Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Su Hayattır Hayat Güzel...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Su Hayattır Hayat Güzel... Empty
MesajKonu: Su Hayattır Hayat Güzel...   Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 12:50 pm


    Dolabını sertçe kapatırken içinden ettiği küfürleri dışarıya vurmamaya çalışıyordu. Bale kursu yaklaşık bir saat önce bitmiş olmasına rağmen bir hareketi yapmadığı için ekstradan bir saat daha ders almıştı. İlk ders yaptığı laf dalaşı yüzünden Bayan Passion ona epey takıktı, bunu bugün bir kez daha kanıtlamıştı. Ama şunu anlamıştı ki, Passion Claudia'yı sevmiyor değildi,ondan nefret ediyordu. Her konuşmasın da çenesini kapatması için talimatlar vermesinin yanı sıra gözlerini ondan başka kimseye çevirmiyor, her hatasını bağırarak dile getiriyordu. Neyse ki kadının elinden kursun sahibi kurtarmıştı Claudia'yı. Ona epey büyük bir teşekkür borçluydı C, en sonunda üç saatlik bale dersinin ardından serbestti. Sarı saçlarından dökülen sulara aldırmadı, o kadar terlemişti ki direk kendini duşa atmıştı. Çilek kokulu jeli bütün soyunma odasını doldurmuştu bile. Üzerine olabildiğince çok parfümü boşaltıp giyinen kızlar çakmadan aralarından sıyrıldo. Anahtarımı tekrar boynuma astı, unutkan bir yapıya sahip olduğundan anahtarlarını böyle kullanıyordu genelde. Bunu da bir dizi de görmüştü, şu Britney'in kardeşinin oynadığı. Her neyse, adımlarını dışarıya doğru çevirirken kulaklığını kulaklarına geçirerek müziği son ses açtı. En sevdiği şarkı kulaklarında çınlarken ister istemez gevşemişti bile.

    Bir taksiye doğru ilerlerken trafik lambası yeşile döndü, adam onu umursamayarak son hız oradan uzaklaşırken birkaç saniye arkasından baktı. Kötü şans bugünde yanındaydı anlaşılan, eve yürüyerek gitme ihtimali dişlerini sıkmasına neden oluyordu. Deli gibi yorgundu zaten bir de bilmem kaç kilometre yürüyecek hali yoktu. Önüne gelen saçlarını geriye iterken başka bir taksi arıyordu gözleri. Sonuçsa koca bir boşluk, gözü o sırada benden birkaç metre uzaktaki bir tabelaya takıldı. Kelimelerini seçemesede Supermarket sözcüğünü görmek ilgisini çekti, adımlarını oraya doğru çevirirken ilk kez taksiyi kaçırdığına memnun olmuştu. Geldiğinden beri tek yediği makarna ve pizza, zaten pizzacı da iğrenç pizzalar yapıyor. Açıkçası sırf pizzası için bile Venedik'i özlüyordu.

    En sonunda bir yığın arabanın arasından sıyrılıp süpermarkete ulaştığında derin bir nefes aldı, gözleri ilk taze meyvelere, özellikle de vişnelere kaydı. Alt dudağını ısırarak onlardan birkaç tanesini çaktırmadan alma dürtüsünü bastırıyordu. Bunun yerine kaptığı minik bir alışveriş sepetini koluna geçirip vitrinlere bakarak dolaşmaya başladı. Mısır gevreği, nutella, bir dolu çikolata... Olabildiğince az almaya çalışıyordu, taksi bulamadığı anda yürümek zorunda kalabilirdi ve bu kadar eşyayı taşıyamayacağı da bir gerçek. Yine de zevklerinden vazgeçemeyerek üç tane Pringles'ı sepete tıktı, küçüklüğünden gelen bir alışkanlık. Ergenlik dönemini siyah noktalarla geçirmesinin bir nedeni. Yine de şu anda yüzünde bir sorun bulunmadığından biraz kendimi şımartabilirdi. Tam içeceklerin olduğu bölüme doğru ilerlerken tanıdık bir yüzle karşı karşıya geldi. Adını hatırlamadı uzun sürmemişti, genelde insanın hafızasına kazınacak kadar hoş biri zaten. Yüzünde küçük bir gülümsemeyle dudaklarını araladı. "Merhaba Valkyrie. Burada karşılaşmamızı beklemezdim, özelikle de ben böyleyken." Elindeki Pringles paketini aceleyle sepetin en altına sıkıştırırken yüzünde mahcup bir gülümseme oluştu. Kızın elindeyse onun aksine sudan başka bir şey yoktu. Onunla birkaç hafta önce tanışmıştı, neresi olduğunu tam hatırlamıyordu ama muhabbeti oldukça hoştu.


En son Claudia Heresia tarafından Salı Tem. 26, 2011 12:29 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valkyrie Sileas
NY Halkı
 NY Halkı
Valkyrie Sileas


Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 02/02/11

Su Hayattır Hayat Güzel... Empty
MesajKonu: Geri: Su Hayattır Hayat Güzel...   Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimePtsi Tem. 25, 2011 2:13 pm

“Seni daha sonra aramama ne dersin?”

İsmini sert bir vurguyla haykıran arkadaşının yüzüne kapadı telefonu. Eğer Della kimle seviştiğini hatırladıysa bile, umurunda değildi. İlgilenemeyecek kadar yorgundu. Juilliard’ın seçmelerinin vücudundaki etkisi hala geçmemişti aslında. Bacakları attığı her adımda sızlıyordu. Kırılan ayak tırnaklarının uçları parmaklarına batmıştı ve verdikleri acıya karşı konulması güçtü. Hepsini göz ardı edebilirdi. Sert antrenmanlar, bir atın sırtında koca bir gün geçirmiş gibi hissettirse de, alışkın olduğu gerçeği vardı hepsinden öte. Fakat sıcaklar… Yaz mevsiminden her zaman nefret etmişti zaten. Güneş ise, gözlerini yakıyordu, ayrıca alerjisi için içtiği şurup ağzının içinde bıraktığı tatla bile midesini bulandırıyordu… Parlak ışık huzmesini engellemek için kasketini düzelti. Fazlasıyla düzensiz toplanmış sarı saçları sol omzundan sarkıtılmıştı, üzerindeki kısa kollu tişörtün renginin ona ne kadar yakıştığını düşünürseniz, her şeye rağmen etkileyici göründüğü bile söylenebilirdi.

Staten Island, Queens’den sonra, genç kızın vakit geçirmekten en fazla zevk aldığı yerdi New York içinde. Kuşkusuz, insanlardan kaynaklanıyordu bu. Ne zaman buralara gelse, güler yüzlü kişilerin onu çevreleyip kucaklaması, içini ısıtıyordu. Büyükannesinin eski bir arkadaşı olan Helen Nine’yi bahçesinde otururken görmeyi umdu… Kısa aralıklarla yanına giderdi onun, bahçede bir şeyler içerler ve ardından vedalaşırlardı… Kadının ziyaretime gelmiyorsun tantanalarını çekemeyecek olması bir yana, geçmiş zamanda ona burada kalması için destek olan yegâne insandı yaşlı kadın, kendini borçlu hissettiği için Helen’in kendi torunlarından daha fazla ilgi gösteriyordu ona. Bahçenin önünden geçerken içerdeki kalabalık yüzünü ekşitmesine sebep oldu. Helen’in çocukları, Valkyrie’ye göre gözü doymaz bir embesiller sürüsünden başka hiçbir şey değildi. El salladı kadının onu görmesini umarak, nine elbette fark etti onu, yüzü ışıldadı karşılık verirken, çevresindekiler büyükannelerinin kime selam verdiğini bile merak etmedi…

