Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Summer Warner
NY Halkı
 NY Halkı
Summer Warner


Mesaj Sayısı : 233
Kayıt tarihi : 30/08/10
Nerden : Manhattan

Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Empty
MesajKonu: Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.   Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimePerş. Eyl. 02, 2010 6:18 am

Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. 68952707191696859733


Klasik bir Pazar sabahlarından biri olacak diye tahmin etmiştim. Rose’un odanın perdelerini açmasıyla tatlı rüyamdan uyandım ve kahrolası gerçek dünyaya döndüm. “Günaydın Bayan Warner.” Dedi tüm sıcaklığıyla. “Kusura bakma Rose ama hiç havamda değilim çünkü beni mükemmel ötesi bir rüyadan uyandırdın!” Rose alelacele dışarı çıkarken büyük bir kahkaha odayı doldurdu. Babam odama giriş yapmıştı. İnanması zor ama bu da odama geldiği o nadir anlardan biriydi. “Kızcağızı baya korkutmuşsun anlaşılan.” Dedi tok sesiyle. “Yaa, evet. Ne istiyorsun baba?” Gözlerimi ovuşturup göz bandımı çıkarmaya çalışırken babamın başucuma doğru geldiğini gördüm. Bana sevgi gösterisi yapacaksa anlaşılan o sürtükle ilgili bir şey isteyecekti. “Geçen günkü davranışından dolayı hala seni affetmedim bunu bilesin.” Affedilmek isteyen var sanki. “O günü telafi etmek için bugün sen, ben ve Amanda golfe gidiyoruz ve Myracle ailesi de bize katılıyor.”


Hadi ama yapma bunu bana baba! Sürtüğü çekeceğim yetmezmiş gibi o ezik ikinci sınıf kızı da mı çekeceğim? Tamam, gereğinden güzel olabilir ama bu akıllı olacağı kanaatini da getirmez. Puflayarak yatağımdan kalktım ve pofuduk yeşil terliklerimi giydim. Golf her zaman tutkuyla bağlı olduğum bir spor olmuştu. Ayrıca skorlarımda bir lise öğrencisine göre gayet iyi sayılırdı. Ama ben "Zenginiz, işte bu yüzden golf oynuyoruz." düşüncesini benimsemiş zihniyetlerden değildim elbette. Ki bugün buluşacağımız aile bunu yaşam ilkesi edinmişti. Kendilerine ait beş golf sahaları bile vardı. Her hafta mutlaka birine gider, güya zenginliklerinin kanıtı olarak golf oynarlardı. Nasıl bir düşünce tarzıdır bu? Bu düşüncelerden bir anda sıyrıldım ve yüzüme buz gibi suyu çarptım. İki dakika içinde golf elbisemi üstüme geçirdim –ki bu elbiseye bayılıyorum- ve beyaz nike spor ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı tepeden atkuyruğu şeklinde toplayıp elbisemle uyumlu beyaz bir kurdeleyle bağladım. Enerji içeceğimi, şanslı toplarımı ve yedek ayakkabılarımı çantama bir hamlede tıkıvredim. Çantamı koluma taktıktan sonra başucumda duran çikolatayı ağzıma attım. Kendime son kez aynada baktım ve –evet, şahane görünüyorum- koşarak aşağıya indim. Bu işkence bir an önce bitsin istiyordum!


Golf sahasına geldiğimizde parıldayan turuncu elbisesiyle Priscilla’yı gördüm. Aman ne güzel! Turkuaz ve turuncu, birbirimizle çok uyumlu olacağız. Bay Marcus yine ağzında purosuyla babamla selamlaşırken sahte bir gülümseme verdim ben de kızına. O da bana aynı şekilde gülümseyip annesine doğru yürüdü. “Good Behaviour Jack” dedi Bay Marcus babama doğru. Babamda aynı şekilde karşılık verdikten sonra işkence dolu saatler başladı. Üvey annemin babama bariz bir şekilde sarkması mı yoksa o küçük zavallının golf oynamaya çalışması mı daha çok etkiledi bilmiyorum ama midem feci derecede bulanıyordu. Pris’e doğru yaklaşıp kulağına “Mide ilacın var mı?” diye sordum. Bana garip gözlerle baktı ve “Hayır, yok.” Diye ukala bir tavırla yanıtladı. Ağzını burnunu dağıtma isteğim bir kat daha artsa da bir şey demeden çantamı kurcalamaya başladım. Hayır, midemin bulanması yetmiyormuş gibi kötü oynayıp puan ortalamamı da düşürüyordum. Sonunda bir talcit buldum ve ağzıma attım. Birkaç dakika sonra oyuna daha fazla kendimi verebildiğimin farkına vardım. Bu sırada Pris’in beni ezmek için yaptığı şaklabanlıklarda gözümden kaçmadı değil. Ortalıkta hoplaya zıplaya geziyor, her attığını sayı yapıyordu. Tabi bunları yaparken gözlerini kısıp sinsice bana bakmayı, ya da saçlarını savurarak hava atmayı da ihmal etmiyordu. Sonunda dayanamayıp elime bir golf topu aldım ve yanına gittim. “Ne sorunun var kızım senin?”


En son Summer Warner tarafından Perş. Eyl. 02, 2010 7:10 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla Myracle
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf



Mesaj Sayısı : 177
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : Manhattan

Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Empty
MesajKonu: Geri: Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.   Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimePerş. Eyl. 02, 2010 6:59 am

'Ah, nihayet!' diye düşündüm bıkkınca.
Babasının bizimle sözleşmesi yetmiyormuş gibi, bir de ailecek geç geliyorlardı.
Beyaz Golf Cart'larını çimenlere işkence edercesine hızlı bir şekilde süren aileye gözlerimi kısarak baktım. İşte, o da gelmişti. Manhattan'ın en popüler sürtüğü, Summer Warner.
Babam çok beğendiğim (!) İngiliz aksanıyla Summer'ın babasını selamladı. "Good Behaviour Jack"
Cidden, burada olmak zorunda mıydım?
Sürtük, babamı hoşnutsuz bakışlarıyla inceleyip bana sahte, buz gibi bir gülümseme gönderdi. Ona kendi kusursuz gülümsememle karşılık verdim. Bakışlarına bakılırsa golfü pek sevdiği söylenemezdi... artık.
Yanına gittiğim annem hızlı hareketlerle sırtımı sıvazladı.
"Önemseme tatlım." dedi şefkatle gülümseyerek. "Birazdan oyun biter,"
Bana yalan söylediğini biliyordum. Tıpkı her zaman yaptığı gibi. Sanki inanacaktım da... Yine de toplum içinde bir kavga hoş kaçmazdı. Dudaklarıma soğuk bir gülümseme kondurdum.
Oyunun çabuk bitmesini istiyordum, bu oyunu biz kazanmalıydık.
Vincent'in taşıdığı golf çantama uzanıp havayı ölçtüm. İnce bir sopa kullanacaktım. Vincent, uygun numarayı verdikten sonra olay sadece topu deliğine sokmaktan ibaretti.
Bir, iki... vur!
Summer'ın iğrenmiş bakışlarının üzerimde dolaştığını hissediyordum. Belki bazı başka toplarıda deliğe sokmak gerekecekti. Emin olduğum tek şey varsa o da bu konuda başarılı olduğumdur.
Summer'ın fısıltısını güzel kahve saçlarımın arasından duyana kadar kendimi oyunda kaybetmiştim.
"Mide ilacın var mı?" diye sordu. Cidden, ne?
"Hayır, yok." dedim ukalaca. Kız kardeşimi -ve, tabii ki, kendimi- olası bir güneş çarpması faciasından korumak amacıyla yanımda her zaman mide ilacı taşıdığımı ona söyleyemezdim, değil mi?
'Harika, kaybedecekler!' diye dülündüğüm sırada aptal kız, nereden bulduysa bir talcit buldu ve ağzına attı. Kahretsin.
Başka bir taktik uygulamam gerekecekti. Olabildiğince sinir davranacak, onu sinirden köpürtecektim.
Ben ard arda sayı yaparken, etrafta sekip saçlarımı zıplatırken -ve tabii ki dekoltemden bariz bir ölçüyü halkın görüşüne sunarken-, sahadaki erkeklerin dikkatini dağıtırken annemin ve babamın bana uyaran bakışlar attığının farkındaydım, ama onlarla sonra uğraşacaktım.
Hey, burada birileri skoru eşitlemek zorunda.
Sonunda dayanamamış olacak ki narin yüzünde apaçık bir tiksinti ifadesiyle yanıma gelip "ne sorunun var kızım senin?" dedi.
Tanrım, bu çok eğlenceliydi. Hadi ama, herkes kız kavgalarını sever.
"Benim bir sorunum yok, ama böyle düşünmen sende bir sorun olduğunun kanıtı sanıyorum." dedim sinsice gülümseyerek.
"Ah, merak etme." dedi asabi bir tavırla. "Bende bir sorun olmadığına eminim."
Yumruklarını sıkmıştı. Bana bir şey yapmayı düşünmüyordu, değil mi?
"Ne derdin var bilmiyorum, Sumsum," diye mırıldandım masum görünmeye çalışarak. İnsanlar bize bakıyordu. "Biraz otur, dinlen ve sakinleş." diye devam ettim gülümseyerek.
Pembe dudaklarıma kondurduğum gülümseyişin yeterince masum olduğundan emin değildim, ama pek umrumda da değildi zaten.




Out: Hakaretler için özür dilerim Sıla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Summer Warner
NY Halkı
 NY Halkı
Summer Warner


Mesaj Sayısı : 233
Kayıt tarihi : 30/08/10
Nerden : Manhattan

Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Empty
MesajKonu: Geri: Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.   Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimePerş. Eyl. 02, 2010 7:38 am

Sırf etraftakilere masum görünmek için yüzüne yerleştirdiği sahte gülümsemesi, iğrenç ötesi duruyordu. Bir de bu yetmezmiş gibi bana tavsiyeler veriyordu. Ne sanıyordu kendini bu kız, sürtük annem mi? Ben ondan daha sürtük olup olamayacağını düşünürken bir sayı daha attı ve öyle bir zıpladı ki “Elbise giymeseymişsin güzelim!” diye haykırdım. Babamın bakışlarını üstümde hissederken saçlarımı savurdum ve atışımı yapmak üzere topa yaklaştım. Elimde duran uğurlu topumu yerine yerleştirdim ve Arch’ın sopa seçmesi için bekledim. “5 numaralıyı kullanmalısınız efendim.” İleri geri, bakışımı ayarladım ve bingo! Top ilk atışta müthiş bir hızla delikte! Büyük bir hızla döndüm ve Pris’in yanına doğru yürüdüm. Haydi, gel bakalım sürtük şimdi göreceğiz kim daha iyi oynuyor!


Bu kıza dalmadan buradan ayrılabilirsem, evimin en yakınındaki kiliseye bir mum dikecektim. Yine yüzünde sahte gülümsemesi babasına yalakalık yapmakla meşguldü. Sayı olarak gerideyken bir anda önce geçmiştik –ki bunu benim ilacı almama bağlıyorum- ve Pris sinirden köpürmüştü. Elinde çilekli bir lolipop, köşeden atışlarımı izlerken keşke boğazına kaçsa diye bir dilek diledim ama ıskaladım sanırım. Çünkü yanında oturan adam öksürüklerle tuvalete doğru uzaklaştı. Ben koşarak Pris’e doğru gittim ve yanındaki boşluğa çöküverdim. “Ee Pris, görüşmeyeli nasıl gidiyor? Hala ikinci sınıf bir ezik misin?” Bana pis bir bakış attı ve “Evet, senin birinci sınıf bir ezik olduğunu varsayarsak, ikinci sınıf bir eziğim, hala.” İşte sürtüklüğünü kanıtlayan bir cümle daha! Top sepetinden rastgele bir top daha aldım. Evet, bu topu da tam deliğe sokacaktım ama bu sefer yeşil çimlerdeki delik olacağından şüpheliydim. “Biliyor musun Pris, seni hep kıskanmışımdır.” Böbürlenerek bir kahkaha attı ve bana döndü. “Kıskanmayan mı var ki?” Böyle bir sürtüğü kıskanan varsa ölsün. Yok, hatta kendini iple falan boğsun. “Peki, söyle bakalım sen benim neremi kıskanıyorsun?” Açıkçası senin en çok o sürtüğümsü burnunu, şaşı gözlerini ve saman gibi saçlarını kıskanıyorum demek için nelerimi vermezdim. Ama kıskanılacak bir tarafı olmasa da güzel bir kızdı. “Ağzında duran o kocaman topu.” Bana ‘Ne saçmalıyorsun sen?’ diyen gözlerle baktı. Elimde duran topu hafif aralık duran ağzının içine tıkıştırırken ayağıyla öyle bir tekmeledi ki beni, oracıkta ata dönüştüğüne yemin edebilirdim. Ben dizimin acısıyla yere eğilirken o ağzındaki topu çimenliklere tükürdü. Bingo! Bu beklenmez hareketler listemde top 5’e girecek bir atıştı. “Bana sorunlu diyene bak, tımarhaneye tıkmalılarmış seni!” Elleriyle havada garip işaretler yaparak bağırıyordu. O sırada babalarımızın bize doğru geldiğini gördüm ve çimenliklerdeki topu kaptığım gibi ayağımın altına aldım. “Neler oluyor burada kızlar?”


“Baba, inanmayacaksın ama bu sürtük kız benim ağzıma golf topu tıktı!” Hep bir ağızdan “Ne?” diye bağıran aile grubumuz, başkası tarafından bakılınca küçük bir opera grubundan farksızdı. “Saçmalama!” diye bağırdım Pris’e bakarak. “Benim böyle bir şey yapabileceğimi düşünüyor olman bile saçmalık! Ayrıca sürtük lafına da çok alındığımı belirteyim.” Babam bana ‘Doğru mu bu?’ diyen gözlerle bakarken ben hayır anlamında başımı salladım. Pris bomboş çimenlikleri göstererek “Öyle mi hanım efendi! Bak baba burada duran topu soktu işte ağzıma! Burada…” Ağzı beş karış açık boş çimenliklere bakıyordu şimdi de. Ben şeytanca bir gülümsemeyle yanına doğru yürüdüm ve “Iska!” diye fısıldadım kulağına. Evet, bu hareket beni bile delirtmeye yeterdi. Saçımda hissettiğim iki çift el beni aniden yere çekti. Saçlarımın dibindeki acıyı hissederken ellerimle Pris’in kolunu kavradım ve var gücümle sıktım. Ciyaklaması kulaklarımda yankılanırken sürtük üvey annemin ve Pris’in annesinin bizi ayırmaya çalıştığını görebiliyordum. Ah, Tanrım! Bu hafta gittiğim her yerde bir olay yaşamak zorunda mıyım?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Priscilla Myracle
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf



Mesaj Sayısı : 177
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : Manhattan

Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Empty
MesajKonu: Geri: Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.   Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimePerş. Eyl. 02, 2010 8:26 am

Sayı üzerine sayı yapıyordum! İki anlamda da.
Açıkçası bu gün kötü başlamasına rağmen iyi bitecek gibi gözüküyordu. Bir sayı daha yapınca neşeyle zıpladım. Belki oyundan sonra Cornelia ile Starbucks'ta takıla-
"Elbise giymeseymişsin güzelim!"
Küçük kalçalarını ve kızıl-kahve saçlarını umarsızca savurarak yanıma yaklaşan Summer'dan gelmişti bu laf. Nazik görünmeye çalışarak geriledim, ama yüzümdeki şaşkınlık ifadesinin beni ele verdiğinin farkındaydım.
Bu kız kendini ne sanıyordu?
"Beş numaralıyı kullanmalısınız efendim." Aptal uşağı, aptal golf sopasını aptal Summer'a verirken Summer bana gördüğüm en hararetli sürtük bakışını fırlattı. Bunu bir yere not etmeliydim, gelecekte işime yarayabilirdi. Her ne kadar çocuksu bir kız gibi gözüksede bildiği bir şeyler vardı demek.
Topu öyle bir hızla attı ki, babam "Sayı!" diye bağırana dek nereye gittiğini ben bile göremedim.
Yutkundum, işte kız kavgası başlıyordu.



"Hey baba," dedim babama yaklaşarak. Adam hala püpo tüttürüyordu, tanrım. "Sence de biraz fazla hızlı fark atmadılar mı?"
Kaşlarımı kaldırıp gözlerimi sulandırarak -yalandan ağlamak bir kızın New York'da hayatta kalabilmesi için en büyük unsurlardan biri. Cidden- en masum ifademi takınmıştım.
"Bilmiyorum, Priss." dedi babam umursamaz bir tavırla. Sıkkın görünüyordu. Alo? Adam oyunu kaybediyordu ve golf oynamayı doğru düzgün bildiği de yoktu. Eğer annem de bir köşede top yerine Summer'ın üvey annesinin dizine bir tane geçirmeseydi yeteneğimi ondan aldığımı söylerdim.
Demek bu taktik de işe yaramıyordu. Yeni bir şeylere ihtiyacım vardı.
Önümde çimlerin üzerinde pozisyon almış atışına hazırlanan Summer'ın bir anda boğulması için neler vermezdim...
Çilekli lolipopu ağzımda çevirdim, ve aynı anda yanımdaki adam etrafa -ve elbiseme. Benim güzel Barney's elbiseme!- tükürükler saçarak lavabolara koşturdu. Ben daha 'ıyy' diyip ağlamaya fırsat bulamadan Summer yanımda bitmişti.
"Ee Priss, nasıl gidiyor? Hala ikinci sınıf bir ezik misin?" Harika, taşra tavırlarını bırakıp gerçek bir kavgaya hazırlanıyordu demek. "Evet, senin birinci sınıf bir ezik olduğunu varsayarsak, ikinci sınıf bir eziğim, hala.” Gülümsedim.
Sepetten ikinci bir top daha aldığını fark edememiştim.
“Biliyor musun Pris, seni hep kıskanmışımdır.” Vay, geç kalmasına rağmen aptallığını fark etmesi güzel bir şeydi.
“Kıskanmayan mı var ki?” kıkırdadım. Belki bu kızla arkadaş olabilirdim.
“Peki, söyle bakalım sen benim neremi kıskanıyorsun?” Evet, eğer ilginç bir yanıt verirse onunla arkadaş olacaktım.
“Ağzında duran o kocaman topu.” Pardon?
Kız elini hızla kaldırıp elindeki golf topunu dişlerimi kıraracasına ağzıma soktu. Bu bir ölüm kalım meselesiydi. Gururumu mu kurtarmalıydım, yoksa dişlerimi mi?..
Dişlerimi seçiyorum.
Refleks olarak kıza bir tekme indirdim. İyi ki sivri tabanlı ayakkabı giymiştim.
“Bana sorunlu diyene bak, tımarhaneye tıkmalılarmış seni!” diye haykırdım. Bu kız bir psikopattı!
“Neler oluyor burada kızlar?”


“Baba, inanmayacaksın ama bu sürtük kız benim ağzıma golf topu tıktı!” dedim ağlayarak -sahte gözyaşlarının yararlı olduğunu söylemiştim-
Babam piposunu düşürmüş, ağzı açık bana bakıyordu. Kolunu; tek elini göğsüne koymuş, kocaman gözler ve çatık kaşlarla bana bakan annemin omzuna dolamıştı.
Summer'ın babası, ikimize birden haşlayacakmışçasına bakıyordu; annesi ise pek olayla ilgileniyor gibi gözükmüyordu.
“Saçmalama!” diye bağırdı Summer, aniden bana dönerek. “Benim böyle bir şey yapabileceğimi düşünüyor olman bile saçmalık! Ayrıca sürtük lafına da çok alındığımı belirteyim.” Ona küçümseyerek baktım.
“Öyle mi hanım efendi! Bak baba, burada duran topu soktu işte ağzıma! Burada…”
Üzerinde hiç birşey bulunmayan çimenleri; uzun, biçimli parmağımla boş boş işaret ediyordum. Kızardım.
Summer olduğunu tahmin ettiğim biri kulağıma “Iska!” diye fısıldadı.
Limitim buraya kadardı.
Saçlarından tuttuğum gibi yere çekmeye başladım. "Seni öldüreceğim!" diye haykırıyordum bir yandan da. Annem kolumdan tutup çekerek bizi durdurmaya çalışıyordu. Aynı şeyi yüzünde heyecanlı bir ifadeyle hafifçe kolumdan tutan Summer'ın annesi için söyleyemezdim.
Kız, Summer, bana var gücüyle tekme atıyor, bense saçlarından çekip cimdikliyordum.
"Sana bir sır vereyim Summer!" dedim kızın saçından son bir kez daha çekip nefesimi düzene sokmaya çalışarak. "O aptal arkadaşın Monica, Dylan'a asılıyor!" diye devam ettim nefes nefese. Annem bana öyle bir bakış atmıştı ki, buradan çıkar çıkmaz beni evlatlıktan reddedeceğine yemin edebilirdim.
"Ve ne var biliyor musun?" dedim sinirden delirmişcesine. Gülesim geliyordu, olay tuhaf bir şekilde ironikti. "Brooklyn'le dolaşacak kadar eziksin!"
dedim, bacağım attığı ikinci tekmeyle morarırken.



*Brooklyn: Bonnie. xD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Summer Warner
NY Halkı
 NY Halkı
Summer Warner


Mesaj Sayısı : 233
Kayıt tarihi : 30/08/10
Nerden : Manhattan

Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Empty
MesajKonu: Geri: Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.   Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz. Icon_minitimePerş. Eyl. 02, 2010 9:12 am

"O aptal arkadaşın Monica, Dylan'a asılıyor!” Yok artık daha neler. Bu kız Monic’le bizi arkadaş mı sanıyor? Tamam, kesinlikle sorunları olmalı. Ayrıca bundan bana ne? Dylan’la bir alakamız yok ki. Tamam, hoş çocuk, çok çekici kasları ve müthiş derece şeker bir yüzü var. Ayrıca gerek boyu olsun, gerek huyu olsun çok yerinde bir çocuk. Evet, sanırım ondan hoşlanıyorum ama bu yine de bir şey değiştirmez. Hem bunu bu salak kız nereden bilebilir ki ben bile daha kendime itiraf edememişken? "Ve ne var biliyor musun?" Ne var ha ne var? "Brooklyn'le dolaşacak kadar eziksin!" Ov, işte bu olmadı güzelim.

Bacağıma okkalı bir tekme attı ve ben son duyduğum cümle karşısında saçından tuttuğum gibi onu tekrar yere yatırdım. Bu sefer anne manne tanımadan direk dalmaya niyetim vardı. Hatta üvey sürtük araya girse ona da bir iki dayak atardım ne güzel olurdu. Bir yandan saçını çekiyor bir yandan da ciddi tekmeler atıyordum. "Lafını geri al sürtük!" diye haykırdım. "Lafını geri al yoksa seni öyle bi paralarım ki..." Sonunda babam “Yeter artık!” diye bağırdı ve ikimizde olduğumuz gibi kalarak ona baktık. Yavaşça ellerimizi birbirimizden çekip üstümüzü başımızı düzelttik ve ikimizde başımızı eğdik. “Marcus, çok özür dilerim böyle bir olay yaşandığı için.” Onlar ben özür dilerim, hayır ben daha çok özür dilerim savaşına girmişken yavaşça Pris’e doğru eğildim. “Çıkışta bir yerlere gitmeye ne dersin?”

Sonunda bu işkence gibi gün bitmişti. Babam ödemeyi yaparken Pris’in bana doğru yaklaştığını gördüm. “Şey, sanırım Bonnie konusunda biraz ağır laf ettim.” Evet anlamında başımı salladım. “Hayır anlamıyorum ki, neden bu Brooklyn’i bu kadar çok büyütüyorlar?” Hadi ordan dercesine bir bakış attı Pris bana. Dudağımı büzdüm ve “Her neyse. Sürtüklükte sınır tanımadığını bugün bir kez daha görmüş olduk.” Dedim. Kıkırdayarak bana döndü. “Bana mı diyorsun? Sen kendini görseydin emin ol kendi yüzüne tükürürdün ve bu yüzden benim tükürmediğime şükretmelisin.” Cidden seviyemi bu kadar düşürdüğüme ben de inanamıyordum. Bu Lola ve Coco ‘da çıkarsa işte o zaman ben yandım demektir. Acilen bir parti düzenleyip işleri toparlamam lazım. Önemsemez bir tavırla Pris’e döndüm ve “Neden bana Monic’in Dylan’a asıldığını söyleme gereği duydun?” dedim. Bana baktı ve “Saçmalama, ona nasıl baktığını gördüm.” Diye omuz silkti. Yanaklarımın kızardığını etrafa yaydığı sıcaklıktan hissedebiliyordum. Durumu kurtarmak için “Sen bu işlere burnunu sokma küçük.” Diyerek saçlarını karıştırdım ve babamın yanına doğru hoplaya zıplaya gittim. Yanağına minik bir öpücük kullanarak tüm saflığımla “Özür dilerim.” Dedim. Yanağımdan makas alarak önemli değil anlamında başını yanına eğdi ve gülümsedi. Ben yerde duran beyaz çantamı koluma takarken Pris’in de babasına yalakalık yaptığını gördüm ve ister istemez yüzümde aptal bir gülümseme oluştu. Ne yaparsak yapalım, ne giyersek giyelim, kaçıncı sınıf olursak olalım hepimiz zengin babalarımızın zengin ukala kızlarıydık işte. Ne yaparsak yapalım onlar da bizi affediyordu ve biz de sürtük olma yolunda tam hız devam ediyorduk. Böyle söyleyince kulağa daha bi garip geldi bu durum. Ne garip bir dünyada yaşıyoruz!



Priscilla Myracle&Summer Warner
SON
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zenginiz, İşte Bu Yüzden Golf Oynuyoruz.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Golf Oynayabiliyoruz.
» Rp işte :D
» Achille işte.
» İşte öyle bir şey.
» Öyle işte.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Queens :: Kissena Park Golf-
Buraya geçin: