Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Sözde Dost Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Sözde Dost Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Sözde Dost Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Sözde Dost Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Sözde Dost Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Sözde Dost

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeCuma Eyl. 03, 2010 6:41 am





Pixie Swan & X. J. Aida Beaumont
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeCuma Eyl. 03, 2010 7:11 am

Ruby'nin yaptığı akılalmazdı. Sözde dost... Pixie hakkında yaptığı yorumlar üzerine Xanthe çareyi kapıyı çarpıp gitmekte bulmuştu. Zaten son zamanlar farklıydı Ruby... Daniel ile yakınlaşma çabaları gün geçtikçe utanmazca arsızca artıyordu. Buna neyin sebep olduğunu bilemiyordu Xanthe, tek umudu Pixie'nin inanmasıydı gerçeklere. Asla iki insanın arasını bozmak için oyunlara ve yalanlara başvurmazdı. Kaldı ki bu iki kişi en yakın dostları olsun. Ama kıskançlığını gizleyecek bir maskesi yoktu. Bakışlarındakini kirpikleriyle örtüyor olabilirdi ama tavırlarındakileri gizleyemiyordu.

Sokaktaki insanların uğultularından bir an önce sıyrılıp bir yere nihayet oturabilmek için adımlarını hızlandırdı. Topukluları gürültünün ortasında bile duyabileceği kadar ritmik sesler çıkarıyordu. Eğer arabasını biraz daha öteye park etmek zorunda kalmasaydı direkt olarak, yürümeden ve sakince Starbucks'a oturabilir ve Pixie'yi öyle bekleyebilirdi Xanthe. İçeri girdiğinde burnuna doluşan kahve kokusu, hoş insanların hafif kahkahalar eşliğinde ettiği sohbetler ve müziğin hafif sesleri kendini bir nebze daha iyi hissetmesine neden olmuştu. Sokaktaki gürültüyle Starbucks'ın atmosferi asla kıyaslanamazdı. Manhattan her zaman için nezih bir yer olmuştu. Çoğunlukla gençlerin akın ettiği bu ortamda Yaşı 30'dan üzeri olanı bulmak güç olurdu. Bir frappucino söyledi Xanthe, Pixie'yi beklerken biraz oyalanmanın zararı olmazdı. Telefonundaki son mesaja baktı.

"10 dakikaya oradayım hayatım."

Buraya geleli yaklaşık beş dakika olmuştu. Çevresini izlemeye başladı. Yaş ortalamasının üstünde kırklı yaşlarındaki bir kadın çarpmıştı gözüne. Elinde tuttuğu telefonuyla hararetli hararetli konuşuyordu. Belli ki tartışıyordu. Süslenmişti ve yüzüğü vardı. Belki de yasak aşkı onu ekip başka yerlerde zengin kadın avına çıkmıştı. Kadın aslında oldukça güzeldi. İnce dudaklarındaki kinci gülümseme ve bunun zıttı merhametle bakan gözleri. Bir anda o yeşil gözler ona çevrilmişti. Xanthe kadına gülümseyerek yanıt verdi ve önüne döndü. Eğer biraz daha gecikirse işittiği şeylerin ağırlığı altında ezilmesi kesindi Xanthe'in. Hemen gelmesini temenni ederek gözlerini kapıya çevirdi ve her zaman tanıyacağı bir yüz gördü.


En son X. J. Aida Beaumont tarafından C.tesi Eyl. 04, 2010 8:09 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pixie Swan
Oyuncu&Ajans Sahibi
 Oyuncu&Ajans Sahibi
Pixie Swan


Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeCuma Eyl. 03, 2010 7:42 am

Geç kalma konusunda üstüme tanımıyorum, gerçekten. Şimdiye kadar orda olmam gerekirken ben hala evde telefonumu arıyorum. Nereye koydum şu lanet aleti! Ah, evet burdasın seni küçük şeytan. Yatağımın bembeyaz çarşaf yastık ve yorganı arasında kaybolmuşsun. Evet zamanla farkediyorum ki bu evde ki her şey beyaz. Telefonum bile beyaz, en yakın zamanda bu eve renkli eşyalar almam gerek. Belki Xanthe ile birşeyler bakarız. Tabii hava kararmadan oraya varabilirsem. Evden bir çıkabilsem arabayla Starbucks'a varmam beş dakika. En iyisi ben ona bir mesaj çekeyim. "-10 dakikaya ordayım hayatım." ve evet yollandı bile. Şimdi anahtarım ve telefonum elimde olduğuna göre tek yapmam gereken apartman görevlilerine arabamı getirmelerini söylemek. Bir telefon yeter. Koşa koşa telefona gitti ve apartman görevlilerini aradı. Yanına cüzdanını da aldıktan sonra hızla asansöre bindi ve zemin kat tuşuna bastı. Saniyeler içinde arabanın içindeydi. Anahtarı kontağa taktı ve çevirdi. Araba çalışmamıştı. Hadi ama dedi kendi kendine bir kere daha anahtarı çevirirken. Üçüncü kez çevirdiğinde ise motordan sesler yükseldi ve araba çalıştı. Bu arabayı btamire götürmenin zamanı gelmişti, unutmadan bu telefonunun yapılacaklar listesine ekledi. Sonrada gaza bastı. Araba sanki arkadan biri ittiriyormuşcasına öne atıldı ve sonrasında düzgünce çalışmaya devam etti. Bu 2009 model bir jipti bir sene içinde nasıl bu hale geldiği ise tam bir muammaydı. Pixie'nin şansına yolda trafik vardı, beş dakikalık yol şimdi gözünde büyümüş sanki başka bir şehre gidercesine uzun gelmişti. Dakikalar boyu yoğun trafikte korna çaldıktan sonra cafeye ulaşabilmişti.

İçeri girdiğindeyse yoğun kahve kokusu ve hafif müzik ve en en önemlisi gördüğü gülümseyen tanıdık yüz ona çektiği tüm can sıkıntısını unutturmuştu. Koşarak Xanthe'ın boynuna sarıldı. "Seni çok özlemişim." dedi ağlak bir sesle. Nerdeyse yazın başından beri görüşememişlerdi. Xanthe tanınmış bir modeldi ve tabii ki tasarımcı. Yaz boyu o kadar sıkı çalışmıştı ki bir kez olsun görüşememişlerdi. O sıralarda Pixie Tanrı telefonu yaratanlar kutsasın diye düşünürdü. Şimdi ise tüm özlemi gidermenin vakti gelmişti. "Bende seni." diye karşılık verdi Xanthe. Bir süre sarılarak ayakta kaldıktan sonra oturup siparişlerini verdiler. Etrafta onları tanıyan kimse olmamıştı ki bu iyi bir şeydi. Yani rahar rahat sohbet edebileceklerdi. "Eee, bana neler anlatıcaksın bu kadar önemli?" dedi Pixie merakla. Xanthe rahatsız olmuşcasına koltuğunda kıpırdandı. Sanki söyleyeceği şey zehirli bir yılandı ve gelip Pixie'yi sokacaktı. Bu kadar abartılıcak bir şey olduğunu tahmin etmemesine rağmen kulaklarını dört açıp dinlemeye koyuldu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 8:02 am

Evet gözleri yine yanılmamıştı. Gülümseyerek kendisine gelen Pixie idi. Hızlıca ayağa kalktı ve kendisine sarılmak için uzatılmış olan kollara bedenini yaklaştırarak yanıt verdi. Yaz boyunca yapılan çekimler, hazırlanması gereken tasarımlar, onun dizileri ve filmleri; sanki ikisinin bu süreç içinde buluşamaması için her şey ayarlanmıştı. Onun sevinç dolu sözüne yanıt verdi.

-Ben de seni.


Neler anlatacağını sormuştu direkt olarak. Bir süre düşündü Xanthe. Konuya geçmek mi iyiydi yoksa ortamı ısıtmak mı? Ruby konusunda kendine güveni tamdı aslına bakılırsa. Bunca sene arkadaşlıktan sonra Pixie'nin kendisine inanmaması imkansız olurdu. Kahvesinden bir yudum aldı ve Pixie'nin yerleşmesini izledi. Ardından konuşmaya başladı.

-Bak biliyorum, inanmak zor... Ama bilirsin, Ruby her zaman seni kıskanmıştı. Belki beraber Ruby ile konuşup şu saçma sapan şeylere bir son verebiliriz. Ama gözümün önünde bunu yapmasına izin veremezdim.

Sessizlik... Ufak bir sessizlik olmuştu Pixie'nin sorgulayan bakışlarının ardından. Konuya daha doğru düzgün bir giriş yapamamıştı. Belki biraz aşırıya kaçacaktı söyleyerek. Ama Ruby'nin yaptığı Xanthe'i sıfıra indirme çabasından başka bir şey değildi. Bu saçma çabaya da izin veremezdi. Pixie onun için kaybedilemeyecek kadar değerliydi. Bu sebepten kaybetmezdi onu tabii ama Ruby'yi tanıyorsa ileride daha da zorlayacaktı şansını. Pixie'nin yeni gelmiş olan kahvesini yudumlamasını bekledi ardından konuşmaya başladı.

-Bunu nasıl yapar bilemiyorum. Galan için aldığım elbiseyi yok etmiş, hani beraber beğendiğimizi. Bu beni sıfıra düşürme çabasından başka bir şey değil. İleride daha da kötüsünü yapabilirim korkum bu... Sadece bil istedim ama çok kızgınım, yaptığı şey adice!


Söylemekle hata yaptığını düşünmüyordu. Dahası Pixie bu tür şeylere alışkındı. Ama korktuğu tek şey bunu kendisinin elinden Daniel'in alınmaya çalışmasının intikamı olarak görülmesiydi. İntikam değildi bu, biri için intikam ise o da Ruby içindi. Sonucunda alacağı tepkiden korkmuyordu. Pixie büyük olasılıkla Xanthe'e güvenip Ruby konusunda dikkatli olacaktı. Yani Ruby'nin ilk çabası işe yaramamıştı. Tabii pes edeceğini hiç düşünmüyordu. Ardı gelecekti. Arkadaş olmalarına rağmen Ruby gerçek bir pislikti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pixie Swan
Oyuncu&Ajans Sahibi
 Oyuncu&Ajans Sahibi
Pixie Swan


Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 9:39 am

Yerleştikten sonra onun siparişi gelmişti. Bir yudum aldıktan sonra rahatsız rahatsız kıpırdandı ve söze başladı. "Bak biliyorum, inanmak zor... Ama bilirsin, Ruby her zaman seni kıskanmıştı. Belki beraber Ruby ile konuşup şu saçma sapan şeylere bir son verebiliriz. Ama gözümün önünde bunu yapmasına izin veremezdim." Nasıl yani? Ruby'nin beni kıskandığını hiç düşünmemiştim ve farketmemiştim de. Ruby sevdiğim arkadaşlarımdan biri olmuştu her zaman için. Kahvemden bir yudum aldım. Bana saatler gibi gelen uzun bir sessizlikten sonra Xanthe konuşmaya devam etti. "Bunu nasıl yapar bilemiyorum. Galan için aldığım elbiseyi yok etmiş, hani beraber beğendiğimizi. Bu beni sıfıra düşürme çabasından başka bir şey değil. İleride daha da kötüsünü yapabilirim korkum bu... Sadece bil istedim ama çok kızgınım, yaptığı şey adice!" Galam için aldığım o muhteşem beyaz elbiseyi yok mu etmiş? Anlamıyorum gerçekten. Ya da inanamıyorum şu an. Hangisine inanacağımı da bilmiyorum. Kalbim en yakın arkadaşımdan yana tabii ki ama ya Daniel için intikam alma çabasıysa tüm bunlar. Beni kıskanan Ruby değil de o'ysa. Kime inanabilirim bilmiyorum yada neye. En iyisi kahvemden bir yudum alıp sessizce bir süre oturmak ve düşünmek. Ruby'ye mesaj çekip yüzleştirme yapsam? Şimdi hissettiklerimi söylesem Adia'ya söyliyceklerim karşısında kırılır mı? Belki ben cevapları karşısında kırılırım. Ne yapmalı? Ben zeki bir kızım bu tarz durumlarda elim kolum bağlı kalmamalı. "Ruby'ye mesaj atıcam, buraya gelsin." diyebildim sakince. Xhanthe'ın suratında bana inanmadığını belirten bir ifade vardı. Şu an ikimizde hayal kırılığı içindeydik. Şu an neye kırıldığıma emin değilim ama içimde bir şeyler parçalanıyor.

Telefonumu cebimden çıkarttım. Ruby'ye hemen Starbucks'a gelmesini istediğimi söyledim. Ardından büyük sessizlik ikimizde kollarına sardı. Sadece kahveleri masaya koyarken çıkan ses vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Rutherford
Şarkıcı
 Şarkıcı
Ruby Rutherford


Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California, LA

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeC.tesi Eyl. 04, 2010 11:44 am

Sabahtan beri uyuklayarak yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Saatin kaç olduğunun bile farkında değildim. Tek istediğim yeniden uykuya dalmak ve hiç uyanmamaktı çünkü yorgunluktan ölüyordum. Telefonumun ışığı kısa bir süre yandı ve birden titreşmeye başladı. Elim komidinin üzerindeydi ve telefonun titreşimini hissedebiliyordum. Elimi telefona uzattım ve soğuk yüzeyini kavradım. Mesaj kahrolası Pix’den di. Yapma bunu kızım, yapma bana! On beş dakika içinde siyah deri straplezim ve ben hazırdık bile. Altıma deri bir pantolon ve kırmızı topuklu ayakkabılar giymiştim. Makyajım harika ötesi dururken aynada kendimi şöyle bir süzdüm. Mükemmel olduğuma karar verdiğim zaman saçlarımı savurarak anahtarları kaptım ve yola koyuldum.

Starbucks’ın kapısından büyük bir hışımla içeri girdim ve Pix’e göz attım. Köşede sus pus oturan Ai ve Pix’i görünce az kalsın düşüp bayılıyordum. Neler olduğunu şimdi daha net çözebiliyordum. Kesin Ai yine beni Pix’e çekiştirmişti. Açıkçası o kızdan hiç hoşlanmıyorum. Elime bir fırsat geçse bir kaşık suda boğabilirim onu. Önce kasaya uğrayıp siparişimi verdim sonra uzaktan bir kez daha onlara baktım. Gergin bir otam olduğu kokusunu alıyorum. Saçlarımı savurdum ve yüzümde aptal bir gülümsemeyle yanlarına gittim. “Ah Pix, beni güzel uykumdan uyandırdın.” İkisine de birer öpücük. “Eğer önemli bir şey için çağırmadıysan beni önündeki kahveyi suratına yersin ona göre.” Pix gülümsei, Ai bön bön bakmaya devam etti. “Tanrı’ya Şükür ki kahvemi bitirdim!” Ah, kahve. Adımın okunduğunu duydum ve süpersonik bir hızla kahvemi ellerimle kavradım. Bir yudum aldım ve… İşte hayat bu!

Yanlarına tekrar oturduğumda birbirlerine suçlu suçlu baktıklarını sezdim. Evet, birkaç dakika sonra burada çok pis şeyler olacaktı tahmin edebiliyordum. Telefonumda twitter’ıma bir göz attım ve hayran mesajlarının hepsini sildim. Şimdi o şapşallarla ulaşacak vaktim yoktu. Kahvemden bir yudum aldım ve Daniel'a -Ai'nin sözde sevgilisi olur- bol kalp içerikli bir mesaj attım. Açıkça asılıyordum bu çocuğa ve o da bunun farkındaydı. Ama ne o ne de ben bu durumdan rahatsız değildik çünkü ikimizde bir şey söylemiyorduk. Ama Ai ne zaman bi yolunu bulsa konuyu hemen deşip, beni rezil etmeye çalışıyordu. Çalışıyordu diyorum çünkü her seferinde başarısız oluyordu. İkiside hala konuşmadan etrafı seyrediyorlar, bakışlarını birbirlerinden kaçırıyorlardı.Kafamı kaldırdım ve gözlerimi Ai’nin o biçimsiz suratına diktim. “Ee anlatın bakalım neler dönüyor burada?”

“Ne! Nasıl yani? Ai, kafayı mı yedin?”
Tepkim biraz abartılı olmuştu ama Pix’in yüz ifadesinden anlaşıldığı kadarıyla inandırıcıydı. Evet doğru, elbiseyi Ai’nin evinde daha Pix’e verilmeden almış –isteyen çalmak desin ben arkadaşımdan ödünç aldım- sonra da evimin arka bahçesinde bir güzel yakmıştım. Bunu neden mi yapmıştım? Çünkü o lanet olasıca elbise Pix’e çok yakışıyordu. Etrafımda benden güzel birileri olmasına tahammülüm yok hele bu Pix’se intihar bile edebilirim. Pix ile olan arkadaşlığımız sadece medyadan kaynaklanıyor benim için. Hâlbuki onun için eşsiz, şahane bir dostum ben. “Hayır, kafayı yemedim. Seni gördüm!” İşte bu işleri biraz karıştırırdı. ZAvallı masum kız benle başa çıkabileceğini sanıyor, kanıtlarını bir bir ortaya koyarak yanlış hamle yapıyordu. Pix ağzını bile açmadan bizi izliyordu şaşkın gözlerle. Ai’ye biraz sert çıkışarak “Sen aramızı bozmak için yalan söylemeye utanmıyor musun ha? Nerede neyi gördün bir anlasam!” Ai gözlerini devirdi ve kocaman bir ah çekti. Sanırım onu bezdirmeme az kalmıştı. “Seni gördüm, elbiseyi giymiştin. Ben onu Pix’e hediye almama rağmen sen benim evimden onu çalıp elbiseyi giymiştin!” Gözlerimi pörtlettim. “Nasıl yani? Şimdi de beni hırsızlıkla mı suçluyorsun? Bir şeyler söyler misin Pix!” Ağzını bıçak açmayan kızcağız ne yapacağını bilemeden bir bana bir Ai’ye bakıyordu. Sonunda güçlükle “Ben, ben o elbiseyi Ruby’den ödünç aldım." Diyebildi. “Buyurun işte, elbiseyi senden Pix’e verme diye çaldıysam niye Pix’e ödünç vereyim ki?” Kız büyük bir ah çekti. Şu haline acımadım desem yalan olur. Ama onu böyle kıvanırken görmek bana ayrı bir zevk veriyordu. Yüzümdeki şeytanca gülümsememi olabildiğince saklamaya çalışarak Ai’ye baktım. “ Sorunda o ya zaten, ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum Ruby!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
X. J. Aida Beaumont
Model & Tasarımcı
 Model & Tasarımcı
X. J. Aida Beaumont


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 30/08/10

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimePaz Eyl. 05, 2010 8:51 am

Ruby'nin gelmiş olduğu belli olurdu her yerde. Üzerine giyebildiği en dikkat çekici şeyi giyerdi. Yüzünde de her zamanki küstah gülümsemesi boy gösteriyordu. Pixie'nin onu çağırmak istemesini anlayışla karşılamıştı. Bu olayı iki tarafın da ağzından duymak iyi olurdu. Neden burada olduğunu Pixie ile Xanthe'in birbirlerine attıkları kaçamak bakışlardan anlamış olmalıydı. Fakat iyi rol yapıyordu. Zaten her şeyden rol yeteneği sayesinde sıyrılmıştı. New York'un en elit mekanlarında yaşıyorsanız; entrikalardan kurtulmak için çok iyi rol yapmanız gerek tabii. Şu ana kadar bütün mücadelelerinde döktüğü timsah gözyaşları sayesinde kazanmıştı. Ah bu kızı tanımayan bir azize sanabilirdi. Kahvesini yudumlarken Pixie olanları anlatıyordu. Beklenen yanıt gelmişti Ruby'den. İnkar...

-Kafayı yemedim. Seni gördüm!

dedi Xanthe en sakin sesiyle. Yalanlarıyla yaşamış olan bu kızın yanında Xanthe'in pek şansı yoktu aslında. Gördüğü şeyleri anlatmak tek çaresiydi. Zekasını kullanamıyordu bu kız karşısında. Kullanamayacak kadar kontrolden çıkıyordu. Bir kez daha tekrarlandı aynı sahne. Mimiklerini o kadar sahici kullanıyordu ki belki oyuncu olması gerekirdi.

-Seni gördüm, elbiseyi giymiştin. Ben onu Pix’e hediye almama rağmen sen benim evimden onu çalıp elbiseyi giymiştin!


Evet ufak iç çekişlerine rağmen Xanthe'in patlamasına az kalmıştı. Zihni kontrolsüzce çalışıyordu. Tam şu dakikada onun gırtlağına yapışmak Aida'ya inanılmaz bir zevk verecekti. Ama son ana kadar sakin kalmayı tercih etti.

-Sorun da o ya zaten, ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum Ruby!

Sustu kendisi ile aynı derecede masum görünen Ruby'nin yüzünü tiksintiyle inceledi. Bu kadarı fazlaydı. Pixie, Xanthe'e inandığını gösteren tek bir kelime söylememiş ve hareket etmemişti. Bu onu çılgına çeviriyordu. Biten kahvesini masaya sertçe bıraktı ve Pixie'nin yüzüne baktı. Şaşkındı. Kime inanması gerektiğini, inandığını belirten bir mimik yoktu yüzünde. İnce dudakları büzülmüş, gözleri de bir Ruby bir Xanthe'e kayıyordu. Yüzündeki nefret ifadesini silerek konuşmaya başladı Xanthe. Oyunu Ruby'nin kurallarına göre oynayacaktı, ses tonu sakin ve yavaştı.

-İnanmadın, inanmıyorsun değil mi?

Herkesi korkutacak kadar yüksek bir sesle yeniden sordu.

-İnanmıyorsun değil mi?!

Hışımla çantasını aldı. Kafedekilerin kendisine çevrilmiş yüzlerine aldırmadan Pixie'ye seslendi.

-Tamam, inanma! Ama yanındakinin nasıl bir sürtük olduğunu öğrendiğinde pişman olacaksın. Ve sen Ruby bir daha lanet olası burnunu işlerime sokma! Çevremdekilere de yaklaşma, pişman olursun.


Gözlerinden alevler çıktığını hissedebiliyordu. Fazlasıyla sinirlenmişti ve evet Ruby'nin onu Pixie ile zıt düşürme çabası iyi işlemişti. Ama Xanthe intikamını daima alırdı. Kapıdan çıkarken mırıldandı. "İntikam soğuk yenen yemektir. Merak etme Rub. zamanı geldiğinde ziyafetimi çekeceğim."


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pixie Swan
Oyuncu&Ajans Sahibi
 Oyuncu&Ajans Sahibi
Pixie Swan


Mesaj Sayısı : 119
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeSalı Eyl. 07, 2010 4:57 am

Ruby'nin geldiği topuklu ayakkabılarının çıkardığı sesten belli oldu. Her zaman abartılı giyinmesi biraz sinir bozucu olsa da bu kızı seviyorum. Geldi ve yanımıza oturdu. Biz gözlerimizin birbirinden kaçırırken o da bir bana bir Ai'ye bakıyordu. “Ee anlatın bakalım neler dönüyor burada?” dedi. Ai'ye başımla sen anlat işareti yaptım. Her zaman iyi arkadaşlar olmuştuk ve birbirimizi anlardık. Konuşmaya başladı ve bana anlattığı her şeyi kelime kelime Ruby'e de aktardı. “Ne! Nasıl yani? Ai, kafayı mı yedin?” dedi sinirle. Evet, onun böyle bir şey yapmıyacağını biliyordum ama Ai neden bu konuda bana yalan söyledi diye de düşünmeden edemiyordum. “Hayır, kafayı yemedim. Seni gördüm!” dedi Ai. İşte bu işleri değiştirirdi. Değiştirmekle beraber çok karmaşık bir durumada sürüklerdi. Olayın içinde anlayamadığım çok şey vardı. Hayatım boyunca kavgalarda çok çekimser kalmış bir kız olarak böyle bir olayın ortasında kalmak beni şapşallaştırıyordu. “Sen aramızı bozmak için yalan söylemeye utanmıyor musun ha? Nerede neyi gördün bir anlasam!” Ai gözlerini devirip büyük bir ah çekti. “Seni gördüm, elbiseyi giymiştin. Ben onu Pix’e hediye almama rağmen sen benim evimden onu çalıp elbiseyi giymiştin!” dedi. Elbise mi giymiş? Peki ama neden? Ruby her zaman yakın arkadaşlarımdan biri oldu. Neden benim elbisemi çalsın ki? “Nasıl yani? Şimdi de beni hırsızlıkla mı suçluyorsun? Bir şeyler söyler misin Pix!” Alın işte, sustuğum halde top gene bende. O kadar salaklaştım ki şu an ne desem bilmiyorum. Ai'nin suratına baktım. Şaşkındım, bu da beynimi çalıştırma mı zorluyordu. Üzgünüm Ai dedim içimden. “Ben, ben o elbiseyi Ruby’den ödünç aldım." diyebildim. “Buyurun işte, elbiseyi senden Pix’e verme diye çaldıysam niye Pix’e ödünç vereyim ki?” dedi Ruby. Haklıydı ama yapbozda eksik kısımlar vardı onları doldurmak ise şu an benim yapabileceğim bir şey değildi. “ Sorunda o ya zaten, ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum Ruby!” dedi sinirle. Kahvesini masaya bıraktı, kendini toparlamak için bir iki nefes alıp verdi. "İnanmadın, inanmıyorsun değil mi?" Bir Ruby'e bir Ai'ye kayan gözlerim, karmakarışık beynim karşımda sevdiğim iki insan. İkisinin de yalan söylemeyeceğine o kadar eminim ki, hangisine inanmalıyım bilmiyorum. Kafamı kurcalayan şeylerden biri ise Daniel. Ruby'nin Daniel'a yanaştığı apaçık ortada. Ya Ai'nin amacı Ruby'den intikam almaksa? O zaman ortada niye yem olarak ben varım? Ai ayağa kalktı. "İnanmıyorsun değil mi?!" diye bağırdı. Cafedeki tüm başlar onların masasına dönmüştü. Utançla oturduğum koltukta aşağı doğru kaydım. Ai hışımla çantasına aldı ve kapıya doğru yöneldi. Çıkmadan önce "Tamam, inanma! Ama yanındakinin nasıl bir sürtük olduğunu öğrendiğinde pişman olacaksın. Ve sen Ruby bir daha lanet olası burnunu işlerime sokma! Çevremdekilere de yaklaşma, pişman olursun." diye bağırdı ve kapıyı çarparak çıktı. En yakın arkadaşım tarafından terkedilmiştim ki bu bana çok koydu. Tutmaya çalışsam bile gözümden yaşlar akmaya başladı. Önce sağ yanağımdan yavaşça inen damlayı sildikten sonra, Ruby'e baktım. Yüzünde üzüntüden iz yoktu. Beni teselli etmeye çalışmıyordu sadece suratıma boş boş bakıyordu. Gözümden sessiz sessiz yaşlar boşalırken yağmur yağmaya başladı. Sonbahar'ın geldiği her yerden belli gibiydi. Başımı cama doğru döndürüp ayaklarımıda koltuğun üstünde topladım. Sessiz gözyaşlarım sanki yağmuru kamçılıyor gibiydi. Her akan damlada yağmurda gökyüzünden yere iniyordu. Yarım saat kadar öylece dışarı baktım. Gözlerimdeki yaşı sildikten sonra Ruby'e döndüm. "Yalan söyleyen sendin değil mi?" dedim sakince. Dışarıdan baktığım yarım saat boyunca Ruby'le ilgili tüm anılarımı düşünmüştüm yada onun hakkında duyduklarımı. Hepsinde de ufakta olsa beni sevmediği hakkında ufak bir bildiri vardı. Sadece ben bunu anlayamıycak kadar salaktım evet tam anlamıyla salak! En yakın arkadaşımı karşımda oturan sürtüğe satıcak kadar salak! Ruby yüzüme anlamsız gözlerle baktı. "Hadi ama Ruby, hayatında bir kez doğru söyle. Yalan söyleyen sensin değil mi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ruby Rutherford
Şarkıcı
 Şarkıcı
Ruby Rutherford


Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 31/08/10
Nerden : California, LA

Sözde Dost Empty
MesajKonu: Geri: Sözde Dost   Sözde Dost Icon_minitimeC.tesi Eyl. 11, 2010 6:53 am

Ai'nin ortamı terk etmesiyle bir sessizlik çöktü ikimize de. Bir ona bir de dışarıdaki yağmurlu havaya bakıyordum. Sonunda dayanamadı ve benimle konuşma cesaretini bulabildi. "Yalan söyleyen sendin değil mi?" Ah, Tanrım bu kız beni öldürecek. Bildiğin bir şey için neden soru sorarsınki? Madem bana inanmıyordun Ai'yi niye suçladın acaba? Ters bir bakış attım Pix'e. Saçmalama dercesine elimle geçiştirdim ama bu onu yeterli olmamış olacakki üstelemeye devam etti."Hadi ama Ruby, hayatında bir kez doğru söyle. Yalan söyleyen sensin değil mi?" Demek daha önceki yalanlarımı da fark etmişti. Yüzümü buruşturdum. Midemde garip bir his vardı. “Evet, yalan söyleyen benim.” Artık bu saçma oyunlardan sıkılmıştım. Bu kıza ağzının payını vermenin vakti gelmişti. Gözlerinin buğulandığını ve dişlerinin titrediğini görebiliyordum. “Biliyor musun neden yalan söyledim?”

Boş gözlerle bir etrafa bir bana bakıyordu. Önümde duran kahvemden bir yudum aldım ve içimin ısınmasını bekledim. “Çünkü sen hep benden önde oldun. Daima bir konuda en başarılı sen oldun ve bu benim sinirimi son derece bozuyor.” Ellerinin de titremeye başladığını gördüm. En yakın arkadaşını yalancılıkla suçlamıştı az önce, gayet normaldi. “Ben, ben anlayamıyorum.” Ah, seni salak neyi anlamıyorsun? Nefret ediyorum işte senden, anlaşılmayacak bir şey yok bunda. Kıza sinirli gözlerle baktım. Çantamı kaptığım gibi tuvalete doğru yol aldım. Makyajımı tazeledim ve kendime aynada şöyle bir baktım. Evet, hala güzeldim. Bu kadar çok nefret edilmemin sebebi bu olsa gerek diye düşündüm. Bir an için çok sevilen biri olmanın nasıl bir duygu olabileceğini aklıma getirdim. Sonra kendime geldim ve saçmalama Ruby dedim. Seni zaten çok seven milyonlarca hayranın var. Bir avuç sürtük hayrana kalmadın. Üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra tuvaletten çıktım ve masaya gittim. Tahmin ettiğim gibi Pixie çoktan gitmişti. Korkak kız, her zaman olaylarla yüzleşmekten vazgeçer, kaçardı. Masaya gittim ve tek başıma birkaç saat oturdum.

Geçen birkaç saat içinde iki-üç kişi imza istemeye, birkaç kişi fotoğraf çektirmeye geldi. Onun dışında hiçbir atraksiyon olmadı ve ben kahvemi keyifle yudumlayabildim. Şöförün gelmesiyle masadan usulca kalktım. Kapıya doğru ilerledim ve şemsiyeyi açmasını bekledim. Hava hala yağmurluydu, ama hafif bir bahar güneşi vardı gökyüzünde. Gülümsedim ve güneşin altında bir alevi andıran kızıl saçlarımı savurdum arabaya binerken. Evin yolunu tuttuğumda içim nedense huzur doluydu. Belki duygularımı sonunda dile getirebilmiş olmanın verdiği bu huzur kadar daha önce hiçbir şey beni mutlu etmemişti.



Pixie Swan & X. J. Aida Beaumont & Ruby Rutherford

SON
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sözde Dost
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dost
» Eski Dost
» Dost Siteler İçin*
» Beklenmedik dost ve Meyveli Waffle
» ''Eski sevgiliden dost olmaz'' kim demiş onu?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: The New York City :: Manhattan :: Starbucks-
Buraya geçin: