# Bazı otellerden nefret ediyorum. Ki şuana kadar ‘Four Seasons Hotel’ den hiç nefret etmemiştim.
Ama şu saatten sonra, bücürler sayesinde bu otelden de nefret etmeye başlamış bulunmaktayım. Biz buraya kafa dinlemeye geliyoruz, sizin zırvalıklarınızı çekmeye değil! Yattığım yataktan hızlıca kalkarak, deli gibi kapıyı açtım.
“Sizi bücürler, ne yapıyorsunuz siz burada! İki saat sonra bir defilem var ve ona hazırlanmam gerek. Yarım saattir susun diye bekliyorum canıma tak etti be!” diyerek küçük bücürlere güzel bir çıkıştım.
Kaçarak oradan uzaklaştılar ve odamın kapısını çok sert bir şekilde çarpıp yattım. Tam uykuya dalmak üzereyken kapım çaldı. Açtığımda bağırdığım küçük çocukların yanındaki velilerimi artık her neyleriyse bana kötü kötü bakıyordu.
“Buyrun.”Kadın kaşlarını tamamen çatarak,
“Bana bak sen benim çocuklarıma nasıl bağırırsın!” diye bana bağırmaya başlamıştı.
“Sizin çocuklarınız burada 1 saattir kafamı ütülemeseydiler ne onlar zararlı çıkacaklardı ne de ben.” Ardından kapıyı hızlıca çarptım. Tam yatağıma yatmıştım ki, yine kapı çaldı. Kapıda kimin olduğuna bakmadan bağırmaya başladım.
“Yine ne var? Ben burada bir uyuyamayacak mıyım ya! Ne vicdansız insanlarsınız lan!”Kapıyı açtım ve kimsenin olmadığını gördüm. Ana bacı söverek içeri girdim ve yattım.
O sırada telefonum çaldı ve artık dayanamayarak açtım. Çok iğrenç bir sesle konuşmaya başladım.
“Alo!” Arayanın defileyi hazırlayan insancık olduğunu anladım. Bana elbiselerimin çoğaldığını, daha çok elbiseyi gösteriye sunacağımı söyledi. Bunun için makyajımı giysilerin tonlarında yapacağımızı söyledi.
“Tamam.” Diyerek telefonu kapattım. Artık uyuyabileyim diye Tanrı’ya dua ettim. 1 saat uyuduktan sonra kalkarken bir
‘Ooooh be uyuyabildim.’ Diyerek kalktım.
Otelden ayrılmak üzereyken, görevlilerden biri beni durdurarak sordu.
“Kaç numaralı odada kaldınız hanfendi?””4 numaralı odadaydım. Bir sorun mu var?” Adam beni güzelce süzerek,
“siz şu manken olmalısınız.” Diye soru sordu aslına bakarsan bu sorundan çok bir beyandı.
”Evet, bir sorun mu var?” Adam hafiften gülümsedi.
“Hayır yok.” Parayı ödemeye giderken, parayı alan adam bana doğru gülerek;
“Hesap görünmüyor hanfendi.” Diye söylendi. Şaşırmıştım..
“Nasıl yani?” Adam bilgisayara göz attıktan sonra bana cevap verdi.
“Paranız ödenmiş, iyi günler.” Ama demeye kalmadan adam elini kapıya doğru gösterdi. Ve kostümlerimi almak üzere otelden ayrıldım.
-SON-