Kendine çok yakın hissettiğin birilerinin tavsiyelerine ihtiyacın olur her zaman.

Harika! Yine ben ve yine geç kalmak.Biz kızlar hep böyle miyizdir? Zaten karnımda bir karıncalanma hissi sürekli,ah Tanrım şu çocuk... Her neyse, kendimi kaptırıp gitmeden önce Lily ile enine boyuna konuşmam lazım bu konuyu.Düşünmeyeceğim,düşünmeyeceğim,düşünmeyeceğim.. Pekala,nerede kalmıştık? Hazır sayılırım ama birşey eksik sanki.Ne unuttum ben yine! Bir düşünelim.. Buldum tabi yaa, saçlarım. Duş aldım evet, ama bir şekile sokmak lazım değil mi.Elime düzleştiricimi kaptığım gibi aynanın karşısına geçtim.Şu düzleştiricileri icat edenleri her zaman saygıyla anmışımdır.20 dakikada hazır saçlar.Uçlarına dalga vererek şıklık yaratmak da kullananın marifetine kalmış ki ben bu işte harika olduğumu düşünüyorum.Ve işlem tamamdır!Çıkmaya hazırım.En sevdiğim topuklularımdan kıyafetime uygun olan bir tanesini seçtikten sonra yola koyuldum.

Lily'yi çok özledim.Tatil başladığından beri ailemin şu meşhur seyahatlerine katılma zorunluluğumdan dolayı doğru düzgün görüşememiştik.Teknoloji sayesinde ne kadar haberleşilebiliyorsa o kadardı işte görüşmelerimiz.Uzun uzun konuşmaya ihtiyacımız vardı kesinlikle.Tatilde neler yaptığımızı,kimlerle nerelerde takıldığımızı en ince ayrıntısına kadar konuşmayı adet haline getirmişimdir.Lily bu konularda konuşurken ayrıntılarla onu sıktığımı söylerse şaşırmam.

Sonunda Starbucks'a varmayı başardım.Etrafıma bakındım, tabiki Lily oradaydı.Bekletildiği için söylendiğine emindim ,görünüşü bunu fazlasıyla yansıtıyordu.Her zamanki yerimizde ayağını sallayarak oturuyordu.Beni gördüğünde uzun zamandır görüşemeyişimizin etkisiyle,gerginliğini üzerinden atarak direk boynuma atladı. "Özledim seni bayan geç kalmayı adet haline getiren" dedi.Onu son görüşümden bu yana kilo verdiğini farkettim.İyiden iyiye forma girdiğini gördüm.Muhteşem görünüyordu. "Bende seni özledim.Ah, muhteşem görünüyorsun.Formunu korumayı da ihmal etmezsin hani" diyerek karşılık verdim,gülüştük.

Lily yine vanilyalı frappuccino tercih etti,ben ise karamelli sıcak çikolatayı seçtim.İçeceklerimizi de aldıktan sonra tekrar masamıza yerleştik. "Pekala, kim başlıyor?" diye sordum,şirince bir ses tonuyla."Önden buyur hayatım,haberler sende bu sefer" diye cevap verdi.Aslında cidden böyleydi ve zaten bir an önce ötmezsem,içimdeki tuhaf histen dolayı karnım karıncalanmaya devam edecekti."Tamam başlıyorum.Tatil kısmını fotoğraflı şekilde bilgisayarım yanımdayken konuşalım.Bir an önce konuya girmek istiyorum.Şu çocuk..Damien ve beraberinde Vic.,bilmem gereken ne varsa anlatmalısın Lily.Hiç iyi hissetmiyorum.." diyerek konuya girdim heyecanla.Söyleyeceklerini duymak istiyordum bir an önce.Lily'nin tavsiyelerine ihtiyacım vardı.O her zaman benim bu ani hislerimi dizginlemeyi başarmıştır.Hatta öyle ki Lily olmasa kalbim kendini bilmezler tarafından belkide çoktan paramparça olmuştu.Lily bir yerde annem gibidir,bu gibi durumlarda.Zaten ikisinin iyi anlaşmasına şaşırmamak lazım.Aynı bilmişlik ve aynı olgunluk.
"Bir dakika,önce bir sakin olur musun Olive.Sadece birkaç kez görüştünüz ve unutma Damien bir 4.sınıf." dedi, ciddiyete bürünmüştü bile.

Saatler öncesinden hazırlanmaya başlamıştım bile. Güzel bir duş olarak saçlarımı kurutmaya geçtim. Güzel bir şekil yaratmak için, düzleştiricimi elime alarak çok değişik bir şekil çıkardığımı söylemeliyim. Ne harika ki, bu stili kuaförler bile yapamazdı! Ardından üzerime bir şeyler seçmek için dolabıma uzandım ve kapaklarını iki yana açarak elbiselerime göz gezdirdim.
Ne yazık ki istediğim bir elbise bulamamıştım henüz. Raflarıma göz atarken, aslında şort giyebileceğimin farkına vardım. Hemen siyah bir şort bularak altıma geçirdim ve üstüme giyebileceğim şeyi seçmek için öbür dolabıma geçtim.
Oradan da siyah bir tişört bularak giydim. Takılarım, makyajım derken saat’in çoktan 5 olduğunun farkına vardım. Ayakkabılarımı giyerken şöföre arabayı hazır etmesini buyurdum.
Fildişi sidingle kaplanmış ihtişamlı malikanemden çıkarak Mini Cooper’ımın içine yayılarak şöföre “Starbuck’a gidiyoruz.” Dedim.

Olive’i görmek için sabırsızlanıyordum. Tatil başladığından beri ailesinin meşhur seyahatlerine katılmak zorunluluğu olduğundan doğru düzgün görüşememiştik. Teknoloji sağolsun o da olmasa arkadaşımla iletişim kuramayacaktık. E-mail, msn, telefon falan derken sonunda bir yerde buluşacaktık. Uzun uzun konuşmaya ihtiyacımız vardı kesinlikle. Olive her zaman tatilde neler yaptığımızı, kimlerle takıldığımızı en ince ayrıntısına kadar konuşmayı adet haline getirmişti.
Ama ne olursa olsun ben bu konulardan hiç sıkılmıyordum, bunları bilmek ikimizin de hakkıydı. Malum tatilde görüşemiyorduk ki hiç!

Olive sonunda Starbuck’a varmayı başarmıştı. Etrafına bakınmaya başladı ve en sonunda beni görebilmişti. Aslına bakarsak bekletildiğim için söyleniyordum. Olive geldiğinde boynuna atlayarak, "Özledim seni bayan geç kalmayı adet haline getiren.” diye söylendim. "Bende seni özledim.Ah, muhteşem görünüyorsun.Formunu korumayı da ihmal etmezsin hani.” diyerek bana karşılık verdi ve ardından gülüşmeye başladık.

Ben yine vanilyalı frappuccino tercih ederken, Olive ise karamelli sıcak çikolatayı tercih etti. İçeceklerimizi de aldıktan sonra tekrar masamıza yerleştik. Olive "Pekala, kim başlıyor?" diye sordu, o güzel şirin ses tonuyla. Onu fazla bekletmeden "Önden buyur hayatım,haberler sende bu sefer" diye cevap verdim. "Tamam başlıyorum.Tatil kısmını fotoğraflı şekilde bilgisayarım yanımdayken konuşalım.Bir an önce konuya girmek istiyorum.Şu çocuk..Damien ve beraberinde Vic.,bilmem gereken ne varsa anlatmalısın Lily.Hiç iyi hissetmiyorum.." diyerek konuya girdi. Çok heyecanlı olduğu yüzünden dahi okunabiliyordu. Ben ciddi ve olgun genç haline bürünürken, Olive heyecanla benim cevabımı bekliyordu. "Bir dakika,önce bir sakin olur musun Olive. Sadece birkaç kez görüştünüz ve unutma Damien bir 4.sınıf."
Onun cevap vermesini beklemeden devam ettim. “Hem bir 4.sınıf, 3.sınıfla flört eder mi bilemiyorum. Bende çok isterim Damien ile çıkmanızı.. İyi çocuğa benziyor ama.. Vic ne seni ne de Damien’i rahat bırakır. O çok kötü bir kız.” Bu sefer ben de heyecanlanmıştım, malum sonuçta bu olayda bir olgun gibi davranmam gerekiyordu. “Hatta şöyle söyleyeyim o bir sürtük. Damien’de seni ister mi bilmiyorum. Bu erkeklerin hiç birine güven olmaz.” Son sözüme karşı cevap verdi. “Bunu gayet iyi biliyorum.” Ardından ben lafıma devam ettim. “Şimdi her şeyi sana anlatmalıyım. Sanırsam Damien ile Vic’in arasında hiç bir şey yok. Vic sadece Damien’e asılıyor. Damien’in içinde Vic’e karşı bir şey olduğunu sanmıyorum. Hangi erkek bir sürtükle çıkmak ister ki?”

Benim kusursuz arkadaşım Lily yine kendini göstermişti.O ciddi havasına bürünmüş ,konu hakkında birkaç saniyelik düşünme sürecinden sonra bana Damien'in bir dördüncü sınıf olduğunu hatırlatmıştı.Haksız sayılmazdı,ne bekliyordum ki? Bir dördüncü sınıf öğrencisinin kolay kolay bir üçüncü sınıf öğrencisini ciddiye alması uzak bir ihtimaldir.Bu sınıfsal ayrımdan bazen nefret ediyorum! Fakat Damien..O diğerleri gibi değil.İnsanlara değer veren birisi. Hem şu kız senin bu kız benim gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirmiş biri hiç değil.Demek ki doğru kızı arıyor!Belki bir şansım vardır..

Ben düşüncelere boğulmuşken Lily cümlesine devam etti.“Hem bir 4.sınıf, 3.sınıfla flört eder mi bilemiyorum. Bende çok isterim Damien ile çıkmanızı.. İyi çocuğa benziyor ama.. Vic ne seni ne de Damien’i rahat bırakır. O çok kötü bir kız.” dedi. Ah,işte benim arkadaşım.Bu ses tonunu çok iyi biliyorum.Her zaman yanındayım ama dikkatli ol,düşünmeden hareket etme tonuydu bu.Sonrasında beklenen cümleyi kurdu işte.“Hatta şöyle söyleyeyim o bir sürtük. Damien’de seni ister mi bilmiyorum. Bu erkeklerin hiç birine güven olmaz.” Ben nasılda iyi tanıyorum Lily'yi.Aslında söyleyeceği her bir cümleyi tahmin etmiştim.Bu kadar iyi tanıyorduk birbirimizi.Fakat böyle bir konu söz konusu olunca ,bu cümleleri ondan duymak daha iyi hissetmemi sağlıyor..
“Bunu gayet iyi biliyorum.” diyebildim kısık bir ses tonuyla.Cümle kuramadığım bu noktada Lily devam etti.“Şimdi her şeyi sana anlatmalıyım. Sanırsam Damien ile Vic’in arasında hiç bir şey yok. Vic sadece Damien’e asılıyor. Damien’in içinde Vic’e karşı bir şey olduğunu sanmıyorum. Hangi erkek bir sürtükle çıkmak ister ki?” dedi.Yine haklıydı, belki vardı öyle tipler ama Damien'in böyle biriyle ciddi bir ilişki isteyeceğinden şüphelerim vardı.Hatta emin olduğumu bile söyleyebilirim,Damien istemezdi,evet."Haklısın.Yani Vic konusunda.Tabii Victorola Damien için aşırı sahiplenme güdüsüyle hareket ediyor diye bu benim Damien'dan vazgeçeceğimi göstermez.Fakat adımlarımı sağlam atsam iyi olacak,bu kızdan herşey beklenir.Benim önce Damien 'dan ve hislerimden emin olmam lazım." dedim.Benden bu cümleyi bekliyor olsa gerek ki "İşte benim kızım!Bende tam bunu demek istemiştim.Biraz zamana bırak ,sağlıklı düşünmeye çalış." diyerek devam etti iri gözlerini neşeyle açarak.

Aslında Lily biraz çatlaktır;böyle cümleler kuruşu,olgun bir havaya bürünmesi sanırım bana olan hasasiyetinden.Kırılmamı istemediğinden eminim.Tıpkı benimde onun incinmesine dayanamayacağım gibi.Oldukça rahatlamıştım bu konuyu konuştuktan sonra.Sıcak çikolatamın soğumak üzere oldğunu hatırladım.Bir yudum alarak,olduğum yerde biraz kıpırdandıktan sonra konuyu değiştirdim."Ee şimdi seni dinliyorum bayan Lily Sophia Claythorne.Yokluğumda neler yaptığını merak ediyorum!" dedim keyifli bir şekilde.Tabii ya..Özlemiştim arkadaşımı,hep erkeklerden mi konuşacaktık sanki.Gözlerini bana dikerek, "Duygusal hayatından sıra bana gelebildi demek Olivia." dedi neşeyle.Yine kıkırdadık.Sonra saçlarını arkaya doğru attı,şöyle bir doğruldu..Merakım artmıştı,yoksa hiç tahmin edemeyeceğim birşey mi olmuştu?..

Benim söylediklerimden sonra Olive, tam istediğim cevabı vermişti bana. "Haklısın.Yani Vic konusunda.Tabii Victorola Damien için aşırı sahiplenme güdüsüyle hareket ediyor diye bu benim Damien'dan vazgeçeceğimi göstermez.Fakat adımlarımı sağlam atsam iyi olacak,bu kızdan herşey beklenir.Benim önce Damien 'dan ve hislerimden emin olmam lazım." İri gözlerimi neşeyle açarak, "İşte benim kızım!Bende tam bunu demek istemiştim.Biraz zamana bırak ,sağlıklı düşünmeye çalış." dedim Olivia’ya.

Bu konuyu konuştuktan sonra Olive’nin biraz rahatlamış olduğunu gördüm. Ardından sıcak çikolatasından bir yudum alarak devam etti, "Ee şimdi seni dinliyorum bayan Lily Sophia Claythorne.Yokluğumda neler yaptığını merak ediyorum!" dedi oldukça keyifli bir şekilde..
Aslına bakarsan erkekler konusundan sıkılmıştım, başka bir konuya geçmemiz en iyisi olmuştu. Gözlerimi ona dikerek, "Duygusal hayatından sıra bana gelebildi demek Olivia.” dedim neşeyle. Ve yine kıkırdadık. Yeni konumuza geçerken, saçlarımı arkaya atarak güzel bir doğruldum. Olive’in yüz şekli oldukça değişmişti. O sakin kız mimikleri gidip yerine heyecandan yerinde duramayan kız mimiği gelmişti. Sonra konuşmaya başladım. “Benim hayatımda hiç bir şey olmadı. Ne yeni bir aşk, ne yeni bir iş. Sakin geçti benim tatilim, bir yere de gitmedim. Malikaneme havuz yaptırdım ve bütün tatilimi orada güneşlerek falan geçirdim.” Yüzündeki heyecan gitmişti birden bire. “Nasıl yani! Bütün tatil boyunca bir yere gitmedin mi!?” Küçük bir gülücük attım Olivia’ya. “Evet hayatım, hiçbir yere gitmedim. Eee, ben seninkiler gibi zengin değilim biliyorsun.”
Gülmeye başladık. Ardından ben devam ettim. “Aslına bakarsan koca tatilde malikanede durduğuma yanıyorum ben. Salaklık ettim, malikaneden dışarı çıkmadım.” Olive azcık durduktan sonra cevap verdi. “Nasıl ya. Şimdi koskaca Lily Sophia Claythorne’nin hoşlandığı bir çocuk bile yok mu?” Vanilyalı frappuccino ’dan bir yudum alarak konuşmaya devam ettim. “Benim gibi bir cadıyı kim alır ki kız? Dünya’da erkek kıtlığı var tatlım.”

Damien üzerine yeterince konuştuğumuzu düşünerek Lily'ye tatilde neler yaptığını sordum.Sıra ondaydı artık.Koskoca tatilde eğer internet ve cep telefonu icat edilmemiş olsaydı hiç görüşemezdik sanırım.Lily'nin konuşmaya başlarkenki tavırları beni nedenini bilmediğim bir şekilde heyecanlandırmıştı.Sanki heyecanlı bir şeyler anlatacak gibi sezdim ama bu sefer yanılmıştım.“Benim hayatımda hiç bir şey olmadı. Ne yeni bir aşk, ne yeni bir iş. Sakin geçti benim tatilim, bir yere de gitmedim. Malikaneme havuz yaptırdım ve bütün tatilimi orada güneşlerek falan geçirdim.” dedi Lily.Heyecanım gitmiş yerini şaşkınlığa bırakmıştı.Nasıl olur?! Benim bildiğim Lily tatilini böylece harcayacak bi kız değildi.Bir an düşündükten sonra cevap verdim.“Nasıl yani! Bütün tatil boyunca bir yere gitmedin mi!?” diyerek altında bir şeyler aramaya çalıştım.Lily ise bana gülücük yollamakla meşguldü.“Evet hayatım, hiçbir yere gitmedim. Eee, ben seninkiler gibi zengin değilim biliyorsun.” dedi sırıtırken.Bu cümlenin üzerine bende kıkırdadım.“Aslına bakarsan koca tatilde malikanede durduğuma yanıyorum ben. Salaklık ettim, malikaneden dışarı çıkmadım.” diyerek devam etti Lily. Hah şunu bileydin arkadaşım dedim içimden önce.İnsan yaz tatilinde neden evinde otururdu ki..Bahsettiğimiz o ev ,koca bir malikane bile olsa!

Burada Lily'den bahsediyoruz.Hatırladığım kadarıyla geçen yaz tatilinde dillerden düşmeyen,eğlence merkezlerini altüst eden Lily.. Önce şüphe ettim,acaba başka bir durum vardı da bana mı çaktırmıyor diye.Cık,sanmıyorum.Zaten kaş göz ifadesi çok zaman almaz bir süre sonra kendini ele verirdi.Yinede sormadan edemedim.“Nasıl ya. Şimdi koskaca Lily Sophia Claythorne’nin hoşlandığı bir çocuk bile yok mu?” dedim,yerimde biraz kıpırdanarak.Neredeyse bir saat olmuştu, artık huysuzlanmaya başlamıştım.Vanilyalı frappuccino ’dan bir yudum alarak konuşmaya devam etti bayan Sophia.“Benim gibi bir cadıyı kim alır ki kız? Dünya’da erkek kıtlığı var tatlım.” Gülümsedim."Hahaha,çok komiksin sen. Biliyorum ben ,bu cümleleri çok duydum.Okullar da açıldığına göre seni görürüm bundan sonra yanlız Lily." dedim. Hakikaten öyleydi.Eğitim dönemi boyunca okulu kasıp kavurur o ,öyle üst sınıflarmış falan dinlemez,ben tanırım arkadaşımı.İddialı ama sessizliği ifade eden bir göz kırpması yolladı bana.Bu göz kırpışı da bilirim,onun her halini bildiğim üzere."Göreceğiz seni." dedim tekrar ve devam ettim."Aslında ben anlıyorum seni.Geçen yıl yaşanan tüm o saçmalıklardan sonra kafanı dinledin ve yeni döneme bomba gibi girdin.Kafan rahat,etrafı kes bakalım.Oh! Formunu da nasıl koruduğunu anladım,bu kadar yüzsem bende böyle olurdum bayan." dedim neşeyle.

Bayılırım fiziğine Lily'nin.İmrenerek bakmışımdır, ben böyle bakıyorsam çevredeki erkeklerin vay haline.Tamam bende fena sayılmam ama tatilde kilo aldığımdan eminim.Derhal toparlanmam lazım diye iç geçirdim.Artık dışarı çıkmak istediğimi farkettim, hem saat ilerlemişti hemde kapalı alanda daha fazla durmak istememiştim.Çantamı kaptım,küçük bir kız çocuğu gibi Lily'ye sızlandım."Biraz vitrinlere mi baksak? Oturmaktan bütünleştim burayla resmen." dedim olduğum yerde zıplarcasına.

Benim söylediklerime karşı Olive gülümseyerek cevap verdi. "Hahaha,çok komiksin sen. Biliyorum ben ,bu cümleleri çok duydum.Okullar da açıldığına göre seni görürüm bundan sonra yanlız Lily.”Bir şey söylemeden iddialı ama sessizliği ifade eden bir göz kırpması yolladım Olive’e. Anlamış olmalı ki, "Göreceğiz seni." diyerek devam etti.
"Aslında ben anlıyorum seni.Geçen yıl yaşanan tüm o saçmalıklardan sonra kafanı dinledin ve yeni döneme bomba gibi girdin.Kafan rahat,etrafı kes bakalım.Oh! Formunu da nasıl koruduğunu anladım,bu kadar yüzsem bende böyle olurdum bayan." dedi neşeyle.

Saat olduğundan fazla ilerlemişti. Olive, çantasını kapıp küçük bir kız çocuğu gibi bana sızlanıyordu. "Biraz vitrinlere mi baksak? Oturmaktan bütünleştim burayla resmen." dedi olduğu yerde zıplarcasına. Onun bu küçük bir kız gibi sızlanması her zaman sinirimi bozardı, fakat asla çaktırmazdım. “O zaman benim arabaya binerek gidicez.”
Daha fazla sızlanmadan, “Peki.” diyerek masum çocuk ayaklarına devam etti.

-SON-