Yürüyüşler, uzun olmadığı sürece, kafasını dağıtmasını dağlıyordu… Gürültüden uzaktı ilçenin özellikle bu kısımları. Sakinleşmesine yardımcı oluyordu… Yeniden gökyüzüne çevirdi bakışlarını, kendisini çöldeymiş gibi hissediyordu. Her zaman soğuk insanı olmuştu zaten Valk. Karda yürüyemeyecek kadar beceriksizler ve orasını burasını açmaya meraklı New Yorker kızlar severdi yazı sadece, öyle değil mi? Markete doğru çevirdi rotasını. Ağzı kurumuştu, suya ihtiyacı vardı… Süpermarket aslında sıradandı, devasa eninin ve tek kat oluşunun yanında, büyük ihtimalle kapının önüne dizdiği kasa kasa taze meyveler sayesinde hoş bir görüntü elde ediyordu… Yenilenmiş otomatik kapı kızın bir adım öncesine gelmesiyle birlikte açıldı… Her zaman şu kapalı alanlarda kapının üstüne yerleştirilen klimaları sevmişti. Sert, yapay rüzgar saçlarından birkaç teli havalandırdığında başındaki kasketi çıkardı ve omzuna astığı postacı çantanın içine tıktı…

İçecek reyonuna yürüdü, soğutucun kapağını açtı ve içinden bir şişe su aldı eline. Kasa’ya dönecekken tanıdık bir ses durdurdu onu. Tek kaşını kaldırdı ve kızı süzdü… "Merhaba Valkyrie. Burada karşılaşmamızı beklemezdim, özelikle de ben böyleyken." Burun yapısı, surat ifadesi, nereden olduğuna emin olmasa da tanıştıklarını biliyordu, ayrıca kızın ona ismiyle hitap etmesi de ayrıca dikkatini çekmişti. İsim hafızasının kötü olmasına lanet ediyordu o saniyelerde, karşısındaki her kim olursa olsun, unutulmuşluk hissi sinir bozucu olmalıydı. Kendinin asla böyle bir sorunu olmadı, ismi akılda kalıyordu ne de olsa, hatırlamayanlarda her şekilde kimliğine dair bir ipucuna sahip olduklarını belli ediyordu hitaplarının içinde.

“Oh Tanrım! Affedersin, çıkartmaya uğraşıyordum. Passion’un asi amatörü değil mi?”

Kızı nereden tanıdığını fark edince yüz hatları yumuşadı. Bakışındaki samimi ifade kızın ismini hala hatırlayamamış olması yüzünden gölgeleniyordu… “Evet! Claudia. Başardım…” Sırıttı. Anlayış bekliyordu. Küçüklüğünden beri kalabalığa ve insanlara alışamamıştı ne de olsa. Şu iki senenin içinde tanıştığı herkesin ismini hatırlamaya çalışsa… Büyük ihtimalle beyni iflas ederdi.“Önce sisteme karşı saygısızlık ettin ve şimdi de rejimini mi bozuyorsun?” diye sorudu beş yaşından beri eğitmeni olan Passion’un sesinin başarısız bir taklidi eşliğinde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Su Hayattır Hayat Güzel... Empty
MesajKonu: Geri: Su Hayattır Hayat Güzel...   Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 12:22 am

    Valkyrie'nin bakışları üzerinde gezinirken alabileceği başka bir şeyler bulmak için etrafa bakınıyordu. Aslında şu çikolatalar gözüne oldukça cazip görünüyordu ama onları alma dürtüsünü bastırdı. Valkyrie'nin melodik sesini duyduğunda bakışlarını çikolatalardan kıza doğru döndürdü. Ah, Passion'un asi amatörü. Haklıydı, içinde barındırdığı tüm nefreti kadının üzerinde denemekten hoşlanıyordu, özellikle kendisini en düşük sınıfa verdiği düşünülünce. Eh, dört yaşından beri bale kursu alan birisi için bu cidden zedeleyici bir durumdu, nefretinin büyük bir kısmı da bu yüzdendi aslında. Ve tabi gece yarısı müziğin sesini açıp sessizce eski hareketleri gözden geçirmekte kendisi için yeni bir şeydi. Bunun asıl nedeniyse kadına bulabileceği bir kusur vermeme isteğiydi. Eh, sonunda bunu başarıp iyi sınıfa atladığında onu s.ktir edebilirdi sonuçta , değil mi?

    Valkyrie'nin melodik sesini tekrar duyduğunda düşüncelerden sıyrıldı, genç kızın ismini hatırlaması yüzünde büyük bir gülümseme oluşmasına neden olmuştu. Genelde akılda kalan bir tip olmaması can sıkıcı bir durumdu, yine de kızın hafızasını zorlayarak ismini hatırlaması hoşuna gitmişti. "Evet, Claudia." Başını onaylarcasına salladı. İsmini sevmesinin tek nedeni Claudia Cardinale ile aynı isme sahip olmasıydı, zaten annesinin sırf bu yüzden ismini Claudia koyduğu da bir gerçekti. İkisinin de İtalyan asıllı olduğuysa başka bir gerçekti, ama şu da vardı ki asla Pembe Panter'de rol alamazdı. Valkyrie'ye döndüğünde onun badem biçimindeki gözlerini üzerinde hissetti. Tam kızın üzerinedeki tişörte bakıyordu ki tanıdık bir sesin taklitini işitti, kaşları istemsizce çatılırken başını kaldırdı. Karşısındaki sadece Valkyrie'di, yaşlı, disiplin kaçığı bir cadı değil.

    "Sanırım kendimi odama kapatıp depresyona girmeden önce biraz Pringles alabilirim."

    Yanında duran hazır çorbalardan birkaç tanesini daha sepetine tıkarken yüzünde mahcup bir ifade vardı. Sürekli makarna ve pizza yemekten artık kusacak duruma gelmişti, yemek konusunda hiçbir beceriye sahip olmaması da bu durumu iyice kötüleştiriyordu. Yapabildiği tek şey makarnaydı, sos olarak kullandığı tek şeyse ketçap. Kim bilir, belki de annesinin söylediği şu kadını tutmalıydı, en azından düzgün bir yemek yemiş olabilirdi. Yanından alışveriş arabasını Formula 1 arabası gibi kullanan küçük bir çocuk geçerken bir adım geriye çekilip gözlerin çocuğun sırtına dikti. Kendisinin de on yaşına kadar böyle yaptığını hayal meyal hatırlıyordu. Ta ki arabayı tatlı bölümüne çarpıp her tarafını çikolata sosu yapana kadar. Bir de o dev pastaların ücretini ödemek zorunda kalmıştı. Düşüncelerinden sıyrılıp Valkyrie'e döndü tekrar.

    "Cidden, Passion beni amatör sınıftan çıkarmazsa depresyona girebilirim, ya da bi' bakarsın yanlışıkla onu öldürmüşüm."

    Omuz silkti. Son söylediklerinde ciddi olmasa da amatör sınıftan çıkmak konusunda ciddiydi. Sürekli temel hareketleri yapmaktan sıkılmıştı, yine de bunu dile getirmeye cesaret edemiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valkyrie Sileas
NY Halkı
 NY Halkı
Valkyrie Sileas


Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 02/02/11

Su Hayattır Hayat Güzel... Empty
MesajKonu: Geri: Su Hayattır Hayat Güzel...   Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 12:40 pm

"Cidden, Passion beni amatör sınıftan çıkarmazsa depresyona girebilirim, ya da bi' bakarsın yanlışıkla onu öldürmüşüm."


Kesik bir kahkaha attı önce, ardından yüzü buruştu. Ne demek istediğini biliyorum demek istedi, beş yaşından beri o buruşuk ve kendini beğenmiş kadının öğrencisiydi. Annesinin okulunda eğitim görevlisi olduğu günlerden beri tanırdı kadını. Ne kadar korkunç olabileceğini iyi bilirdi. Çocukluk kâbuslarını hep o süslerdi çünkü… Ayrıca şansına, o NY’ya geldikten hemen sonra Passion buradaki bale okullarından birine tayin oldu. Teyzesi yeğeninin dans etmeye yeniden başlamak istediğini öğrendiği zaman, Valkyrie’yi o okula yazdırdı. Eski öğrencisini tanıdığı için amatörlere koydurtmadı, ne kadar sinir bir kadın olsa da, yeteneğe değer verirdi. Ayrıca eğer kendisi bir dönem kızı eğittiyse, başarılı olmasa bile, öyleymiş gibi davranacak bir tipti. Kendini satmayı iyi bilirdi. Altışar yaşındaki üç kız ve beş yaşındaki Valkyrie’nin bulunduğu sınıfta henüz şu an olduğu kadar yaşlı görünmüyorken, bir baletin ve çalıştıkları piyanistin kendisi ile ilgili tutuştukları kavgayı anlatışını anımsadı. Genç kız piyano da çalıyordu, kendi gibi olan insanlarında haliyle mantıklı olmasını ummuştu fakat Passion gençken de öyle güzel bir kadın değildi, ne akla hizmet kendilerini böyle bir rezilliğe sokmuşlar diye düşündü yıllar sonra yeniden… Her neyse, kıza döndü. Profesyonellerden de ayrılıyordu bu sene eğer Juilliard’a girebilirse. Dans derslerine orada devam edecekti… Kasayı işaret etti o tarafa yürüyelim dercesine ve ardından konuşmaya başladı.

“Eminim yakın zamanda sınıfını düzeltir, seni izledim… Yeteneklisin. Passion da fark edecektir.” Kızın kibirli olduğunu düşünmediğini umdu. Öyle değildi çünkü. Fakat herkesin bilgili olduğunu kabul etmesini isterdi. Ailesi dans ve sanatın her dalıyla fazlasıyla ilgili olduğu için, küçüklüğünden beri bu işlerle iç içeydi. Eğer annesine sinirlenip aykırı çocuk havalarına girmemiş ve o kısa dönem için bile olsa baleyi bırakmamış olsaydı şu an, bir oyunda başrolü üstlenmiş bile olabilirdi…

Suyun parasını ödedikten sonra hemen kapağını açtı. Dudaklarını pet şişenin ağzına dayadı. Suyun boğazından geçerken verdiği his, vazgeçilmezdi. Fakat henüz, ferahlamış hissetmiyordu. Nefes almak için kısa bir ara verdi ve ardından yine içti. Claudia da eşyalarını poşetledikten sonra samimi bir şekilde gülümsedi…

“Biraz yürüsek mi? Poşetlerini taşımana da yardım ederim.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Harrison
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Claudia Harrison


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 10/07/11
Gerçek Yaşı : 27
Nerden : Venedik

Su Hayattır Hayat Güzel... Empty
MesajKonu: Geri: Su Hayattır Hayat Güzel...   Su Hayattır Hayat Güzel... Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 1:00 pm

    Deli gibi uykusu olmasına rağmen bu dürtüyü bastırmaya çalışıyordu, bütün geceyi müzik dinleyerek geçirmişti ve bu resmen kızı çürütmüştü. Gözlerinin altındaki fondoten büyük ihtimalle çoktan yok olmuştu, havanın bu kadar sıcak olmasının zararları işte, ne kadar profesyonel de olsanız makyajınız asla sıcağa karşı direnemez. Çantasonda titreyip duran telefonu canını sıkmaya başlıyor, Valkyrie'nin de bakışları en sonunda çantaya doğru kayınca isteksizce karıştırıyor çantasını. Ekranda gördüğü isim canını sıkıyor, annesinin sık sık arama isteğini bastırması gerek, sahi kızını ne zamandır bu kadar seviyor ki? Meşgul olduğunu belirtmek için telefonu açmaya teşebbüs bile etmeden direk kapatıyor. Büyük ihtimalle bir şeyleri unutmuştu, bilgisayarın şifresi veya form çaylarının nerede olduğunu. Bütün gün işte olmanın dezavantajı bu sanırım, asla yeteri kadar ailenizle ilgilenemiyor, üstüne bir de eviniz ne halde olduğu hakkında fikriniz olmuyordu. Omuz silkti annesinin aksine böyle olmak gibi bir isteği yoktu. Sahi, o daha ne halt okuyacaktım? Asla düşünmediği bir soru daha. Yeter ki Harvard'a girsin. Harvard, Harvard... Rüyalarını süsleyen okul, hayır bunda sadece aynı anda hem zeki hem yakışıklı olan çocukları barındırması etkili değil. Oradan mezun olduğu an tüm şehir de iş imkanı bulabilirdi. Ne şehri, tüm ülkede, belki de dünyada. Alt dudağını ısırıp hayallerini bir kenara itti, zaten onları düşünmek için bir dolu ayı vardı.

    Valkyrie'nin samimi cevabı ile neşelendi, Bayan Passion'un yanındaki öğretmenlere onu övdüğü düşünülünce cidden yetenekli olmalıydı. Sonuçta bu Bayan Passion'du değil mi? Kimseyi kolay kolay beğenmezdi. Gerçi Valkyrie'nin yürüyüşünden bile oldukça esnek bir vücuda sahip olduğu belli. Kızın onu izlemiş olduğunu duyunca alt dudağını ısırdı, derslerde pekte başarılı olduğu söylenemezdi değil mi? Tek yaptığı surat asmak, ki bunu epey iyi becerdiği diğer bir gerçek. Valkyrie kasaları gösterdiğinde yavaş adımlarla oraya ilerledi. Koluna astığı sepetteki eşyalara baktı, eh işte. En azından bir hafta doyabilirdi buradakilerle. Özellikle de şu Pringles'lar epey işine yarayacaktı. Valkyrie suyun parasını ödedikten sonra aldıklarını tek tek kasaya bıraktı. Hani şu ilerleyen şey var ya, çaktırmadan iki parmağını orada yürüttü kimseye çaktırmadan. Cidden, küçüklüğünden beri her markete geldiğinde yaptığı bir şey. Ve çok eğlenceli olduğu da bir gerçek. Çocuksu hareketlerinden vazgeçip aldıklarını aceleyleyle poşete tıktı, aslında pek özenli biri değilidir ama ezilecek gibi duran şeyleri en üste yerleştirmek için özel bir çaba harcadı. En sonunda hepsi bittiğinde cüzdanından çıkardığım kredi kartını kasiyere uzattı. Kadının sürekli yapmacık gülümsemelere atması cidden itici, biraz daha kendisi gibi olsa çok daha cici olabilir hem. Sahi, annesi şu kredi kartını ona verdiği için şanslıydı. Limiti doldurmama sözümü tuttuğu sürece tabi, annesi o konularda asla taviz vermiyordu.
    Valkyrie'nin teklifi hoşuna gitti, bu sıcakta tek başına eve kadar yürüse sıkıntıdan patlardı kesinlikle. Dışarı çıkmadan önce saçlarını geriye itti. Neyse ki sadece iki poşet var elinde, denge sağlamak için ikisini de farklı kollarına astı.

    "Uzun zamandır mı bale yapıyorsun? Passion'un seni epey övdüğünü duydum ve bu bir ilk sanırım."

    Aklına gelen ilk soru bu oluyor, genelde bir muhabbet oluşturmakta pek başarılı sayılmaz çünkü. Yine de yerinde bir soru olduğunu düşünerek kıza doğru döndürüyor başını. Daha önlerinde uzun bir yokuş olduğu düşünülünce bir yerlerden başlamak gerekiyor nasılsa.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Su Hayattır Hayat Güzel...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Güzel bir sabah koşusundan daha güzel ne olabilir? Belki karamelli kahve?
» Güzel bir gece...
» RP güzel olurdu, evet.
» Hayat İki Yönlü Bir Yol, Seçimler ve Seçimler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Staten Island :: Great Wall Supermarket-
Buraya geçin: