Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Heath Harrison
Nörolog
 Nörolog
Heath Harrison


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimePerş. Mart 10, 2011 12:52 pm

Güneş- Var olmamasını dilerdim, kesinlikle. Henüz sabah dahi olmamıştı- Hayır, yani tamam. Güneşin doğuyor oluşu sabahı getirse dahi bunu hafta sonları da devam ettiremezdiniz. Hele de istikrarla beni uyandırmaya çalışan alarm, annemden dahi daha telaşlı olduğunu söyleyebilirim. Ms. Lewis’in tiz sesini yeğlerdim, evet. Aida çağırmamış olsa, yerimden dahi kalkmazdım. O sıcak yatağı bu soğuk Mart gününde terk etmek bana göre değildi. Bir de işimi istediğim yerde, istediğim zamanlarda yapabileceğim düşünülürken. Tamamen yalandı, başka hiçbir şey değil. Öncelikle, uazılarınızı yayınlatmak için editörünüzü bekliyordunuz. Yetmiyormuş gibi, tabii ki, onun da dırdırlarına katlanmak zorundaydım. Bu konuda da Aida’nın annesini yeğlerdim, evet. Herhalde daha çekilebilinir bir kadındı, en azından saatlerinizi harcayıp ortaya çıkardığınız –hatta sadece yazmak için sabahladıktan sonra- o işinizi odasına yaymaktan vazgeçmezdi. Etrafta uçuşan kağıtları, -hayallerinizle kaplıydılar bir şekilde- gördüğünüzde aşağılandığınızdan daha çok acı çekiyordunuz. Herhangi bir karalamada daha kötüydü çabanızın göz ardı edilmesi, değerli olmadığını düşünseniz dahi hayal kırıklığına uğruyordunuz. Her hafta, her pazartesi, bürosuna gidip ona hesap vermek zorundaydım. Bir de taslaklar, evet. Taslakları ‘göz gezdirmek’le geçirirdi genellikle bu randevuların büyük bir kısmını. Diğer elindeki Blackberry’si ile maillerini kontrol ederken yapardı bunu, pek de dikkatini verdiğini hiçbir zaman düşünmemiştim. Yaklaşık 7 yıldır, staj yaparken dahi onun peşinde koşturuyordum babam sayesinde, her pazartesi yaşanıyordu bu. Her pazartesi, suratımdaki aynı ifadeyle aynı saatte ayrılıyordum bürosundan. Gözaltlarımdaki torbalar dahi onu memnun etmiyordu anlaşılan, mırıldanmaları arasında bir kez olsun yüzüme baktığını sanmıyordum aslında. Neden benden nefret ediyordu bilmiyordum, beni ilk gördüğü günden beri yakamı bırakmamıştı. Yarın da, her defasında olduğu gibi karşılaşacaktık. Onun, en azından benim gözümde, 80’lerden fırlamış saç kesimine tahammül etmek zorunda kalacaktım. Belki bu Pazar güldürürdü yüzümü. Gerçi, gülümsemeyi kesmezdim gün boyunca Aida karşımda olduğunda. Aslında banyoya girdiğimde bu yüzden yatağımdan kalkmıştım, bu hafta boyunca yalnızca bugünü boştu. Bir kahvaltı ayarlayabileceğini düşünmüştü, beni aradığındaysa hala neden onu göremediğimden yakınıyordum. Günlerdir beni geçiştiriyordu, neden olduğunu bilmesem dahi bir şeyler var gibiydi. Şüphe girecekse aramıza, sonuç bulmalıydı en azından. Saçlarını arkasında toplamıştı gevşek bir tokayla, arabaya bindiğinde benim aksime uykusuz değildi. Hala gözleri bir an olsun duraksamadan etrafta geziniyor ve neşeyle kıkırdıyordu konuşmalar arasında. Bense her zaman olduğu gibi o her sabahki boş konuşmalarıma devam ediyordum, biraz sonra boğulup pes edecekti. Düşüncelerimi ben seçmezdim, tahminin yalnızca bilinçaltımdan fırladıklarıydı. Fırla- Ne kadar gülünç gelse dahi karşısındayken de bu kelimeyi kullanmıştım. “Hala beğenmiyor, yazdığım hiçbir şeyden de memnun kalacak gibi değil.” Başka bir yer, başka bir editör bulmamı istiyordu hala. Cevap vermedi, caddenin uğultusu yüzünden -belki de kendime gelmem için bir geçiştirmeydi bu- yüzünü ekşitmişti. Trafiğe gelince haftanın bu gününde ve bu saatinde hiç mi hiç var olmamasını beklerdim. Şimdiye dek herhangi bir Pazar günü camdan dışarı bakmak geçmemişti aklımdan. İç çektim ve radyoyu açtım, şarkıya gelince- Günümde olmadığım kesindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimeCuma Mart 18, 2011 8:53 am

Sabah yediye doğru nihayet kalemimi bırakabildiğimde, çizdiğim şeyden hoşnuttum. Ruh halimle son derece alakasızdı bu, detaylara da çok takılırdım ki bütünü oluşturan zaten detaylardı. 2B kalemim dağınık dalgalı saçlarımın arkasındaki gelişi güzel topuza iliştirilmişti. Gözlerimin önlerine düşen tutamlar olmadan yapamazdım. Yayıldığım kanepeden kalktığımda, bütün gece uyumadığımı neredeyse unutmuştum. Vicdan azabı kadar rahatsız edici ve tırmalayıcı bir duyguyla boğuşurken, aklıma yarım bıraktığım çalışmalarım gelmişti. Çalışma masasının üzerindeki Daniel'ın yazılarının arasından çıkarıp her birini mükemmelleştirmek istemiştim. Gözüme yeterince iyi gelmeyen çalışmalarıma moralim bozulduğunda yaptığım bir dokunuştu bu. Lavaboya doğru uyuşuk adımlarla ilerleyip duş yaptığımda vücuduma bir uyuşukluk çökmüştü. Gecenin ağırlığı omuzlarıma binmişti evet. Daniel uyandığında -ki bu sandığımdan da kısa sürmüştü- dilimin ucunda kalmıştı kelimelerim. Sadece yatağının yanında, yere attığı pantolonunu katlayıp bir yana koydum. Normalde homurdanma şeklinde gerçekleşen bu prosedür bu seferinde oldukça sessiz olmuştu. Kahvaltı teklifime hayır yanıtı almamıştım. Aslında düşündüğüm konular vardı bundan da başka. Yakın zamanda konuşmam gereken Vega, beni uzun süredir bekliyordu. Şimdilik sesini çıkarmasa da aynı masaya oturduğumuz andan itibaren sitem edeceğini biliyordum. Bu sefer onu da geçiştiremezdim. Surat asınca oldukça çekilmezdi. Arabaya bindiğimde aslında kelimesini bile dinlemediğim konuşmaları arasında gülümsemekle yetiniyordum. Camı açtığımda içeri doluşan egzoz dumanlarından rahatsız olmuştum fazlaca, yüzümü buruşturduğumda Daniel'ın bana bakmakta olduğunu fark etmiştim. Bir şey söylemeden beş dakika daha geçen yolun sonunda, trafikten kurtulduğumuza sevinerek kafenin içerisine daldım. Hamur işinin sıcak ve davetkar kokusu, yanaklarımdaki gamzelerin belirmesine neden olmuştu. Uçtaki masalardan birine oturduğumdaysa konuya direkt giremeyeceğimi fark etmiştim. Daniel, haftalardır bir terslik olduğunu yüzde yüz anlamış olmalıydı ki, sanki hayatım dudaklarımın arasındaymışım gibi hissediyordum. Bakışlarının arasında çekingen bir tavırla "Konuşabilecek olmamıza sevindim." dedim. Aniden beliren bu sözcüklerle gözlerimi devirdim.


En son X. J. Aida Beaumont tarafından Paz Mart 20, 2011 8:53 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Heath Harrison
Nörolog
 Nörolog
Heath Harrison


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimeC.tesi Mart 19, 2011 6:46 am

Olağan bir günüm, ki haftanın tek günü farklıydı benim için, uyanıp evden ayrılmamamla devam ederdi. Belki de sosyal olmamı -hayır, belki değil- sağlayan bu ilişkiydi. Sadece onun için yaşıyordum, böyle de devam edecekti. Kardeşimle olan ilişkim kadar sığdı hayatım, düşünmekle geçiyordu ve herhangi bir şey yapabilecek kadar da cesaretli değildim. Bir şey yazmaya başladığımda o kirli klavyenin başından ayrılamazdım, ne olursa olsun her şeyin o sayfaya bağlı olmalıydı. Yerimden kalktığımda her şey biterdi, aynı şeyi yakalayamazdım. Tuvalete kapanıp kucağınıza aldığınızda o defterle de bir şey çıkaramazdınız, öncelikle yazılanlar değil o sayfa iğrendirirdi sizi. Yazdığınız anla ilgili anılarınız da olmalı, fayanslar ve bedeninizdeki o işleyiş değil. Temiz hava için dizüstü bilgisayarı omzuma atıp dışarı çıkabilir ve gördüğüm ilk parktaki banka yayılabilirdim. Ama, böyle de olmuyordu. Çocukların çığlıkları ya da sevgililer ilham ya da bilumum fikirleri getirmezdi size. Her şey istediğim gibi olmuyordu hem, tiplerden çok kahramanlarla çevriliydim. Yaşadığım yerde sanki herkes bencildi, benim kadar. Kaçıyordu, ‘kessinlikle’ kaçıyordu. Neyi fark ettiğimi düşünüyordu bilmiyordum ama kelimelerinin ardından bir şeyler çıkacaktı, kesinlikle. Konuşacak olacağımız herhangi bir şey yoktu oysa aklımda, şüphe edebilecek kadar akıllı değildim. Bir de, zaten, anlatmak istemediği şeylerin üstüne gitmezdim. Bundan memnun kalmalıydı, şimdikinin aksine. Merak, ya da başka hiçbir şey yoktu içimde. Güzelliği yeterdi bana, endişesinin nedenini bilmek eğer bir çözüm bulabileceksem yeterdi. Çoğunlukla sorun iş olurdu, ya da ben. Beni eğitiyordu bir şekilde, evet. Bunu söyleyebilirdim, onun sayesinde kurtulmuştum o çocuksu tavırlarımdan ve sadece onun yanındayken kendim gibiydim. Suskunluğum ardında herhangi bir deha ya da sapkın gizli değildi. Bir hiçlikten ibarettim. Karşısına geçtiğimdeyse, sadece ona tapındığım gerçeği vardı. Kendimi bildim bileli benimle birlikteydi, onunla birlikteyken ancak kendime gelebilmiştim. Amaçlarım anlamsızdı, o büyük hayaller de gerçekleşmeyecekti ne de olsa. Var olsa bile hiçbir şey yaşanmamış gibi silinecektim tarihten, zaman beni defedecekti bir şekilde. Sadece kahvaltı ya da birlikte vakit geçirmek için gelmemiştik, öğrenmemi istiyor gibiydi. Nasıl sorabileceğim konusunda dahi endişeliydim, derin bir nefes aldım kelimeler dudaklarımdan dökülmeden önce. “Xanthe, bana bir şey söylemek istediğinden emin misin yoksa sadece kahvaltı mı edeceğiz?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimePaz Mart 20, 2011 9:12 am

"Bak bilmiyorum ama bunu şimdi konuşmazsak bir daha cesaret bulamayabilirim." Şimdi daha iyi anlıyordum zorluğunu. Nefesim kesilmişti, bu sefer kesin bir adım atmıştım. Karşımda beni gerçekten dinleyecek olan Daniel vardı. "Senin için iyi değilim ben. Demek istediğim, hayır hayatını benimle şekillendirmeyeceksin. İngiltere'ye gittiğimde bir parçam seni hiç özlemedi, anlayamıyorum. Seni gerçekten sevdiğimi sanmıştım. Ama sadece beni sevdiysen unut gitsin, olmak istediğin bu değil. Çok zekisin, fazlasını yapabilecekken önündeki engel benim." Cümlenin gerisine gerek yoktu. Düşünmeden konuşuyordum zaten. Aralıksızca. Kafamdan ne geçmişse, duraksamadan söylemiştim. Gerçi bunun Daniel için büyük bir yıkım olacağını düşünmüyordum. Arkadaş kaldığımızda ise bana minnettar olacaktı. Gözlerini benimle açıp kaprislerimi çekmeyecekti. Önceliği ben olayım istemiştim, bunun için de ilerleyemedi belki. Fiili olarak olmasa bile bir şeyler eksikti onun için. Ya da bahanelerin arkasına saklanıyordum, ayrılmak istediğimi en az egoist şekliyle belirtirsem vicdan azabından kurtulacaktım. Bencildim tek kelimeyle. Kendimi kırmamak için ona bir yanlış yaptığı olgusunu aşılayacaktım. Hep böyle olmuştu. Hatalarımı göz ardı etmiş ve bunları bana karşı kullanmamıştı. Bense devamlı kusurlarını arıyordum. Onu olduğu gibi sevememiştim. Sevdiğini bilirken sadece kendimi tatmin etmek için dile getirsin istemiştim. Onu değiştiriyordum. Sanki daha çok kendime bağımlı hale getirmek istiyordum. Buna ulaşınca da isteğim yitip gitmişti. Bu yüzden özlememiştim onu, korkunç bir insan olduğum gerçeği bir anda vurmuştu yüzüme. Doğruyu söylemek için, suskun kalan Daniel'ın gözlerinin içine baktım. "Seni değiştirdim. İstediğim gibi olunca da istemedim. Korkunç bir insanım bu yüzden, seni olduğundan farklı yaptım. Sana daha iyi davrancak birine ihtiyacın var. Ne olur konuş." Sadece doğruydu bu sefer. Söylediklerime yüzde yüz inanmıştım. Üzerimden kalkan yükle beraber inanılmaz bir ağrı saplanmıştı başıma. Elimi şakaklarıma götürüp, ovuşturdum. Ve içimde uzun bir süre tuttuğum nefesimi verdim. Gerçekliğin verdiği acı beklediğimden ağırdı. Ve farklıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Heath Harrison
Nörolog
 Nörolog
Heath Harrison


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimePaz Mart 20, 2011 10:26 am

Ağır bir kahvaltı olacaktı, kahvaltıya başlamasak dahi sözleri yetmişti bu ağırlığı oldurmaya. Ancak kıkırdamıştım sözleri ardından, eğer bunları ben yapsaydım önündeki çatalı gözüme -büyük bir ihtimalle isabet ettiremez ve kaşımın hizasındaki bir izle devam ederdim onsuz yaşamıma- saplardı. Hot Tub Time Machine’deki kıza benziyor oluşu yüzündendi bu sanrı, izleyeli uzun zaman geçmişti ama birden bire o sahne belirmişti aklımda. Gülünç değildi, gülmemeliydim. Eğer söylemek istemeseydi omuz silkip geçiştirirdi, korkmalıydım.

Ne yapmıştım ki onun için? Onu elimde tutmak için de bir şey yaptığım yoktu, bana tahammül edebiliyor oluşu dahi benden istikrarlı olduğunu gösteriyordu. Ona verebileceğim tek şey herhalde sevgim olurdu, başka hiçbir şey değil. Belki de güvenilir bile değildim gözünde, herhangi bir isteği olmamıştı benden. Hayır, bu yüzden değildi. Her şeyi kendisi hallederdi, ne de olsa bunları yapabilecek kadar iyiydi. A Well Respected Man’i ona ithaf edebilirlerdi, tek sorun o trene bineli yıllar olmuştu. Şarkının o kısmını, o satırı değiştirebilirdik, ah, gene her zamanki kadar saçmaydı düşüncelerim. ‘Olağan bir insan olsa’ ile başlayamazdım ki bu fikirlere, herkes bir şekilde farklıydı. Ama, büyük ihtimalle ortak yanları Xanthe’nin karşısında bu sözleri duyduktan sonra kendisini affettirmek olurdu. Hatanın o hoş sözlere rağmen kendilerinde olduğunu anlayabilirlerse; evet, sorun tabii ki bendim. Eğer artık beni istemiyorsa, ki hiçbir şey değişmeyecekti hayatında, sadece bakışlarıyla dahi defedebilirdi beni. Tek ses çıkarmazdım, bensiz devam etmeliydi onun için bir sorunsam. Bir etkim yoktu zaten yaşamına, etrafında gezinip onu kolladığım yoktu. Geceleri bana sarılmadan da koruyabilirdi kendisini soğuktan.

Sadece göz önünde olanları sunmuştu bana. Değişmemiştim aslında, bu sadece zamana ve ona ayak uyduruyor oluşumdu. Bunu söyleyemezdi, kendisine bakılınca- Onu tanıdığımdan beri, o benden daha çok farklılaşmış, değişmişti aslında. O genç kız yoktu artık, olgun bir kadındı. Buna inandıramazdım belki onu, bir de onu ‘hak ediyor olduğum gerçeği’ falan yoktu ama sadece bu savunmam vardı. Devam etmeliydi, evet. İstediği değilsem giderdim, istediği gibi. Ama, hatalı olduğunu düşünüyorsa, hayır. Her şey değişmişti ama 4 yıl önceki o toy halime kıyasla layıktım ona. Memnun değilsem bu halimden, bilmiyordum. “Tree Hugger gibi. O küçük filiz olgunlaştı, ancak sen bu yeni ağaçtan memnun değilsin.” Şarkıdaki kaplumbağa bile değildim oysa, Ansty Pants haklı değildi. Bir de, eğer yanımda olmayacaksa uçmak falan da istemiyordum. Elini tutmaya, ona destek olmaya çalışmadım, bu fazla klişeydi. Aynı kelimenin kendisi kadar. "Eğer beni istemiyorsan, ki emin ol ne olursa olsun 'seni sevmekten' vazgeçmeyeceğim, sadece yürüyüp giderim." Aylar öncesinin aksine artık bunu söylemek oldukça kolaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimePtsi Mart 21, 2011 8:09 am

Ne diyebilirdim ki? "Sorun sen değilsin." klişe... Peki ya "Sana layık değilim benden daha iyilerini hakediyorsun." klişelik tarihinin en büyük klişesi. Sadece kendisinde görmesi tüm sorunları, beni daha da büyük bir yanılgıya düşürüyordu. Peki ya haklıysam. Ama olmadığımı bildiğim halde aksini söylüyordu sanki hiç anlayamayacakmışım gibi. Gitmemem için böyle bir şey yapmazdı. Hep sorunlarını yüzüne vurmuştum, belki bu yüzden hala sorunun kendisinde olduğu gibi saçma bir düşünce hakimdi beynine. Olayın Tree Hugger ile alakası bile yoktu. Varsa da ben onun kedi yerine arı olabilmesini istemiştim, çok saçmaydı dileklerim. Bunu kendisinin isteğiyle ilgisi yoktu. O fidanı sevmiştim, ağaç beni tatmin etse de. Sonra o fidan değişmiş ve ağaç olmuştu. Aslında kasten vermişti bu örneği, fidanı ağaçtan tek farklı kılan şey büyüdüğüydü. Bana bunu söylüyordu. Ben büyütmüştüm onu, ki hiç istemesem de. Kendi haline bırakmış olsam kururdu sanki.

"Sen değişmeyi seçmedin ve bunu sana ben yaptım. Farkında bile değilsin olanların, sadece sana kötülüğüm dokunacaksa ben de hayatından tamamen çıkmak isterim. Sana karşı olan hislerimin yanına da bir boşluk koyuyorum, bunu doldurabilecek kadar iyi anlamışsındır umuyorum beni."

Bu sırada masaya gelen garsonun ayak sesleriyle irkilip kesmiştim sözlerimi. Bu kadarı kafiydi. Ne demek istediğim netti. Ayrılmak istediğini veya istemediğini, affettiğini ya da affetmeyeceğini söylemesi yeterdi şu kapıdan çıkmam ya da dolayısıyla çıkmamam için. Ki asla onu sevmediğimi, gidersem arkama bakmayacağımı söyleyemezdim. Tanrı biliyordu ki onun için bir zamanlar her şeye katlanabilirdim. Di'li geçmiş zaman... Ardından dudaklarımı mühürledim. Bir şey istemediğimi belirtmek içinde elimle daha çok defolvari bir hareket yapmıştım. Evet "defol"variydi tam anlamıyla. Hayatımınsa kararlara bağlı olduğunu düşündüğüm şu ana kadar hiç duygularımı hesaba katmamışken şu seferinde ise beynimle konuşmuyordum. Evet zaten normal bir insan sadece ağzıyla konuşurdu. Hesabını yapmazdı kelimelerinin. Telefonuma gitmişti elim, mesaj yoktu Vega'nın tacizkar ısrarlarıyla dolu. Gözlerimi masaya indirerek elime aldığım bir peçeteyi bükmeye başlamıştım bu sefer. Beynimden çok elimin meşguliyeti tercihimdi bu defasında. Sadece nefes almak dışında kalan vücutsal fonksiyonlarımı kullanmamıştım. Ve porselen bir oyuncak misali, korkmuş bakışlarımla hareketsizce konuşmasını bekliyordum. Sessizlik sevimli gelmiyordu bu sefer, abartılıydı. Benim o ağlamaklı, tiz sesimdense o konuşmalıydı. Ses tonu her haliyle benimkinden daha çok güven doluydu. Tabii bunu da değiştirmemişsem...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Heath Harrison
Nörolog
 Nörolog
Heath Harrison


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimePtsi Mart 21, 2011 8:58 am

Herhangi bir şeye boyun eğdiğimiz ya da bir şekilde direndiğimiz yoktu. Kolay olanı seçecekti, yorum yapmasam dahi haftalar boyunca çıkmayacaktım yataktan. Belki de her şeyin bu kadar basit olduğunu düşünmem neden oluyordu buna, gereksiz bir insandım, onlarca kez söylediğim gibi. Herhangi bir amaç ve inanç olmadan devam etmem anlamsızdı zaten, tapınabilecek tek şey bulmuştum. Eğer beni reddediyorsa Tanrı, artık çekilebilirdim.

“Hiç mi hiç eğlenceli değil.” sağlamazdı sıyrılmamı, zaten sıyrılabileceğim bir an değildi. Belki de, onun en büyük hatası olmuştum.

O derin surlara rağmen yanında bulmuştu çocuk kendisini, aralarındaki sınıflara gelince- Ah, tabii- Hiçbir şey sınıflardan ibaret değildi. Aklınızı kullanmalıydınız, sonrasında her şey sağlanırdı. Para, din ya da siyasetle devam edemezdi insanlık. Teknolojiden ya da bilumum projelerden bahsetmiyordum, yalnızca sevgi. O gençlik romanlarından fırlamış kahramanlarınki gibi değil, cesaret kendimi herhangi bir yaratığın önüne atmamla, gelmiş geçmiş en kötü büyücüyle karşılaşmamla ya da en büyük düşmanımla yüzleşmemle ilgili değildi. Her şey, eğer melekler susturmadıysa sizi, seçimlerinize bağlıydı. Seçimlerime gelince, benden yana değildiler. Zamana ayak uydurmak diyebilirdiniz, Carpe diem gibi bilumum Latince ve havalı sözlüklerden bahsetmiyordum. Veritas ile de ilgim yoktu, lise bittiğindeki beni niteleyen o ders ortalamam Harvard’ı sağlayamamıştı maalesef. Ben, her şeyden vazgeçebilen kişiydim. Her şeyi ardımda bırakıp, ailenin diğer bireylerinin aksine aptallığıma sığınmıştım. Zeki ya da herhangi bir şey değildim, insanlar beni tanımazdı. Adımı duyduklarında kulak kabarttıklarını sanmıyordum bile. Görüntüme gelince, öncelikle cezp edici değildi. Bir de, kendimi başkalarına sunabilecek kadar iyi değildim. Şu “Duygusalımdır.” yalanı Rebacca Black kadar saçmaydı, gündemi takip etmeniz de iyi bir gelecek sağlamazdı gerçi. Bir de, devletime sağladığım tek katkı orduya yazılmamış olmamdı. Eğer aynı durumda ancak başka bir yerde büyüseydim, büyük bir ihtimalle Channing Tatum kadar iyi bir askeri oynayabilirdim.

Eskisi gibi değildik, şimdi bile benden uzaktı. “Seni ilk defa gördüğümde, o ana gördüğüm en güzel şey olduğunu düşünmüştüm. Bu-” Konuşmalar konusunda kesinlikle iyi değildim, iç çektim. “Bu değişmedi, ve bunun senin için hiç mi hiç önemli olmadığını biliyorum. Sen, belki de ilk defa itiraf ediyorum, her zaman mantıklı davranan oldun. Benden daha akıllısın, benden daha zeki. Her şeyi bensiz de yapabileceğini biliyorum. Ancak, bunun benimle ilgisi yok. Her şeyi elinden gelmese dahi bir şekilde oldurabilirsin ve herhangi birisine ihtiyacın yok, biliyorum çünkü bu her zaman beni korkutan yanın oldu.” Dudaklarımı ısırıyordum durmadan, o ise- Ah, her zaman eline geçen şeyleri eğer sıkılmışsa küçük parçalar haline getirirdi. Onunla tanıştığımda bitmemişti, tanımıştım da. “En başındaki gibi değil, evet, ancak bir daha ilk günler gibi olmayacağını ikimiz de biliyoruz dedi. Belki de daha ciddi bir şeyler ve daha ciddi birisini istiyorsun, bilmiyorum. İstikrarlı değilim, sen istemediğinde benim için de her şey bitecek.” Susmamıştım bu defa, her defasındakinin aksine. Tutarsızdım ancak, aldırış etmezdi. Biliyordu düşüncelerimin an be an değişebildiğini, ne de olsa bir Daniel Day Lewis değildim.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimeCuma Mart 25, 2011 9:25 am

Durumun hala kendisiyle ilgisi olduğunu savunuyordu ve ben yine kendimi. Sonuçta Amelie değildim. O kadar gelişmiş bir hayalgücüm yoktu. Benim de yapabileceklerimin sınırı vardı ve gözündeki görüntümün aksine, asla mükemmel değildim. İşin ciddiyetle alakası yoktu, sadece insan ilişkilerinde hiçbir zaman iyi olmadığımı fark etmiştim. Bu konuda da başkalarını suçlayamazdım. Yetiştirilmeyle alakası vardı biraz, o çekingenlikle insanlardan uzak durmayı yeğlemiştim. İnsanları beni korkutuyordu. Fakat artık korkmayacak kadar büyümüştüm, tam olarak olgun olmasam da. Ki böylesi de daha iyiydi. Zaten hayatın bir yıldırım kadar hızlı olduğunu fark ediyordunuz. İki satır arasındaki boşluktan -hayatınız boyunca düşündüğünüz ve söyleyemediğinizle oluşmuş satırlardı bunlar- nefes almaya çalışırken geride kalan harflere baktığınızda, belki bu kadar susmasaydınız, bu satırların o kadar da ağır olmayacağını düşünüyorsunuz. Düşünüp de söyleyemediklerinizin ağırlığı mı sizi ezen, yoksa doğru olup da söyleyemedikleriniz mi? Yaşadım biliyorum. Eğer susarsam o doğruların beni denizdeki dalgalar gibi yutabileceğini. Sonuçta da konuşmaya karar vermişken bir kez daha düşüncelerimle duraksamıştım. Satırlarımın arasında kalmamak için en yanlış olanları söylememe gerek yoktu çünkü...

Peçeteyi ufalayan ellerimi, onun soğuk ve keskin hatlı çenesine götürmüş ve hafifçe yanağını okşamıştım. Bu bana sanki küçük bir çocukla konuşmaya çalışıyormuşum gibi hissettiriyordu. Gözlerindeki ifadeye baktığımdaysa, söylediklerine gerçekten inanmış olduğunu fark etmiştim. Bir görmezden gelme çabası değildi, alttan da almıyordu. Sadece hatanın kendisinde olduğunu düşünüyordu. Yüzümdeki ciddi ifade, istemsizce, bir tebessüme bırakıyordu yerini. Ardından gözlerim dolmuştu hücum eden yaşlarla, dökülmemeleri için çaba sarfederken yeniden suskunluğu bozdum. "Tanıdığım en iyi insansın. Tek hatan her zaman hatalı olanın sen olduğunu düşünmen Daniel. Ama benim yanlışlarım yetiştirilişimden ötürü. İnsanları değiştirmeyi ve otorite kurmayı seviyorum. Bunu değiştireceğim. Beni affettiğini söyle lütfen, ya da bana bir şans daha veremeyeceksen ve baştan başlayamayacaksak seni anlarım." Aslında bitirmeye geldiğim işe yeniden başlamak için özür dilemiştim garip şekilde. Tam tersini yapıp bitirseydim pişman olacağıma adım gibi emindim. Hayatımdan ne olursa olsun çıkarmak istemediğim tek insandı Daniel. Tek bir sözü dahi yeterdi içimde taşıyamayacağım bir yükün kalkmasına.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Heath Harrison
Nörolog
 Nörolog
Heath Harrison


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimeCuma Mart 25, 2011 10:14 am

O uzun cümlelerini özlemiştim, anlam verebilmem için onlarca kez okumam gerekirdi. Onun gözünden bakıldığında, kolaydı. Benim için ise, bir aptal olduğumu bir kez daha kanıtlıyordu seçtiği kelimeler. Bir dönem yanımda sözlükle gezinmemin nedeni dilimi geliştirmek değildi, unutuyordum bazen- cidden. Düşünmek istemiyordum, geleceği yeğlerdim bu anılara. Eğer yalnızsam istemezdim, gerekli değildi. Gün başlardı, sadece “Gün güzel, gönüller çiçek olsun.” değil. Olduramazdım, hiçbir şey yapamamıştım yalnızken. Doğrulmamı, kendime gelmemi, aslında -açık sözlü olursak- var olmamı o sağlamıştı. Bir hiçten ibarettim, sonrasına gelince de sonrasındaydık. Karar verebilecek kadar iyi değildim, o istemezse bitecekti. İstemesem dahi, elimden gelmezdi gitmemesini sağlamak. Herhangi bir albenim de yoktu zaten, görünüşüm- Ah, bu sağlamazdı hiçbir şeyi. Onu elimde tutmamı sağlayacak bir şey yoktu, ona verebileceğim tek şey de yetmeyecekse- Hayır, bunu aklımdan geçirmemeliydim. Düşünürse bulurdu, en azından benim için. Eğer Andrew Garfield’tan nefret etseydi -ki onun o saçlarını filmin bir yarısında kazıtılmış olsa dahi kıskanabilirdim- ve o ‘dilinin dönmediği’ İngiliz aksanına tahammül edebilseydi Never Let Me Go’yu tekrar izleyebilirdik, şarkıyı dinlese yeterdi. “Hayır, Daniel, biraz daha konuya odaklanmalısın. Carey Mulligan’da işe yarayabilir, Xanthe için- Hayır.” Kesinlikle akıllanmayacaktı. Bir de Zach Braff’in J.D.’sinden bir farkım yok gibiydi, tek fark herhangi bir hastanede ya da dizide değildim. Görüntüde herhangi bir kanalın logosu yoktu.

Konuşma konusunda yetenekli değildim, onu düşüncesinden vazgeçirmiş olmayı diliyordum artık. Aslında, ah, sanki onu zorluyormuşum gibi geliyor gözüme. Bana acıdığı için, yalnızca ben istediğim için bana katlanmasını istemiyordum. Yapmazdı bunu, en azından bunun için bencildi. En azından, benim kadar.

Parmaklarını tenimde hissettiğimde, gözlerimi kaçırdım. Dakikalardır gittikçe hızlanan nabzım eski haline dönmüştü, damarlarımdaki kan durulmuştu. O an, geçen saniyelerin yavaşladığı hissettim. Artık her şey daha sessizdi, nefes alıp verdikçe önümde yükselen gövdem yoruyordu beni. Sesini duyduğumda ise, beklediğimden daha da endişelendiğimi fark ettim. Onunla var olmuştum, onunla yaşayabilmiş. Hiçbir şekilde kolay değildi onsuz yaşayacaksam, ne düşünmüştü bilmiyordum ben çenemi kapadığımdan beri ancak istediğim olmuştu. Bencildim, bu bir itiraf değildi. Böbürlenebilirdim de, onun karşısındaysam ve sahiplenebiliyorsam bir şekilde.

Parmaklarım onunkileri bulduğunda artık bitmişti, ellerine yasladım dudaklarımı. Benimdi, vazgeçmeyene dek. Konuşmadım, sessizlik sağlardı güzelliği.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Heath Harrison
Nörolog
 Nörolog
Heath Harrison


Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Empty
MesajKonu: Geri: Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.   Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu. Icon_minitimeC.tesi Mart 26, 2011 9:13 am

Soooon.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kelimeleri benim yerime seçse ve sıralasalar, her şey çok daha iyi olurdu.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» RP güzel olurdu, evet.
» İlk bu daha.
» Harika bir gün daha.
» O Benim !
» Benim O!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Diğer Yerler & Mekanlar-
Buraya geçin: