Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dedikodunun kalbine hoşgeldiniz!
 
AnasayfaGirişLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Son Dedikodu!
Yılın İlk Partisi! Halloween!

Mona görevini yerine getirmeye karar verdi anlaşılan. İlk partisi de Halloween Partisi! Şimdiden kaydolmanızı şiddetle öneriyoruz.

-----------------
Devamı için buraya tıkla!
NY’nin En Popülerleri
-Ramona A. Lindström-
Şöhret: 60



-----------------

-P. Juliet Prideaux-
Şöhret: 58



-----------------

-Claudia Harrison-
Şöhret: 57



-----------------

-Martius Griswold-
Şöhret: 47



-----------------

-Jeremy Jimmy Monteiro-
Şöhret: 38



-----------------

lcnews.net


Resme Tıklamanız Yeterli! (:
Etkinlikler


HALLOWEEN PARTİSİ
Queen Mona senenin ilk partisini veriyor! Kostümlerinizi hazırlayın.

DURUM: BAŞLADI. - 3 hafta sürecek.

-----------------

CATWALK: SONBAHAR
Artık mevsim mevsim çıkıyor.

DURUM: Eylül'de gelecek.
Sanal Dünya’da L&C


Facebook fan sayfamızı beğenmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:



Twitter profilimizi takip etmeyi unutmayın, resme tıklamanız yeterli! (:
En son konular
» Diana Ross
Once upon a time, we were kind. Icon_minitimetarafından Diana Ross C.tesi Mart 09, 2013 10:12 am

» Model Kayıtları
Once upon a time, we were kind. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:43 am

» Sandara Park
Once upon a time, we were kind. Icon_minitimetarafından Sandara Park C.tesi Eyl. 15, 2012 7:41 am

» Yönetim.
Once upon a time, we were kind. Icon_minitimetarafından Isaac Yarevni Cuma Eyl. 14, 2012 9:08 am

» Erkek Basketbol Takımı & Kız Çim Hokeyi Takımı Alımları
Once upon a time, we were kind. Icon_minitimetarafından ZaynMalik Salı Tem. 03, 2012 9:31 am


 

 Once upon a time, we were kind.

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Victorola Salvatore
Princeton | I. Sınıf
 Princeton | I. Sınıf
Victorola Salvatore


Mesaj Sayısı : 170
Kayıt tarihi : 02/09/10
Nerden : LA, California.

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeSalı Eyl. 07, 2010 1:47 pm

    Yılın en sıkıcı ama bir o kadar da heyecanla beklediğim günleri başlamıştı işte. Evet, okulun açılmasından bahsediyorum. Damien’ı görmeyecek olsam adımımı bile atmam bu sürtük yuvasına. Şu sıcak günde Mr. Hawkins’i dinlemek daha da işkenceli olamazdı herhalde. Tanrı’ya Şükür ki Lia bir metre kadar uzağımda oturuyordu ve onunla konuşabiliyorduk. Derste konuşmak yasal olarak suç sayılmaz, eğer ses çıkarmıyorsanız…

    Açıkçası kurbağaların larvaları ya da tavşanların çiftleşme dönemi hiç de umurumda değildi. Eğer umurumda olan biyolojik bir şey varsa olsa olsa Damien’ın larva hali –ki o zamanda bu kadar yakışıklı olduğuna eminim- ya da çiftleşme dönemi falandır. Kısacası derse hiçbir şekilde odaklanamıyordum ve buda benim son derece sıkılmama sebep oluyordu. Defterimden kocaman bir kâğıt kopardım ve içine kocaman i’si kalpli bir Damien yazdım. Kâğıdı katladığım gibi Dee’ye fırlattım ve gülümsedim. Mr. Hawkins görmesin diye kendime elimle bir paravan oluşturarak "Cevap atmayı unutma!" diye fısıldadım. Açıp okuduktan sonra yüzündeki aydınlanmayı ve bana göz kırptığını görebiliyordum. Desire'dan hoşlanmıyorum, o da benden. Ama eğlenceli bir insan ve çevremde bu tipleri görmekten hoşlanıyorum. Bonnie'nin bestie'si olmasını umursayacak değilim. Arada sırada konuştuğum bir kız işte. Genelde etrafa gülücükler saçarak, herkes tarafından takdir edilen bir öğrenci o. İkiyüzlü cadıdan başka bir şey olmadığını bir ben biliyorum çünkü. Çantamdan aldığım naneli sakızı ağzıma atarken önüme fırlayan kâğıt beni korkutmuştu. Buruşturulmuş parçayı dikkatle açtım ve içini okudum. "Evet, çok seksi biliyorum!"Bu kızın içinde son derece yaramaz bir sürtük var, eminim. Damien'in eskisi olmasını da takmıyorum, eğer o bu konuyu takmayacak kadar asilse, onun eski sevgilisinin ne kadar ateşli olduğu ile ilgili konuşmaktan çekinmem.

    Kâğıda son dedikodularla ilgili bir şey karaladıktan sonra Dee'ye yolladım. Profesör arada bir arkasına dönüp siyah çerçeveli gözlüklerini burnuna indirerek bize göz atıyor, sonra da kimsenin takmadığı o “çiftleşme dönemini” yazmaya devam ediyordu. Birkaç dakika Dee'yle kâğıtlaşmaya devam ettik. Dee'den cevap beklerken bir yandan da diğer çocukların ne yaptığına göz atma fırsatım oldu. Kimisi son derece sağlıksız olduğundan emin olduğum pis kulaklıklarını takmış müzik dinliyor, kimisi deftere bir şeyler karalıyor –ders çıkışı kontrol yapacağım, Damien adını gördüğüm defter sahibi ölmüş demektir- kimi de telefonundan büyük ihtimal twetter ya da face’ine bakıyordu. Şu durumda en zevkli işi biz yapıyorduk. Dee'den gelen kağıtlar ardı ardına devam ederken profesör hala usanmadan tahtaya yazısını yazıyordu. Bembeyaz yeni bir sayfa kopardım ve kalın uçlu kalemimle kocaman bir surat çizdim. Yüzüne saçma sapan şeyler çizerken –mitozla üremiş benler ya da bıyık gibi- yüzümde aptal bir gülümseme oluştu. Yüzün yanına ok çıkarıp"Bayan zeytinyağı hakkında ne düşünüyorsun?"yazdım ve kağıdı Lia’ya gönderdim. "Kahretsin, yanlış kişi Vic!"Lia'nın bana doğru seslenmesiyle ona döndüm. Gönderdiğim kahrolası kâğıt pencereden gelen kahrolası bir rüzgârla kahrolası Lily’nin önüne düştü! Evet, kâğıtta adı geçen zeytinyağının en yakın arkadaşı olan Lily’nin tam önüne!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desire Belcourt
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Desire Belcourt


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 06/09/10
Nerden : Empire State Of Mind

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Geri: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeSalı Eyl. 07, 2010 2:51 pm

    Derslikteki yaklaşık yirmi öğrencinin iç çekişleri etrafımı sarmış… Harika! Okul açıldı işte. Muhtemelen yine sevgilisi tarafından terk edilen ve bu sebeple sürekli somurtan Bay Hawkins konuşuyor ve konuşuyor, bu da yetmezmiş gibi arada atarlanıp derslikten ve burayla alakalı her şeyden ilgisi tamamen kopmuş olan bizlere o tiz sesi ile kendimizden utanmamız gerektiğini tekrarlıyor… Tanrı’m ne kadar da aptal bir adam bu böyle. Sanki bizim onu ve salak bilim kulübü aktivelerini gerçekten önemli göreceğimize aldanmış ve oh, işin kötü yanı bunun aksinin olduğunu her geçen saniye bir başka esneme ile ona ispatlıyor sınıftakiler.

    Telefonunum titremesiyle anlık bir sevinç dalgası beni içine alıyor fakat mesajın yalnızca bir mağazanın indirim haberi ile olduğunu görünce yeniden sıkıntılı Dee oluşumuma dönüyorum. Aslında sevinmem gerek… Birkaç Miu Miu babet alabilirim yeni sezondan, hem gerçekten muhteşem modellere rastlamıştım internette. Ama yine de babetlerim bile mutlu edemiyor beni. Lanet olası kulüp tanıtımının bitmesine daha yirmi yedi koca dakika var. Düşüncesi bile korkutuyor… Bu sırada yeniden telefonumu elime alıyorum, Myspace’ime gelen arkadaşlık istekleri gayet fazla. Sırıtıyorum. Tamamı birinci sınıflardan elbette… O küçük sevimli veletler sanal âlemden ortama dâhil olabilme hayalleri ile gün içinde ilk defa eğlenmeme sebep oluyorlar. Bay Hawkins’in yeniden yükselen sesi ile dersliğin boğucu havasına ani bir dönüş yapıyorum. Kafamı yeniden kaldırıyorum ve onun kesip inceleyecekleri şeylerden bahsettiğini anladığımda yüzümü buruşturuyorum. Hayır biyoloji kesinlikle benim alanım değil!

    Kucağıma buruşturulmuş bir kağıt parçası düştü şimdi de. Bana fazlasıyla yakın oturan Vic’in cevap ver demesiyle sırıtıyorum. İhtiyacım olan şeyin eski moda bir yazışma olduğu bir gerçek. Vic'le olsa bile. Evet iki yüzlü olduğumu iddia edeceksiniz ama Boni'min düşmanı benim düşmanımdır diyemeyeceğim. Ben kimseyle kötü geçinmeyen bir kızım. Kağıdı hevesli biçimde açıyorum ve kıkırdıyorum. Bizim dönemin en hoş çocuklarından biri ve Vic’in büyük takıntısı Damien’in adı yazıyor kağıtta. Bir dönem çıktığımızdan bahsetmeyeceğim. Neyse hatta Vic sevimli bir ortaokul kızı gibi i harfi kalp şeklinde yazmış. Onun ne mal olduğunu bilmesem bunun yüzünden onunla dalga bile geçebilirim aslında... Ama onun hayal kurmayacak yaşa ve “olgunluğa” eriştiğinin farkındayım.

    Masanın kenarındaki kalemimi kapıp kağıdın arkasına cevap yazıyorum bende. “Evet çok seksi, biliyorum.” Seksi yazarken birkaç e fazla kullanıyorum uzatmış olmak için. Kafamı çevirip göz kırpıyorum ve kağıdı Vicy’ye geri postalıyorum. Bir süre böyle devam ediyoruz. Kıkırdaştığımız için birkaç defa Bay H bizi sert göstermeye çalıştığı bakışlarıyla yine susturmaya çalışıyor, bunun üzerine bizde daha fazla kıkırdıyoruz elbette… Konu sürekli aynı şeyler etrafında ama bizi iyi oyalıyor. Ben önümdeki kızın o mide bulandırıcı pembe pançosu ile ilgili ayrıntılı yorumumu yazdıktan sonra yeni sohbet kağıdımız Vic’e dönüyor.

    Bir süre bir şeyler karalayışını izliyorum ve sabrım tükeniyor. “Hadi ama Victrola!” diye inliyorum belki beşinci defa fakat o eseri ile o kadar meşgul ki beni duymuyor. En sonunda başını yeni kopardığı kağıt sayfasından çıkarıyor ve ben bir oh çekiyorum. Zarif bir ifadeyle kağıdı bana fırlatacakken pencerelerden anlık şiddetli bir rüzgar içeri doluyor. Minik olduğu için sert hava akımı yüzünden yön değiştiriyor bizim kağıt. Ve bilin bakalım ne? Sözde sürtük olduğunu iddia eden bir diğer üçüncü sınıf Lily’nin –ki kendisi diğer Damien aşığı zeytinin bir numaralı kankası- masasına konu veriyor kendini aslında bana ait olan mesaj. Almak için atılıyorum ama minik embesil benden önce davranıyor. Dudağımı ısırıyorum ve Vic’e sesleniyorum.
    “Kahretsin! Yanlış kişi Vic!”


Spoiler:


En son Desire Belcourt tarafından Cuma Şub. 04, 2011 12:40 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lily Sophia Claythorne
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Lily Sophia Claythorne


Mesaj Sayısı : 89
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 26

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Geri: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 4:11 am

Bazılarının yılın en sıkıcı diye nitelendirdiği okul çoktan açılmıştı bile. Şu sıcak yaz günlerinde, bir öğretmen bile dinleyecek halimiz yok hiçbirimizin. Ve günün olayına gelirsek Vic ve Dee’nin soğuk kış günlerinde de öğretmen dinleyecekleri hali yok. Öğretmen derken, klüp tanıtım öğretmenlerinden bahsediyorum. Benim henüz üçüncü sınıf olmamdan dolayı, onlarla aynı sınıfta olamam. Ben eziğim ya ondandır belki de!
Her neyse, bugün biyoloji ile ilgili klüp tanıtımı vardı. Mr. Hawkins’i dinlemek, çok acı verici.
Hele de konu “çiftleşme dönemini” ise. Ben de adam gibi dinlemiyordum anlattıklarını.. O iğrenç sesiyle, o iğrenç anlatışıyla aslına bakarsanız kimse dinlemiyordu onu.
Vic ve Desire da. Doğrusunu söylemek gerekirse, onlar hiçbir dersi dinlemiyorlardı.

Derste konuşmak yasal olarak suç sayılmaz, eğer ses çıkarmıyorsanız… Vic ve Dee'de bu konuya uyarak, yazışarak konuşuyordu. Mektup stayla…
Ne konuştuklarını öğrenmem gerekiyordu. Sanırım tahmin ettiğim şeylerden bir kaçı ya dedikodu ya da alışveriş. Ne buluyorlar şu alışverişten? Hani bende artık bayılıyorum alışverişe ama onlar gibi para saçmıyorum mağazalara..

Vic’cim mektubunu Dee'ye gönderdikten sonra, elleriyle paravan oluşturarak kısık sesle Dee'ye sesini duyurmaya çalıştı. "Cevap atmayı unutma!" Bir şeyler dönüyordu bu sınıfta. Zaten işin içinde Vic varsa, mesele tüm pisliklerden biri olabilirdi.
Vic’den nefret ettiğimi söylemiş miydim?

Vic defterinden koca bir sayfa kopartarak bir şeyler çizmeye başlamıştı. Meraktan içim içimi yiyordu. Acaba benimle ilgili bir şey miydi? Pencereden gelen rüzgardan kağıt tam önüme düşmüştü! Tam önüme!
Ben kağıdı açmak ile meşgul iken Dee, sevgili Vic’ciğine bağırıyordu. "Kahretsin, yanlış kişi Vic!"
Kağıdı açtım ve komik bir şeyler bulurum ümidiyle baktım. Aman Tanrı’m! Birde ne göreyim. Kağıda kalın uçlu kalemle kocaman bir surat çizilmiş. Yüzüne saçma sapan şeyler çizilmiş. -mitozla üremiş benler ya da bıyık gibi- Acaba kim bu diye düşünürken kağıtta yazan yazıyı okudum. “Bayan zeytinyağı hakkında ne düşünüyorsun?” Bu kadar bir kıskançlık yok. Vic ve Dee’nin yüzü kızarmış bana bakarken anında bir cevap yazıp Dee’nin Vic’ciğine yolladım. “Birileri arkanızdan konuşuyorsa, onlardan öndesiniz demektir. Olivia’yla uğraşmayı kesin.” Evet, bu kısacık cümlelerle içimi güzelce bir dökebildiğime inanıyorum. Kağıdı uçak şekline getirdim. Vic’in alnının tam ortasına! Canıma değsin!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victorola Salvatore
Princeton | I. Sınıf
 Princeton | I. Sınıf
Victorola Salvatore


Mesaj Sayısı : 170
Kayıt tarihi : 02/09/10
Nerden : LA, California.

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Geri: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 5:29 am


    Bu kız kendini ne sanıyor? Mr. Hawkins’i dinlemenin onda özentilik yaratabileceğini düşünmemiştim. Yüzüme çarpan kâğıdı okumaya bile zahmet göstermeden elimde buruşturdum. Kıza son derece sert bir bakışla bakıyordum ve o ise şapşal şapşal gülüyordu. Elimdeki kâğıdı bakışlarım kıza odaklanmış halde fırlattım ve çöpe girdiği anda çıkardığı sesi duydum. Jack’in “Güzel atış Vic, bizim takıma gelmeye ne dersin?” şeklindeki bağırışını duymazdan gelerek ayağa kalktım. Çıkardığım sesten dolayı olacakki Mr.Hawkins arkasını döndü ve “Neler oluyor burada! Derste olduğunuzu unuttunuz mu siz?” diye bağırdı. İşte tam o sırada zil çaldı ve Hawkins’e dönüp “Artık derste değiliz.” Dedim. Adam bana son derece nefretle bakarken öğrenciler yavaş yavaş sınıfı terk etmeye başlamıştı bile. Hawkins’in gittiğinden emin olduktan sonra Lily’nin çantasını toparladığını gördüm. Ayağa kalkmış kapıya doğru yürüyordu. Dee’ye bir işaret verdim ve Lily tam kapıdan çıkacakken onu duvara sert bir hareketle yasladım. Dee işaretimle beraber kapıyı kapatmıştı. Şimdi ise sınıfta sadece ben, Dee ve ucube Lily vardı.

    Duvara yaslı bir halde bana bakarak hala sırıtıyordu. Biraz daha sert ittirerek kafasının duvara çarpmasını sağladım. İniltisi boş sınıfta yankılandı. Lia gülerek bana bakıyordu. “Sen kendini ne sanıyorsun? Hala ezik bir üçüncü sınıf olduğunu unuttun sanırım?” Canının yandığını belli etmemeye çalışarak bana bakıyordu. “Yapabileceğinin en iyisi bu mu? Kaba kuvvet kaçıncı yüz yılda kaldı haberin var mı?” Ah, şu laf sokma çabaları yok mu? Bu kızın kesinlikle benden ders alması gerekiyor. Dee’ye sen devral işareti yaptıktan sonra kızı bıraktım ve sınıfın içine doğru yürüdüm. Dee sert bir hareketle kızı tekrar duvara çarptırdı. “Çıkardığın sese bakılırsa, eski yöntemler hala işe yarıyor.” Dedim gülümseyerek. Yüzünü somurtarak bana pis bir bakış attı. Tahmin edebileceğiniz gibi onun pis bakışı benimkinin yanında bebek poposu kadar pürüzsüz ve saf kalıyordu. “Bana fırlattığın kâğıtta ne yazdığını dahi bilmiyorum. Okumadım, okumayacağım da…” Boş sıraların arasında değişik hamleler yaparak yürüyordum. “Beni alakadar eden, o kâğıda bir şeyler yazıp bana yollayabilecek kadar cesaretli olman.” Dee hala sıkıca kızı tutuyordu. Evet, eğlenmeyi bildiğini söylemiştim. Kapıdan koşarak son hız çıkıp gitmesini bekliyordum ama o olduğu yerde kaldı. Üstündekileri düzelterek yüzüne saçma bir ifade yerleştirdi. Desire öğretmen masasının üstüne oturup bacak bacak üstüne attığında kız ona imrenen gözlerle baktı. Dee'yse ona son derece seksi bir bakış atarak “Asla benim gibi olamayacaksın ufaklık.” diye mırıldandı.

    Desire'n kahkahaları benimkine karışmış, boş sınıfta yankı yapıyordu. Kız bize iğrenir gözlerle bakıyordu. Evet, amacımıza ulaşmamıza az kalmıştı. Kıza yavaş adımlarla yaklaştım. Topuklumun çıkardığı ses bana ayrı bir güven veriyordu. “Bana bak ufaklık” Ufaklık kelimesini vurgulayarak sanki bir suçmuşçasına söylemiştim. “O ucube arkadaşını da alıp etrafımdan toz olsanız iyi olur. Hala Damien’ın sizle neden ilgilendiğini anlayabilmiş değilim zaten.” Kız gururlanmışçasına başını dikleştirdi. “Büyük ihtimal sizi kobay olarak kullanmak istediğindendir.” Dikleşmiş başı aşağıya düştü. “Ya da birkaç ufaklıkla eğlenmek hoşuna gitmiştir.” Ufaklık kelimesini her kullandığımda gözlerinin buğulandığını görebiliyordum. Olduğundan daha büyük gösteren bu kız, baş kaldıran eziklerin lideri gibi bir şeydi. Nerede bir olay olsa hemen atlar, sivrilmek isterdi. Bu tavırları o kadar sinirime dokunuyordu ki, Dee burada olmasa onu boğarak öldürebilirdim. Dee oturduğu yerden aşağıya indi ve kıza yaklaştı. “Şimdi kulağını dört aç ve söyleyeceklerimizi iyi dinle, ufaklık.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desire Belcourt
Yale | I. Sınıf
 Yale | I. Sınıf
Desire Belcourt


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 06/09/10
Nerden : Empire State Of Mind

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Geri: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 7:43 am


    Sıkkın bir ifadeyle homurdanıyorum. Aslında üzülmemin sebebi zeytinci Lily’nin mesajımızı okumasından çok benim okuyamamış olmam... Kendini ne sanıyor bu kız? Cidden. Kâğıdın arkasını çevirip bir şeyler yazıyor şimdi… Oturduğum yerden gördüğüm kadarıyla fazlasıyla kötü bir yazısı var. Tıpkı bizim yaptığımız gibi kâğıdı büzüştürüyor ve Vic’in suratına fırlatıyor. Oh hayır yapmadı... Yapmamalıydı. Vic'in surat ifadesine bakınca eğleneceğimi sezinliyorum. En azından küçük çaplı bir tartışmaya bile muhtacım çünkü şu dakikalarda. Tanıtımın bitmesine kısa bir süre kalmış, fakat Bay Hawkins o tiksindirici sesini kesemiyor. Kapa çeneni diye bağırarak sevgili profesörümüzün boğazına saldırmak ihtiyacı yine düşüncelerimi neredeyse esir alıyor ki Vic’in çöp kovasına doğru fırlattığı kâğıdı fark ediyorum. Önce bana gelen bir mesaj sanıyorum açık konuşmak gerekirse. Fakat hedefin çöp olduğunu kavramam pek uzun sürmüyor. Birkaç saniye sonra Victrola hışımla ayaklanıyor ve Lily’ye doğru tehtitkar bir adım atarak Bay Hawkins’in dikkatini üzerimize çekiyor. Adam yine o tiz sesini yükseltiyor ve bu defa zilin gürültülü fakat huzur veren tınısı ile susması gerektiğini kendiliğinden fark ediyor. Kendisine cevap verdiği için kızgın bakışları Vic’in üzerinde duruyor bir süre. Bu görüntü ister istemez gülmeme sebep oluyor. Bay Hawkins gri ceketini eline alıp kapıdan çıkar çıkmaz Vicy bana kapıyı kapamamı söylüyor hızlı bir el hareketiyle… Kapı kapandığında içeride yalnızca üç kişi kalıyor… Ben, Vic ve henüz ne olduğunu kavrayamadığına emin olduğum Lily. Bu iş ne kadar uzarsa benim için o kadar keyif verici olacak. Genellikle kimsenin işine burun sokan bir cadı değilim. Fakat okulun ilk haftasını olaysız atlatacak bir kız hiç değilim. Bu sebeple basit bir üçüncü sınıf linç etme operasyonu ile eğlenip yine sakin ve eğlenceli, hatta mükemmel ve destansı Desire olabileceğimi düşünüyorum…
    Vic’in sesi Lily’nin verdiği cevapları bastıracak kadar güçlü ve sert… Kızın üste çıkma çabaları ise fazlasıyla keyif verici… Vic’in ardından bir kere de ben vuruyorum onu duvara. Bu düşündüğünüz gibi belalı bir tavır değil. Vic de ben de eşgiyalık yapamayacak kadar zarifiz. Fakat Victrola Salvatore'un beyni zehirli planlarla dolu. Birkaç laf dönüyor bunun ardından sınıfta. Onlar o şekilde konuşurken Hawkins’in genellikle hiç oturmadığı masasına doğru ilerliyorum. Oradan izlemenin daha eğlenceli olacağına eminim. Kraliçe Boni'nin kankası Desire'ın Victrola'ya destek olmasına şaşırmış velet gördüğüm kadarıyla. Neyse, Manhattan'da dönen onca dolabı düşünürsek, Bonnie ve Vic benim için hiç birşey. Siz birde Heather ve Bonnie hikayesini dinleyin... “Dördüncü sınıf olduğunda bile bizim gibi olamayacaksın ufaklık.” Sözlerimi tamamlamak için göz kırpıp sinir bozucu bir ifadeyle gözlerimi dikiyorum zavallının kızgın ama umutsuz bakan o gözlerine… Victrola’ya göre konu Damien onabilir… Fakat benim gıcıklanmamın asıl sebebi kendini bilmez üçüncü sınıfların bizim karşımıza çıkabileceklerini ummaları. Bu tip durumlarda küçük bir göz korkutma gerekebilir… Ve belki, biraz uzatabiliriz de. Kızın kendinden emin bakışları benim için son nokta oluyor. Oturduğum yerden kibar bir edayla kalkıyorum ve yavaş adımlarda kızın yanına ilerliyorum. “Söyleyeceklerimizi iyi dinle, şekerim.” Şekerim kelimesine yaptığım vurgu Victrola'nın beni zorladığı gibi, kızı içten içe fethedecek türden. Belki hiç umursamadığına inandıracak kendini, fakat yine de gözlerindeki buğulanma bir şekilde ele verecek onu… “Burada Harrison Jewell’de belli başlı kurallar vardır… Konuşulduğun kadar şöhretin vardır. Ve sende şöhretin kadar konuşursun…” Kız cevap verecekken elimle onu susturuyorum ve devam ediyorum; “Beklesene biraz ben daha bitirmedim.” Her kelimeyi yavaşça ve fısıldayarak söylüyorum. Ben Vic değilim… Okulda kimseyi sesli biçimde rezil edemeyecek kadar iki yüzlüyüm. Ya evet, kabul edebilecek kadar da olgunum. Yaşasın mükemmel olmak! Herneyse… “Şu sıralar gerzek asi diye falan anılıyorsun ama… Sanırım bahsettiğimizin bu olmadığının farkındasın...” Dev ve sevecen bir gülümseme yerleştiriyorum bunun üzerine yüzüme. Tam ağazımı tekrar açacakken yan taraftan Vic’in beni susturmak için öksürmesiyle cümlemi tamamlama şevkim kırılıyor. Vic’in gözlerinden bana biraz sert ol dediğini sezinliyorum. Omuz silkip kıza bir bakış atıyorum ve hemen ardından masadaki yerime geçiyorum… Sert tepkiler onun tarzı, ben İngiltere'den kopup gelmiş asil kızım.


Spoiler:


En son Desire Belcourt tarafından Cuma Şub. 04, 2011 12:47 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lily Sophia Claythorne
Harrison Jewell | III. Sınıf
Harrison Jewell | III. Sınıf
Lily Sophia Claythorne


Mesaj Sayısı : 89
Kayıt tarihi : 30/08/10
Gerçek Yaşı : 26

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Geri: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 8:38 am

Kağıt olayından sonra Vic beni duvara ittirdi. İniltim boş sınıfta yankılanıyordu. “Sen kendini ne sanıyorsun? Hala ezik bir üçüncü sınıf olduğunu unuttun sanırım?” Hah! Kendilerini ne sanıyor ki bunlar. Kral Faysal’ın kızı mı? “Yapabileceğinin en iyisi bu mu? Kaba kuvvet kaçıncı yüz yılda kaldı haberin var mı?” “Çıkardığın sese bakılırsa, eski yöntemler hala işe yarıyor.”
Pis bir bakış attım ona. “Bana fırlattığın kâğıtta ne yazdığını dahi bilmiyorum. Okumadım, okumayacağım da…” Boş sıraların aralarında salak salak hareketler yaparak dolanıyordu. “Beni alakadar eden, o kâğıda bir şeyler yazıp bana yollayabilecek kadar cesaretli olman.”
Vic vıdı vıdı konuşurken, başım ağrıdı.. Hala konuşuyordu. “Şimdi kulağını dört aç ve söyleyeceklerimizi iyi dinle, ufaklık.” Hah! Bir de bunun çenesini çekecektim. Lanet olsun ya! “Burada Harrison Jewell’de belli başlı kurallar vardır… Konuşulduğun kadar şöhretin vardır. Ve sende şöhretin kadar konuşursun…” Tam cevap verirken eliyle ağzımı kapattı. Devam etti. “Sana küçük bir sır vereceğim… 2 sene bitirdi Jawell’de değil mi? A-ha senin adını bir kere bile duymadım. Şimdilerde bizim dönemin arasında gerzek asi diye falan anılıyorsun ama… Oh sanırım bahsettiğimizin bu olmadığının farkındasın...” Sonunda ağzımı açıp konuşabildim. "Sizden korktuğumu sanmıyorum."

Vic ve Dee’nin iki süper sürtük olduğunu ve onlardan nefret ettiğimi söylemiş miydim? Korkmadım, korkuyorum, kormayacağım. OK? Anlayan anlasın. Vic ve Dee'den korkacak insan değilim ben.


En son Lily Sophia Claythorne tarafından Çarş. Eyl. 08, 2010 9:39 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victorola Salvatore
Princeton | I. Sınıf
 Princeton | I. Sınıf
Victorola Salvatore


Mesaj Sayısı : 170
Kayıt tarihi : 02/09/10
Nerden : LA, California.

Once upon a time, we were kind. Empty
MesajKonu: Geri: Once upon a time, we were kind.   Once upon a time, we were kind. Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 9:17 am


    Kızın üstünde iğrenç bakışlarımı gezdiriyorum. Siyah dalgalı saçları ve abartılı makyajıyla gereğinden daha büyük ve abartılı görünüyor. Sanki Lady Gaga’nın yeni video klibini izliyorum etkisi uyandırıyor bende bu kız. Düşüncelerimden sıyrılıp boğazımı temizledim. “Bu okulun belirli kuralları vardır. Bazılarımızın bilmediği ama zorla da olsa öğreneceği kurallar.” Kız umursamaz bir tavırda bakmaya devam etti. “Bu sefer üstüne çok gelmeyeceğim. Ama bir daha böyle bir davranışını görürsem ayağımın altına alırım seni bilesin.” Kız bana hala umursamaz bir tavırda bakmaya devam ediyordu. Ah, tamam bu kadar yeter.

    Hızlı bir hamleyle kıza doğru atıldım. Çenesinden tutarak bakışlarını bakışlarıma sabitledim ve kısık bir sesle konuşmaya başladım. “Sen haddini bilmez bir ufaklık olabilirsin ama ben öyle değilim. Sen ve o kendini bir şey sanan arkadaşın bu okulun kurallarını çiğneyebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bugün burada ben seni yok etmesem bile elbet bir dördüncü sınıf öğrencisi sana haddini bildirecek ve işte o zaman bu merdivenleri hüngür hüngür ağlayarak ineceksin, ufaklık.” Biraz gözü korkmuşa benziyordu ama kıvama gelmemişti. “Neler yapabileceğimi bilmiyorsun. Bilmekte istemezsin, emin ol.” Çenesini bıraktığım zaman kafasını silkeleyip kendine geldi. Lia’ya çıkabilirsin gibi bir işaret yaptım ve yanağıma bir öpücük kondurup sınıfı terk etti. “O kız buradayken seni boğamayacağım konusunda emindim.” Dediğim zaman bir adım geri attı ve tökezledi Lily. Tüm sınıfı saracak bir kahkaha attım. “Korkma, amacım seni öldürmek değil.” Yüzüm bir anda ciddileşti. “Ama haddini bilmezsen birkaç güne kalmadan gerçek bir ölü olacaksın. Buradan çıkınca derhal dolabına gitmeni tavsiye ederim, tabii suratına kola yemeden önce.” Kız ne olduğunu anlamamıştı. “Dolabın, darmadağın.” Bu iki kelime gözlerinin birden büyümesine sebep oldu. “İnanmıyorsan git kontrol et. Biz burada senle eğlenirken benim ufak sürüm her şeyi halletti. Sana neler yapabileceğimi bilmiyorsun demiştim.” Kız çantasını kaptığı gibi kapıya koştu. “Sen, sen sürtüğün tekisin.”

    Evet canım biliyorum ve bu yüzden kendimi seviyorum. Eminim ki şu anda koridordan sağa dolabına gitmek üzere döndü ve suratına bir bardak kola yedi. Birkaç dakika içinde dolabının önünde ağlıyor olacaktır. Yüzümde kocaman bir gülümseme sıranın üstünde duran çantamı kavradım. Çöpün kenarına gittim ve fırlattığım kağıdı elime aldım. İçini açıp okuduğumda yaptığım davranışın hiçte yanlış olmadığını anladım. Bu kızların kesinlikle akıllanması gerekiyordu. Kağıdı tekrar buruşturarak çöp kutusuna attım ve kapıyı sert bir hareketle çarparak sınıfı terk ettim.


Victorola Salvatore & Desire Belcourt & Lily Sophia Claythorne
SON
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Once upon a time, we were kind.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» it's kind of a phone.
» Now İs The Right Time.
» Time it was, and what a time it was, it was.
» after all this time.
» Time is running out

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Harrison Jewell | Sir Stafford :: İkinci Kat :: Derslikler-
Buraya geçin: