Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Desire Belcourt
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Desire Belcourt


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 06/09/10
Nerden : Empire State Of Mind

İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Empty
MesajKonu: İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı.   İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimePerş. Şub. 03, 2011 9:59 am

    Barın arka kapısının önünde ot tüttüren bir grup motorcunun arasından geçerken, bu gün bu hale nasıl geldiğini merak ediyordu… Aksanından buralı olmadığı bariz belli olan bir adam ona yaklaşınca yüzünü buruşturdu. Dışarıdan fazlasıyla kötü göründüğüne şüphesi yoktu. Aslında yalnız bir gece geçirmeyeli o kadar çok olmuştu ki kimse onu uyarmadan ne kadar fazla içtiğini fark edememişti bile. Yine de ayaktaydı… En azından bir tuvalete kapanmamıştı. Adamın ona vaat ettiklerinin ilgilisini çekmediğini göstermek için sağ elini havada salladı. Sigara içmek için çıkmıştı buraya, birileriyle yiyişmek için değil. Çantasından paketi çıkarırken kendi kendine homurdandı, bu lanet olası şeyi çoktan bırakmıştı kendine kalsa. Arkadaş ortamı yüzünden oluyordu tüm bunlar veya yalnızca Jace yüzünden. O çocukla görüşmek Dee’yi olduğundan daha farklı kılıyordu. En azından daha umursamaz ve kendinden emin. Yaktığı sigarasını dudaklarına götürdü ve bir nefes çektikten sonra yanındaki, konuşmaktan bıkmamış olan adama döndü. “Sen neden buradasın hala?”dedi dumanı adamın yüzüne üfledikten hemen sonra gözlerini devirerek.

    İçeri girdiğinde adını bilmediği bir grup Jewell’li ona doğru seslendi. Umursamadı. Gözüne buraya geldiğinden beri onu izleyen çocuğu kestirmişti, biraz eğlenmek için kullanılmaya gayet hazır gözüken çocuğun yanına doğru ilerliyordu şimdi. Barmene bardağını uzattı ve çocuğun yanına oturdu. Kızın gelmesiyle birlikte çocuğun arkadaşları ayaklandı. Gitme vakti beyler. Barmene geri döndüğünde adamın rahatsız edici bakışları ile karşılaştı. Karşısındaki adam orta yaşlıydı ve Desire’ın yüz hatlarının yumuşaklığı büyük ihtimalle adamın onun yanında babası gibi falan durmasına sebep olacaktı. Iyk. Tek kaşını kaldırdı ve bardağını aldı.


    Çocuğa geri döndü. Bakışlarındaki tanıdıklık ürkütücüydü. Genellikle her azmış Manhattanlı erkeğin yüzünde görülebilecek bir tutkuydu belki, ama o anda Desire’ın aklına Jace gelmişti yine. Tanrım! Çocuk beynimi ele geçirdi! Gözlerini kaçırdı. Bir süredir görüşmüyorlardı Bay Cartier’le. Büyük ihtimalle o çoktan geçmişti Dee’den. Fakat Desire basit yeniyetme bir kız gibi sürekli onu düşünmekten kendini alamıyordu. Çocukta şeytan tüyü falan olmalıydı. Yoksa Dee Belcourt onun gibi belalı bir tipe değil bu kadar ilgi duymak yanaşmazdı bile…

    Yanındaki genç adamın kahkahasıyla kendine geldi. Neye gülüyordu ki? Sesli falan mı düşünüyordum ben? “Ve daha sonra o garip maskesiyle annemi korkuttu, Tanrı’m cidden komikti.” Kız ağzının içinde bir şeyler geveledi. Evet elbette, komiktir. “Şu Tron’u izledin mi? Ne sıkı bir filmdi o…” Şey pardon, bir kızla konuştuğunun farkında mısın diyecek oldu fakat kendini susturdu. Şimdi neden içtiğini hatırlamıştı. Konuştuğu hemen hemen on beş erkeğin on beşi de saçmalamıştı ve hepsi de ona Jace’in ne kadar mükemmel bir erkek olduğunu vurgulamak için oradaymış gibi görünüyordu. Yüzünü belki de yüzüncü kez buruşturdu. Gün içinde erkeklerden şansı pek yaver gitmemişti zaten… Aklının içine o yasak cümle sızdı yine. O şimdi burada olacaktı


En son Desire Belcourt tarafından Cuma Şub. 04, 2011 9:20 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jace Cartier
Columbia | III. Sınıf
 Columbia | III. Sınıf
Jace Cartier


Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 21/01/11

İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Empty
MesajKonu: Geri: İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı.   İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimeCuma Şub. 04, 2011 5:48 am

Bedeni yorgundu. Sıcak yorgandan dışarı çıkmak, bedenini saran kollardan uzaklaşmak istemeyecek kadar yorgun. Gecenin bu saatinde uykulu olması pek onun tarzı değildi ama içtiği içkiler, tattığı dudaklar, hepsi onu bitkin bir hale getirmişti ve başını ağrıtmıştı. Telefonun ikinci kez titremesi ve bu kez bir arama olduğunu anlatacak kadar uzun sürmesi onu çileden çıkarmıştı. Düşüncesiz varlık mutlaka cezalandırılmalıydı. Yüzünü buruşturdu ve sarışın kızın omuzlarını saran kolunu gevşetti. Lambanın durduğu küçük sehpaya uzandı ve alışkanlık olduğu gibi o telefonu eline aldığı anda arama sonlandırıldı. Öfkeyle homurdandı. Elini dokunmatik ekran üzerinde dolaştırdı, ekran aydınlandığında gördüğü ilk şey arkadaşlarından –iyi arkadaşlarından- birinin adıydı. Normalde sadece kızlar konusunda güvenilebilecek, eğlenmeyi iyi bilen arkadaşlardan. Meraklanmıştı, mesajı atan kişinin Rick olduğuna emindi ama ne yazmış olabilirdi ki? Merak içini kemirirken kötü bir şeylerin olmakta olduğu gibi bir ihtimal geldi aklına. “Saçmalama.” Diye fısıldayarak mesajı açtı. Gözüne ilk çarpan kelimeler Desire, barda, sarhoş, heriflerle, samimi oldu. Okuduklarını doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmek için ikinci kez okudu ve bu kelimelerin gerçekten orada olduğunu anlamak için sesli bir şekilde okudu. “Desire’ı barda gördüm, sarhoş ve değişik heriflerle fazla samimi. Onunla takılsam kızmazsın değil mi?” Hissettiği ilk duygu öfke oldu. Kime yönelik olduğunu bilemediği bir öfke. Rick’e karşı olduğunu sanmıyordu aslında, çünkü Dee’ye elini sürmeye cesaret edemezdi. Hele de kız sarhoşken… Bu riski göze alamazdı, yoksa alabilir miydi? Sakinleşmeye çalıştı; Desire asla başkasının yatağına girebilecek kadar sarhoş olmazdı. Tanrı aşkına, Desire doğru düzgün sarhoş olmazdı bile. Sarhoş olacak kadar içmesinin bir sebebi olmalıydı ve lanet olsun ki onun üzgün olduğunu düşünmek kalbini acıtıyordu. Yataktan kalktı, bedenini beyaz yorgana dolamış kız bakıp çarpık bir şekilde gülümsedi. Güzel kızdı, eğlenceliydi de ama tek gecelik olmaktan daha ileri gidemeyecek normal kızlardandı işte. Cam masanın üzerinde duran defterden bir sayfa kopardı ve eline aldığı siyah kalemi, sayfa üzerinde kaydırmaya başladı. Normalde romantik biri sayılırdı. Bunu ne kadar içinde saklamayı tercih etse de öyleydi. Kâğıdı, kızın uyandığı anda görebileceği bir yere koydu, üzerine kot pantolon ve üst düğmelerini açık bıraktığı siyah bir gömlek geçirdi. Garaj kapısını açtığı gibi geçen yıl aldığı şu çok hızlı motoruna atladı ve kısa yolları kullanarak bara ulaştı.

Barın kapısını itip içeri girmeden önce derin bir nefes aldı. Desire’ın durumunun ne kadar kötü olacağını düşünerek nefesini verdi ve demir kapıyı itti. Kimse onu durdurmaya çalışmadı; içeri rahatlıkla girebilecek biri olduğu görünüşünden belliydi. Yüzündeki soğuk ama baştan çıkarıcı ifade, gömleğin kumaşı, bronz renkli kolunda parlayan pahalı saati ve sol elinde tuttuğu motor anahtarının markası Jace’in üst sınıftan olduğunu ilk bakışta belli ediyordu. Bir de içerdeki kızların aynı anda fısıldaşmaya başlayarak soyadını ortaya çıkarması bu etkiyi arttırıyordu. “Cartier’lerden biri.”, “Bu Jace!” ve benzeri fısıldanmalardaki en yoğun duygu şehvet ve şaşkınlıktı. Ne büyük kayıp ki Jace’in şu anda ilgilendiği tek kız Desire’dı ve bakışları sigara dumanlarının arasında onun mavi gözlerini, beyaz tenini, tatlı gülümsemesini arıyordu. En sonunda gördü onu, yanına yaklaşmadan önce bir süre için izledi. Yanında oturduğu çocuk havalı tiplerden sayılabilecek seviyede olsa da Jace’le yarışamazdı. Ah Desire, bari daha düzgün biri olsaydı. Sakinleşmişti, kız sarhoş olsa da çocuktan sıkıldığı her halinden belliydi ve ufaklık, mavi gözlü güzeli yatağına atabileceği her minik saniyeyi boşa harcıyor, nasıl bir taktik uygulaması gerektiğini bilmiyordu. Sonra Jace’in öfkeyle seslenmesini sağlayan bir şey oldu; genç kız yanında oturan çocuğu öpmeye başladı. “Desire!” Sarışın adamın sesi kızı yerinden sıçrattı, bir an yüzünde bir şaşkınlık belirdi ardından öfke. Jace uzun adımlarla yanına yaklaştı. Kızı kolundan sertçe tuttu ve hızla kaldırdı. Çantasını eline verdikten sonra kızı arkasına aldı ve çocuğa sert bir yumruk indirdi. Uzun süre iyileşmeyecek bir yara bırakmıştı çocuğun yüzünde. Kızın sol kolunu daha sıkı kavradı ve barın çıkışına doğru sürüklemeye başladı. Çevresindeki insanların ne dedikleri ve gördükleri umurunda bile değildi, şu an önemli olan tek şey sevdiği kadınıbaşka bir adamla görmüş olmasının verdiği şok, öfke, kıskançlık ve bastırılmaya çalışılan bir baştan çıkmaydı. Bardan yeterince uzaklaştıklarında kızı duvarla bedeni arasına sıkıştırdı ve öfkeyle çenesini kavradı. Tutuşu fazla sertti, fazla acı verici, bunu kızın gözlerinde görmüştü.

“Ne yaptığını sanıyorsun sen! Ne halt yiyorsun burada!” Kızın nefes alış verişiyle dışarı yayılan alkol kokusunu içine çektikçe öfkesi artıyordu. Kızın sözlerini toparlamaya çalıştığını gördüğünde, dudaklarından çıkmayı bekleyen tüm öfkeli sözleri dudaklarını birbirine sıkıca bastırarak engelledi, beklenti dolu gözlerle mavi gözlere baktı. Ellerinden birini kızın saçları arasına daldırdı ve öylece bıraktı. Aralarındaki sessizlik gittikçe büyümekteydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desire Belcourt
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Desire Belcourt


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 06/09/10
Nerden : Empire State Of Mind

İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Empty
MesajKonu: Geri: İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı.   İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı. Icon_minitimeCuma Şub. 04, 2011 10:55 am

    Konuşan çocuğa kaçamak bir bakış attı. Yaklaşık olarak yarım saatten fazla olmuştu Dee onun yanına oturalı. Ne yazık ki pek bir icraat görememişti geçen süreye rağmen. Çocuğun tek yaptığı kardeşinden bahsetmek, tatilde kimleri Play Station’da yendiğini anlatıp böbürlenmek olmuştu. Bakir, Desire’in bunu fark etmesi pek uzun sürmemişti aslında. Yalnızca çocuğun aşırı sevimli yüzüne veya kaslı yapısına yakıştıramamıştı bu gerçekliği genç kız. Derin bir nefes verdi. Git gide daha çok sıkılıyordu. Genellikle, bir ilişkinin yürümesi için iki tarafın bir ortak noktası olması gerektiğini savunmazdı zaten. Fakat karşısındaki çocuk, pegasusların uçtuğu bir dünyaya aitmiş gibi görünüyordu. Evet, gerçekten. Yakından bakınca işte bu kadar masumdu. Manhattan’a dair bir havası yoktu pek. O sırada diğer yanına oturan bir adamın üzerinden yayılan ağır puro kokusu ile nefesi kesildi. Babası da fazla tütün mamulü tüketirdi, sigara ile bir sorunu yoktu ama puro kızın nefesini tıkıyordu. Gözlerini kırpıştırdı. Karşı tarafta onun sıkıldığını fark eden bir tip kapıyı işaret etti. İstersen gidebiliriz. Adamın kıpırdayan dudaklarını okuduğunda gülümsedi. Omuz silkti, hayır teşekkürler. Gözlerini devirdi, yorgunluk baş göstermeye başlamıştı. Yanmaya başlayan gözlerini kırpıştırdı ve ardından bakışlarını yanındaki çocuğun yüzünde sabitledi. Belki fark eder ve ilgisini kıza çevirebilirdi.

    Bir yerden sonra sabrı kalmadı. Oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı ve çocuğa gülümsedi. Çekici bir gülümsemeydi bu yüzüne yayılan, işte tam olarak bu yüzden çocuğun etkilenmemesine fazlasıyla bozulmuştu. Hâlbuki gayet hoş bir kızdı Dee. Bu güne kadar kimi istediyse elde etmişti. Bunu yapacağını tahmin etmezdi ama Bonnie’nin yolundan gidecekti. Çocuğu kendine doğru çekti ve dudaklarına yapıştı. Eğer buraya eğlenmek için geldiyse, eğlenecekti. Gerçi tanıdık bir sesin hararetle ismini söylediğini duyduğunda çocuktan o kadar hızlı uzaklaştı ki, basit olan amacını o saniye içinde gerçekten unuttu.
    “Jace.” çocuğun adı kızın kendinin bile duyamayacağı bir fısıltı eşliğinde dudaklarından çıktı. Karşısındaki çocuk şaşkın şaşkın kıza bakarken Desire’in gözleri şimdi onların yanında dikilen sarışın çocuk üzerine takılmıştı. Saçları yataktan yeni kalmışkenki gibi karma karışıktı. Gömleğinin ilk birkaç düğmesini iliklememişti ve bu kadar sade ve basit görünürken bile kızın yüreğini hoplatabiliyordu. Dudakları hafif bir şaşkınlık içinde açıldı. Jace’in kolunu yakalamasıyla bir anlığına afalladı. Eline tutuşturulan çantasına bakarken neyin ne olduğunu henüz kavrayamamıştı. Jace’in sevimli çocuğun yüzüne attığı yumrukla birlikte dudaklarından kısa bir çığlık yükseldi. Ne yaptığını sanıyordu ki? Gözleri büyüdü. Şimdi Jace’e hiç hissetmediği bir öfke dolaşıyordu içinde. Genç adam onu kolundan çekip dışarı çıkarırken sesini çıkarmamaya çalıştı. Henüz değil. Söylemek istediği şeyleri kafasında toparlamadan bir Cartier’e bağırmaya çalışmak. Yapılabilecek en çocukça davranışlardan biri olurdu…

    Barın giriş kapısındaki kalabalıktan yeterince uzaklaştıklarında Jace onu duvara yasladı. Çenesinden tuttuğunda Dee gözlerini yumdu. Şuan burada olmayı kesinlikle istemiyordu. Huzursuzca kıpırdandı. Çocukla aralarındaki mesafe o kadar azdı ki genç adamın öfke ile bıraktığı nefesi kızın yüzüne çarpıyordu. Kendini Jace’in elinden kurtarmak için bir hamle yaptı. Çocuğun cüssesi göz önünde bulundurulduğunda bu elbette yersiz bir hareketti, yinede maksat şansımı denemiş olmak.
    “Ne yaptığını sanıyorsun sen! Ne halt yiyorsun burada!” Bakışlarını kaçırdı. Söylemek istediği şeyler ağzından çıktığı anda pişman olacağına emin olduğu türde cümlelerdi. Bu yüzden daha makul bir cevap vermek için kendini sıktı. Belki bir sana ne ile geçiştirebilirdi çocuğu ama istediğinin bu olduğuna da pek emin değildi ne yazık ki. Jace’in, bir Cartier’in kendini kıskanmasının hoşuna gittiğini itiraf etmeliydi. “Eğer burada olmam bu kadar tepki çekici ve bir o kadar yanlış bir durumsa…” dudakları kısa bir ara vermek için aralandı. Aldığı alkolün seviyesinden veya gecenin sonlarına doğru olanların fazlalığından olsa gerek, başı dönmeye başlamıştı. “Keşke bilseydim, ne bileyim.” Gülümsemeye çalıştı. “O zaman uslu bir kız olurdum ve evimden ayrılmazdım.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İlgiye ihtiyacı vardı, öyle ki gerekirse onu zorla alırdı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İşte öyle bir şey.
» Hıhım, öyle.
» Öyle işte.
» Rp aşkı geldi Öyle böyle değil
» Öyle böyle şöyle, ekleyelim bakalım bizde...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Diğer Yerler & Mekanlar-
Buraya geçin: