Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Küçük gezimin sonucu.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Victoria C. von Dorff
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Victoria C. von Dorff


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 25/06/11
Nerden : Los Angeles.

Küçük gezimin sonucu. Empty
MesajKonu: Küçük gezimin sonucu.   Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 5:41 pm

"Bırak şu kıyafetlerini yerleştirmeyi! Bunu yapacak kişiler var. Şimdi söyle, Manhattan turu yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?" diye sordu ikizine Vicky. Bir sabah uçuşuyla Los Angeles'dan New York'a gelmişlerdi ve sabahtan beri yerleşmeye çalışıyorlardı. Bu taşınma işiyle yeterince sinirleri bozulan Victoria, evin boğuculuğundan kurtulup, Manhattan'ın altını üstüne getirmek için can atıyordu.

İkizinin "Chanel çantamı şu ne olduğu belirsiz hizmetçilerin eline bırakacak değilim. Sana iyi eğlenceler!" demesiyle kapıyı sertçe kapatarak odadan çıktı. Sinirli adımlarla merdivenden inerken hizmetçinin sesiyle irkildi; "Arabanızı hazırlatayım mı Küçük Hanım?" Küçük Hanım mı? Bu kadın onu kaç yaşında zannediyordu ki? Kadını tersleyip kovdurma isteğini zor da olsa bastırarak, "Hayır, hemen bir taksi çağırın lütfen, taksiyle gideceğim." dedi kibarlığı elden bırakmayarak. Yanına minik deri ceketini ve cüzdanını aldı. Deri ceketiyle uyumlu, siyah, dize gelen, yüksek topuklu çizmesini giydi. Hiç özenmemesine rağmen, yine de hoş olmuştu Vicky. Gece mavisi, mini elbisesiyle göz kamaştırıyordu. Hizmetçi taksinin geldiğini haber verince ikizi Katherine'in de duyması için kapıyı hızlıca kapattı. Şoför nereye gideceklerini sorduğunda New York'ta hiçbir yeri bilmediğini hatırladı Victoria. Biraz düşündükten sonra omuz silkti ve "Manhattan. Merkez. Nereye olursa." dedi ve şoförün garip bakışlarını umursamamaya çalıştı.

"Işıltılı, kalabalık, göz kamaştırıcı. Tam da tahmin ettiğim gibi." diye düşündü Vicky. Barların ve insanların fazlaca olduğu bir yerde inmişti taksiden. Kitty ne de çok şey kaçırıyordu. Bir süre kalabalık içinde öylece dolaştı ve Manhattan'ı özümsemeye çalıştı. Genelde belli bir kesim gözüne çarpıyordu. Para ve şehvet düşkünü gençler, sosyetede yer edinmeye çalışan zavallılar ve kafalarını dağıtmak, iş hayatından uzaklaşmak için gelen para babaları. Kendisini hiçbir zaman bu insanlardan saymamıştı, arzularının esiri olmuş bu gençlerden daha olgun bulmuştu kendini hep. Onlara küçümseyerek bakıyor, kendini onlardan üstün görüyordu. Halbuki tam da onlar gibiydi Victoria. Bir süre bu düşüncelerle yürürken yorulduğu fark etti ve oturup birşeyler içmenin iyi olacağını düşündü. Tam da bir barın önünde durmuştu. Zaten burada metrede bir bar bulmak mümkündü. Barın adına bile bakmadan içeri girdi Vicky. Bir bar taburesine oturdu ve barmeni bekledi. "Hem yalnız hem güzel ha? Size nasıl yardımcı olabilirim yalnız ve güzel bayan?" diye sordu barmen gelirken. Victoria barmenin iltifatını görmezden gelerek, kaba bir şekilde "Martini." dedi. Normalde pek martini içmezdi ama daha Manhattan'a geldiği günden sarhoş olmak istemiyordu. Barmen, iltifatlar eşliğinde içkisini önüne koydu. Victoria martinisini yudumlarken barmenin yüzüne bile bakmadı. Victoria umursamadıkça, duymamazlıktan geldikçe adam daha fazla iletişim kurmaya çalışıyordu. Komplimanlar üretip duruyor, Vicky reddettikçe bir adım ileri gidiyordu. Victoria barmene cevap vermemek için içkisinden koca bir yudum aldı. Aldığı yudumla beraber başının dönmeye başladığını hissetti. "Çok garip." diye düşündü, normalde martini başını döndürmeyi bırak, boğazını bile yakmazdı. Vicky başını tuttu ve taburede dik durmak için çabaladı. Barmen kıza eğildi ve fısıldayarak "Ah demek etkisini gösteriyor. Nasılsın, hafiflemeye başladın mı?" diye sordu. Victoria'nın kalbi seri bir şekilde atmaya başlamıştı. Bu çocuk ne vermişti ona öyle? Kafasından bulanık hayaller geçerken kendini zorlayarak anca "Sen..." diyebildi. Kafası bar masasına düşerken barın gürültüsü ve barmenin fısıltısı gittikçe ondan uzaklaşmaya başlamıştı.


En son Victoria C. von Dorff tarafından Salı Haz. 28, 2011 9:30 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeremy Jimmy Monteiro
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Jeremy Jimmy Monteiro


Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 12/03/11
Gerçek Yaşı : 30
Nerden : NYC

Küçük gezimin sonucu. Empty
MesajKonu: Geri: Küçük gezimin sonucu.   Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimeSalı Haz. 28, 2011 4:53 am

‘’Hey, her ne kadar serbest bir insan olsam da ben evden çıkınca devam etseniz olmaz mı Jule? ‘’

Her zaman anlayışlı bir abi olmaya çalışmıştım ancak bugün ki olay bana bile çok fazlaydı. Kulağımda kulaklık olmasına rağmen daha reşit bile olmamış kız kardeşimin gay gibi görünen erkek arkadaşı ile çeşitli fantezilerine dinlemek zorunda kalmıştım. Yatağımda bağdac kurmuş bir şekilde otururken bastıran nem oranı ve akıl almaz çığlıklar beni evden dışarı çıkarmaya davet ediyordu. Üzerimdeki fıstık yeşili t-shirt’ü bedenimden arındırırken gözüme ilişen beyaz gömleği üzerime geçirip düğmelerini iliklemeye başlamıştım. Altımdaki eşofmanı parkeye teslim ederken üzerime geçirdiğim kot pantolonu giymek iki saniyemi almıştı. Beyaz kapının yanında duran yıllanmış boy aynasının önünde geldiğimde bakımsız saçlarımı arkaya doğru tarayıp hazır hala gelmiştim. Genelde yalnız başıma takıldığımda güzel şeyler olmadığını düşünerek yastığımın altındaki telefonumu çıkarıp rehber’e bakmıştım ancak hiçbirinin muhabbeti bugün beni sarmayacağını düşündüğümden telefondan numara almayarak odamdan çıkmıştım. Açık kahve tonlarındaki parkenin üzerinde bilerek sesli bir şekilde adım atarken, bunları umursamayan kız kardeşim misilleme yapıyor gibi daha çok bağırıyor hatta inliyordu. Ne yapmaya çalışıyordu ki. Büyüdüğünü mü ispat etmeye çalışıyordu yoksa artık bakire, masum biri olmadığını mı düşünmemizi istiyordu. Odasının önünden geçerken elimi yumruk yapıp üç defa kapısına vurduktan sonra sesin yavaş bir şekilde kesildiğini duymuştum.

Aslında bahse girerdim sevgilisinin bir şey yapamayacağından çünkü kız kardeşim ondan daha istekli görünüyordu. Bordo ve beyaz temalı salonumuza indiğimde yanımızda emektar diyebileceğim aşçımız Warren yemek masasını topluyordu. Yavaş adımlarla Warren’ın yanına giderken masa da 4 tabak olduğunu görerek ‘’Hey Warren yemek de üç kişiler zannediyordum.’’ Diyerek masa da kalan üzüm tanelerinden bir tanesini mideme indirmiştim. Warren bir şey saklıyor gibi duymamazlıktan gelmişti ancak benden bir şey saklayamayacağını bildiği için bana dönüp ‘’ Diğer tabak annenizin yeni tanıştığı adam’a aitti Bay Monteiro’’ dedikten sonra hemen mutfağa kaçmıştı. Ne yapmaya çalışıyorlardı, yoksa Monteiro şehvetini bütün dünyaya yayma isteğimi oluşmuştu ikisinde. Çok sinirlenmesem de moralim bozulmuştu elbet ama bugün zaten dışarıya kafa dağıtmak için gidiyordum ve şuan bu küçük olayları takmak istemediğimden kendimi evden dışarı attım. Adımlarımı garaja doğru yönlendirirken annemin doğum günümde aldığı Porsche cayman’ı garajdan çıkararak en yakın gece kulübünün yolunu tutmuştum.

Zaman geçerken sonunda Quella’nın önüne gelmiştim. Arabayı uygun bir yer park ederek arabadan çıkmıştım. İçeriden gelen müzik ve çığlık sesleri beni daha da çok havaya sokuyordu. Gri mermerlerin arasında yürürken nihayet Bar Quella’nın içerisine girmiştim. Elbette her zaman ki gibi ilk başta kendime bir viski isteyip avımı bulacak ve onla güzel bir gece geçirecektim. Barmenin iki dakikadan beri benle ilgilenmemesi sinirimi bozması ufak çaplı tartışmaya yol açabilecek kadardı. Oturduğum yerden kalkıp bar’ın yanına geldiğimde ise Barmen’in yarı baygın bir kızın yanında durduğunu görmüştüm. Evet bu kız Mannathan’da gerçekten yeniydi. Gülümseyen ifademi kaldırarak garson’a dönerek ‘’Burada bir saniye daha durursan seni işinden ederim’’ dedikten sonra barmenin gidişini izleyerek kız’a bakmıştım. Onu önceden burada görmüş olmalıydım çünkü siması tanıdık geliyordu. Kızın kolunu omzuma attıktan sonra kızı oturduğum masaya götürerek ‘’ Söyle bakalım hem benim güzel planlarımı mahvettin hem de ben olmasaydım bir barmen bozuntusu ile beraber olacaktın. Bana bir içki borçlusun bayan! Dedikten sonra karşımdaki yarı ayık kızın cevabını beklemeye başlamıştım.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria C. von Dorff
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Victoria C. von Dorff


Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 25/06/11
Nerden : Los Angeles.

Küçük gezimin sonucu. Empty
MesajKonu: Geri: Küçük gezimin sonucu.   Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimeCuma Tem. 01, 2011 12:39 pm

"Burada bir saniye daha durursan seni işinden ederim"
Bu da kimdi böyle? Kafasını kaldırıp, sesini duyduğu adamın yüzüne bakmaya çalıştı ama kafasını kaldırmayı bırak, parmağını bile kaldıracak gücü kendinde bulamıyordu. Vicky baş dönmesiyle inlerken, birden çekildiğini hissetti. Biraz önce onu barmenden kurtaran çocuk şimdi onu yerinden kaldırıp, bir masaya götürmüştü. "Neler oluyor?" diye sormak istedi ama ağzından ufak iniltiler dışında ses çıkmıyordu. Sandalyeye oturdu ve başını sallayarak kendine gelmeye çalıştı.

Şimdi yavaş yavaş her şey netlik kazanıyordu. Karşısında kendi yaşlarında, hoş, yüzündeki bakışıyla çapkınlığını ele veren bir çocuk vardı. Victoria onu süzerken çocuk konuşmaya başladı; ‘’ Söyle bakalım hem benim güzel planlarımı mahvettin hem de ben olmasaydım bir barmen bozuntusu ile beraber olacaktın. Bana bir içki borçlusun bayan!" Tek kaşını kaldırdı Vicky. Birinin elinden kurtulup diğerinin eline mi düşmüştü yoksa? Dirseklerini masaya koydu ve zar zor dik tuttuğu başını ellerinin arasına aldı. Kapanmaya hazır göz kapaklarını açık tutmaya çalışarak "Hmm, minnettarlığımın simgesi olarak sana...kahve ısmarlayabilirim!" dedi bayık, ama çekici bir ifadeyle. Böyle bir durumda kahveden daha iyi bir içecek olabilir miydi? Karşısındakinin şaşırmış gözlerini görünce gülmeden edemedi Vicky. Birden tekrar gözlerinin karardığını hissetti ve karşısında tanımadğı biri varken bayılmasının pek hoş olmayacağını düşündü. "Ah, yüzümü yıkamaya ihtiyacım var." dedi başını tutarak. Yavaşça sandalyesinden kalktı ve sendeleyerek masaların arasında ilerlemeye başladı.

Lavaboya vardığında hızlıca yüzünü yıkadı ve yanaklarını çimdikledi. Hemen kendine gelip ayılmalıydı. "Ne gece ama!" diye düşüdü. New York'taki ilk gününde neler yaşadığını düşündü. En iyisi geceyi bitirmekti. Siyah, minik Burberry el çantasını açtı ve açmasıyla "Lanet olsun!" demesi bir oldu. "Telefonumu almayı nasıl unuturum?" dedi seslice. Sinirle evden çıkarken telefonunu almayı unutmuştu demek ki. Kafasına vurarak nasıl bu durumdan kurtulacağını düşünmeye başladı. "Acaba onu atlatsam mı?" diye düşündü. Bu çok büyük kabalık olurdu ama bu çocuğu pek gözü tutmamıştı. Bakışları bile hınzırlığını ele verirken, yarı ayık halde bu çocuğa güvenebilir miydi? İçinden bir ses 'hayır' diyordu. Şimdi tuvaletten yavaşça çıkacak ve fark ettirmeden bu bardan ayrılmanın bir yolunu bulacaktı. Tuvaletten çıktı ve etrafına bakındı Victoria. O hala masadaydı ve onu fark etmemiş gibiydi. Vicky derin bir nefes aldı ve apartman topuklularının fazla ses çıkartmadığını umarak masaların arasında ilerlemeye başladı. Fark edilmediğini umuyordu, -ki hala tam ayık olmadığı için durmadan sendeliyordu- ama gözleri birden masada onu bekleyen yabancıyla buluştu. Victoria tuttuğu nefesini verdi ve ellerini suçlu gibi kaldırarak "Tamam, yakalandım." dedi gülümseyen bir suratla. Masaya geri döndü ve sandalyesine oturdu. "Ah çocukça davrandığımı biliyorum, affedersin. Ne dersin, bir daha başlayalım mı?" dedi ve kendini tanıttı; "Ben Victoria, Los Angeles'dan geliyorum. Bir de ikizim var tabii. Anlayacağın daha burada yeniyiz. Peki seni tanıyabilir miyim?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeremy Jimmy Monteiro
Sir Stafford | IV. Sınıf
 Sir Stafford | IV. Sınıf
Jeremy Jimmy Monteiro


Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 12/03/11
Gerçek Yaşı : 30
Nerden : NYC

Küçük gezimin sonucu. Empty
MesajKonu: Geri: Küçük gezimin sonucu.   Küçük gezimin sonucu. Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 5:14 pm

Zor da olsa kızı o barmenle yatmaktan zor anda kurtarmıştım ama bunun karşılığında bana sadece kahve teklif etmişti. Bana fazlaca garip gelen teklifi kabul etsem de kesinlikle formumda düşmüştüm ya da yaşlanıyordum. Başka ve düzgün bir barmen yanımıza geldiğinde iki kahve istedikten sonra kızın vücudunda keskin bakışlarımı dolaştırmaya başlamıştım ki kızın bunu anlaması ile hemen kesmek zorunda kalmıştım. Kızın beni o barmen gibi sapık olarak nitelendirmesi en son şeydi ancak herkesin elbette ki bir fantezi dünyası vardır değil mi? Hala uykusunun açılamamasına karşın lavaboya doğru sendeleyerek giden Victoria gözden kaybolduğu anda yarım kalan viskimi tazelemek için yerimden kalkarak bar’a doğru adımlarımı hızlandırmıştım. Viskisini isterken salladığı garsonun kısa sürede değiştiğini fark etmiştim. İçkimi sağ elimle raftan kaldırdıktan sonra kızın hala lavabodan çıkmadığını fark ederek yerime oturmuştum. Bir yandan viski içimi yakarken üzerine gelen kahve tadı midemi bulandırmaya başlamıştı. Kızın topuklu ayakkabılarının sesi radar derecesinde beni döndürmeyi başarmışken suratındaki saf ifade kendimi frenlememe neden olmuştu. Sonuçta o barmen bozuntusunun elinden kurtarıp kendi fantezi dünyama yerleştiremezdi onu ve kim bilebilirdi ki belki de iyi bir arkadaşım bile olabilirdi. Bunları düşünürken kızın adının Victoria olduğunun, buraya yeni geldiklerini duymuştum. Yeni tanıdığı birine göre fazla güvenmişti bana ancak benim güvenilecek en son kişi olduğumdan haberdar bile değildi. Aslında uzun süre olmuştu bana birinin özel bir şey anlatmayalı. Bir kez olsun içimden kötülük düşünmeyerek lafa başlamıştım.’’Kısa bilgin için sağol ama burada yeni olduğunu daha seni ilk gördüğümde anlamıştım. Neyse ben burada doğmuşum o yüzden tüm pislikleri adım gibi bilirim. Babamı 10 yaşımdan beri görmüyorum ve ailemle kalıyorum. Aslında çok çelişkili bir aile hayatım vardır. Mesela sorumsuz biri olmak istemişimdir ama bütün sorumluklar benim üstümdedir’’ diyerek kahkahayı patlatmıştım. Ne oluyordu bana, nasıl olurda ilk defa içten kahkaha atabilmiştim. Kafamda bu soruları kurcalarken viskimin bittiğini fark etmiştim ve kızın önündeki kahveyi alarak ‘’Bu muhabbet kahve ile iyi gitmiyor’’ diyerek gülümsemiştim ve tekrar bar’ın yolunu tutmuştum. Bar’a geldiğimde kendime bir kadeh daha viski doldurtmuştum ve Victoria’ya bir şişe bira alarak bir süreliğine bardan uzak durmaya karar vermiştim. Yerime geçtiğimde kızın içtiği kahveden az da olsa ayıldığını ve yüzünün daha çok güldüğünü görmek beni sevindirmişti. Konu konuyu açarken nihayet kilit soruya gelmiştim ve önce viskimden bir yudum alıp ‘’Ee senin kadar masum güzel bir kuzu bu kurt mahallesinde tek başına ne yapıyor? Ya da tek başına mı?’’ diye sorarak espri ile karışık sorumun cevabını öğrenme umudu ile beklemeye başlamıştım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Küçük gezimin sonucu.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Küçük Bir Hatıra
» Küçük bir kıskançlık mı ?
» Dünya fazla mı küçük?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Bar & Cafe Quella :: Bar Quella-
Buraya geçin: