Tenefüs zilinin çalmasıyla, öğretmenin susmasını beklemeden dışarı fırladım. Bu sıcak yaz günlerinde değil öğretmen, öğrenciler bile çekilmiyor. İnsan öğretmenleri bile dinlerken terleyebilir mi ki? Gidip üstümü değiştirsem iyi olacaktı, dersimiz Beden Eğitimiydi. Soyunma odasına yönelirken, telefonuma düşen mesaj beni oldukça kuşkulandırmıştı. Telefonu elime alıp mesajı okumaya başladım.
”Kimden: Lydia McCarthy.
Mesaj: 'Tatlım,sana ihtiyacım var.Neler oldu tahmin bile edemezsin.Merdivenlerdeyim,seni bekliyorum.'”
Lydia ile küçüklükten beri arkadaşızdır. Ne bir kavgamız olmuştur ne de atışmalarımız. Severim kendilerini. Herneyse, direk merdivenlere yönelerek onu bulmaya çalışıyordum. Tartışan birkaç grubun arasında ezilme tehlikesi yaşamak üzereydim. “Afedersiniz.”, “Pardon.”, “Geçebilir miyim?” sözlerini söylemekten sıkılmıştım ve sonunda Lydia’yı bulmuştum.
Üzgün üzgün bana bakıyordu, neler olmuştu? “Hayırdır tatlım, ne oldu?” Gözlerinden süzülen gözyaşları her seferinde yere indiğinde tüylerim ürperiyordu. Ağlaması içimi acıtıyordu, senelerdir böyle hiç ağlamamıştı. “Lydia, neler oluyor?”