Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Sürpriz! Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Sürpriz! Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Sürpriz! Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Sürpriz! Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Sürpriz! Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Sürpriz!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lorelei Adorlee
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Lorelei Adorlee


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 19/01/11
Nerden : Venedik.

Sürpriz! Empty
MesajKonu: Sürpriz!   Sürpriz! Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 2:10 pm



    Sürpriz! Isabel_Lucas_001_0Sürpriz! Mona_johannesson_053
    Claudia Heresia & Lorelei Adorlee

    Çok heyecanlıyım büyük anne. New York’a gitmeyi her zaman istemişimdir.” Genç kız cümlesinin sonunda onu bekleyen kıkırtıdan kaçamayarak büyük annesine baktı. Ruhu yerinde duramayan genç kız, valizini çekmeye çalışırken dudaklarından gülümsemesini silemiyordu ki zaten bunu istediği de söylenemezdi. Büyük annesi de New York’a gitmekten oldukça memnundu. Lorelei, onun New York Yankee’lerine olan hasta derecesinde olan hayranlığını biliyordu. Genç kız, büyük annesinin birçok yaralanma vukuatına şahit olmuştu. En son olan beysbol maçında, televizyon karşısında sergilediği seyirci potansiyeli hiç kimse de yoktu ve kendini öyle çok kaptırmıştı ki bacağını, televizyon ile koltuk arasında duran cam sehpaya çarpmıştı. Üstüne üstlük suçlu sehpaymış gibi onu bodruma kaldırtmıştı. Şimdi ise özellikle Yankeeler için Bronx’ta bir ev almıştı. Lorelei’nin New York’a gitmek istemesinin nedeni ise çok farklıydı. Onun için büyük annesinden bile daha önemli olan tek varlığın peşinden gidiyordu. Ruhunu paylaşmayı istediği tek kişiydi o. Claudia Heresia… İki ay önce, bir anda New York’a taşınmak zorunda kalan genç kıza çok kızmıştı ve çareyi yanına gitmekle bulmuştu. Büyük annesini, bir buçuk aydır ikna etmeye çalışıyordu ki, cumartesi günleri magazin haberlerini sunan genç kadın bunu bir saniyede olumlu hale getirmişti. Söylediği tek şey ise şuydu; New York, Bronx’ta yaşayan genç Yankee oyuncusunun maceralarıyla birazdan karşınızda olacağız, sakın kaçırmayın.

    Lorelei ertesi sabah büyük annesini valizlerini hazırlarken bulmuştu. Uçak biletlerini çoktan aldığını ve valizini hazırlaması için sadece yarım saati olduğunu söylediğinde, orta büyüklükteki valizinin fermuarını kapatmak için üstüne oturuyordu. Lorelei büyük bir şaşkınlıkla odasına gittiğinde öylece duruyordu ki idrak ettiği olayla bir çığlık koyuverdi. Hemen büyük annesininkinden kat kat daha büyük olan iki pembe valiz çıkardı; çünkü biliyordu ki eşyalarını bunlara bile zor sığdıracaktı. Valizlerin içine dolabındaki her şeyi düzensizce attı. Dolabında sadece bir tişörtünü bırakmıştı ki o da iki yıllık bir tişört için epey fazla yıpranmıştı. Çekmeceleri, çantaları, ayakkabıları, makyaj malzemeleri derken oda da sadece eşyalar kalmıştı. Valizlerle dışarı çıkarken odaya son kez baktı. Buraya bir daha gelmeyeceğinden doğan üzüntüyü, Claudia’nın yarattığı mutluluk bastırıyordu. Birden gözüne pencerenin dibine sıkışmış olan pelüş ayı takıldı. Hızlıca ayıcığı alıp valizine koyarken, Claudia’nın yedi yaşındayken hediye ettiği ayıcığı unutmanın utancını hissediyordu.

    Şimdi ise; valizini kapıdan dışarıya çekiştirirken heyecanını belirten kelimeleri söylüyordu büyük annesine. Büyük annesi ise acele etmesini söylerken yakında gerçekleşecek maçı stadyumda izleyecek olmanın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Valizlerini zar zor sığdırabildikleri taksiye binmeleriyle acele etmesini söylemeye başlamaları bir oldu. Havaalanına varana kadar nerede oturacaklarını, Lorelei’nin nerede okuyacağını ve bunun gibi konuları tartıştılar. Taksici, yolun sonunda onları indirmenin mutluluğuyla neredeyse parasını almadan gazlayacaktı ki büyük annesi onu durdurup parasını verdi. Lorelei, onun fazla dürüst olduğunu düşünmeden edemiyordu bazen. Uçağa binmeleri uzun sürmüştü. Her şeye ayrıntıyla bakılıyordu her havaalanında olduğu gibi. Ancak Lorelei’in valizleri tam bir keşmekeşeye yol açtı. Ona bakan güvenlikçi içini açmak istediğinde, valizin içindekiler yere saçıldı ve güvenlik görevlisi özür bile dilemeden sıradaki yolcuyu almaya gitmişti. Lorelei aceleyle valizini toplamaya çalışırken, New York’a giden uçağa daha geç binecekleri nedeniyle içinden küfür ediyordu. Bunlar tam da güvenlikçinin yüzüne söylemek istediği ama içine attığı küfürlerdi.

    Sonunda…” diyerek derin bir nefes aldı Lorelei. New York’a ilk ayak basışıydı. Bunca zamandır. Avrupa’daki her ülkeyi ve Türkiye’yi gezmişti ancak New York’a hiç gelmemişti. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilmese de Claudia’nın çok iyi öğreteceğinden emindi. Havaalanının içinde ilerlerken valizlerini almak için durdukları yerde kök salmadıklarına şükrediyorlardı. Tam kırk yedi dakika valizlerin gelmesini beklemişlerdi; ancak şimdi de taşımaları sorundu ki yanlarına gelen ve sadece bir omzuna takılmış minik bir çantası olan genç adam yardım teklif etmişti. Lorelei memnuniyetle kabul ederken, nefesinin daraldığını hissediyordu. Taksiye kadar eşlik eden genç adam adının Benito olduğunu söyleyerek yanlarından ayrılırken Lorelei’ye gülümsemişti. Lorelei nutku tutulmuş bir şekilde genç adama bakarken adını gerçekten duymayı çok isterdi; çocuğun gözlerine o kadar odaklanmıştı ki adını tam duyamamıştı ve Benito şeklinde yorumlamıştı.

    Takside geçen uzun yolculukta uyuyan Lorelei, büyük annesinin eve geldiklerini söyleyen sesiyle uyandı. Taksiye yüklü bir miktarda para ödeyerek inerken Lorelei’nin içindeki mutluluğu anlatmaya kelimler yetmezdi. Evleri gerçekten hoştu. Girmek üzere oldukları yer, çok büyük olmamakla birlikte küçükte sayılmayacak bahçeli bir evdi. Bahçesinde rengârenk çiçekler vardı ve çitlerin köşelerinde bir iki uzun ağaç vardı. Lorelei onların meyve ağacı olduğunu umarak içeri girdi. Claudia’ya yapacakları sürprizden bahsetmek için dudaklarını aralamıştı ki birinin “SÜRPRİZ!]” demesiyle olduğu yerde kaldı. Gözleri, karşıdaki mükemmel güzellikteki genç kıza kayarken içindeki mutluluğun yerini bir an sinir doldurdu. Büyük annesine hiddetle bakarken “BÜYÜK ANNEE!” dedi sinirlendiğini belli ederek. Büyük annesi ise umursamıyor gibi kahkaha atıyordu.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Sürpriz! Empty
MesajKonu: Geri: Sürpriz!   Sürpriz! Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 11:30 pm

    Üzerindeki bol Süngerbob tişörtünün önündeki meyve suyu lekelerine tiksinerek baktı. Büyük ihtimalle kalıcı bir hasar yaratmışlardı. Tişörtü çıkarıp kirli sepetine attı, tam dolabına yönelip başka bir tişört alıyordu ki titreyen telefonu duyunca durdu. İlk önce açmamayı düşündü, büyük ihtimalle ebeveynlerinden birisi günlük denetimini yapacaktı .Bir ara onların numarasını engellemeyi düşünmedi değil, ki istese yapardı ama evini bir araba dolusu polisin basma riskini göze alamamıştı. Annesi zaten telefonu açmadığı anda endişeden kuduran birisiydi. Adımlarını yatağının üzerindeki telefona doğru çevirdi. Yatağının üzerine oturup ekrandaki isme baktı. Büyük anne Adorlee. İdrak etmesi birkaç saniyesini aldı, onunla en son NY'a taşındığında konuşmuştu. Lorelei'nin çok üzgün olduğunu söylemişti, yine öyle bir şey olup olmadığını merak ediyordu. Tereddütlü bir şekilde telefonun açtı. "Claudia, hayatım. Dinle, şu anda John Kennedy Havaalanındayız." Pardon? John Kennedy mi dedi? İyi de bu havaalanı NY'da değil miydi? Kalbinin atışları giderek artarken dikkatini tekrar telefona verdi. "Yanımda Lorelei var, sana sürpriz yapacak ve çok heyecanlı. Bronx'ta bir evim olduğunu unut, 93. caddenin en üstünde olduğunu da . Ve bunları sana ben söylemedim, Lorelei sürprizleri sever. Öptüm." Daha o ağzını açamadan kadın telefonu kapatmıştı. Ne olduğunu anlaması birkaç saniyesini aldı. Lorelei Adorlee, Venedik'teki en iyi dostuydu. Daha doğrusu hayatındaki en iyi dostuydu, tüm küçüklüğü onunla geçmişti. Venedik'ten ayrılmaktan çok arkadaşından ayrıldığı için üzülmüştü. Ve şimdi NY'daydı.

    Üzerine bir şeyler geçirip arabasına atlaması on dakikasını almıştı. Titreyen ellerini düşününce araba kullanması pek mümkün değil gibiydi. Zaten asla iyi bir kullanıcı olmadığından en iyisinin taksi isteme olduğuna karar verdi. Cep telefonundan taksinin numarasını çevirip adama adresi verdi. Aynı anda koşarcasına merdivenleri inmişti bile. O kadar heyecanlıydı ki taksiyi beklerken ister istemez kahkaha atıp duruyordu. İnsanların ona garip garip bakması umurunda değildi. Lorelei NY'daydı. Rüyasında görse bile inanmayacağı kadar garipti bu. Kızın yaz tatili için gelmediğini umuyordu, öyle olsa bile onu ikna edebilirdi değil mi? Evinde bol bol yer vardı, onunla o evde yaşamak mükemmel olurdu. Yaklaşık dört yaşından beri tanıyordu Lorelei'yi. Taksi önünde durana kadar düşünmeye devam etti. Kıza ilginç bir sürpriz yapmayı dilerdi, gerçi onu önünde gördüğü an gayet ilginç olacaktı. Lorelei'nin yüz ifadesini düşünerek güldü bir süre. Adamın dikiz aynasından kendisine 'deli misin sen?' dercesine attığı bakışları umursamadan koltuğa iyice gömüldü. Evet, öyleydi, mutluluktan delirmişti. Tek kötü yanı ise Bronx'un evine çok uzak olmasıydı, büyük anne Adorlee'nin Manhattan'da bir evi olmasını tercih ederdi. Özellikle o böyle sabırsızken zaman daha da zor geçiyordu. En sonunda oyalanmak için kulaklarını kulağına takıp müziği son ses açtı. En azından taksinin radyosundan gelen müzikten çok daha iyiydi. Gözlerini kapatıp sadece müziğe odaklanmaya çalışsa da düşünceleri ister istemez başka şeylere kayıyordu. Lorelei'nin ne kadar süre NY'da kalacağı, o gittikten sonra Venedik'te neler olduğu. Cevaplanması gereken o kadar çok soru vardı ki... Yine de ilk günden onu sıkmayacaktı, bunu kendi kendine tembihlemeşti. Kız isterse sorularıyla yarın boğulabilirdi, en ufak ayrıntısına kadar anlatması gereken bir dolu şey vardı. Taksi ani bir fren yaptığında az kalsın önündeki koltuğa çarpıp burnunu kıracaktı, son anda yanındaki kola tutunarak düşmemeyi becerdi. Adamın kıkırdamalarına karşılık olabyı ildiğince pis bakışlar attı, çantasından çıkardığı cüzdanından yeterli parayı alıp adamın eline sıkıştırırken hala küfürlerini içinden sıralamaya devam ediyordu.

    Yine de taksici iyi iş çıkarmıştı çünkü tam Adorlee'lerin evinin önünde duruyordu, kilitli kapıyı açmak için kolunu demirliklerden sokması gerekse de umursamadı. Tabi komşuların onu hırsız sanmayacağını da umuyordu. Olabildiğince hızlıca içeriye girdi, birkaç saniye orada durup etrafa bakındı. her taraf renkli çiçeklerle sarılıydı ve oldukça hoş duruyordu. Çimenlere oturup orada beklemeyi düşünse de tam karşıdaki küçük salıncak daha bir hoş görünmüştü gözüne. Hme pek göz önünde de değildi. Kimsenin olmamasından yararlanarak oraya oturdu. Büyük anne Adorlee kızın sürprizini deşifre ettikleri için epey azar yiyecekti ama yine de ona minnettardı çünkü Lorelei aniden karşısında gördüğü an kalp krizi geçirme ihtimali de yüksekti. Kapı gürültüyle aralandığında kalp atışları istemsizce hızlanmıştı. Kızın etrafa göz atmasından yararlanarak adımlarını ona doğru çevirdi. O daha ne olduğunu idrak edemeden bağırdı. "SÜRPRİZ!" kızın gözleri kendisine bakıp kayarken istemsizce kahkaha attı. Yüzündeki ifade görülmeye değerdi, bunun içinde büyük anneye borçluydu. “BÜYÜK ANNEE!” Onun büyük annesini azarlamasına fırsat vermeyip kızın boynuna atıldı, az kalsın düşüyorlardı ama bu durumu iyice eğlenceli yapmıştı. Hala aynıydı, kocaman iki pemce valiz getirmişti ki bu onu daha da mutlu etti. Geçici olmadığının bir kanıtıydı bu kendisi için. Kıza uzun bir süre sarıldıktan sonra bu sefer büyük anneye yöneldi. Öpücükler, öpücükler, öpücükler.

    İkisinin bavullarını içeriye taşımasına yardım etti, bavulları buldukları ilk köşeye bırakıp etrafa göz attılar bir süre. İçerisi epey büyüktü, gereksiz eşya kalabalığı yoktu. Aksine sade ama şık dizayn edilmişti, zaten büyük anne her zaman zevkli bir kadın olmuştu. Bavullardan kurtulup oturma odasına geçtiklerinde yüzündeki tebessüm iyice büyümüştü. "Ve kazanan benim, hep böyle. Scrabble'da olduğu gibi." Kıkırdamasını bastırarak bir koltuğa oturdu. Bacaklarını altında toplayarak kollarını da önünde birleştirdi. "Ve buradasın Lorelei! Sonsuza ve sonsuza kadar değil mi?" Abartmayı bir yana bırakırsa asıl söylemek istediği burada kalıp kalmayacağıydı, ki cevabın olumlu olduğunu tahmin ediyordu ama kesin bir onay almayı deli gibi istediği de bir gerçekti. "Yine her şey mükemmel olacak, ben de kalabilirsin. Harrison Jewell'e kayıt olursun, orayı seversin, iyi bir eğitime ve ortama sahip. Ayrıca bana her şeyi anlatmalısın. Her şeyi. " Soluk almak için durakladı, çok konuşmanın utancıyla alt dudağını ısırdı. Gözlerini pencereden dışarıya dikti, cidden artık mükemmeldi. Daha önce hep bir eksiklik hissetse de Lorelei geldikten sonra eksiklik bitmişti. New York kesinlikle mükemmeldi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lorelei Adorlee
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Lorelei Adorlee


Mesaj Sayısı : 60
Kayıt tarihi : 19/01/11
Nerden : Venedik.

Sürpriz! Empty
MesajKonu: Geri: Sürpriz!   Sürpriz! Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 8:14 am




    Claudia’yı karşısında bulmanın şaşkınlığına, büyük annesinin onu ispiyonlamasından dolayı, bir an gelip geçen öfkesi de eklenince sarılmayı unutmuştu. Claudia boynuna atıldığında neredeyse düşecekti; ama buna değerdi. Mutlu bir şekilde genç kızla, epey uzun bir süre hasret giderdikten sonra oturma odasına yöneldi. Gerçekten hoş bir evdi. Büyük annesinin Venedik’ten burayı nasıl bulduğuna akıl erdiremiyordu ki hiç kimsenin mantıklı bir açıklama yapamayacağı bir şey gibi duruyordu Lorelei’nin gözünde. Üstelik sadece bir günde… İşte bu şaşılacak şeydi doğrusu. Claudia’nın gelip oturduğu koltuğun yanındaki koltuğa attı kendini. O ana kadar ne kadar yorulduğunu fark etmemişti. Vücudunu rahat bir pozisyona alıp Claudia’nın heyecanlı sesini gülümseyerek dinlemeye başladı. Harrison Jewel’de okumayı her şeyden çok istediğini büyük annesine söylememişti. Bronx’da oturan büyük annesinden uzağa, Manhattan’a giderek Claudia’da kalmayı da çok istiyordu. Yaşlı ve yorgun kadına baktı göz ucuyla. Büyük annesi bacaklarını ovarak koltuğa gömülmüş, gülümsüyordu. Tekrar arkadaşına dönerek düşüncelerinden arınmaya çalıştı ama başarılı olmadığı aşikârdı. Harrison Jewel’de okumak istemesinin tek sebebi Claudia ile daha yakın olabilmekti. Lorelei’ye orası hakkında birçok şey söylemişti genç kız. Lorelei ilk başta meraklı gibi davransa da sonraları gerçekten merak ettiği bir olay vardı. Lola ve Coco gibi hatırladığı iki kişi dedikodu yaymakta usta gibi görünüyorlardı. Claudia’ya tanıyıp tanımadığını sorduğunda ise kimsenin tanımadığı cevabını alarak şaşırmıştı.

    Sen de kalmayı ve Harrison Jewel’e gitmeyi çok isterim Claudia” dedi sonunda düşüncelerinden arınmayı başardığında. Claudia ona gülümseyip okulu anlatmaya başlamıştı. Lorelei heyecanla dinliyordu ki araya büyük annesi girdi. “Kızlar, hemen bir şeyler sipariş etmemi ister misiniz? Ben bir fil gibi acıktım.” Lorelei ufak bir kahkaha attıktan sonra büyük annesini onayladı çünkü o da acıkmıştı. Karnından yükselen isyan sesleri vardı sanki. Büyük annesi telefonunu almak üzere valizleri koydukları köşeye doğru harekete geçtiğinde Lorelei acı gerçeği itiraf etti. “Ama büyük annemin yalnız kalmak isteyeceğinden emin değilim. Hele de Manhattan’da seninle kalacağıma izin vereceğini sanmıyorum. Onu ikna edebilir miyiz sence?” Manhattan’ın çok uzak olduğunu bilmesinin tek nedeni, Claudia’nın buraya taşındığından beri telefonla New York’u en ince ayrıntılarıyla anlatmasıydı. Claudia’nın birkaç saniye yüzü düştü. Lorelei, onunda kendisi gibi şüpheleri olduğunu tahmin ediyordu.

    Büyük annesi büyük sessizliği bölerek içeri girdi ve pizza sipariş ettiğini söyledi. Lorelei ayaklarını toplayı büyük annesine olayları anlatmak için derin bir nefes aldı. İlk önce okumak istediği okulu söyledi ve büyük annesi “Ooo göndeririz bebeğim, neredeymiş bakalım burası?” şeklinde olumlu bir tepki verdi. Lorelei Claudia’ya baktı. Claudia sen yapmalısın bakışıyla baktığında tekrar büyük annesine döndü. “Manhattan.” Dedi kısık bir fısıltıyla. Büyük annesi iyice idrak etmek bir süre bekledi ama birden gülümsemesi silindi ve kaşları çattı. Lorelei aceleyle devam etti. “Şey, orada Claudia ile kalabilirim. Lütfen, büyük anne…” Büyük annesinin kaşları düzgün bir hal aldığın Lorelei olumlu bir cevap vereceğini anlamıştı. “Olmaz.” NE? Ama… Lorelei’nin şaşkınlıkla açılan ağzına, gözyaşlarının bir anda birikmiş gözlerini de eklediğinizde, bu görüntü bir başkası üzerinde epey ikna edici olabilirdi; ancak büyük annesi böyle şeylerden etkilenmezdi. Lorelei yalvarmak yerine geleceği ile ilgili zırvalamaya başladığında büyük annesi başını sağa sola sallamaya devam ediyordu. “Vostri nonni... Ti prego. Non succede niente se rimango con Claudia. E la scuola più famosa alto di New York. Almeno l'ultimo che ho completato il mio liceo, lasciami andare, voglio, per favore!” İtalyanca yalvarmaya başlamıştı. Son senesinde okulunu kendi seçmek istiyordu. Bugüne kadar hep büyük annesi seçmişti okullarını. Bundan şikâyet etmyiordu, sonuçta Claudia ile tanışmıştı; ancak şimdi tek bahanesi o gibi görünüyordu.





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Sürpriz! Empty
MesajKonu: Geri: Sürpriz!   Sürpriz! Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:40 am

    Lorelei'yi özlemişti, onunla her şeyini paylaşmayı da öyle. Gerçi Manhattan'a taşındığında beri neredeyse her gün arayıp ona yaşadığı her şeyi anlatıyordu. Genç kız tanıştığı insanlar da dahil olmak üzere her ayrıntıyı biliyordu, bu yüzden onun burada yabancılık çekmeyeceğine emindi. Yine de sanki hiç anlatmamış gibi en baştan anlatmaya devam ediyordu Claudia, hatırladığı bütün ilginç olayları ardı ardına sıraladı. Bale kursunda çektiği işkenceleri, üzerine kahve döken kızı, Juliet ile yaptıkları bütün eğlenceleri.Onun asıl keyfini yerine getiren ise Lorelei'nin sanki ilk kez dinliyormuş gibi merakla kendisine bakıp sorular yöneltmesiydi. Başka birisi olsa bunu daha önce defalarca dinlediğini belirtip sıkıldığını belli ederdi. Ama sonuçta bu Lorelei'ydi. O asla Claudia'yı üzme düşüncesini aklından bile geçirmezdi.Ona duyduğu sevgi bir kez daha içinden taşarken konuşmayı bıraktı, onu sıkmış olma düşüncesiyle alt dudağını hafifçe ısırdı. Lorelei ise düşüncesini aksine sırıtıyordu. Rahatlamış bir şekilde nefes aldıktan sonra bakışlarını onlardan uzakta oturmayı seçmiş büyük anne Adorlee'ye çevirdi, kadın yan gözle kendilerine bakıyordu. Anlaşılan o da bu iki arkadaşın en sonunda birbirlerine kavuşmalarına sevinmişti. Ona minnettardı Claudia en kısa zamanda en sevdiği tatlılardan ve biblolardan adına hediye etmeyi aklının bir kenarına yazdı.

    Lorelei'nin sesi dikkatini dağıttı, bakışlarını büyük anneden arkadaşına doğru çevirdi. Genç kızın sözleri yüzünde büyük bir gülümseme oluşmasını sağlamıştı. İşte istediği cevap buydu. Tam cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki büyük anne Adorlee'nin sesi dikkatini dağıttı, ona taraf döndüğünde kadının yüzünde munzur bile gülümseme vardı. Eh, yaşlandığında kesinlikle onun gibi olmak istiyordu. Büyük anne içeriye doğru giderken bakışlarını onun sırtına dikti, yalnız kaldıklarına göre biraz daha özel konulara girebilirdi. Venedik'ten taşındığından beri Lorelei'nin bir dolu erkek arkadaşı olduğuna emindi, geçen yıl onları Ford ile Milano'ya kadar takip eden çocuğu hatırladığında kıkırdadı, en sonunda polise başvurmak zorunda kalmışlardı. Zaten çocuk saplantılı bir uyuşturucu kullanıcısıydı. Tam erkek arkadaş konusunu açmak için dudaklarını aralamıştı ki Lorelei ondan önce hamle yapıp konuşmaya başlamıştı. Alt dudağını ısırdı, bunu kendisi de tahmin etmişti ama mutluluğunu bozmamak için üstünde durmamıştı. Aynı sorun bir kez daha gündeme çıkıncaysa artık teori üretme zamanının geldiğini fark etti. Birkaç saniye gözlerini kızın gözlerine dikti. Eğer Lorelei Bronx'ta büyük annesi ile yaşarsa görüşme zamanları epey kısıtlanacaktı, aynı okulda okuyamayacak, aynı partilere gidemeyeceklerdi. Ayrıca Bronx'un Manhattan ile karşılaştırınca oldukça sıradan bir yer olduğu da diğer bir gerçekti. Hiç bir adrenalin yoktu, insanların tek yaptığı işlerine koşuşturmaktı, başka hiçbir çabaları yoktu.

    Oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı, illa ki bir çözüm bulacaklardı. Lorelei buraya Bronx'ta yaşamak için gelmemişti sonuçta değil mi? Ayrıca onun burada sıkıntıdan patlayacağına da emindi. "Bir şeyler bulacağız Lorelei." Elini kızın elinin üzerine koydu, onu avutmak istese de ne yapacakları hakkında en ufak bir teorisi bile yoktu. Bir süre gözlerini pencereden dışarıya dikip düşündü, ama bu büyük anne içeriye girince kesilmişti. Bakışları ona doğru döndü, kadının bakışları da birkaç saniyeliğine üzerine kenetlenmişti. Büyük ihtimalle problemin ne olduğunu biliyordu. Yine de üstünde durmak istemezmiş gibi bakışlarını kaçırınca derin bir nefes aldı Claudia. Lorelei ayağa kalkıp büyük annenin bir yanına oturmuştu, Claudia'da kadının diğer yanına oturdu. Her zamanki gibiydi, temiz lavanta kokuyordu. Yedi yaşından beri görmediği büyük annesini andırıyordu kendisine. Maalesef ki Heresia'larda bağlar bu kadar kuvvetli değildi. Lorelei derin bir nefes alıp sorunu dile getirdiğinde dudaklarını kemirmeye başlamıştı bile. Büyük annenin olumlu yaklaşımı kalp atışlarının hızlanmasını sağlamıştı. Ama asıl problem bu değildi işte, Lorelei eyaleti söylediği anda kadının kaşları çatılmış, yüzündeki yumuşak ifade silinmişti. Lorelei'nin ısrarları sonucunda yüz ifadesi hafifte olsa yumuşsa da cevabı netti: Hayır. Çocuk gibi sızlanmak istiyordu ama bu dürtüsünü bıraktı.

    Lorelei İtalyanca büyük anneye ısrar ederken o da onu izliyordu. Kızın alt dudağı titremeye, gözleriyse yaşlarla dolmaya başlamıştı. Şu ana kadar tanıdığı kimse onu böyle görüp de reddetmemişti. En sonunda o konuşmayı kestiğinde büyük annenin yüzünde tereddütlü bir ifade vardı. Boğazını temizleyerek dikkatini çekmek için çabaladı Claudia. Kadının bakışları ona kilitlendiğinde konuştu. "Ah, büyük anne. Anlıyorum Lorelei tek torunun ve onu seviyorsun," Doğru bir başlangıç yaptığını biliyordu çünkü kadın başını hafifçe sallayıp onu onaylamıştı, gülümsedi. "Ama Harrison Jewell New York'ta bulabileceğiniz en iyi okul. Oradan mezun olup da iyi bir üniversiteye gitmeme imkanı çok az." Abarttığının farkındaydı, iyi öğrenciler kadar kötü öğrencilere de sahipti HJ. Yine de biraz yalandan kimseye zarar gelmezdi. "Örneğin ben Yale'e gitmek istiyorum ve HJ bunun için bana epey yardımcı olacak, bilirsiniz Yale mükemmeldir. Edward Norton bile oradan mezun-" Opps. Bu biraz garip kaçmıştı, adamı sırf yakışıklı ve ünlü olduğu için örnek vermemeliydi. Hafızasını biraz daha zorladıktan sonra daha iyi bir isim önerdi. "Ya da Judith Butler. Ayrıca okul müdiresi de çok disiplinli, eminim ki onu seversin. Lorelei ben de kalabilir, zaten Venedik'te de sık sık bende kalıyordu. İdare ederiz." Bu da diğer bir uydurmaydı, müdireyi sadece bir kere görmüştü. Gerçi görüşünüşünden bile disiplinli olduğu anlaşılıyordu. En azından eski okulundaki müdür yardımcısına kıyasla, kadın eşbinseldi ve kalçasında sevdiği kadının ismi yazıyordu, iğrenç. Lorelei ile yaşama konusuysa, eh kesinlikle idare ederlerdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sürpriz!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sürpriz.
» Sürpriz

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Bronx-
Buraya geçin: