkahalarımız gölü ve çevresini doldurdu. Her şeyi moda için yapmıyorum heralde, hayvan sevgim de var ve az da olsa insan sevgim. Yani anladım ki insanların çoğu sevilmeye değer değil belki ben bile. Olsun, ben kendimi böyle seviyorum. Charlie'nin başını öpüp Monaca'ya geri döndüm.
"Emin ol, göldeki balıkları senden daha çok seviyorum." dedim alayla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Monica Morwell
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Monica Morwell


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 112
Nerden : Manhattan

Şeytan mı, melek mi? Empty
MesajKonu: Geri: Şeytan mı, melek mi?   Şeytan mı, melek mi? Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 5:28 pm

"Seni şurada öldürüp gömsem kimse duymaz biliyorsun değil mi?" diyor ilk başta büyük bir ciddiyetle. Ona aynı derece ciddi bir ifadeyle bakıyorum ama sonra kahkahalarımız bütün çevreyi sarıyor. Normalde kulağıma çok şuh gelen kahkahası çok farklı. Charlie bize dik dik bakıyor ve tiz sesiyle havlamaya başlıyor. Gülüşmemiz son bulurken tebessümle başını okşuyorum. Babamı düşünmüyorum, ama huzurluda değilim. Buna rağmen hiçbir şey hissetmediğim için rahatım.
"Emin ol, göldeki balıkları senden daha çok seviyorum." Diyor alaycı bir şekilde. Gözlerimi devirip göle bakıyorum. Çok durgun görünüyor. Rüzgar kesildiği için dalgalanmıyor. Bir süre sessizce gölü izliyoruz. Normalde birbirimize laf atarız, hakaret falan ederiz. Çenemiz durmaz ama şimdi aklıma konuşacak bir şeyler gelmiyor. Ellerimi önümde birleştirip derin bir nefes alıyorum.
“Gitsem iyi olur. Imm.” Diyorum. Elimi güle güle anlamında sallıyorum. Aklıma vedalaşmak için söyleyecek bir şey gelmiyor. Çok saçma! Elim havada bir süre asılı kalıyor. Bonny kaşlarını kaldırıp konuşmamı bekliyor. Bir süre boş boş baktıktan sonra her zaman ki gıcık tebessümümle “Görüşürüz sürtük.” Diyorum. Hava da kalan elimle orta parmağımı kaldırıp hareket çekiyorum. Arkamı dönüp kendi kendime gülüyorum. Eve gidip bir duş yapacağım ve tamamen kendi benliğime döneceğim. Depresif takılmak bana göre değil. Gölün tam çıkışına gelmişken hala elimde oynadığım sigarayı fark ediyorum. Bir süre sigaramla bakıştıktan sonra omuz silkip arka cebimden çakmağı çıkarıyorum. Belki daha fazla bunalımda gibi takılmam ama sigara kesinlikle bana haz veriyor. Yavaş yavaş onun bağımlısı olmaya başlıyorum. Tadı güzel olmasa bile verdiği zevk o kadar yüksek ki bırakmaya niyetim yok. Bir taksi nihayet durduğunda sigaramın son külü de yere düşüyor. Dumanı havaya üflerken izmariti sertçe eziyorum.

Monica Morwell & Bonnie Hadwyn

SON

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şeytan mı, melek mi?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Melekle Şeytan'ın Dostluğu Buraya Kadar mı?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Queens :: Kissena Gölü-
Buraya geçin: