Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Defter II: LOLA Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Defter II: LOLA Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Defter II: LOLA Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Defter II: LOLA Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Defter II: LOLA Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Defter II: LOLA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Lola
Lola & Coco
Lola & Coco
Lola


Mesaj Sayısı : 203
Kayıt tarihi : 29/08/10

Defter II: LOLA Empty
MesajKonu: Defter II: LOLA   Defter II: LOLA Icon_minitimePaz Ocak 23, 2011 12:06 pm


    Küçüklüğünden beri kullanmak zorunda olduğu siyah kalın çerçeveli gözlüklerini çıkararak aynaya baktı genç kız. Makyaj yapmamasına rağmen oldukça hoş bir görünümü vardı, o bunu bilmiyordu tabii. Sımsıkı ördüğü bal rengi saçlarına takılı tokayı çıkarıp örgüyü yavaşça çözmeye başladı. Bu onu rahatlatan bir şeydi, garip bir alışkanlık olsa da eski oyuncak bebeklerinin saçlarını sürekli örer ve sonra tekrar açardı. Buna saatlerce bile devam edebiliyordu. Örgüyü çözüp saçlarını serbest bıraktığında hizaları kalçasına kadar geliyordu. Uçlarını eline alarak dikkatle incelemeye başladı. Saçları onun için dünyadaki her şeyden daha önemli sayılabilirdi, onlar olmadan kendisini öldürse yeri olurdu. En son dört ay önce kesilmelerine rağmen uçlarında hiç kırık yoktu, o kadar bakımla olmaması gerekirdi zaten. Aynasının yanına koyduğu telefonunun titreşmesiyle hızla başını çevirdi. Telefonu sadece Jake için kullanıyordu, yoksa onlardan da hazzetmezdi. Telefonları sevmemesine rağmen bilgisayarlara bayılırdı ve bu konuda büyük bir yeteneğinin olduğu kesindi. İstese sadece beş dakika içinde büyük bir bankanın teknik sistemini çökertebilirdi, tabii bunu asla yapmazdı. Oldukça sade olan telefonu eline alarak gelen mesajı okudu. Elbette Jake'ten geliyordu, başka kimse onunla iletişime geçmeye tenezzül etmezdi, dalga geçmek dışında. Fazlasıyla kitap kurdu, asosyal ve inek bir kızdan kimse hoşlanmaz. Oldukça güzel olsa bile. Ama Jake, o farklıydı. Zaten Lorainne bu yüzden ona kalbini açmıştı, Jake için her şeyi yapardı. Onun mantıkla çalışan beyni bile ona karşı büyük bir aşkla doluydu. Kimse Jake kadar kusursuz olamazdı Lorainne'e göre, hiç kimse. Olağanüstü yakışıklı yüzünü gözlerinin önüne getirince kalbi mutlulukla çarpıyor, tarif edilemez bir neşe duyuyordu. Jake'in onun gibi birini nasıl sevdiğinden hala emin değildi. Lorainne o kadar içine kapanık biriydi ki bırakın çıkmayı, kimse onunla arkadaş bile olmak istemezdi. Tabii ki Jake dışında.

    Mesajda bir parti olduğunu ve Lorainne’in de gelmesini istediğini yazmıştı Jake. Lorainne partilerden nefret ederdi ama Jake uğruna yapmakta tereddüt etmeyeceği şeylerden biri de partilere gitmekti. Telefonunu ayıcıklı yatağının üzerine atarak yumuşak halının üzerinden zarif çiçeklerle bezenmiş dolabına doğru yürüdü. Ahşap kulpundan tutarak dolabın kapağını açtığında unutulmaya yüz tutmuş sağ köşedeki birkaç parça kıyafete doğru elini attı. Bunlar onun bu tarz etkinliklere katılmak zorunda olduğunda giydiği kıyafetlerdendi, gerçi Yukarı Doğu Yakası'ndaki diğer kızlar bunları ancak pijama olarak kullanırlardı. Siyah dar kot pantolonunun üzerine giymek için uçuk mavi bir askılı bluz ve siyah bir hırka seçti. Alt çekmeceden de hayatında en fazla iki kere falan giymiş olduğu gri babetlerini çıkardı. Normal bir kızda topukluların olmasını beklerdiniz ancak Lorainne'in süslü diye tanımlayabileceği tek ayakkabıları buydu. Dolabın yanındaki komidinde duran omuz askılı küçük çantasını kaptı ve omzuna astı. Aynanın önüne tekrar geçtiğindeyse bu kez çekmecede duran lenslerini takmayı reddederek siyah çerçeveli gözlüğünü taktı. Makyaj yapmak gereksiz bir durumdu, sadece saçlarını düzgün bir şekilde taradı ve toplamaktan son anda vazgeçti. Lorainne'in normal haline göre fazla şık ancak diğerlerine göreyse oldukça sade kalmıştı, ancak amacı buydu zaten. Telefonunu ve anahtarlarını çantasının içine tıkarak odasından çıktı ve yine mavi olan kapısını kapattı. Annesi hala eve gelmemişti, bu yüzden onu merak etmesin diye bir kalem ve kağıt bulup dışarıda olacağını söyleyen bir not karalayıp kapının üstüne yapıştırarak evden çıktı ve New York'un kalabalık caddelerinde bir taksi bulmak için gri asfaltın kenarında beklemeye başladı.

    Taksiciye parasını verip sarı arabadan indiğinde zümrüt yeşili bakışlarını etrafta gezdirdi. Fazlasıyla duyarlı olan kulakları karşıdaki barın içinden gelen gürültüyü hemen duymuştu.

    Suratımı asıp ayakta dikilmekten vazgeçerek barın gürültülü kapısına doğru yanaştım. Kapıdaki görevli ismimi sorduğunda tereddütlü ve zayıf bir sesle cevap verince içeri geçebileceğimi söyledi. Jake haber vermiş olmalıydı. Onu düşününce asık olan yüzümde yine bir gülümseme belirdi safça. Dans eden kalabalığı aşmaya çalışarak Jake’i aramaya başladım. İçki içtiği tahmininde bulunarak taburelerin olduğu ve insanları eğlendirmeye çalışan barmenlerin bana göre sıkıcı hareketler yaptığı bölüme doğru ilerledim. Etrafa bakındım ancak Jake’i görmeyince biraz daha ilerledim. Çok kalabalık, çok fazla kişi vardı ve bütün duyularım iflas etmek üzereydi. Bana sürtünen bedenler, nefeslerden gelen alkoller, her türkü kadın ve erkek parfümleri, dumanlar… Kendi başıma bulamayacağımı anlayınca barmene yöneldim. Jake buranın müdavimlerinden biriydi ve barmenin onu tanımama olasılığı çok düşüktü.
    “Hey, Jake Wickham’ı tanıyor musun?”
    “Evet, buraya hep gelir.”
    “Pekala, bana nerede olduğunu gösterebilir misin? Bulamadım da.”
    “Tabii, işte şurada.” Eliyle gösterdiği tarafa dönmeden önce teşekkür ederek ışık dolu bir gülümseme saçtım. Bazen geçmek için birilerini ittirmek zorunda kalıyordum, lanet olası barlar. Yine de sağ salim barmenin gösterdiği yere ulaşmaya başardım. Etrafa bakıp göremeyince yana dönüp bakmaya karar verdim ki - küt.

    Sırtına çarptığım çocuğa özür dilemek için ağzımı açmamla beraber arkasını dönüyor. Karanlık ortamda yüz hatlarını tam seçemesem de Jake’e olan benzerliği olağanüstü. Aynı kestane saçlar, aynı mavi gözler. Birazcık daha yüzüne bakınca onun gerçekten Jake olduğunu anlamam kısa sürmüyor. Yanındaki kız muhtemelen terbiyesizce şeyler söylemek üzereyken Jake kızın ağzını uzun parmaklarıyla örtüyor. Yüzümdeki şok ifadesinin iki metre uzaktan göründüğüne eminim. Şokumu atlatmaya başladıktan sonra yüzümdeki ifade öfkeye dönüşüyor. Saf, ateşten bile daha yakıcı bir öfke. Yumruk yaparak sıktığım ellerimle sağ yanağına bir tokat patlatıyorum, hafif bir kızarıklık oluşuyor. Şaşırmış ama durumu kabullenmiş gibi bakıyor. Açıklamak için bile ağzını açmaması bir işaret. Kız sabırsızca onu dürtüyor ve gözlerine manalı bir bakış gönderiyor. Jake konuşmayınca kızın o yapmacık ve itici sesini duyuyorum. “Ah, pekala. Sen söylemeyeceksen ben söylerim. Sevgilinin aylardır seni düşünüp, sadece sana ait olduğunu zannediyorsun değil mi? Sadece seni sevdiğini, senin için yanıp tutuştuğunu. Aptal olma ‘Lory’, senin gibi ineklerden kimse hoşlanmaz. Seninle olan ilişkisi sadece basit bir iddianın sonucu, başka bir şey değil. O benim, ve bana ait.” Gözlerim ateş saçıyorken yüzümü yeniden Jake’e çeviriyorum. Soru sormaya gerek bile yok, suratındaki ifadeden her şey belli oluyor. Gergin dudakları anlamam için bir açıklama. Öfkeden dişlerimi sıkıyorum, ve kızın suratına sert bir yumruk indirdikten sonra arkamı dönerek insanları sağa sola ittirirken kapıdan kendimi temiz havaya atıyorum. Hayır, ağlamayacağım. Hayır, onları affetmeyeceğim de. Tamamen iyi huylu ve inek bir kız olduğum bilinse de, sinirlendirilmemem gerektiği de herkes tarafından bilinir. Siz, Jake Wickham ve yanındaki o küçük sürtük, Lorainne Carmen’i aşağılayabileceğinizi sanıyorsanız, tamamen yanılıyorsunuz. Herhangi bir şey söylemesem de, intikamımı sizden fazlasıyla alacağım. Sadece siz değil, arkadaşlarınız da bunun bedelini ödeyecek. Tüm New York. Bunu siz istediniz, o zaman oyun başlasın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://lc-rpg.yetkin-forum.com
 
Defter II: LOLA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Defter I: COCO
» Lola & Coco Rpg

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: L&C RPG :: The NY City :: Defterler-
Buraya geçin: