| | dönüş. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Craig Justin Archman Sir Stafford | IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 34 Kayıt tarihi : 04/02/11 Gerçek Yaşı : 30 Nerden : İzmir
| Konu: dönüş. Ptsi Şub. 07, 2011 11:30 am | |
| Kapalı bir kutuda yaşamak gibisi yoktu aslında. Hizmetçiler artık onun bir saatliğinede olsa evden gitmesi için Tanrı'ya dua ettiğini duymak da ona büyük bir haz veriyordu, ve sanki Tanrı'nın dualarını kabul etmelerini düşünmeleri için küçük bir gezintinin kimseye zararı olmazdı. Üzerine geçirdiği tişört ve bol bir eşorfmanla çıktığı New York sokaklarında, pis bir zenciye benziyordu. Ten rengi de zenci olsa tam olacaktı gerçekten. Uzun süreden evden çıkmadığı için sakalları çok fazla uzamıştı. Bu ona yaşlı bir hava katsa bile pek de karizmatik durduğu söylenemezdi.. Geçmişte çok yakın bir arkadaşı ile zor da olsa buluşmak için, uzunca bir yol gelmişti. Arabasını bile almamaya tenezzül etmeyecek kadar özlemişti bu sokakları.. 5 aydır en fazla iki kere çıkmıştı bu yollara. Bunun sebebi de bir kere berber, bir kerede kendine yeni kıyafetler almak için çıkmıştı. Ama artık geri dönüşünü bildirmenin zamanı gelmişti gibi düşünüyordu. Adı gibi emindi bazılarının entrikalarını çok özlediğini. Gittiğinden bu yana nelerin değiştiğini ve nelerin eskidiğini o kadar çok merak ediyorduki.. Öncelikle eski tayfasına haber verse güzel olacaktı ama şimdi gideceği randevuya odaklanmalıydı. Sonuçta 5 aylık bir kapalılığın ardından ilk defa bir kız için dışarıya çıkıyordu ve tabii ki Craig'e özel bir şekilde gitmeliydi. Gittiği Starbuks'a bir zamanlar o kadar çok fazla gidiyorduki, sahibi ile çok yakın olmuşlardı artık. Sahibi değişti mi diye merak etmiyor değildi. New York'un değişen kısımlarında mevsimlerde olmalıydı, bu dönemde nasıl bu kadar güzel oluyorduki? Gerçekten ilginç ama bir o kadar ilgi çekici bir hava.. İnsanların konşmaları, ayakkabı sesleri, asil bayanlar ve baylar! İşte özlediği New York buydu! Her çeşit insan vardı. Pislik zencisinden, asil bir beyefendiye kadar herşeyi bulunduran şehir. Fransa ise sadece asiller vardı.. Yolda sigara bile içemezken , New York'da ne zaman dışarı çıksa inadına sigarasını yakıp içiyordu.. Starbucks'ın tabelasını gördüğünde, cenneti görmüş bir insan gibi mutlulukla baktı karşısındaki resime.. O kadını o kadar çok özlemiştiki.. İçeri girdiğinde herşeyin aynı ama tüm garsonların ve kasada oturan patronun değiştiğini gördüğünde hayal kırıklığı yaşamadığı söylenemezdi.. Cam kenarındaki boş koltuğa oturup misafirini beklemeye başladı. Uzun süre sonra dışarı çıkmak mı? Eski bir dostla mı buluşmak daha heyecanlıydı? Bunların kararını vermektense, anın keyfini çıkarmak daha hoşuna gidiyordu.. | |
| | | P. Juliet Prideaux Harrison Jewell | IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 442 Kayıt tarihi : 07/02/11 Gerçek Yaşı : 29
| Konu: Geri: dönüş. Ptsi Şub. 07, 2011 12:11 pm | |
| O sabah diğer sabahlardan çok farklıydı. Gülümseyerek uyanmayalı ne kadar olmuştu kim bilir? Hizmetçisine, hazırlandıktan sonra atıştırması için bir şeyler hazırlamasını istedi. Neden giyecek bir şey bulamıyordu? Zaten hep önemli bir olay olduğunda başına gelirdi böyle şeyler. Daha dün alışverişe çıkmamış mıydı Juliet? Tüm dolaplara tek tek baktı ama yeni aldığı elbiseleri göremedi bir türlü. Kıyafeti en sona bırakmaya karar vermişti. Bir tarak alıp aynanın karşısına geçti. Saçları her zamanki gibi çok sağlıklı görünüyordu. Taramak dışında bir şey yapmayacaktı.
Claire'yi yanına çağırdı ve önceki gün aldığı kıyafetleri getirmesini istedi. Claire elinde yaklaşık 5-10 torbayla yalpalayarak içeri girince yüzü düşmüştü. Çok az şey almıştı. Hemen Claire'nin elindeki torbaları alıp karıştırmaya başladı. Sonunda altına giymek için bir tayt, üzerine de omuzlarından birini açık bırakacak şekilde dizayn edilmiş bir bluz seçti. Ayağına da topuklu çizmelerinden birini geçirdi. Makyajını da yaptıktan sonra geri yemek yemek için hiç vakti kalmamıştı. Çantasını kaptığı gibi evden dışarı çıktı. Starbucks çok uzakta değildi o yüzden yürümeye karar vermişti. Craig'i görmeyeli uzun zaman olmuştu. Değişti mi acaba? diye düşünmeden edemedi. Adımlarını hızlandırdı.
Kapıdan içeri girince şöyle bir bakındı. İşte oradaydı! Cam kenarındaki bir koltukta oturmuştu. Emin adımlarla Craig'in yanına gitti. " Merhaba yakışıklı! " dedi ve en güzel gülüşünü yerleştirdi yüzüne. | |
| | | Craig Justin Archman Sir Stafford | IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 34 Kayıt tarihi : 04/02/11 Gerçek Yaşı : 30 Nerden : İzmir
| Konu: Geri: dönüş. Ptsi Şub. 07, 2011 12:58 pm | |
| Dışarıyı seyrederken fazla olgunlaştığını hissedebiliyordu. Bu kendisi değildi. Eskiden olsa çoktan akmıştı bile gece hayatına. Sigara yasağına rağmen elindeki sigarası ile etraftaki herkesi fazlasıyla şaşırtıyordu.. Yanına yaklaşan uzun boylu adam 'Beyefendi sigaranızı söndürmenizi rica edebilir miyim? Burada içmek yasak..' Adamın gür ve kulak tırmalıyıcı sesine asla tahammül edemez. Cebinden çıkardığı yüklü miktarda parayı adama uzatarak. 'Burda içtiğim sigaranın cezası, içirttiğiniz için sizin cezanız. Ayrıca bu dükkânı satın alacak para var. Şimdi gidebilirsin.' Adamın elindeki paraya kısa bir süre şok halinde bakmasının ardından mutluluk ve gerginlikle birlikte geriye dönüşünü farketse bile bununla ilgilenecek vakti yoktu. Juliet'in gelmesi ne kadar da uzun sürmüştü. Ah tabii! Kıyafetlerine bakacak, onları bir elden geçirecek falan filan. Hele hele yeni kıyafetler aldıysa akşam üstüne doğru gelebileceği gerçeği bile vardı.. Verdiği paradan olsa gerek önüne gelen sıcak çikolata ile kasadaki adama sahte bir gülümseme atarak kahveden bir yudum aldı. Kendisini herhangi bir barda iş atılan kadınlar gibi hissetmişti.. Hissini üstünden atana kadar geçen sürede arkasından gelen ses ile birlikte, tüm komik hislerinden kurtulmuştu.'Merhaba yakışıklı' Bu sesi duymayı o kadar özlemiştiki. Kafasını çevirdiğinde gülümsemesi ve o güzelliğiyle karşısında duruyordu.. 'En çok da seni özlemişim güzelim.' Her zamanki çatallı sesi ve o suratsız ifadesiyle.. | |
| | | P. Juliet Prideaux Harrison Jewell | IV. Sınıf
Mesaj Sayısı : 442 Kayıt tarihi : 07/02/11 Gerçek Yaşı : 29
| Konu: Geri: dönüş. Ptsi Şub. 07, 2011 1:54 pm | |
| Gülümsemesine engel olamıyordu bir türlü. Onu o kadar özlemişti ki! Daha da mı yakışıklı olmuş? diye düşündü. Gerçekten de öyleydi. " En çok da seni özlemişim güzelim. " diyerek böldü Juliet'in düşüncelerini. İfadesi hiç değişmemişti Craig'in. Hala aynı karizmatikliğiyle karşısında duruyordu işte. Sıkıca sarıldı ona. Kokusunu bile özlemişti genç adamın. Onu bu kadar özlemiş olacağı aklının ucundan bile geçmemişti. Uzun bir sarılma olmuştu bu gülerek ayrıldı arkadaşından. “ Tamam, bu kadar da abartmayalım. Sonuçta geri geldin ve buradasın! “ dedi sırıtarak. Bir daha gider mi? diye düşünmeden edemedi. Gitmemesini umuyordu.
Craig'in karşısındaki koltuğa yerleşti. Şimdi genç adamı dikkatlice süzebilirdi. Saçları her zamanki kısalığında duruyordu. Kısa saç ona yakışıyor diye düşündü. Elbette yakışıyordu. Biraz inceledikten sonra sanki çok önemli bir deney yapıyormuş da bir türlü eksik olan parçayı bulamıyormuş gibi " Sende bir değişiklik var. " dedi. Biraz daha inceledikten sonra ve bu işte sıkıldı ve bir iç çekti. Tamam, pes etmişti.. " Tanrım! Seni o kadar özledim ki! Umarım çok bekletmemişimdir. " dedi. O anki ses tonu şımarık bir çocuğunkinden farksızdı. Ama kendisine engel olamıyordu. Ne zaman yaptığının tersi bir şey söylese ses tonu bu hale geliyordu. Hafif bir tebessüm kondurdu suratına, şımarık kız çocuğu hallerinden sıyrılarak. Neyse ki bu geç kalma olayı pek de olağan dışı bir şey değildi. Juliet hiçbir zaman dakik olamamıştı zaten. Birden anıları canlandı. Bu sefer sadece yarım saat geç kalmış olması garipti. Zavallı Craig! Diye düşündü. Juliet, onu bir keresinde 1 saat boyunca Central Park’ın ortasında bekletmiş ve yanına gittiğinde de “ Sanırım biraz geç kaldım. “ demiş ve gülümsemişti. Bu anının getirdiği görüntülerle gülmeye başladı.
Craig’in ona nasıl baktığını gördüğünde gülmesine hakim olamadı ve daha fazla güldü. En sonunda kendisine merakla bakan Craig’e döndü ve hatırladığı şeyleri anlattı. Şimdi ikisi de kahkaha atıyordu. Tüm insanlar onlara dönmüş, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ama onların umurunda bile değildi. Sonunda kendilerine gelmişlerdi. “ Eskiden her şey daha kolaydı, öyle değil mi? “ dedi Juliet sıkıntılı bir iç çekişin yanında. Bu doğruydu. Çocukken her şey daha kolaydı. Büyüdükçe sorumluluklar üst üste biniyordu. Buraya eski günleri konuşmak için gelmediğini hatırlaması birkaç dakikasını almıştı. Merak ettiği ve sormak istediği birçok soru vardı.
Craig'in Fransa'da olduğu süre boyunca neredeyse hiç konuşmamışlardı ve Juliet onun neler yaptığını çok merak ediyordu. Sabırsızca ve merakına engel olamayarak " E hadi anlat biraz! Fransa nasıldı? Neler yaptın? Yine kaç kızın kalbini kırdın? " son soruyu üstüne basa basa sormuştu. Craig hep aynıydı ve kolay kolay da değişmezdi. Uzun bir süre konuştular. Craig, Fransa’da neler yaptığını, neden geri döndüğünü, her şeyi bir bir anlattı Juliet’e. Juliet’te büyük bir merakla dinliyordu onu. Zaman o kadar çabuk geçmişti ki havanın karardığını anlamamışlardı. Juliet kolundaki saate baktı ve “ Aman tanrım! Craig saat kaç olmuş! “ dedi telaşla. O akşam anne babasıyla yemek yemesi gerekiyordu ve hemen eve gitmezse kıyamet kopacaktı. Oflayarak kalktı yerinden ve Craig’in yanağına bir öpücük kondurdu. “ Artık gitmem gerek, bizimkileri biliyorsun. Sonra görüşürüz. “ dedi ve çantasını da alıp oradan çıktı.
RP SONU.
| |
| | | | dönüş. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |