Adalyn Xéna Snow Arkeolog
Mesaj Sayısı : 60 Kayıt tarihi : 03/02/11 Nerden : She is British. aksdjalsfhn
| Konu: Rengarenk Boyanmış Sabah Ptsi Şub. 07, 2011 6:14 am | |
| Güneş ışıkları, perdemin kenarından, yaramaz çocuklar gibi bir görünüp bir kayboluyorlardı. Işıkların yüzümde neden olduğu sıcak etki nedeniyle gözlerimi kırpıştırdım, sonra da istemsizce onları açtım. Serin bir esinti yüzümü yalayıp geçerken, güneşin sıcaklığının ve bu esintinin birbirlerine hiç yakışmadığı hakkında bir şeyler mırıldanıp yatakta doğruldum. Bugün, yapacak işlerimiz vardı. Laisha ile evin duvarlarını boyayacaktık. Aslında istesek, bunu boyacılara da bırakabilirdik; ancak bugün yapacak bir şeyimiz yoktu ve eğleniriz diye düşünmüştük. Yatağımın önündeki aynaya şöyle bir baktım ve nihayet kalktım. Dolaba doğru ilerken daha rengi seçmediğimizi düşünüyordum. Aslında bu renk seçme olayında iyi olduğum söylenemezdi; ama en azından salonda falan, boğucu renkler olmaması gerektiğini düşünüyordum. Yani bana kalsa her yeri rengarenk boyayabilirdim; ama düzgün bir şeyler yapmamız gerekiyordu bu sefer. Küçükken okulumuzu boyadığımızı hatırlıyordum, istediğimiz şekilde boyayabilecektik, ne de olsa ilkokuldu ve çocukların enerjisini okulun dış duvarlarına yansıtmak istemişti yöneticilerimiz. Herkes pembe, pastel renklerle düz boyama yaparken, ben turuncu bir ağaç falan yapmaya çalışmıştım. Resime ilgim her zaman olmuştur, kendimi ne kadar geliştirdiğimi bilmesem de bu da benim yeteneğim denilebilirdi işte.
Dolabımdan karmaşık desenleri olan bir elbise çıkardım ve üzerime geçirip aynanın karşısına geçtim. Büyük ihtimalle dışarı çıkmamız gerekecekti ancak önce renge karar vermeliydik. Renklerin bulunduğu katalog ya da ona benzer şeyin, televizyonun yanında olduğunu hatırladım ve Laisha'nın uyanıp uyanmadığını merak ettim. Saate baktığımda, on buçuğu gösteriyordu. Yani bir nevi erken falan kalkmıştım, gerçi mesleğim gereği her zaman tetikte olmam gerekiyordu. Ne zaman araştırma aşamasını atlatsak, bölgenin detaylarını bulabilmek için insanların çevrede olmadığı bir saati seçmek zorundaydık ve bu sabahın beşi bile olabiliyordu. Hiç ölmeyen bir şehir için, o bile zordu gerçi. Dağınık görünen saçlarımı at kuyruğu yaparken, o kadar boyanın arasında günümün güzel geçeceğini ve sonra da kendimi güzel bir duşta bulacağımı umuyordum. Perçemlerimi serbest bıraktım ve biraz daha kendime gelebilmek umuduyla, lavaboya gidip yüzümü yıkadım, sonra da dişlerimi fırçaladım. Ardından salona geçtim ve Laisha'yı televizyonun önünde otururken buldum.
" Hey, günaydın. "
Gidip onun yanına oturmadan salona şöyle bir göz attım ve düzenine hayret ettim. Hayır yani, çok dağınık olmazdı ama bana biraz farklı gelmişti. Sonra Laisha'nın yanına gittim ve televizyona baktım. Bazen can sıkıcı şovlar olurdu. Hani güldürdüğünü sanan ama sadece kendi gülen, saçma esprileri olan sunucuların sunduğu. Ne yazık ki bazıları onları izlerdi ve siz de yanındaki arkadaşınız yüzünden izlemek zorunda kalırdınız falan. Bu televizyondaki öyle bir şey değildi, komik görünüyordu; ama televizyona dalmak için kendime fırsat vermeden televizyonun yanındaki renk kataloğunu aldım ve göz atmaya başladım. Bir yandan da konuşuyordum.
" Renk seçmemiz gerek. Haydi bir göz atalım. "
Elimdeki şeyde her türlü renk vardı. Hatta renk başlıkları altında bir sürü ton vardı, benim en sevdiğim renk mordu ama, koyu mor bir odayı hayal dahi edemiyordum. Belki eflatun daha mantıklıydı. Ya da turkuaz, limon tonları falan. Nedense çok sıradan bir renk olsun istemiyordum. Eskiden evimizin duvarlardı beyaz, krem rengi ve o tonlardaydı, bu da beni deli ediyordu. Ama bakalım, ne uygunsa onu seçecektik. Gözüm, açık, gök mavisine takıldı. Belki banyo için hoş olurdu; ama banyonun duvarlarının boyanma ihtiyacı olduğunu sanmıyordum. Tamam, genel olarak bakacak olursak ev işleriyle, daha çok şu tadilat, hiç alakam yoktu ve evi mahvetmek istemiyordum. Bir an endişeyle Laisha'ya baktım ve mahvedersek de bir boyacı falan çağırırız diye düşündüm, belki denemek bile eğlenceli olacaktı.
| |
|