Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Raven Kalenkow
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Raven Kalenkow


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 31/10/10
Nerden : Moskova. Rusum bebeğim.

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimePaz Ağus. 14, 2011 4:49 am

Raven Kalenkow & Desiree Schult


Raven üstünde ki bluzu çekiştirdi ve evin kapısını kapattı ve önünden geçmekte olan taksiyi durdurdu. Kendisini içeri attı. 'K&C Restoranı lütfen.' Taksi şoförü ona birkaç saniye daha baktıktan sonra taksinin direksiyonun kırdı ve K&C restoranına doğru arabasını sürmeye başladı. Bu sırada Raven’da küçük kırmızı çantasından aynasını çıkardı. Her zaman ki gibi hoş göründüğüne kanaat getirdikten sonra taksinin penceresinden dışarıya bakmaya başladı. Ne istiyordu şimdi bu Des? Eğer kafa falan buluyorsa acısını iyi çıkaracaktı Raven. Zaten Dae ile olan ilişkisinden hep şüphelenmişti. Dae’yi doldurmuş olmalı diye geçirdi içinden. Des ile düşmanlığı nasıl başlamıştı? Evet hatırlıyordu. Dae ile onun yakın ilişkisini fark ettiğinde. Hatta Dae’nin arada sıra Raven’ın ile olan planlarını iptal edip onunla buluşmaya başladığından beri. Tabi Dae gene Raven’a her zaman ki gibi davranıyordu ama sonunda ilişkileri zayıflamaya başlamıştı. Son buluşmalarında Dae ile arasında ki bariz soğuk duyguları hatırladı.
Fransa’dan beri ayrılmazlardı onlar. Belki de Dae intikam alıyordu bir taraftan. Çünkü Fransa’da Van ile gezerken Dae onlarla birlikte gelmiyordu. Van’ı sevememişti. Oysa Van, Raven’a göre süper ötesi Fransız hatundu. Van’ın artık NY’de olması içinde bir sevinç kıpırtısı oluşturdu. Yalnız kalmayacaktı hem kendi kafasından biri ile takılacaktı. Birde C vardı. Claudia. Arada sırada kafelerde buluşmaları bile yetiyordu onlara. Baleden sonra ki zamanları birlikte geçirmek iyi geliyordu. Eve’de vardı. Resmen ikizi diye tabir edeceği kız. Ama konu bu değildi? Des ne istiyordu? Zaten Dae ile aralarını bozmuştu. Hangi konudan bahsedecekti? Raven içini yiyip yiyip bitiriyordu. Sırları var mıydı? Pek sayılmaz. Herkes bilirdi Raven işkenceci sürtüktü. Yattığı adamların çetelesini tutan şapsal bir birinci sınıf öğrencisi bile vardı. Dae bunları biliyordu ama Dae Raven’ın içini de biliyordu. Aslında böyle sürtük olmak istememişti. Hoş Moskova’dan beri böyleydi. O kadın onu değiştirmişti. Kadın. İsmini ağzına almak bile geçmiyordu içinden. Kadın onu Moskova’da ki her türlü partiye götürürdü, içkiler içirirdi, kötü yola düşürürdü. Bekâretini bile o yıllarda kaybetmişti. Nasıl kaybettiğini, kimle yattığını bile bilmiyordu. Raven düşüncelerini bir süzgeç gibi gözden geçirmeye başladı. Des, bir şey öğrenmiş olmalıydı ki kesinlikle santaj yapacaktı. O kızın karakterini anlamıştı. Dae’ye söylemediği bir şey olduğundan emindi. Arthur. Hayır. Onu öğrenmiş olamaz. Nasıl?
Des, Arthuru öğrenmiş olabilir miydi? Annesinin kendinden yaşça küçük – Raven’dan üç yaş büyük – kocası ile yaşadığı ilişkiyi. Dae’ye bunu söylemek istememişti. Evet, Dae Raven’ın birçok erkekler yattığını bilirdi ama annesinin yeni kocası ile de birlikte olduğunu öğrenince onun gerçek bir sürtüğe dönüştüğünü düşünebilirdi. Gerçek bir sürtük mü? Bunun yapayı varmış gibi. Taksi aniden durduğunda Raven neredeyse koltuğa yapışıyordu. Adama ücretini ödedikten sonra arabadan çıktı ve restorana doğru yürümeye başladı. Kapıyı itti ve içeriye girdi. Restoran kalabalık değildi. Duvar köşesinde olan bir masa şetçikten sonra oturdu. Garsona çapkın bir bakış attıktan sonra arkadaşını beklediğini söyledi. Umarım fazla gecikmez. Tik tak. Tik tak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Geri: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 4:44 am

Harika bir sabah. Keyfim yerindeydi yine. İstediklerimi elde edebileceğim günlere uyanmak beni rahatlatıyordu. İçimden bu şehirde olduğum için küfürler etsemde dışımdan belli etmemeyi öğrenmiştim artık. Bu şehir insanı en berbat haline dönüştürmeden rahat bırakmıyordu. Yapabilecek tek şey vardı bu şehirde;oyunlar. İnsanların kendi kafasında kurduğu o aptal oyunlara katılmak zorundasın burada. Dedikodu yaratmalısın sana saygı duyulabilmesi için. Normal sessiz sakin bir kız olabilmen için bir şansın yok seçeneğin yok önünde. Her neyse kısacası buradan nefret ediyorum.

Dün Raven ile konuşmuştuk ve buluşmaya karar vermiştik. Aslında ona Arthur hakkında bildiklerimi anlatınca surat ifadesini çok merak ediyordum. Yani bunu kimsenin bilmesini istemeyeceğinden emindim. Tamam zaten sürtüktü ama, bu annesinin hiç hoşuna gitmeyecekti. Ama ben eğlenecektim. Ayrıca bu kız tam bir aptaldı. Tahmin edemeyeceği kadar çok yakışıklı vardı burada, gidip Arthur'u bulmak için çok uğraşmış olmalıydı. Tabii bide annesine belli etmemek için de büyük bir çaba sarf ediyor olamalıydı. Yatağımdan kalktım ve yüzümü yıkadım. Islak suratımı kuruladıktan sonra dolabın kapağını açtım ve üzerime bir bluz geçirdim. Arka kısmında büyük bir sırt dekoltesi olan rahat bir bluzdu. Altına dar bir kot pantolon giydim ve siyah üzerinde pembe taşlarla yuvarlak desenler yapılmış olan yüksek topuklu ayakkabımı giydim. Pembe çantamı aldım ve aynada kendime baktım. Kızıl saçlarımla bluzumdaki pembe çizgiler, ayrıca ayakkabımdaki pembe desenler çok uyumluydu. Ayrıca rahattıda. Hoş göründüğüme karar verdiğim an çıktım odamdan. Yavaşça merdivenleri indim ve annemlere hiç yakalanmadan çıktım dışarıya. Arabama atladım ve hızlıca buluşma yerine doğru gittim.

Neredeyse akşam olmak üzereydi. Bu kadar uzun uyuduğuma inanmakta güçlük çeksemde, trafik yüzünden fazlasıyla gergindim. Neyseki sonunda oradan sıyrılıp K&C Restaurant'a gelebilmiştim. Raven beni orada bekliyordu. Düşündüğüm gibi oldukça gergindi. Ayrıca sinirli gibi de görünüyordu. İstediğimi elde edebilmek gerçekten güzeldi. Onun mutsuz olması hoşuma gidiyordu. Neden sevmiyordum onu? Bunu bende bilmiyordum. Ama yinede düşman olarak tam yerindeydi ve ben onu asla sevemeyecektim.
"Merhaba Raven. Nasılsın bakalım? Arthur nasıl?"dedim ve gülümsedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Kalenkow
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Raven Kalenkow


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 31/10/10
Nerden : Moskova. Rusum bebeğim.

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Geri: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 7:47 am

Arthur. Tahminlerinde haklı çıkmıştı Raven. Des, Arthur’u bir şekilde öğrenmiş. Nasıl öğrendiği merak etti içten içe. Peki, Des bu konuyu ne yapmak peşindeydi.Herkese yaymak. Yaysa ne olacaktı ki? Raven zaten sürtük olarak tanınıyordu. Annesine söylese. Annesi zaten hep şüpheleniyordu belki de biliyordu ama belli etmiyordu Hoş annesine söylese bile bu işten bir şekilde paçayı kurtarırdı.Dae. Artık bu konunun onun umurunda olacağını sanmıyordu aslında. Zatenaralarını bozmuştu tilki surat. ‘’İyiyim Des. ’’ Arthur hakkında hiç bir cevap vermemişti. Des karşısında ki sandalyeye geçti ve pembe çantasını diğer sandalyeye koyarken sinsice gülümsedi. Evet, bu kız tam bir tilki diye düşünmeye başladı. Tilkilerin en tehlikeli yanı ise kurnaz olmalarıydı. Kendisini tuzağa düşürmek istiyordu. Arthur’u. İçinden bir daha Fransa’ya ayak basmayacağım diye geçirdi. Zaten neredeyse tüm dostları NY’e gelir olmuştu. Bir süre sadece birbirlerine baktılar. Ardından sarışın, yeşil gözlü bir garson masalarına dikildi. Raven gerildiğinden dolayı bir şey almayacağını söylerken, Des garsona bir şeyler söylemekteydi. Dinleme dahi istemedi. Çantasından küçük bir sigara paketi çıkardı. Des’in bakışlarını üstünde hissediyordu. Yaktığı sigarayı dudaklarına götürürken Des’e kirpiklerinin arasından bir bakış gönderdi. Dumanı havaya üflerken yan masada ki birkaç kişinin rahatsız rahatsız baktıkları fark etti. ‘’Bunu sormak için mi beni buralara kadar getirdin?’’ dedi. Sesinde ki alaycı üslubu duymasını istiyordu. Raven’ın içini nasıl öğrendiği sorusu yiyip bitirmeye başladı. Oysa Des hala onun gözlerine bakıyor ve bir şeyler öğrenmek istediğini belli ediyordu. Korktuğunu görmek istiyordu. Gerildiğini. Raven daha rahat bir tavır takınarak. ‘’Bana bakmaya devam edecek misin yoksa soruma cevap
vermeyi düşünür müsün?’’
Des, Raven’a küçümseyici bir bakış attı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Geri: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimePtsi Ağus. 22, 2011 12:25 pm

Bu kız soğukkanlı olmakta bir numaraydı. Arthur'u sorduğumda cevap verme gereksinimi bile duymadı. Anlaşılan onu çağırdığımda da tahmin etmişti bu konu hakkında konuşacağımızı. Aslında ne Arthur ne de o umurumda değildi. Sadece biraz canını acıtmak istiyordum hepsi bu. O benim için değersiz, sürtüğün tekiydi. Bu yüzden sadece tehdit etmek ve o surat ifadesini görmek bile bana yetebilirdi. Her şey çok sıkıcıydı son zamanlar. Tek düzelik, her yerde aynı tür insanlar, her yerde aynı tür olaylar... Artık bu sataşmalar klasikleşse de ben eğleniyordum. Yani şimdilik. Aklımda asla bunu annesine söylemek gibi bir düşünce yoktu. Sadece bende biraz tehdit edecek şeyler bulunmasını istememdi. Kim bilir, belkide bir gün işim düşerdi Raven'a. Aslında bunu hiç sanmıyordum ama hayatı kimse tam olarak yönetemezdi sonuçta.

Umursamaz tavırları hoşuma gidiyordu. Biraz sinirbozucuydu ama yine de umursamaz olması daha eğlenceliydi. Onu bunun için çağırdığımdan pek hoşlanmamış gibiydi. Dae ile arasını bozduğumdan beri beni yiyecek gibi bakmasından sıkılmıştım artık. Bunun da hesabını sormalıydım. Pembe çantamı sandalyeye koydum ve gıcırtılı bir şekilde sandalyeyi çektim. Yeşil gözlü ve sivilceleriyle bir ineği andıran garson yanımıza geldiğinde Raven sert bir şekilde bir şey istemediğini söyledi ve biraz da tersleme gibiydi bu. Ben ise elma suyu ve biraz soğuk su istediğimi söyledim gülümseyerek. Şu anda Raven dışında herkese saygılı ve nazik davranabilirdim. Aslında aklımdan sadece onu sinir etmek ve benden nefret etmesini sağlamaktı. Ama benden fazlasıyla nefret ediyordu zaten. Sanırım bunu biraz daha çoğaltacaktım sadece.

Arthur. Bunu nerden öğrenmiştim? Elbette Arthur'dan. Onu ilk gördüğümde, Raven ile sevgili olduklarına bahse girebilirdim. Raven'da her zamanki o aşıkmış bakış vardı. Yani her yattığı erkeğe baktığı bakışı gibi. Ayrıca onun annesinin kocası olduğunu da öğrenince böyle düşünmeden alamamıştım kendimi. Neredeyse sürekli yan yanalar, sürekli yüz yüze geliyorlar ve sanırım annesi de aptalın teki. Yani sonuçta Raven'ın annesi genetik olmalı. Ayrıca kendi kızıyla aynı yaşlarda biriyle evlenecek kadar aptalsa kesinlikle Raven 'ın annesi olmalıydı. Aynı zeka düzeylerinde taş bebek gibi görünen iki sürtük. Her zamanki gibi tahminlerim doğru çıkmıştı. Aslında tam kesinleşmese de, Raven kendi kendini ele verecekti elbette. Onunla yatmasının beni ilgilendirmediğini falan söylediğinde, kesin olarak doğru olacaktı düşüncelerim. Aslında Raven'ı tanıdığım için tahminlerim gerçeklik kısmına her zaman daha yakın olmuştu. Onun hakkında ne düşünüyorsam çoğu gerçekti. Onun bir sürtük olduğunu onunla ilk konuşmamızdan beri biliyordum örneğin. Yada aptal biri olduğunu ve bunun annesi için de geçerli olduğunu. Sınır tanımayan bir yapısı olduğunu. Şıpsevdi olduğunu ve daha nicelerini.

Onunla iyi anlaşamayışımız da elbette benim suçumdu. Ona sert ve her hoşlanmadığım insana davrandığım gibi ters davranmıştım. Ayrıca bazı davranışlarıyla dalga geçmiş, bazı konularda onunla rekabet etmiştim. İsteyerek yakın arkadaşıyla arasını bozup, kendi kendime eğlenmiştim. Ona hiç yararım olmadığı gibi belalarımı da üstüne salmıştım. Kendimi suçlu hissediyor muydum? Belki. Ama bu belki benim onunla hala oyun oynamama engel olmuyordu işte. Belkide bu şehre olan nefretimi kusuyordum onun üzerine. Böyle olmaya da devam edecekti. Ona bulaşmamam için bir zavalı olması gerekiyordu. Ama bu başına buyruk hareketleri ve havalı görünüşü buna engel oluyordu. Sonuç olarak ölene kadar tartışacağımızı düşünüyordum.

Bana sert sert bakması da hoşuma gidiyordu. Ona küçümseyerek baktığımı elbette fark etmişti. Sadece bunu belli etmiyordu. Hala cevabımı bekliyordu. Ben ise ona bakmakla yetiniyordum. "Evet bunun için."dedim. O sırada gelen su ve meyve suyunu aldım. Önce suyumdan birkaç yudum aldım. Ardından pembe çantamı aldım ve telefonumu kapattım. Onunla konuşurken beni birinin rahatsız etmesini istemiyordum. Sadece o ve ben olmalıydık şu an. "Arthur... Gerçekten iyi bir seçim."dedim ve seslice güldüm. Onu sinir etmek için her şeyi ama her şeyi deneyebilirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desiree Schult
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Harrison Jewell | IV. Sınıf
Desiree Schult


Mesaj Sayısı : 253
Kayıt tarihi : 23/01/11
Gerçek Yaşı : 27

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Geri: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimePtsi Ağus. 22, 2011 12:29 pm

Bu kız soğukkanlı olmakta bir numaraydı. Arthur'u sorduğumda cevap verme gereksinimi bile duymadı. Anlaşılan onu çağırdığımda da tahmin etmişti bu konu hakkında konuşacağımızı. Aslında ne Arthur ne de o umurumda değildi. Sadece biraz canını acıtmak istiyordum hepsi bu. O benim için değersiz, sürtüğün tekiydi. Bu yüzden sadece tehdit etmek ve o surat ifadesini görmek bile bana yetebilirdi. Her şey çok sıkıcıydı son zamanlar. Tek düzelik, her yerde aynı tür insanlar, her yerde aynı tür olaylar... Artık bu sataşmalar klasikleşse de ben eğleniyordum. Yani şimdilik. Aklımda asla bunu annesine söylemek gibi bir düşünce yoktu. Sadece bende biraz tehdit edecek şeyler bulunmasını istememdi. Kim bilir, belkide bir gün işim düşerdi Raven'a. Aslında bunu hiç sanmıyordum ama hayatı kimse tam olarak yönetemezdi sonuçta.

Umursamaz tavırları hoşuma gidiyordu. Biraz sinirbozucuydu ama yine de umursamaz olması daha eğlenceliydi. Onu bunun için çağırdığımdan pek hoşlanmamış gibiydi. Dae ile arasını bozduğumdan beri beni yiyecek gibi bakmasından sıkılmıştım artık. Bunun da hesabını sormalıydım. Pembe çantamı sandalyeye koydum ve gıcırtılı bir şekilde sandalyeyi çektim. Yeşil gözlü ve sivilceleriyle bir ineği andıran garson yanımıza geldiğinde Raven sert bir şekilde bir şey istemediğini söyledi ve biraz da tersleme gibiydi bu. Ben ise elma suyu ve biraz soğuk su istediğimi söyledim gülümseyerek. Şu anda Raven dışında herkese saygılı ve nazik davranabilirdim. Aslında aklımdan sadece onu sinir etmek ve benden nefret etmesini sağlamaktı. Ama benden fazlasıyla nefret ediyordu zaten. Sanırım bunu biraz daha çoğaltacaktım sadece.

Arthur. Bunu nerden öğrenmiştim? Elbette Arthur'dan. Onu ilk gördüğümde, Raven ile sevgili olduklarına bahse girebilirdim. Raven'da her zamanki o aşıkmış bakış vardı. Yani her yattığı erkeğe baktığı bakışı gibi. Ayrıca onun annesinin kocası olduğunu da öğrenince böyle düşünmeden alamamıştım kendimi. Neredeyse sürekli yan yanalar, sürekli yüz yüze geliyorlar ve sanırım annesi de aptalın teki. Yani sonuçta Raven'ın annesi genetik olmalı. Ayrıca kendi kızıyla aynı yaşlarda biriyle evlenecek kadar aptalsa kesinlikle Raven 'ın annesi olmalıydı. Aynı zeka düzeylerinde taş bebek gibi görünen iki sürtük. Her zamanki gibi tahminlerim doğru çıkmıştı. Aslında tam kesinleşmese de, Raven kendi kendini ele verecekti elbette. Onunla yatmasının beni ilgilendirmediğini falan söylediğinde, kesin olarak doğru olacaktı düşüncelerim. Aslında Raven'ı tanıdığım için tahminlerim gerçeklik kısmına her zaman daha yakın olmuştu. Onun hakkında ne düşünüyorsam çoğu gerçekti. Onun bir sürtük olduğunu onunla ilk konuşmamızdan beri biliyordum örneğin. Yada aptal biri olduğunu ve bunun annesi için de geçerli olduğunu. Sınır tanımayan bir yapısı olduğunu. Şıpsevdi olduğunu ve daha nicelerini.

Onunla iyi anlaşamayışımız da elbette benim suçumdu. Ona sert ve her hoşlanmadığım insana davrandığım gibi ters davranmıştım. Ayrıca bazı davranışlarıyla dalga geçmiş, bazı konularda onunla rekabet etmiştim. İsteyerek yakın arkadaşıyla arasını bozup, kendi kendime eğlenmiştim. Ona hiç yararım olmadığı gibi belalarımı da üstüne salmıştım. Kendimi suçlu hissediyor muydum? Belki. Ama bu belki benim onunla hala oyun oynamama engel olmuyordu işte. Belkide bu şehre olan nefretimi kusuyordum onun üzerine. Böyle olmaya da devam edecekti. Ona bulaşmamam için bir zavalı olması gerekiyordu. Ama bu başına buyruk hareketleri ve havalı görünüşü buna engel oluyordu. Sonuç olarak ölene kadar tartışacağımızı düşünüyordum.

Bana sert sert bakması da hoşuma gidiyordu. Ona küçümseyerek baktığımı elbette fark etmişti. Sadece bunu belli etmiyordu. Hala cevabımı bekliyordu. Ben ise ona bakmakla yetiniyordum. "Evet bunun için."dedim. O sırada gelen su ve meyve suyunu aldım. Önce suyumdan birkaç yudum aldım. Ardından pembe çantamı aldım ve telefonumu kapattım. Onunla konuşurken beni birinin rahatsız etmesini istemiyordum. Sadece o ve ben olmalıydık şu an. "Arthur... Gerçekten iyi bir seçim."dedim ve seslice güldüm. Onu sinir etmek için her şeyi ama her şeyi deneyebilirdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Kalenkow
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Raven Kalenkow


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 31/10/10
Nerden : Moskova. Rusum bebeğim.

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Geri: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 24, 2011 1:37 am

‘’Arthur... Gerçekten iyi seçim...’’ Fransa’ya ilk gittiğim günü hatırlıyorum. Yemek yememizi ve sonra kendimi kötü hissettiğimi söyleyip oradan gitmek isteyişimi... Arthur’da benimle gelmişti ve arabada dakikalarca öpüşmüştük. Aslında annemden hıncımı almak istiyordum. Aptaldı. Hatta bizi biliyordu ama bir skandala daha karışmak istemiyordu belki de. Fransa’da ki günlerimde bana bakışı. Hep gözleri üstümdeydi. Bizi yalnız bırakmak istemiyordu. Zaten ben Arthur’u sevmemiştim diğer erkekler gibiydi bir paçavraydı. Zaten Fransa’dan ayrıldığımda bunu ona da göstermiştim. Fransa’ya gittiğim diğer zamanlarda... Soğuktu. Evet, belki de onunla ilişkimin bitiğini anlamıştı. Bende o da istediğini almıştı ve finish. Aman tanrım. Acaba... Acaba Des, Arthur’u tanıyor muydu? Evet. Belki de. Hatta onunla arkadaş bile olabilir. Başka bir yerden öğrenemezdi. Arthur’da ona anlatmış olabilirdi. Tanrım. Annem neden daha zeki birini değil de kendisi gibi aptal birini bulmuştu. Hatta babam neden annem gibi bir kadınla evlenmişti onu bile anlamıyordum. Sigaramı dudaklarıma götürdüm ve derin bir nefes çektim. Dumanı Des’in yüzüne doğru üflerken sorusuna cevap vermek için ona doğru yaklaştım.
Peki, başkaları öğrense ne olacaktı Arthur’u. Hiç bir şey. Hem zaten Des sadece sinirimi bozmak için bunları yapıyordu. Adım gibi emindim. Ondan biraz daha nefret etmemi istiyordu. Paronayak olsam ve histerik bir kriz geçirsem boğazına sarılabilirdim ama o bundan bile zevk alabilirdi. ‘’Arthur. Diğerleri gibi normal bir seçimdi.’’ Evet, bir nevi onunla birlikte olduğumu dile getiriyordum ama artık umurumda bile değildi. Altında ne saklıyordu, ne yapacaktı? Des saçma oyunları ile sadece sinirimi bozmak istiyordu. Okulda ki erkeklerin birçoğu ile yatmıştım, Arthur ile yatmam sadece sinek vızıltısı gibi bir haber olurdu ve pek de önemi olmazdı. Sürtük sürtüklüğünü yaptı. Evet, sadece bu... Sigaramı dudaklarıma götürdüm ve ‘Öğrenmek istediğin sadece bu muydu? Tanrım. Sürtük bir kızın çetelesini tutmaya falan mı başladın?’’ Gözlerini kısmış bana bakıyordu. Ara arada bardağından küçük yudumlar alıyordu. Ne yapabileceğini düşünüyordu olasılıkla. Sinirimi nasıl bozacağını...
Yeşil gözlü ve ciddi cilt sorunları olan garsonu işaret ettim ve masamıza gelmesini sağladım. ‘’Bana koyu bol sütlü ve kremalı bir kahve getir.’’Garson masadan uzaklaşırken ‘’Buradan sonra yapmam gereken işler için enerjiye ihtiyacım olacak tatlım.’’ Aslında bir şey yapmayı planlamıyordum ama planlarımı değiştirebilirdim. Gece kendimi yeni bir barın açılışına atacaktım birkaç erkeği kafalayacaktım ve yatakta son bulacaktı. Her zaman ki günlük işler. Ama Des ile konuştuktan sonra yalnız kalacaktım. Belki de Eve ile buluşabilirdim. Tatilden döndüğü haberini almıştım ama ne kadar doğru olduğunu bilmiyordum. Belki de Fransız hatunla görüşebilirdim. Onunla takılmakta farklı olabilirdi. Hem kendini bayağı özletmişti ve artık Fransa’ya gitmeyeceğime göre onun burada olması iyi bir şeydi. Acaba Moskova’da o kadınla tanışmasaydım. Peşinden partilere gitmeseydim. Bekâretimi kaybetmeseydim gene böyle olur muydum? Kim bilir. Belki de kanımda vardır. Kadında böyle söylemişti. İçki, partiler, erkekler senin kanında var. Onlar olmadan sen bir hiçsin. Anlık bir dalmadan kurtulmak için kafamı salladım. Geçmişte kalmıştı. En kötü anım olarak. Peki Des ne kadar iyiydi? Babasının kanser hastası olduğunu duymuştum. Şimdide üvey annesi şirketin yöneticiliğini yapıyordu belki de paraları alıp onları bıraktı. Annesi ise bırakıp gitti. Babasını bir paçavra gibi kullanıp... Şimdi benim yaptıklarımı yapıyordu belki de. Hamile kalması onu durdurmuştu ama küçük kızıl bebeğini gördüğü anda ona şefkatte beslememişti. Bırakıp gitmişti. Burada kimsenin hayatı doğru düzgün değildi. Kimsenin. Herkesin bir bok çukuru vardı ve herkes orada debelenmekle meşguldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raven Kalenkow
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Raven Kalenkow


Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 31/10/10
Nerden : Moskova. Rusum bebeğim.

Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Empty
MesajKonu: Geri: Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.   Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi. Icon_minitimeSalı Ağus. 30, 2011 10:02 am

Rp Bitmiştir.

Kayboldun Des.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sinirlenmek Pancara Dönüşmek Gibi.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Her şey göründüğü gibi değildir.
» Düşündüğün gibi değil.
» Warner Bro's gibi ama tek kişilik adam.
» O 5 dakikalık şarkılar gibi, gün de bitmek bilmeseydi.
» İşte karar vakti, acaba unutmuş gibi mi yapsak?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: K&C Restaurant-
Buraya geçin: