Ad-Soyad: Lily Sophia Claythorne
Kişisel Özellikler: Lily, paraya çok merakı olmayan bir insan. Okuluna olduğundan çok daha fazla değer veriyor. Fazla arkadaş canlısı, bir insana çok çabuk güvenebilir ve ona çok çabuk bağlanabilir. Hiçbir şey için asla kendini suçlamaz ve üzmez. Kendini üzmediği gibi, başkalarını da üzmeye kıyamaz. Ailesine fazla bağlı değil. Kısacası o ÖZGÜR KIZ!
Aile Bilgileri: Ailesi Beverly Hills’de yaşıyor. Bir kardeşi var, 10 yaşında. Lily’nin babası ölünce, annesi Lily ve kardeşi yalnız kalmasın diye tekrar evlendi. Babası milyoner, annesi tam bir sürtük.
Ünlüsü: Avril Lavigne
Örnek RPG;
xoxo.
Sonunda New York’tayız. Burası çok güzel bir yer. Kızlarla uçaktan indiğimiz an hemen gidip bir cafeye oturduk. Öyle acıkmışız ki, nefes almadan bile yemek yiyebilirdik. Güzelce karnımızı doyurduktan sonra, cıvıl cıvıl bir mağazaya girdik. O kadar çok çeşit vardı ki ağızlarımızın suyu aktı diyebilirim. Mini etekler, askılı tişörtler, bilekli ayakkabılar, kolyeler, bilezikler.. Kızlarla birlikte manyak gibi saldırıyorduk giysilere.
Ben güzel bir bilekli ayakkabı seçtim. Böyle kırmızı kırmızı, swarovski taşları vardı. O kadar güzeldi ki, o ayakkabıya $1000 bile basabilirdim.
En sonunda adam bana indirim yaptı ve bende o güzelim ayakkabıyı aldım. Dükkandan çıktığımızda Diana bana ters ters bakıyordu. ‘Bir şey mi var Diana?’ Yüz ifadesi öyle değişikti, kızgın görünmeye çalışan bir şebek gibi. ‘Ne yapmaya çalışıyorsun sen?’ Calanthe olaya Fransız kalmıştı. Şaşkın şaşkın bakıyordu. ‘Ne oluyor? Biri bana anlatabilir mi?’
’Bunu Lily’e sorsan çok iyi olacak Calanthe. O ne yaptığını gayet iyi biliyor!’ Diana yine bir şeyler saçmalıyordu. Ben daha ne saçmaladığını çözememiştim. ‘Bir dakika ya. Ben ne yaptım sana Diana?’ Gayet sakindim, çünkü ben hırslı olursam Diana’da hırslanacaktı. Sonra da kavga çıkacaktı. Kavgada başrol oynamaktan hiç haz etmem. ‘Nasıl anlamazsın? O ayakkabıyı denerken sana nasıl baktığımı görmedin mi? Sana bakışlarımla alma o ayakkabıyı der gibiydim. Ama sen bunu anlamadın!’Bakışları alma o ayakkabı lafını anlatmaktan çok ben bir şebeğim bakışlarıydı. Bu sefer ciddi anlamda hırslanmıştım, o an Diana’nın yüzüne bir tane patlatabilirdim. ‘Sana bakışlarının nasıl olduğunu söylemeli miyim Diana? Tam bir şebek bakışıydı o an ki bakışların. İstediğin ayakkabıysa, al senin olsunlar.’
Tanrı herkeze akıl versin, bana da sabır. Diana’nın böyle biri olduğunu bilseydim onunla arkadaş bile olmazdım. Fazla arkadaş canlısıyım ben. Her gördüğün insanla arkadaş olursan olacağı buydu Lily!
’Aman yesinler, sinirlenirmişte.. Ne yapacağım bu saatten sonra o ayakkabıları. Senin o ayakların değdi o ayakkabıya..’Diana’nın böyle biri olabileceğini düşünmeliydim..
’Ben.. ben.. aslında fazla arkadaş canlısıymışım! Senin gibi değersiz bir insanla arkadaş oldum. Senin nasıl bir hödük olduğunu bilmeliyim. Okul falan umrumda değil, aklın fikrin alışveriş, alışveriş. Ne anlıyorsun para harcamaktan..’
Lanet olası insan! ’Bana bak benim derdim seni germedi. İster alışveriş yaparım, paralarımı çarçur ederim.. İster senin gibi inek olur derslerime çalışırım. OK?’
’Sürtük!’ diyerek Diana’nın yüzüne bir tokat yapıştırdım. Ve oradan uzaklaştım.