Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Geçmişin İzi Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Geçmişin İzi Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Geçmişin İzi Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Geçmişin İzi Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Geçmişin İzi Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Geçmişin İzi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Adalyn Xéna Snow
Arkeolog
 Arkeolog
Adalyn Xéna Snow


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 03/02/11
Nerden : She is British. aksdjalsfhn

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimeÇarş. Şub. 09, 2011 2:23 am

    Geçmişin İzi 3597xGeçmişin İzi Blake-blake-lively-19056601-100-100
    Charles Keith & Adalyn Xéna Snow
    23.00 civarı

    Bazen, her şey uzak gelir insana. Sanki başka bir dünyanın parçasıymış gibi... Tanıdık yüzlerin ağızlarından dökülen kelimeler, klasik ve sıkıcıdırlar. Onlara cevap vermek ise ayrı bir eziyettir, sürekli aynı şeyleri tekrarlamak. İyiyim ben, endişelenmeyin. Oysa, gerçekten endişelenecek bir durum yoktur, o haller de gelip geçecektir işte. Atlatmanız için sadece kim olduğunuzu hatırlamanız veya yalnız kalmanız gerekir. Sonra da bitip gider işte...

    Genç kadın arabanın içinde oturup, sadece yalnız kalabileceği ve belki de içebileceği bir yere gitmeyi düşünürken, tam da bu durumdaydı. Gözlerinin önünden Manhattan'ın renkli gece ışıkları geçiyordu, parıldayan sarılar, turuncular ve yüksek binalar. Yüksek hayatlar ve hayat şartları... Gece, bu şehiri yutamıyor ve Newyork'a, özellikle Manhattan'a bir görkem katıyordu. Belki kadın da, bu ışık parçalarından biriydi sadece. Bar Quella'nın önünde arabadan inip, siyah, mini elbisesi ve açık bıraktığı parlayan sarı saçları ile, bu tarife de oldukça uygun olurdu. Siz onun düşüncelerle dolmuş beynine bakmayın, bu genç kadın hiçbir zaman melankolik biri olmadı, sadece yaşadıkları üstüste geldi, o kadar. Yine de hala gülümsüyor, çünkü can sıkıcı biri olmak onun için gerçekten zor.

    Kapıdan içeri girdiğinde, müziğin sesinde kaybolan, siyah topuklularının sesi ile, kendine bir köşe aradı. Gözlerini bara sabitledi, oraya fazla uzak olmak istediği söylenemezdi. Bara doğru ilerlerken, tanıdık birini görmediği için memnundu. Daha fazla endişeli yüz görmek istemiyordu, her zaman yanında biri olacak diye bir şey yoktu. Barmenden bir viski isterken, yine siyah el çantasını açıp telefonunun ekranına baktı ve hiçbir şey göremeyince, yerine koydu. Laisha' ya çıkarken haber vermişti, ne zaman döneceğini bilmediğini de söylemişti. Birden mod değiştirmezse, sarhoş olana kadar burada olacağı da bir gerçekti. Viskisi önüne koyulunca, cam bardaktaki viski renginin yansımalarını izledi. Tabi gerçekten dikkat ettiği şey bu değildi. İyi bir fizikçi olsa, arkeoloji okumazdı zaten. Kendi kendine gülümsedi. Belki de buraya yalnız gelmek aptalca bir fikirdi. Belki de, genç kadın onu güldürecek birine ihtiyaç duyuyordu. Bardaki insanları şöyle bir inceledi ve köşelere kurulmuş çiftler, dans eden çılgın bedenler gibi klasik şeyler dışında, ilgisini çeken bir şey bulamadı. Kadın kesinlikle dansta usta değildi ya da müzikle alakası yoktu. Onun yeteneği olarak kabul ettiği şey, bu kesinlikle araştırma ve kazı yönetme gibi bir şey değildi, resim yapmak olmalıydı. Çoğu zaman resim yapacak boş zaman ve çizecek sıradışı bir şey bulmak zordu; ama bulduğunda da kaçırması yazık olurdu.

    O öyle düşünürken, viskisini yudumlarken ve çoktan ortamdan soyutlanmışken, yanına birinin oturduğunu fark etti. Dalgın bir şekilde ona doğru dönüp düşüncelerini odaklamayı başardığındaysa, küçük bir şaşkınlık çığlığı atmamak için büyük çaba sarfetti. Charles'ın bakışları altında, bir an ne yapacağını bilemedi ve geçmişten kopup gelen bu adama bakakaldı. Tanıdık siması, değişmemişti ve siması dışında da, ona gerçekten çok tanıdık geliyordu bu genç adam. Tabi ki onu tanıyordu; ama değişmesini falan bekliyormuş gibiydi, hayatlarını ayıralı yıllar denemese de sonuçta uzun bir zaman olmuştu ve şu an görmeyi beklediği, son kişi oydu belki de. Kararsızlığını bir yana bırakıp gülümsemeye çalıştı ve müziğin sesini onun duyabileceği kadar bastıran bir tonla konuştu.

    " Aman Tanrım, Chuck! "

    Buna pek konuşma denebilir mi, bilmiyordu ancak şaşkınlığı geçene kadar, birkaç saniye gerçekten de o modda kalmıştı. Kollarını nereye koyacağını bilemeyerek elini içkisinden çekti, belki bir an eski bir dost gibi sarılmayı düşünmüştü ona. Bunu yapmaktan neden vazgeçtiğini de bilmiyordu, sadece uygunsuz olduğunu düşünmüş olabilirdi. Hayır, bu kesinlikle saçmaydı çünkü kadının böyle saplantılı düşünceleri yoktu; ama saplantılı düşünceleri olmasa bile karşısındaki adam kendisinden hala nefret ediyordu belki de, bir an için yüzünden bir hüzün geçti ve sonra, bu konuyu kurcalamamaya karar verdi beyni, onun yerine.

    Şu an hayatındaki yeni saçmalıkları bilmeyen biri yanında olması gereken kişiydi belki de. Olumlu yanından düşünmek en iyisiydi. Bu geceyi sorunsuz bir şekilde kapatmak istiyordu; ama ne yazık ki istekleri pek gerçeğe dönüşen biri değildi, Charles'ın tepkisini bekleyerek durdu, onun kendisini ne zaman fark ettiğini bilmiyordu bile.



En son Adalyn Xéna Snow tarafından Perş. Şub. 10, 2011 7:33 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charles Keith
İş Adamı
 İş Adamı
Charles Keith


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 05/02/11
Nerden : Yukarı Doğu Yakası

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimePerş. Şub. 10, 2011 3:44 am


    Bütün gün çalışan Charles'ın tek isteği biraz kafa dağıtmaktı. Ofisten çıkan genç adam vakit kaybetmeden arabasına bindi. Arka koltuğa fırlattığı çantasını bu gecelik de olsa görmek istemiyordu. Peki şimdi ne yapacaktı? Elisa'nın yanına gidip karı koca ilişkisini sürdürecek miydi? Yoksa eski aksilik çıkan günlerdeki gibi tek başına kafa mı dağıtacaktı? İtalyan iş adamlarının son anda çıkardığı aksilik onu deliye çevirmişti. Eğer şimdi Elisa'nın yanına gidecek olursa, ona çatacaktı. Her şeye rağmen kendisini tanıyordu. Ne zaman birine sinirli olsa en yakınındakinden alırdı hıncını. En iyisinin kendi başına kafa dağıtmak olduğuna karar verdiğinde arabayı çalıştırdı.

    Barın kapısına geldiğinde cüzdanı dışında her şeyi torpidoya bıraktı. Ne yaptığından emin bile değildi. Derin bir nefes alarak arabasından indi ve anahtarı valelere teslim etti. Elisa ne yapıyor diye düşünmeden edemedi. Fakat sonra bu gece kafasını karıştırmaya yetecek olan düşünceden kurtularak Bar Quella'ya girdi. İçerisi fazla kalabalık değildi, bu iyiye işaretti. Fazla kalabalık yerlerin işletmecisi dışında kimseyi mutlu etmeyeceğini düşünüyordu. Havaya bulaşmış alkolle karışık ter kokuları, pis herifler ve yarısından çoğu aranan kızlar.. Bunlar gece hayatının kalabalık gecelerinin gerçekleriydi. Daha fazla vakit kaybetmeden bara geçerek boş bir sandalyeye oturdu.

    Etrafta genç çiftler vardı. Zaten böyle mekanlara tek geldiğinizde de eğer arıyorsanız yanınıza eş bulmanız mümkündü. Hiç bir şey yapamazsanız escort tutardınız. "Ne alırdınız?" barmenin sesiyle etrafı incelemeyi bırakarak cevap verdi "Viski" Gözleri gecenin yalnız geçmemesi için birilerini ararken, viskisini yudumluyor ve kafasındaki diğer bütün düşüncelerden kurtulmaya çalışıyordu.

    Boş bardağı barmene uzatırken omzuna konan elle irkildi ve istemsizce arkasını döndü. "Bana da aynısından."Kafasını kaldırdığında daha önce görmediğinden emin oldu bir yüzle karşılaştı. Şaşkın bir ifadeyle "Merhaba?"dedi kıza tanışıp tanışmadıklarını sorarcasına. Fakat kıza dikkatle baktığında bütün fikri değişmişti. Sarışının, Ashley Simpson gibi bir yüzü ve biraz daha büyük olursa futbol topu yerine kullanılacak derecede silikon taktırılmış göğüsleri vardı. Üzerindeki elbiseye de bakılırsa, aranıyor olduğu kesin diye düşünmekten kendini almadı. Escort olabilme ihtimali de oldukça yüksekti. Rahatsız olan Charles, omuzundaki eli reddedercesine kaldırdı ve havaya bıraktı. Bu pek de nazikçe bir davranış değildi. İçki bardağını alarak barın diğer tarafına geçti.

    Başka zaman olsa sarışını reddetmez, hatta kucağına oturmasını sağlayacak kadar yakın davranırdı fakat bugün oldukça kafası karışıktı. " Aman Tanrım, Chuck! " Kafasını kaldırdığında karşılaşmayı hiç beklemediği bir yüzle karşılaştı. Şaşkınca bakmaktan kendini alamadı fakat bu tavrını elinden geldiğince değiştirmeye çalıştı. "Adalyn" dedi ve viskisini hafifçe havaya kaldırdı. Bu işi yaparken kızı incelemekten kendini alamadı. Sarı dağınık saçları her zaman ki gibi doğal ve parlaktı, üzerine vücudunun tüm hatlarını ortaya çıkaracak siyah mini bir elbise giymişti. Bu elbiseyi bir yerde tanıdığına emindi. Herhangi bir geceden.. Bir an sanki sarılacak kadar yakınlaşan kız afallamışcasına geri çekilmişti. Fırsatın farkına varan Charles bardağını bırakarak ayağa kalktı. Bir elini kızın beline koydu ve dostça bir öpücük için onu kendine doğru hafifçe çekti. Ensesine doğru hafifçe uzanarak fısıldadı "Merhaba."Yavaşça eğilip ensesine bir öpücük konduracakken ne yaptığının farkında olmadığını anlayarak hafifçe geri çekildi. Bu nedenle enseyi hedef bulan öpücük yanağın tam bitiş noktasına çene noktasına isabet etti. Gerçekten bunu yapmayı bile kendisinden beklemiyordu. Daha demin kızın yaptığı şeyi yaparak geri çekildi ve özür dilercesine bir tavır aldı. Ne oluyordu? Daha dün gece sevgilisinin yanındaki bedeni eski sevgilisine mi özlem duyuyordu. Kendi kendine kızdı -Charles kendine gel-




En son Charles Keith tarafından Cuma Şub. 11, 2011 6:09 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adalyn Xéna Snow
Arkeolog
 Arkeolog
Adalyn Xéna Snow


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 03/02/11
Nerden : She is British. aksdjalsfhn

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimePerş. Şub. 10, 2011 9:35 am

    Genç adam adını söyleyip viskisini kaldırırken kadın da onu izliyordu. Bir an şaşkınlıkla bakan gözleri, orantılı yüz hatları ve bunların hoşluğuyla, kolayca herkesi kendine çekebilirdi belki. Ayağa kalkan genç adam, elini kadının beline koyup onu narince kendine çekti ve fısıldadı:

    " Merhaba. "

    O ise adamın tanıdık kokusunu içine çekerken, içinden garip bir kıpırtı geçti. Yanağının aşağılarında hissettiği, yumuşak dokulu dudaklarsa, belli belirsiz bir merak ve gıdıklanma yarattı. Genç adam aniden çekilince, Adalyn de hafif bir panik yaptı. Beyni tüm bu küçük hareketlerin anlamlarını kendi içerisinde bulurken, o viskisini fondipleyip, barmene ufak bir işaret yaparak, tekrar doldurmasını sağladı. Ne söyleyeceğini bilemiyordu bir türlü, artık aralarındaki uzaklık, bilinemeyen düşünceler bir engelli koşunun engelleri gibiydi, Charles'ın son zamanlardaki yaşantısı hakkında bir fikri yokken ne söyleyebilirdi ki? Eskilerden bahsetmek tamamen bir tehlikeydi, ne beklediğini anlayamıyordu; yine de yanlış bir şey söyleyip karşısındaki genç adamın sinirlenmesine ya da üzülmesine de yol açmak istemiyordu. Sonunda en bilindik ve tehlikesiz sularda yüzmeye karar verdi. Aslında onun kafasını karıştıran bir diğer olay, adamın yanında diğerlerinin yanı sıra bir rahatlık ve özlem duygusuna kapılmış olmasıydı ki, bu da eskisi gibi bir tavır alma ihtimalini oluşturuyordu ve evet, gerçekten bu kadar kısa bir sürede böyle çok şey hissetmesi başının bir an için ağrımasına neden olmuştu.

    " Napıyorsun burada? Yani, seni görmüyordum uzun zamandır. "

    Uzun zamandır onu görmemesi biraz saçma geliyordu kulağa aslında. Sonuçta hep bilindik yerlerde dolanırlardı ve Adalyn de çoğu zaman Manhattan'daydı. Tabi bu kadar insanın ve günün arasında, olmayan tesadüfler kaçınılmazdı. Bu da, gecikmiş bir tesadüftü belki de. Yine de kadına iyi geldiği söylenebilirdi. Hem şaşırmış, hem de beyni diğer saçma düşüncelerden arınmıştı. Şu an gerçekten tek düşünebildiği, bar, içki ve tabi Charles'tı. Bardağı tamamen kafasına dikip sarhoş olmak istese de, gerçekten çok saçma olan bu hareketi yapmaktan vazgeçip, bardağını düz zeminde hafifçe oynattı. Bir yandan da huzursuzca kıpırdanmamak için kendini zor tutup karşısındaki adama bakıyordu. Gözlerine. Lanet olası düşüncelerine uyup, adama daha fazla yaklaşmamak için de kendini zor tutuyordu, niye bekliyorsun ki, diye geçirse de aklından, beyninin diğer yanı da bunun oldukça sürtükçe ve saçma olduğunu söylüyordu. Tam bir çelişki. Kesin olan tek şey adamın çekiciliğine karşı koymanın oldukça zor olduğuydu. Neşeli anları, sonra kavgaları. Serbest olmayı seven biriydi Adalyn. Belki biraz düşüncesizdi. Sadece, kendi bildiğini okumayı severdi işte, gözden çıkartması gerekenleri düşünemezdi ya da düşünürdü de, geri plana atmayı tercih ederdi. O da çözememişti henüz kendisini, en azından lise yıllarından daha az uçarıydı. Geçen yıllar okuduğu okul, Brown, Harrison Jewell'den pek çok kişiyi barındırıyordu içinde; ama üniversite ortamı bambaşkaydı ve Lola & Coco'nun skandalları genelde oraları sarsmıyordu. Belki de daha sakin birine dönüşmüş olmasının nedeni buldu. Ya da bu sadece aracıydı. Evet, genç kadın ikincinin olmasını tercih ederdi. Çünkü genelde destek alarak veya bir şeyden etkilenerek değişmeyi sevmezdi.

    Sonra, adamın kendisine cevap vermesini beklemeden, arkadaşça mı yoksa tam tersi mi anlayacağını da bilmeden tekrar ağzını açtı ve konuştuğundan bile emin olamayarak, ağzından kelimelerin dökülüşünü gözledi. Ne tepki alacağını kesinlikle bilmiyordu ve bu onu öldürüyordu, yine de isterse arkadaşça bir hale çevireceği bu ufak cümleyle, devam etti.

    " Seni özlemişim. "

    Gülümseyerek söylemişti bunu, ağzında bakla ıslanmaz haliyle ufak bir yudum daha aldı içkisinden ve elleriyle hafifçe düz zemine vurmaya başladı, bu saçma bir kendini rahatlatmaya çalışma hareketiydi belki de...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charles Keith
İş Adamı
 İş Adamı
Charles Keith


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 05/02/11
Nerden : Yukarı Doğu Yakası

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimeCuma Şub. 11, 2011 6:09 am


    Yaptığı şeyden pişmanlık duymuyordu fakat Adalyn'in tek bir söz bile söylememesi canını yakıyordu. İçkiyi fondip yaptı ve boş bardağı barmene uzattı. Ona bakmaktan korkuyordu. Daha çok bakışlarının karşılıksız kalmasından. Gözünü arkaplan niteliğindeki içki şişelerine odakladı. Fakat oraya bile baksa onu görecekmiş gibi görüntüler bulanıklaşıyordu. Yanındayken dokunamamaktı bu, acı çekmekti.

    " Napıyorsun burada? Yani, seni görmüyordum uzun zamandır. " Kafasını çevirdi ve kızın gözlerine odaklandı. Sadece boş boş baktı. Daha fazlasına gücü yoktu. Tıpkı bir katilin kurbanına acımama konusunda kendisiyle savaşması gibiydi. Adalyn onun kurbanı değildi, sadece mazi de kalmış bir acıydı, tazelenmeyi bekleyen. Fakat onu tanırdı. Sadece çelişki de olduğu zamanlar devrik konuşurdu. Neyin çelişkisindeydi?

    "Evet, işler çok yoğun"
    diyebildi sadece. Senden boynuz yedikten sonra karşılaşmamız için buralara pek uğramadım. Daha sonra kendime bir sevgili buldum ve onu göz önünde tutmamak için otelde buluşuyorum diyemezdi. Zaten sevgilisi olduğunu söyleyip her şeyi mafetmek istemiyordu. Her şey derken, ortada bir şey olduğu söylenemezdi ya.. Onu içten içe özlemişti. Artık bunu kabulleniyordu. Fakat onunda hayatında biri olabilirdi. Adalyn bir erkeği tam da isteyeceği şekilde bir kızdı. Güzel olduğu kadar alımlıydı da. Tek bir engeli vardı ona yaklaşamamak için o da onun hayatının ne durumda olduğunu bilmemesiydi. Adalyn de susuyordu. Yanındayken bir an olsun susmayan, içinden geldiğince konuşma cesaretini bulduğu tek insan. O da acı çekiyor gibiydi. Kafasını çevirmeden göz ucuyla kıza baktı. O kadar çekici geliyordu ki gözüne, onu tutup şehvetle öpmemek için kendini zor tutuyordu. Belki içkinin etkisiydi bu saçmalayışları ama.. İnsanlar içkiyi bahane edip yapmak istediklerini yapar, söylemek istediklerini söylemez miydi?


    " Seni özlemişim. " Belki dostça belki de başka bir düşünceyle söylemişti. Bunlar Charles'ın duymak istediği iki kelimeydi. Bir yudum viski içti ve kıza odaklandı. Artık çekinmeden bakabiliyordu. Zorlukla da olsa şu kelimeler döküldü genç adamın ağzından : "Ben de seni özledim, her şeyinle."

    Ne dediğini bilmeden cevap vermişti belki fakat korkuyordu. Karşısındaki kızın tepkisinin ne olacağını bilmiyordu. Yine hiçbir şey söylemeden iki çift laf edip dakikalar süren suskunluğa boğulabilirlerdi. Düşüncelerle boğuşan Charles kızın çenesini tuttu ve kendine doğru çekti. Ne yaptığını belki bilmiyordu. Bildiği tek bir şey vardı sadece onu istediğiydi. Yumuşak bir şekilde başlayan öpüş, bir şehvete dönüştü.

    Ne yaptığını bilmediğinin farkında olunca sanki zorlarcasına tuttuğu kızın çenesini serbest bıraktı ve geri çekildi. Kafasını önce eğdi ve fısıldadı : "Özür dilerim."


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adalyn Xéna Snow
Arkeolog
 Arkeolog
Adalyn Xéna Snow


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 03/02/11
Nerden : She is British. aksdjalsfhn

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimeCuma Şub. 11, 2011 8:35 am

    " Ben de seni özledim, her şeyinle. "

    Bunu bekliyor muydu, emin değildi; ama Charles onun çenesini tutup, kendine yaklaştırırken ve dudaklarını kendininkilerin üzerinde hissettiğinde, sadece ona karşılık verdi. Genç adam çekilip kafasını öne eğerken de, şaşkınlıkla ona baktı. Ne düşündüğünden emin olamıyordu. Charles'ı aldatmıştı, her ne kadar bunu düşünmekten bile iğrense de. Ve şimdi burada durup onunla öpüşmüşse endişelenmesi gereken kesinlikle kendisi değil miydi? Bu düşüncelerinin neden kaynaklandığını az çok biliyordu. Adamın her an ona bağırmasını bekler gibiydi, bunun olmayacağını artık görmüş olması gerekirdi oysaki. Önyargısını bir yana bırakıp davranışlara odaklansa olmaz mıydı sanki? Hayır. Kadın çok düşünürdü ve buna ters düşen ise bir şey söylemeden önce değil, söyledikten sonra düşünmesiydi. Ve bu genelde, hiçbir işe yaramazdı. Sonra, adamın o güzel ses tonuyla, bakışlarını tekrar ona çevirdi.

    " Özür dilerim. "

    Özür dilememesi gerektiğini söylemek istiyordu ve bu sefer istediklerine engel olmayacaktı, belki de artık onu durdurması çok zordu. Zihninde canlanan eski anıları, genç adamın o, çok sevdiği gülüşü teker teker gözlerinin önüne geliyordu ve Charles'ın tekrar gülmesini bekler gibiydi, böylece ona daha fazla yaklaşıp, kelimelerin dudaklarından dökülmesine izin verdi. Aynı düşündüğü gibi, sanki duygularını da hissettirmek istermiş gibiydi.

    " Dileme. "

    Sonra, aynı bir refleks gibi duygularının onu yönetmesine izin verdi ve elini, Charles'ın saçlarına götürürken öne doğru eğilip, dudaklarıyla onun dudaklarını buldu. Bir yandan da kokusunu içine çekerken, garip bir deja vu yaşadığını zannetti. Her an birilerinin görebileceği bir yerde olmaları onun umrunda değildi. Sadece içki ve müzik ruhuna akarken, yine düşünmeden hareket edip, Charles'ın bıraktığı yerden devam eder gibi, onu şehvetle öpüyordu. Bir öpüşmeden ziyade, duygu aktarımı veya özlem giderici bir şey gibiydi ve genç kadının kanının, aynı müzik gibi hareketlenmesine neden oluyordu. Kapattığı gözleriyle, sadece hissediyordu ve aynı zamanda daha öncelere gidip, neden ayrılmalarını neden olduğunu anımsamaya çalışıyordu. Dudaklarını genç adamınkilerden ayırıp, hala nefesini hissedecek kadar yakınında dururken de bunu daha çok düşündü ve artık hiçbir şekilde geri dönemeyeceğini fark etti. Ne olursa olsun, onlar belki de iki eski sevgiliden fazlası değillerdi. Tabi bununla beraber, olmak ister miydim gibisinden bir soru beyninden geçti. Sonra hayatının şimdiki halini hatırladı. Birilerine yüz çevirip durmak değildi istediği. Ama şu an için istediği, kesinlikle dibindeki adamdı ve daha fazlasını da düşünmek istemiyordu. Düşünmedi de.

    Gözlerini açıp direkt olarak Charles'ın gözlerine karşılık geldi, ne yazıkki düşündüklerini anlamak gibi bir yeteneği yoktu. Ama bildikleri ona yetmez miydi? Onu özlediğini söylemişti. Kadın kendi sakar ve fazla sevimli hallerini sevmezdi. Enerji dolu ve sonuna kadar kendi izinden gitmek isteyen biriydi; ama Charles onu her şeyiyle özlediğini söylemişti. Üstelik Adalyn onu üzdüğünü biliyordu, onu kırmıştı. Ne kadar üzüldüğünü bilmese de, biliyordu işte. Hem zaten adamın üzüldüğünü görmek istemezdi, belki de ayrıldıktan sonra o da kaçmıştı Charles'tan. En azından bunu yapmıştı, kendindeki eksik yönleri görebilse de, Manhattan'daki onun tanıdığı çoğu kız, pek de masum değillerdi. Ah, şu an gerçekten kendini evirip çevirmesi çok saçmaydı. Bir sonraki hamlesinin ne olacağını merak etmiyor değildi. Bu geceden sonra onu bir daha görür mü bilmiyordu. Bazı şeyleri bilmemekten öyle nefret ediyordu ki, kesinlikle. Düşünceleri ona oyunlar oynasa da, çok fazla bir zaman geçmediğinin farkındaydı. Belki birkaç saniye. Yine de bu, gözlerde hapis kalmasına yetmiş gibiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charles Keith
İş Adamı
 İş Adamı
Charles Keith


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 05/02/11
Nerden : Yukarı Doğu Yakası

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimeC.tesi Şub. 12, 2011 11:31 am


    Yaptığını adlandıramıyordu. Yüzsüzlük mü? Utanmazlık mı? Kafası karma karışıktı. Aslında onun şuan da yaptığı şey gurursuzluktu. Kendi kendine kızdı. -Gururun yok mu senin be adam!- Eski günleri hatırlamak istemiyordu, hatırlarsa kendini yönetemeyip bağırabilirdi. Her şey üst üste gelmişken..

    " Dileme. " Bütün o karmaşık düşüncüler sıyrılıp gitmişti kafasından. Hiçbir şey yapmadı sadece kendini anın akışına, kalbinin istediğine, özlediğine bıraktı. Yavaşça saçlarına karışan parmaklardan sonra istemsiz olarak dudaklarını onunkilerle birleştirmek için yaklaştı. Bütün utanmazlıklar ortadan kaybolmuştu. Düşünceler, aynı anda onu merak eden kişiler.. En başta Elisa kaybolmuştu ortadan sanki hiç olmamış gibi. Kızın beline ellerini yerleştirdi ve onu kendine daha fazla çekti. Oturur hâldeyken ne kadar rahat olunabilirse o kadar rahattı. Belki de biri görüp Elisa'ya haber verecekti. Umrunda değildi. Nedenini bilmediği bir şekilde Adalyn'i arzuluyordu. Belki de özlem gidermekti bu, ya da daha demin kendine söylediği gibi; tazelenmeyi bekleyen bir yaraydı. Buradan çıktıktan sonra ne Adalyn kalacaktı ne de tekrar karşılaşma ihtimalleri. Sadece tazelenmiş bir yara kalacaktı. Belki de pişmanlık. Sadakatsizliğin verdiği acı..

    Kızın bir anda çekilişi Charles'ın kafasında soru işareti kalmasına neden olmuştu fakat ona bakan acılı gözleri görünce bütün düşünceleri değişti. Kızın gözlerine baktı. O kadar çok düşünce dönüyordu ki aklından, o kadar çok anı.. Özür dileyip kaçmak istiyordu tüm kalbiyle geçmişten gelen acıyı tazeleyip pişman olacağı şeyi yapmak. Yapamadı kızın gözlerine bakınca değişiyordu bütün düşünceleri. Onu yarı yolda bırakamazdı onun yaptığını yaparak. Ya da onun canını acıtabilirdi, tıpkı onun Charles'ın canını acıttığı gibi. Şimdi başkasının canını acıtıyordu belki de farkında değildi. Elisa'nın. Adalyn'in ona yaptığı gibi onu aldatıyordu. Belki de kaçıncı defa. Geri çekilde Adalyn'in bilmesi gereken bir şey vardı. Bunu ona söylemeliydi.

    Dolu bir biçimde duran viskiyi alıp fondip yaptı. Bardağı zemine vurduğunda çıkan ses eşliğiyle şu kelimeler döküldü ağzından :
    "Benim sevgilim var." İçinde bir huzursuzluk oluşmuştu. Kızın cevap vermesine fırsat bırakmadan ellerini saçlarına götürdü ve onları taradı. "Fakat şu an tüm kalbimle seni arzuluyorum" Tepkisinin ne olacağını bilmiyordu ama aralarında bir şey olucaksa tüm engeller ve soru işaretleri ortadan kalktıktan sonra olmalıydı. Belki de Adalyn'in de hayatında biri vardı fakat bunu şuan da pek umursadığı da yoktu aslında Charles'ın.




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adalyn Xéna Snow
Arkeolog
 Arkeolog
Adalyn Xéna Snow


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 03/02/11
Nerden : She is British. aksdjalsfhn

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimePaz Şub. 13, 2011 5:50 am

    " Fakat şu an tüm kalbimle seni arzuluyorum. "

    Kadın çok büyük bir şok falan yaşamamıştı, sadece düşünüyordu. Charles'ın baştan beri bir sevgilisi vardı, o sadece bunu bilmiyordu. Charles'a yakın olmayı o kadar istemişti ki, aslında bilmese onun için bir şey fark etmezdi. Ama söylemişti işte. Şu an ikisinin yaşadıklarının veya yaşayacaklarının dışında bir kişi daha varsa, en azından bunu Adalyn biliyorsa, işler değişirdi. Şu an nasıl olduğunu sorsalar kesinlikle üzgün olduğunu söylerdi, belki de her halinden anlaşılırdı bu. Birilerinin kalbini kırmadan hayatına devam edemiyordu belki. Karşısındaki adamın da kendisi olmadan bir hayatı vardı ve bunu bozamazdı, yapamazdı. Hoş, kendisinin de Achille'i vardı; ama onunla sevgili olmadıklarının da bilincindeydi genç kadın. Zaten yanında olduğu süreç dışında onun ne yaptığı hakkında hiçbir bilgisi yoktu, zaten bu onun için daha iyiydi belki de. Sevgiliyi falan boşverip, buradan Charles'la çıkabilirdi isterse. Fakat öyle yapmamalıydı, bir kez olsun isteklerini geri plana atıp başkalarını düşünmeliydi. Charles'ın dudaklarının tadı hala üzerindeyken, ona bu kadar kapılmışken çekip gitmek zordu. Ama aklı başına geliyor gibiydi ve yapmak üzere olduğu şey de buydu zaten. Viskisini bitirdi ve başının hafifçe dönmesine aldırmadan, çantasını aldı. Alt dudağını ısırıp yüzünü buruşturdu. Kötü bir şey aklına geldiğinde veya rezil olmak üzereyken takındığı yüz ifadelerinden biri. Bu seferki anlamı, olacakların bilincinde olduğu ve bunun verdiği acıydı. Karşısındaki adamla tekrar karşılaşamayacağını biliyor gibiydi. Gerçi ne olacağı belli olmazdı, yine de, genç adamın burada olanlardan pişman olacağından da neredeyse emindi, belki bir kere daha üzecekti onu. Düşüncelerini savuşturmaya çalışarak, Charles'ın gözlerine sabitledi gözlerini ve artık geri dönemeyeceğini bilerek, gerçek olan bir şeyler söyledi:

    " Üzgünüm Charles, gerçekten. Ama bu doğru değil. "

    Sanki kendisi her şeyi doğru yapabiliyormuş gibi. Oturduğu yerden kalktı ve Charles'tan gözlerini ayırarak kapıya doğru ilerledi. Barlardan bu şekilde çıkması biraz zordu sanki, genelde saçmalıyor olurdu. Bardan çıkıp yola doğru ilerlerken telefonunu çıkarıp şoförü aradı, sonra da yanındaki duvara yaslanıp bekledi. Aslında bazen yaptığı gibi yolda yürüyüp mağazaları dolaşmak isterdi, yine de fazla iyi olmadığına karar verdi. Siyah araba gelince, şehir ışıklarından uzak pencelerelerin arkasına saklandı ve başını geriye yasladı. Ne düşüneceğini de bilmiyordu, beyni uyuşmuş gibiydi. Bir yandan yaptığının çok saçma olduğunu düşünüyordu. Charles'a ulaşabilmek için elinde hiçbir şey yoktu, gerçekten. Belki olmaması daha iyiydi; ama kadın belkilerden de bıkmıştı. Arabanın ön penceresinden akıp giden şehre baktı tekrar, o kadar çok hata yapmıştı ki.

    Evin önünde durduklarında, kapıyı açan şoförün şaşkın bakışları sayesinde fark etti, yanağından süzülen şeffaf damlayı. Kim olduğunu bilmiyordu, ne yaptığını bilmiyordu. Daha ne kadar süre Charles'ı düşüneceğini bilmiyordu. Bir dosta sığınmak adına, inatla sildi gözlerini. Dostu kendisiydi. Arabadan inerken kendine, üzülmemesi gerektiğini hatırlattı. Her an yaşanmak için vardır ve geçmişe saplanıp kalmamak gerekir, ne yaşarsak yaşıyorduk işte. Belki de kadın, kendini tamamen uykuya adadığında, geride bir şey bırakmayabilirdi. Ya da tam tersi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charles Keith
İş Adamı
 İş Adamı
Charles Keith


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 05/02/11
Nerden : Yukarı Doğu Yakası

Geçmişin İzi Empty
MesajKonu: Geri: Geçmişin İzi   Geçmişin İzi Icon_minitimeÇarş. Şub. 16, 2011 4:15 am


    Ne yaptığının farkında olmayan Charles boş bardağını barmene uzattı. Adalyn'in bir an da değişen yüz ifadesini inceliyordu. O kadar çok duygu vardı ki genç kadının yüzünde. Bunlardan en belirgini de acıydı. Acı dolu bir ifade; geçmişten gelen yarayı mı tazeleyecekti? Yoksa alınmamış bir intikamı mı tamamlayacaktı? Cevap çok da zor değildi..


    " Üzgünüm Charles, gerçekten. Ama bu doğru değil. " Genç kadın bir anda tüm duygularını hiçe sayarak ayağa kalkmıştı. Bunun farkında olan Charles kendinden emin bir tavırla şu sözleri söyledi: "Peki. Sen, beni aldatırken doğru olan neydi Adalyn?" Sesi o kadar kısık ve boğuk çıkmıştı ki kızın duyup duymadığından emin bile değildi. -Duymadı işte- diye düşündü soğukkanlı tavrını korumaya çalışarak. Duysaydı vereceği bir cevap ya da takınacağı mahcûp bir bakış olurdu. İnsanlar böyle değil miydi zaten? Bir sözleriyle konuşamadıklarında, gözleriyle konuşurlardı. Fakat şimdi hesaba katılmayan bir şey konuşuyordu. -SESSİZLİK-

    Bardaktaki bütün içkiyi fondip yapan Charles bardağı sertçe zemine vurdu ve sendeleyerek ayağa kalktı. Viskiden uyuşmuş beyni adamın mantıklı düşünmesine engel oluyordu. Kapıya doğru ilerledi ve arabaya binen siyah elbiseli kadının sarı saçlarını gördü. Acı veriyordu Charles'a görüntüsü bile. Yardımcı olmak için kollarından tutan görevliyi itti ve şunları fısıldadı: "Arabamı getirin, ben iyiyim"

    Gelen arabasına zorlukla binen Charles kaza yapıp yapmayacağını hesaba katmadan arabayı çalıştırdı. "Beyefendi, fazla sarhoşsunuz, kaza yapabilirsiniz. Lütfen taksi çağırmamıza izin verin" Arabanın siyah filmli camlarını kapatmak için düğmeye basan genç adam, umursamadan arabayı sürdü.



RP BİTMİŞTİR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Geçmişin İzi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Geçmişin Ardına Saklayacak Değilsen.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Bar & Cafe Quella :: Bar Quella-
Buraya geçin: